Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Veli Küçük savcıya bağırdı

        HABER : SEDEF ŞENKAL DEMİR - CNA

        Saat 9.30’da başlayan duruşmada dün Veli Küçük’ün çapraz sorgusunu tamamlayan savcılar, yeni soruları olduğunu belirterek tekrar çapraz sorguya başladı. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Veli Küçük’e “ABD’ye gittiğinizde Tuncay Güney’i aradınız mı?” (Sabancı suikastı sırasında Sabancı Center’da olduğu iddia edilen dönemin yüzbaşısı Hüseyin Pepekal ile ilgili) “Hüseyin Pepekal ile tanışıyor musunuz?”, “Adil Serdar Saçan ile herhangi bir ilde birlikte çalıştınız mı?” şeklinde sorular yöneltti. Veli Küçük sorulara sinirlenerek, “Dün ifademde anlattım. Dün savcı dinlememiş galiba” diye yanıt verdi.

        Savcının 2005 yılındaki ajandasında ölüm orucu yapan avukat Behiç Aşçı ile ilgili yazılarını sorması üzerine ise Küçük, “Savcı ajandalarla ilgili sorusunu geri alsın. Dün anlattım Genelkurmay’ın bu konuyla ilgili gizlilik kararı var. Cevap vermiyorum” diye bağırdı. Savcının Sedat Peker’le konuşmalarını kaydettiği yönündeki sorusu üzerine yüksek sesle yanıt veren Veli Küçük, “Cevap vermiyorum. Dün savcı ‘benim sorularım bitti’ demişti. Gece yeniden mi soru ürettiler” şeklinde sitemde bulundu.

        Savcı Mehmit Ali Pekgüzel’in gazeteci Can Ataklı’nın Business Channel’ın sahibi Hayrettin Ertekin tarafından işten atılmasıyla ilgili Ertekin’i arayıp aramadığı sorusuna “Aramadım” diye yanıt veren Veli Küçük’ü sanık Hayrettin Ertekin de destekledi. Ertekin söz alarak, “Beni Emin Şirin vasıtasıyla Başbakan Yardımcısı ve bazı generallerin de arasında bulunduğu 50 kişi aradı, Can Ataklı’yı işe geri almam için… Ama Veli Küçük aramadı” diye konuştu.

        Savcının “JİTEM’i siz mi kurdunuz?” sorusu üzerine ise ortam iyice gerildi. Küçük’ün avukatı Tayfun Ilıcalı söz alarak, “Savcının ordunun kurumlarının şahıslarca kurulmayacağından bilgisi yok mu? Üstelik JİTEM diye bir şeyin olmadığı bilinirken, ısrarla ‘JİTEM’ sözcüğünü kullanmasını kınıyoruz. Ordunun kurumlarının kuruluşu meclis’te onaylanır. Bunu bilmiyorlar mı?” ifadelerini kullandı.

        “HANEFİ AVCI DÜZMECE VE SAHTE İFADELER VERMİŞTİR”

        Diğer Savcı Nihat Taşkın, Veli Küçük’ün çapraz sorgusunda tanıklık yapan Edirne Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın “Sami Hoştan, Sedat Peker, Ali Fevzi Bir, Mehmet Özbay gibi isimlerin Veli Küçük’le ilişkisi vardır” iddialarını sorduğu Veli Küçük, “Ben dün bunları anlattım. Hanefi Avcı’nın nasıl düzmece ve sahte ifadeler verdiği ortadadır” dedi.

        Çapraz sorgu sırasında söz alan Sami Hoştan da bu konuyla ilgili olarak “Çok şey bilen Hanefi Avcı, ben ve Abdullah Çatlı ile bir ofiste bir araya gelmiş mi gelmemiş mi. Gelsin burada ben ona soracağım” deyince mahkeme başkanı “Tamam sorarsın” diye yanıt verdi. Bu arada kendi aralarında konuştukları için sanıklardan Abdülmuttalip Tonçer, hakim tarafından salondan dışarı çıkarıldı.

        “KÜÇÜK’E NURİ-VEDAT ERGİN SORUSU”

        Savcı Taşkın, Sabancı suikastı sanığı Mustafa Duyar’ın öldürülmesi ardından cezaevinde çıkan isyanda Nuri Ergin’in kameralara “Bu devlet bana Mustafa Duyar’ı öldürttü. Bizi Veli Ağabey’e sorun” şeklindeki konuşmasını sorunca ise Veli Küçük, “Ben bu kişileri tanımıyorum. Savcıların onları nasıl yönlendirdiği ile ilgili dilekçeler dosyada mevcuttur. Ayrıca bu soruları Ergin kardeşlere sorsunlar. Bana değil” yanıtını verdi.

        Veli küçük, “Takma isminiz var mı” sorusuna ise “Hayır” yanıtını verdi. Küçük daha sonra, gerek savcını, gerek kendi avukatının Bilecik’e yabancı sermayeyle kurulan çimento fabrikasıyla ilgili danışmanlık görevini içeren soruları yanıtladı. Savcının “Arazinin stratejik önemi var mıydı?” sorusuna, “Fabrikayı devlet kurdurur, ben değil. Fabrika Gölpazarı’ndaki askeri tesise 25 km. uzaktadır” dedi.

        Küçük’ün çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından avukatlar savunmaya başladı.

        “ZEYNEP KÜÇÜK: MEVCUT HÜKÜMETTEN HİÇ MEMNUN DEĞİLİM”

        Çapraz sorgu sonrası ilk sözü, Veli Küçük’ün avukat kızı Zeynep Küçük aldı. Zeynep Küçük, babasına operasyon düzenlendiği sabah saat 6.30’da, 10 sivil polisin kızıyla yalnız yaşadığı eve arama izniyle baskın yaptığını ifade ederek şunları söyledi: “Kızım odasında uyurken, sabahın 6 buçuğunda 10 polis odalara dağıldılar. Her yeri indirdiler. ‘Benim ne suçum var’ diye sorduğumda cevap vermediler. 2 bilgisayarın beynini ve masa üstünde duran çocuğumun 10 oyun CD’sini aldılar. Sehpanın üzerinde duran Emin Çölaşan’ın ‘Kovulduk Ey Halkım’ kitabına bile “Bu niye var?” diye sordular. Şimdi ben buradaki sanıkların yaptığı gibi Ergenekon ile ilgili internetten araştırma yapmış olsaydım. Ya da mevcut hükümetten hiç memnun değilim. Laikliğe karşı bir hükümetle yöneltmeyi içime sindiremiyorum ve sindiremeyeceğim de. Bu görüşlerimi internette arkadaşlarımla paylaşmış olsaydım, şimdi burada değil sanık sandalyesinde olurdum”

        Savunmasında sık sık babasına bakarak yüksek sesle konuşan Zeynep Küçük, hükümete yüklenerek, “Bu adamları kim indirecek diyebilirim. Ben muhalefetten de memnun değilim. İktidara gücü muhalefet veriyor. ‘Neden iddianame hazırlanmadı’ diye eleştirilerde de bulunabilirim. Kim indirecek bu adamları derim, diyorum ve diyeceğim. Ben şu anda sanık sandalyesinde değilsem bunu tamamen şansıma bağlıyorum” şeklinde konuştu.

        Ergenekon davasının ikinci gününde Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, duruşmaya verilen ara sonrası yakınlarının yanına giderek yaptığı esprilerle dikkat çekti. Sağlığını soran bir yakınına “Nolsun işte yargılanıyoruz” yanıtını veren Küçük, “400 yılla yargılanıyorum. Bir şey değil canım göz açıp kapayıncaya kadar geçer” diyerek yakınlarını kahkahaya boğdu.

        Veli Küçük’ün kızı Zeynep Küçük savunmasında Tuncay Güney’in sanal bir kişilik olduğuna dikkat çekti. Savunmasını bitirdikten sonra ise yerinden kalkarak izleyiciler bölümünde olan annesi Necla Küçük’ün yanına gitti. Anne Necla Küçük, babasını savunan kızı Zeynep’i öperek kutladı.

        Zeynep Küçük’ün savunmasının ardından Veli Küçük’ün avukatlarından Taciser Ülkü Ilıcalı söz aldı. Ilıcalı iddianamedeki çelişkileri dile getirerek Veli Küçük’ün sözde diğer örgüt üyeleri ile yaptığı telefon görüşmelerinden dökümler okudu.

        Ilıcalı’nın savunmasına öğleden sonraki oturumda devam etmesine karar veren mahkeme heyeti, duruşmaya 13.30’a kadar ara verdi. Bu arada mahkeme salonunda bulunan sanık yakınları sanıkların bulunduğu bölüme gelerek kısa süreli konuşmalar yaptılar.

        VELİ PAŞADAN ESPRİ BOMBARDIMANI

        Bir yakınının “Nasılsınız paşam?” sorusuna “Nolsun işte yargılanıyoruz” şeklinde esprili bir cevap veren Veli Küçük ardından “Yaklaşmayın burası terör bölgesi. Yoksa 400 yılla yargılanırsınız. Bakın ben 400 yılla falan yargılanıyorum. Bir şey değil canım göz açıp kapayıncaya kadar geçer” dedi ve bütün yakınlarını gülmekten kırdı geçirdi. Veli Küçük salondan ayrılırken eşi ve yakınlarına dönerek, “Hadi ben şimdi yemeğe gidiyorum. Balık ızgara yapmışlar bizim için” demeyi de ihmal etmedi.

        Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Danıştay 2. Dairesi üyelerine ve Cumhuriyet Gazetesi’ne yapılan saldırılarla ilgili dosyaların Ergenekon davasıyla birleştirilmesine karar vermesi sonrası, Ergenekon davasında gizli tanık olan Osman Yıldırım’ın hukuki durumu da sorgulanacak. Eğer Ergenekon davası Ankara’daki davalarla birleşirse, Ergenekon davasının en önemli tanıklarından biri olan Osman Yıldırım hem tanık, hem de sanık konumuna gelecek. Bir kişi aynı davada hem sanık, hem de tanık olamayacağından, Yıldırım’ın Ergenekon davasındaki tanıklığı da düşecek.

        Öte yandan Ergenekon davası avukatları, davanın İstanbul’da değil Ankara’da birleştirilmesi gerektiği konusunda görüş bildirdiler. Avukatlar, Danıştay saldırısının Ergenekon davası öncesi gerçekleşen bir olay olduğunu, bu nedenle de birleştirilen davalarını olayın gerçekleştirildiği yer olan Ankara’da görülmesi gerektiğini ifade ettiler.

        Ergenekon duruşmasında söz alan Uğur Mumcu’nun ağabeyi, Doğu Perinçek ve İşçi Partili sanıkların avukatı Ceyhan Mumcu, yazarları Ergenekon davası sanığı olan Cumhuriyet Gazetesi’nin, davaya müdahil olması yüzünden sürekli baskıya maruz kaldığını belirterek, “Bana ‘kardeşimin katillerini savunuyorsun’ diyorlar. Kardeşimin katili İlhan Selçuk mudur?” diye sordu.

        13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Ergenekon davasında söz alan Uğur Mumcu’nun ağabeyi, Doğu Perinçek ve İşçi Partili sanıkların avukatı Ceyhan Mumcu, mahkemede sürekli olarak sanıklara çapraz sorguda tartışma yaratacak sorular soran müdahil avukatların müvekkili Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok ve Ahmet Taner Kışlalı cinayetleri davası sanıklarına muayene etmeden akli dengeleri yerinde değildir raporu vererek davayı çözümsüzlüğe sürüklediğini ileri sürdü.

        Ceyhan Mumcu, Şebnem Korur Fincancı’nın verdiği raporla suçlarını itiraf eden ve pişmanlık yasasından faydalanmak isteyen sanıkların cinayetin azmettiricisini söylemelerine engel olduğunu da iddia etti. Mahkemenin Şebnem Korur Fincancı’nın bu tarz davranışlarına maruz kalabileceğini de belirten Ceyhan Mumcu, “Eğer kardeşim hayatta olsaydı, lisede olduğu gibi şu anda Doğu Perinçek’in oturduğu sandalyenin yanında otururdu” dedi.

        Cumhuriyet Gazetesi’nin davaya müdahil olması sebebiyle katlanılmaz derecede baskıya maruz kaldığını öne süren Ceyhan Mumcu, mahkeme heyetine “Kardeşimin katili İlhan Selçuk mudur? Cumhuriyet Gazetesi’ni Selçuk, Balbay ve Çapan mı bombalatmıştır?” diye sordu.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ