Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Türkiye’ye pek çok ülkeden gelen göçmenlerin sayısı her geçen gün daha da artıyor. Şefik Dinç yazı dizisi

        Şefik DİNÇ / YAZI DİZİSİ / HT GAZETE

        Fotoğraflar: Erdem ŞAHİN

        Yeni bir hayat umuduyla ölümü göze alarak yollara düşen kaçak göçmenlerin insan tacirlerinin pençesine nasıl düştüğünü aktarmaya çalıştık. Kimi hava yoluyla kimi deniz kimi de kara yoluyla Avrupa’ya gitmek için insan kaçakçılarına milyonlarca paralarını verdi. Savaş, iç çatışma ve yoksulluk nedeniyle ülkelerinden kaçıp başka bir ülkeye gitmek umudundaki göçmenlerin uğradığı ilk şehirlerden biri İstanbul. Nijerya, Senegal, Afganistan, Irak, Suriye, Somali ve Filistin’den gelen göçmenler Avrupa yerine İstanbul’da kalmayı tercih ediyor. Fatih, Taksim ve Şişli’de binlerce göçmen görmeniz mümkün. Hatta öyle ki Aksaray başta olmak üzere bazı semtlerde kendinizi bir Afrika ülkesinde geziyor gibi hissedebilirsiniz. İstatistikler ise 4 göçmenden birinin İstanbul’da kaldığını ortaya koyuyor

        Suriye, Irak, İran, Fas, Gana, Gambiya, Kamerun, Etiyopya, Somali, Uganda başta olmak üzere Türkiye’ye pek çok ülkeden savaş, iç çatışma ve yoksulluk nedeniyle gelen göçmenlerin sayısı her geçen gün daha da artıyor. Avrupa’ya geçiş noktası olarak gördükleri Türkiye’ye gelen çok sayıda göçmen ise İstanbul’a yerleşiyor. Ülkelerinden gelip Avrupa’da yeni bir hayat için umut yolculuğuna çıkan kaçak göçmenlerin ilk durağı olan İstanbul, kimi göçmenler içinse kalıcı bir şehir oldu. Geçen yıl Türkiye’ye gelen ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçmeye çalışan mültecilerin sayısı 10 katına çıktı. Geçiş noktası olan Türkiye, bazı mülteciler için ise hedef ülke haline geldi. Burada kendilerine bir yaşam kuran mülteciler, Avrupa’ya gitme hayalinden vazgeçti. Kalanların bir kısmı ise ülkelerindeki savaşın bitmesini ve ülkelerine dönecekleri günü bekliyor. Türkiye’de kalmayı daha çok Nijerya, Senegal, Afganistan, Irak, Suriye, Somali ve Filistin’den gelen göçmenler tercih ediyor. Fatih, Taksim ve Şişli’de binlerce Arap ve Afrikalı göçmen yaşıyor. Sokaklarda gezerken kendinizi bir Arap veya Afrika ülkesinde geziyor hissedebilirsiniz. İstanbul’da özellikle Aksaray ve çevresine yerleşen göçmenler burada ayrı bir dünya oluşturmuş durumda. 10 yıl öncesinde Rusça olan tabelaların yerini artık Arapça tabelalar almış durumda. Her işyerinde en az Arapça konuşan bir çalışan var. Aksaray’ın rengi de dili de değişti. 90’lı yıllarda ve 2000’li yılların başında Rusça ve Rumence konuşulan ve bavul ticareti için gelenlerden geçilmeyen Aksaray’ın sokaklarında şimdi ise Arapça ve Kürtçe konuşuluyor. Dilencisi de, cam silen çocukları da Suriyeli olan Aksaray’da metro durağının bulunduğu bölgeye ‘Küçük Suriye’ deniliyor.

        MEYDANDA FUHUŞ PAZARLIĞI

        Aksaray metrosunun önündeki meydan ile bölgedeki sokaklar yabancılarla dolu. Metro meydanında valiziyle bekleyen de var, fuhuş yapan kadınlar da. Aksaray’da 90’lı yıllarda Rus ve Rumen kadınlarla başlayan fuhuş devam ediyor. Fakat Rus ve Rumenlerin yerini ise Afrikalı ve Arap kadınlar almış durumda. Bölgede kafe işleten ve adını açıklamayan bir esnaf, Aksaray’da her türlü yasadışı işin döndüğünü anlatıyor. “Torbacı, dolandırıcı, hırsız, kaçakçı eksik olmuyor” diyen esnaf en çok da fuhuştan şikâyet ediyor. Aksaray metro meydanında ve çevredeki parklarda Arap ülkelerinden gelen kadınların, Yenikapı’ya giden bulvar üzerinde ise Afrikalı kadınların fuhuş yaptığını anlatan esnaf, “Meydanda, cadde üzerinde kafelerde fuhuş pazarlığı yapılıyor” diye konuştu.

        EMLAK FİYATI 3 KATINA ÇIKTI

        Aksaray’da emlakçılık yapan ve dükkânına Arapça tabela asan Suat Bayar, daire fiyatlarının 3 katına çıktığını ve kiraların da aynı oranda arttığını söylüyor. Son 2 yıldaki bu artışın nedeni ise gelen göçmen sayısındaki artış. Burada oturan Türklerin çoğu ya evlerini satmış ya da oturduğu daireyi 2-3 bin liraya kiraya vererek başka bir semte taşınmış. Aksaray’ın neredeyse 10 yılda benzer bir değişim yaşadığını anlatan Bayar, “Gelen göçmenlerden zengin olanlar İstanbul’un iyi semtlerine yerleşti. Orta seviyede ve fakir olanlar ise Aksaray ve civarına geldi. Evlerin kirası 1500 ile 3 bin TL arasında değişiyor” dedi.

        GÖÇMEN SİGORTASI

        Emlak dükkânından ayrılırken sigorta işi yaptığını söyleyen Tahsin Çuhadar’la konuşuyoruz. “İşleriniz azaldı mı?” diye sorduğumuz Çuhadar ise tam aksine Türkiye’nin en iyi iş yapan sigorta acentesinden biri olduğunu söylüyor ve nedenini de şöyle açıklıyor: “Gelen göçmenlerin bir kısmı burada kalmak istiyor. Bunun için de ikamet izni gerekiyor. 6 ay önce bir yasa çıkarıldı ve geçici ikamet almak isteyen mültecilere sigorta zorunluluğu getirildi. Ben de hemen emniyet müdürlüğünün yanında yeni bir ofis açtım. Her ay 300- 500 yabancıya sigorta yapıyorum. Sigortanın bedeli yaş ve cinsiyete göre 400 TL ile 2 bin 500 TL arasında değişiyor. Sigorta yaptıran göçmen tüm sağlık kuruluşlarından faydalanabiliyor ve sağlık giderinin yüzde 60’ı sigorta tarafından karşılanıyor.”

        AKSARAY’DA BİR AFRİKA MAHALLESİ

        Aksaray’da Atatürk Bulvarı’nın hemen arkasındaki Katip Kasım Mahallesi’ndeki eski adeta yıkılmaya yüz tutmuş binaların sakinleri son 10 yılda tamamen değişmiş durumda. Seyyar tezgâhlarda saat satan Afrikalılara her sokakta rastlamak mümkün. Afrikalıların yoğun yaşadığı Fatih Katip Kasım Mahallesi’nin adı halk arasında ‘Somali Mahallesi’ne çıkmış durumda. Aksaray’da kalanların büyük bir kısmı ABD ve Avrupa’ya göçmen olarak gitme umudu taşıyanlardan oluşuyor. İnsan tacirlerinin kendilerini Avrupa’ya götüreceği günü bekleyen bazı göçmenler paralarını dolandırıcılara kaptırmış. Parasını insan tacirlerine kaptıran göçmenler beş parasız ortada kalınca geçinmek için günübirlik işlerde çalışarak hayata tutunmaya çalışıyorlar. Yük taşıyarak ve temizlik yaparak günlük 50 lira kadar kazanan göçmenlerden Senegalli olanlar ise seyyar tezgâhlarda kol saati satarak para kazanmaya çalışıyor. Konuştuğumuz Senegalli göçmenler, Türkiye’de kalmak istediklerini söylüyor. Ancak oturma izni almakta zorlandıklarını da belirtiyorlar. Türkiye’ye yerleşip iş kuran yabancılar da bulunuyor. Aksaray’da Afrikalılara hizmet veren kuaför dükkânı hiç boş kalmıyor. Hatta Avrupa’ya gitmek için Türkiye’ye gelen ancak sonrasında göçmen kaçakçılığı yapmaya başlayan bile var.

        GEÇİŞ NOKTASI OLARAK KULLANIYORLAR

        Katip Kasım Mahallesi’nde ismini vermek istemeyen bir esnaf, göçmenlerle ilgili detaylı bilgiler anlatıyor. Semtte 15 yıllık esnaf olduğunu söyleyen bu kişi, gelen göçmenlerin büyük bir kısmının Avrupa’ya gitme umuduyla geldiğini belirtiyor. Gidenler olsa da yerlerine daha çok kişinin geldiğini bu nedenle de sayının her geçen gün arttığını söyleyen esnaf, “Yunanistan ve İtalya üzerinden Avrupa’ya geçmeye çalışıyorlar. Gidemeyenler ise kalıyor. Somali Mahallesi olarak biliniyor burası ama hemen hemen Afrika’nın her ülkesinden insan var burada. İyisi olduğu kadar kötüsü de var. Fuhuş ve uyuşturucu işine bulaşanlar da var. Afrikalılar hiç azalmadı ama savaş nedeniyle Irak ve Suriyeli göçmen sayısı çok arttı” diyor.

        ‘DÖRT GÖÇMENDEN BİRİ TÜRKİYE’DE KALIYOR’

        Araştırmacı Doç. Dr. Oğuzhan Ömer Demir, Türkiye’deki göçmenlerle ilgili bize şu bilgileri veriyor:

        “Türkiye uzun yıllardır, bazı Ortadoğu, Asya ve Afrika ülkelerinden gelerek Avrupa’ya kaçak yollarla gitmek isteyen göçmenler için bir geçiş yolu olmuştur. Bununla birlikte, son birkaç yıldır Türkiye’nin yabancılar için geçici veya kalıcı bir yaşam alanı olarak görüldüğü söylenebilir. Araştırmalara göre her dört göçmenden biri Türkiye’ye kalıcı olmak amacıyla geliyor. Göçmenlerin eskiden olduğu gibi Avrupa hayalleri kurmadıklarını söylemek zor ancak karnını doyurabildiği ve az çok güven duyduğu bir yerde kalmayı tercih ediyorlar. Türkiye’de büyük şehirler düzensiz göçmenler için yeterince fırsatlar sunuyor. Örneğin, İstanbul, İzmir, Mersin gibi büyük şehirlerde kendi akraba, uyruk veya etnik kökeninden insanların yaşadığı “mahalleler” onlara uygun sosyal ortamlar oluşturuyor. Göçmenler burada saklanabiliyor, iş bulabiliyor, diğer toplumsal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Bu tür mahalleleri olmayan göçmen gruplar, yabancı yoğunluklu yerlerde kendi küçük topluluklarını oluşturabiliyor. Hatta bu göçmenlerin bir kısmı yerli nüfusa kültürel ve ekonomik olarak entegre olmayı başarabiliyor, hukuk dışı davranış ve eğilimler sergilemeden bu yerlerde “toplumun bir parçası” haline geliyor ve topluma eklemleniyor. Bunlardan bir süre ülkede kalmayı başaranların Türkçe öğrendiklerini, yerli halkla kolaylıkla iletişim kurabildiklerini, kendilerine Türk isimleri taktıklarını, Türk vatandaşlarının yanında çeşitli işlerde (inşaat, oto yıkama, kuaför, kafe işletmecisi, garsonluk gibi) çalıştıklarını gözlemliyoruz. Türkiye’de yaşamakta olan düzensiz göçmen sayısını bilmiyoruz. Güvenlik güçlerinin tespitlerine göre, 2012’de 47.510, 2013 yılında 39.890, 2014 yılında ise 58.647 düzensiz göçmen yakalandı. 2014 yılında yakalananların büyük kısmı Suriyeli. Suriyeli göçmenleri Afganistan, Burma, Eritre ve Pakistan uyruklu göçmenler takip ediyor.”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ