Haftanın Kitapları
Biyografiden öyküye, araştırmadan romana, anıdan şiire bu hafta da onlarca kitap okurla buluştu. İşte sizin için seçtiklerimiz... Keyifli okumalar...
RESSAMIN İSYANI: CARAVAGGIO
(Gündüz Vassaf)
Bir kuşağın ufkunu genişleten, modern yaşama ve tarihe yeni aynalar tutan Gündüz Vassaf, ilk romanı 'Ressamın İsyanı: Caravaggio' Everest Yayınları'ndan okurla buluştu. Vassaf, kendine has üslubu ile sanata, savaşlara, siyasete, dinlere, devletlere dair yeni sorular sorduruyor. Kurmacanın denemeyle, anının biyografiyle buluştuğu, yazarın tabiriyle bu 'formülsüz' metinde okur, bir arayış ve aşk hikâyesine tanıklık ediyor. Yedi yıllık hummalı bir yolculuğun sonunda, yazarın bugüne kadar çalıştığı bütün türleri bir araya getiren bu benzersiz romanda okurlar, Gündüz Vassaf'ın kitabı kaleme alırken dinlediği müziklere ve ona yoldaşlık eden Caravaggio eserlerine ulaşma imkânı da buluyor.
BÜYÜCÜLER ÇAĞI
(Wolfram Eilenberger)
Wolfram Eilenberger'in uluslararası alanda büyük başarı elde eden ilk kitabı olan 'Büyücüler Çağı – Felsefenin İhtişamlı On Yılı 1919 – 1929', Serkan Seymen çevirisiyle Türkçe'de! Kolektif Kitap'tan çıkan kitapta yazar, iki dünya savaşı arası dönemde eskinin yıkıldığı ama yeninin ne olduğunun da tam bilinemediği bir zaman aralığını dört büyük filozof Martin Heidegger, Ludwig Wittgenstein, Walter Benjamin ve Ernst Cassirer'in hayatı üzerinden anlatıyor. Bugüne dek 30 dile çevrilen kitap Kasım 2018’de Almanya’da Bayerischer Buchpreis, 2019’daysa Fransa’da Prix du Meilleur Livre Étranger ödüllerine layık görüldü.
CUMHURİYETİN ZİRAATÇİLERİ-İYRİBOZ KARDEŞLER
(Mehlika Mete)
Mustafa Kemal, Selanik’ten kapı komşularının yeğenleri İyriboz kardeşleri Balkan Savaşları öncesi gördüğünde genç bir subay olarak delikanlılara “Siz ne olacaksınız? Ne iş tutacaksınız?” diye sorar cevap beklemeden devam eder: “Asker olun. Siz asker olun.”… Aynı Mustafa Kemal 1921 yazında cepheye gitmek isteyen, Selanik Ziraat Mektebi’nde başlayan öğrenimleri Halkalı Ziraat Mektebi’nde bitiren yeni ziraatçılar yetiştirmekle görevli kardeşlere bu kez öğüt yerine emir verir: “Biz onları nasıl olsa tepeleyeceğiz. Sen işine bak. Talebelerini al, Kayseri’ye git.”
Bu düşünsel bir “Uzun Atlama”dır, devrimdir. Mehlika Mete bu devrimin uzun öyküsünün kahramanlarından İyriboz kardeşlerin yaşamlarını; belgeler, birinci elden tanıklar, yerinde gözlemler eşliğinde, Osmanlı’nın Cumhuriyet’e bakiyesi geniş bir coğrafyadaki tarımsal etkinliğin sahnesini titizlikle ve duygusuyla gözler önüne seriyor.
DİVAN CADISI
(Özlem Yılmaz)
Sahnede izler gibi, yanında yaşanır gibi okunan bu hikâyelerde yazar Özlem Yılmaz, insan ruhunun taşrasına uzanan coğrafyada geziyor; sırlı atlas yorganları, bir divan şiltesinin altındaki şifalı tohumları resmediyor. Güçlü karakterleriyle tanıştırdığı okura, kendi bedenindeki coğrafyadan habersiz kadınları, aşkı, acıyı anlatıyor. Everest Yayınları'ndan çıkan 'Divan Cadısı', kişisel tarihi yeniden inşa eden hafıza oyunlarına, insanın köşe bucak kaçtığı hakikatiyle yüzleşmesine, hatta o hakikati doğurmasına dair heyecan verici ilk kitap...
ÖLÜ LAGÜN
(Michael Dibdin)
Alfa Yayınları'ndan çıkan Michael Dibdin’den 'Bir Komiser Zen Macerası', serinin 4. kitabı 'Ölü Lagün ile devam ediyor. Amerikalı milyoner Ivan Durridge ortadan kaybolunca Aurelio Zen soruşturmayı yürütmek üzere Venedik’e döner ve bir kez daha elini taşın altına sokar.
Ancak olaylar göründüğü gibi değildir; nitekim burası yürüyen ya da içi doldurulan cesetler ile takım elbiseli iskeletlerin dünyası. Zen bu karanlıkta kendini gizemli ağlarla sarmalanmış halde bulduğunda ne hissedecek ve hangi yollara başvuracaktır?
TOPRAK DUMAN VE KEDİ
(Güler Kalem)
Yazar Güler Kalem, 'Toprak Duman ve Kedi' adlı yeni kitabında on üç öykü anlatıyor. Sevgi Soysal 2018 Öykü Ödülü’nde Toprak Duman ve Kedi öyküsüyle mansiyon alan yazar, kitabın serüvenine anlaşılmanın şevkiyle başlıyor. Gri Yayınevi'nden çıkan ve toplumu iki uç kutbuyla inceleyen öykülerde karakterler ve yaşadıkları metaforla anlatılıyor. Kalem’in öyküleri, toplumdan yola çıkarak bireyin yaşadığı açmazlar, ötekileştirme, toplumsal zorbalık, fikir özgürlüğü kısıtı, mekânsal olarak kentlerin ruhu, varoluşsal çıkmazlarda bocalayan insanların aidiyetsizlik yaşayarak giderek kimliksizleşmesi gibi dertlerin toplamını konu ediniyor.
