Fazıl Say, 100'üncü Yıl Marşı ile ilgili bilgiler verdi
Bloomberg HT'nin sevilen programı 'Fatih Altaylı ile Bire Bir' dün akşam izleyicileriyle buluştu. Fatih Altaylı'nın konukları arasında Fazıl Say da vardı. Ünlü müzisyen, Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve çevredeki 10 ili etkileyen depremler sonrasında, hüngür hüngür ağladığını ve uyuyamadığı geceler olduğunu söyledi. Fazıl Say, ayrıca yeni bestesi 100'üncü yıl marşıyla ilgili bilgiler de verdi
'Fatih Altaylı ile Bire Bir', birbirinden renkli konuklar ve keyifli bir sohbetle Bloomberg HT ekranlardaydı. Fatih Altaylı'nın bu haftaki konukları; piyanist-besteci Fazıl Say, müzisyen Serenad Bağcan, eğitimci Ezo Sunal ve şef Aras Çetin oldu.
"HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLADIĞIM GECELER OLDU"
Programın ilk bölümünde Fazıl Say, Türkiye'yi yasa boğan deprem felaketiyle ilgili konuştu. Say, "Hüngür hüngür ağladığım, uyuyamadığım geceler oldu. Atlatılacak bir şey değil" dedi.
Paris'te düzenlenen yardım konserine katılan Fazıl Say, "Fransa ulusal kanalında pek çok sanatçının katılımıyla bir bağış organizasyonu gerçekleşti. Son gördüğüm rakam 3 milyon Euro idi. Oradaki tüm sanatçılara ve destek olanlara teşekkür ettim. UNICEF ve Birleşmiş Milletler gibi kurumların öncülüğünü yaptığı bir organizasyondu. Umarım yardımlar doğru yerlere ulaşacaktır" ifadelerini kullandı.
"ONUN OĞLU OLDUĞUM İÇİN HEP GURUR DUYACAĞIM"
Geçtiğimiz yıl babası Ahmet Say'ı kaybeden Fazıl Say, "Sosyal ve toplumsal olaylara duyarlılığımda babamın payı yüzde 100'dür. Babam beni çok iyi yetiştirdi. Çok farklı bir baba - oğul ilişkimiz vardı. Onun oğlu olduğum için hep gurur duyacağım" diye konuştu.
MÜZİK YOLCULUĞU
Müzik yolculuğundan bahseden Fazıl Say, "Tavşan dudak doğdum ve bebek yaşlarda çeşitli ameliyatlardan geçirdim. Son ameliyattan sonra doktor, dudak yapımın gelişmesi için aileme 'çocuğunuz fülüt, saksafon çalsın' demiş. 2 - 3 yaşında ne dinlediysem onu çalabildiğimi fark ediyor babam. Sonra bana org aldılar. Yine dinlediklerimi çalabilmeyi başladım. 5 yaşında da piyanoyla tanıştım. Babamın arkadaşı müzisyen Mithat Fenmen'in bana katkısı çok büyüktür. İlk piyano hocamdır. Her gün hiçbir ücret talep etmeden ders verirdi. 'Bugün ne gördüysen sokakta piyanoyla anlat' derdi bana. Doğaçlama olarak yaşamı piyanoyla anlatmamı isterdi" şeklinde sözlerini sürdürdü.
Fazıl Say, "Dünyanın her yerinde yılda 120 - 130 konser veriyorum. Hep iyi olmalısın. Dünya yarışındayız. Yüzlerce binlerce piyanist var. Hep kendinin en iyisi olmak zorundasın. Bütün gün çalışıyorum. Çalışmadan hiçbir şey olmaz" dedi.
Fanatik Fenerbahçeli olan sanatçı, 17 yaşına kadar futbol oynadığını söyledi. Fazıl Say, futbolun kendisi için bir deşarj unsuru olduğunu kaydetti.
"TÜRKİYE'NİN ÇOK SESLİ OLMASINI İSTİYORUM"
Meral Akşener'in geçtiğimiz haftalarda 6'lı masadan ayrıldığını açıklamasının ardından büyük tepki gösteren Fazıl Say, "Çok sinirlendim. Çünkü ben bu işin değişmesi gerektiğine inananlardanım. Türkiye'nin daha çok sesli olmasını istiyorum. Bizi neden çaresiz bırakıyorsun. Aslında attığım o tweet'i Meral Akşener kendi yazmış gibi oldu. Kendi de uykusuz kaldı 3 gece. Sonra geri döndü ben de sildim tweet'i. Bu bir şeyin yansıması çünkü. Kemal (Kılıçdaroğlu) Bey çok erdemli ve sabırlı davranıyor. Çok kutuplaşmaların arasında kollarını iyi uzatıyor. İyi ki o aday oldu" ifadelerini kullandı.
CUMHURİYET'İN 100 YIL MARŞI
Cumhuriyet'in 100. yılı için yapacağı beste hakkında da konuşan müzisyen, "İzmir Belediyesi'nin babası olduğu bir fikir. 'Ben buradan iyi bir iş çıkarmaya çalışırım' dedim ama önce iyi bir şiir bulmamız lazım. Bir şairimizin bir şiirine rastladım ve not ettim: 'Bu 100 yıl marşı olabilir' dedim. Ayten Mutlu idi bu şairimiz. Ayten hanım ile uzun uzun konuştuk. Büyük bir iştahla çalıştım. İyi bir şey çıkardığımı düşünüyorum. Belki birkaç tane 100'üncü yıl marşımız olacak. Hangisi en çok tutanı olacak bilemiyorum" dedi.
"MESLEĞİMİ TUTKUYLA YAPIYORUM"
17 yıldır çocuklarla çalışan eğitimci Ezo Sunal, "Kendi atölyem var. 18 aydan 5 yaşa kadar çocuklarla çalışıyorum. Bunun yanında çocuk kitapları yazıyorum. Çok büyük bir aşkla tutkuyla mesleğimi yapmaya devam ediyorum" dedi.
Ezo Sunal, "İyi bir okul, çocuğa ihtiyacı olan şeyleri veriyor olmalı. Sosyalleşme, spor, sanat... Bunları dışarıdan temin ediyorsam, o çocuk ne zaman sıkılacak yani. Çocuk ne zaman 'oh' deyip yatağına uzanacak. Bir yerden sonra 'ben bir şey öğrenmek istemiyorum' diyen çocuklar gördüm. Anne ve babaları suçlamak doğru değil ama maalesef eğitimin bir standardı yok ülkemizde. Bazı çocukların üzerinde baskı var" diye konuştu.
"DEPREM BENİ ÇOK ETKİLEDİ"
Serenad Bağcan ise yaşanan deprem felaketinden çok etkilendiğini söyledi. Müzisyen, "Çok fazla empati kurabilen biriyim. Deprem sonrası da çok kötüydü. İnsan olarak ne kadar değerlerimizi kaybettiğimizi gördüm. Aklın yanına bilimi koymadıktan sonra, yaşadıklarımızdan ders almadıktan sonra yine aynı şeyleri yaşayacağız. Eğitim sistemine Vatandaşlık dersi yeniden gelmeli" ifadelerini kullandı.
"HOBİMİ MESLEĞE DÖNÜŞTÜRDÜM"
Şef Aras Çetin ise, "Üniversite eğitimimi radyo - televizyon üzerine tamamladım. Ailem ayakkabı üretimiyle uğraşıyordu sonrasında ben de orada ticarete atıldım. 2016'da ticareti bıraktım, eğitimini alarak aşçılığa başladım" dedi.
Aras Çetin, ayrıca "Hobisini mesleğe dönüştürmüş çok şanslı bir insanım. Ben sadece aşçılık ve şeflik yapmıyorum bunun işletmecilik kısmında da yer alıyorum" diye konuştu.
