'Magazin Pazarı'nda bu hafta

Selçuk Ural, Bergen'in hayatının film olmasını eleştirdi. "Bergen’in yüzüne kezzap atılmasaydı ismi geçmezdi. Acıları seviyoruz" diyen müzisyen, "Bu ülkede sanatçı olmayacaksın, gündem olacaksın." ifadelerini kullandı. Ural ayrıca, Barış Manço, Tanju Okan ve Cem Karaca gibi isimlerin filmlerinin yapılmasını vurguladı. Geçtiğimiz günlerde de Cem Karaca'nın hayatının beyazperdeye yansıtılacağı ve Müslüm Gürses'i canlandıran Timuçin Esen'in bu kez de Cem Karaca'ya hayat vereceği ortaya çıktı. Hem Ural'ın açıklamaları, hem de Cem Karaca'yı Timuçin Esen'in canlandırması hakkında neler söylersiniz?

ESİN ÖVET: Selçuk Ural’a hayatımda ilk kez bir konu için katıldım o da evet şöhret sansasyon sever. Ancak Bergen’in şu an şöhretli değil de hayatta olmasını tercih ederdim. Fakat şu bir gerçek ki, Bergen’in başına bir şey gelmese şarkı söylese de yine çok meşhur olurdu. Ve inanın Selçuk Ural’dan daha çok meşhur olurdu. Bu bir gerçek.

KADİR KAYMAKÇI: Bir hayat hikayesi film olacaksa tam da Bergen’in hayat hikayesi film olur. Dramatik anlamda yok yok! Selçuk Ural, Bergen’in öyküsünün nesini beğenmemiş acaba? Kendisinin hayatı film olur mu bilmiyorum onu en son şarkı söylerken bir kovboy olarak hatırlıyorum... Çok öngörülüymüş “Cem Karaca’nın hayatı film olsun” demiş sevgili Mehmet Çalışkan, Timuçin Esen’in Karaca’nın hayatının senaryosunu yazdığını ortaya çıkardı. Doğrusu merakla bekliyorum şimdiden, Esen’den müthiş bir Cem Karaca olur!

MEHMET ÇALIŞKAN: Selçuk Ural’ın seslendirdiği şarkılarda yığınla ‘acı’ yüklü güfteler bulunuyor. Örneğin ‘Dertlerimi Zincir Yaptım’, ‘Güle Güle Sana’ ve ‘Sorma Nasılım Diye’de olduğu gibi. Bergen’in yüzüne kezzap atılıp bir gözünün kör edilmesi ve sonrasında öldürülmesi acı bir olaydır. Bu tür olaylar ilk günden itibaren sinemanın ilgi alanındadır. Tıpkı edebiyatta, müzikte, tiyatroda, resimde, operada, heykelde ve diğer bütün sanat dallarında olduğu gibi… Başkalarının ızdırabının merak konusu olması, acıların çeşitli sanat dallarıyla dile getirilmesi insanlık tarihi kadar eskidir, insanlık tarihi boyunca da devam edecektir. ‘Müslüm’, 6.480.563 kişi tarafından izlenmiş, Timuçin Esen’in ‘Müslüm Gürses’ performansı da oldukça beğenilmişti. Esen’in ‘Cem Karaca’yı canlandırması son derece yerinde olur. Timuçin Esen, Cem Karaca’nın biyografi filminin senaryosunu da yazarak kariyerinde yeni bir pencere açtı. İyi de yaptı. Senaryosunu yazdığı bir filme daha iyi odaklanacağını düşünürsek Timuçin Esen’in performansını zihnimizde canlandırabiliriz. Bu konuda bir parantez açayım; Cem Karaca’nın filminin yapımcılığını Mustafa Uslu üstlendi. Proje, bir başka yapımcının da gündeminde bulunuyor. ‘Bergen’in yapımcısı Mine Şengöz de Cem Karaca filmi için hazırlık yapıyor. Projenin hakları için yakın zamanda açılan davalarla karşılaşmamız an meselesi. Elbette burada son sözü Cem Karaca’nın oğlu Emrah Karaca söyleyecek.

AYTEKİN TEKER: Özdemir Erdoğan'dan sonra Selçuk Ural da zaman zaman çıkıp böyle polemikler yaratmaya başladı. Daha önce de Müslüm Gürses ve Ferdi Tayfur hayranlarına 'kıro' demişliği vardı. Selçuk Ural, mutsuzluğunu etrafa saçarak rahatlamak istiyor herhalde. Cem Karaca'nın filmine gelirsek; Cem Karaca'nın hayatı bir gün film olursa, usta sanatçıyı Timur Acar canlandırmalı diye düşünürdüm. Çok benziyor aynı zamanda da iyi bir oyuncu. Timuçin Esen de tabi tartışılmaz bir isim. Filmi şimdiden merakla bekliyorum.

Ünlü şarkıcı Serdar Ortaç, katıldığı programda Tarkan'ın tartışmalara neden olan 'Geççek' şarkısı hakkında konuşmuş, "Şarkı da çok dinlenecek ve üzerinde konuşulacak bir şarkı değil ki! Lay lay lom yaparım, hepimiz yaparız. Bu duruma düşmemek için böyle şarkılar yapmıyorum." demişti. Serdar Ortaç, ardından şarkıya yaptığı yorumun yanlış anlaşıldığını söyledi. Ortaç, "Tarkan, yaşadığımız pandemi ve kötü günlerin geçeceğini dile getirdi. Zaten kendisi de bir açıklama yaptı. Konu yine nereden nerelere geldi. Zaten bir kitle var, 'Serdar, konuşsa da biz onu nasıl yanlış anlasak, nasıl yerden yere vursak' diye bekliyor. Yoksa benim Tarkan’ın şarkısına söz söylemek ne haddime?" ifadelerini kullandı. Serdar Ortaç ayrıca, "Ben her dönem pop’un kralıyım. Hâlâ da öyle olduğumu düşünüyorum." diye konuştu.

ESİN ÖVET: Ben artık Serdar Ortaç için üzülmeye başladım. Bir dönem pop kralı değil beste fabrikatörüydü. Hiç bir zaman pop kralı olmadı. Sadece güzel besteler yaptı. Ve uzun süredir de yapamıyor. Çünkü üretemiyor. Çünkü sadece evlendi, boşanacak, boşandı haberleriyle gündemdeydi. Ve hala eski eşinden konuşuyor. Ki bu Serdar Ortaç’ın geldiği durum için çok kötü. Bence şu anda böyle cümleler kurarak kendinden söz ettirmeye çalışıyor. Keza kendisinin böyle değil de şarkıları ile gündemde kalmasını tercih ederdim.

KADİR KAYMAKÇI: Bir kariyer bu kadar mı kötü yönetilir gerçekten inanılmaz! En son ne zaman Serdar Ortaç’ın bir şarkısını konuştuk. Son yıllarda evliliği, boşanması, aşkı, açıklamalarıyla gündeme geliyor. Hiç popun kralı oldu mu bilmiyor, böyle anıldığını hatırlamıyorum. Madem kendisinin öyle olduğunu söylüyor o zaman öyle davransın şarkılarıyla gündem olsun! Tarkan’a laf atmak ona bir şey kazandırmaz aksine çok şey kaybettirir.

MEHMET ÇALIŞKAN: Serdar Ortaç, müzik tarihine değil, her konuda ahkâm kesen kişi olarak geçecek. Önce konuşuyor sonra “ama öyle demek istemedim” diyor. “Şarkı da çok dinlenecek ve üzerinde konuşulacak bir şarkı değil ki! Lay lay lom yaparım, hepimiz yaparız. Bu duruma düşmemek için böyle şarkılar yapmıyorum" cümlesinin yanlış anlaşılacak bir yanı yok ki. Düpedüz “Tarkan lay lay lom şarkı yapmış” dedi. Kimsenin Serdar Ortaç’ı yanlış anladığı yok. Çünkü düşüncelerini açık açık dile getiriyor. Pop’un kralı olup olmadığına ise bırakalım da kendisi değil, başkaları karar versin.

AYTEKİN TEKER: Serdar Ortaç konuştukça kendisine zarar veriyor. Chloe Loughnan'dan boşandıktan sonra dağıldı maalesef. Birileri Serdar Ortaç'a sahip çıkmalı ve destek almasını sağlamalı. "Lay lay lom yaparım, hepimiz yaparız" derken, kendisinin zaman zaman 'beyin yakan' şarkı sözlerine de şahidiz. Serdar Ortaç elbette ki pop müziğin önemli ismi ama, kral mı ona kendisi değil müzikseverler karar verir.

Yaptığı açıklamalarla sık sık gündeme gelen Aleyna Tilki, yine dikkatleri üzerine çekti. Ünlü şarkıcı, “Kız isteme olayı çok saçma. Ne münasebet mal ister gibi, ‘Kızı oğluma verir misiniz?’ İğrenç! İnsan gibi, ‘Evleneceğiz, rızanız var mı?’ de, olsun bitsin...” dedi. Aleyna Tilki'nin gönderisi takipçilerini ikiye böldü. Kimi kullanıcılar ünlü şarkıcı ile aynı görüşte olduğunu dile getirirken, kimisi ise, "Örf, adet' diye bir şey var!" sözleriyle Tilki'ye tepki gösterdi. Ayrıca Aleyna Tilki'nin annesi de şarkıcılığa soyundu. Aleyna Tilki'nin annesi Havva Öztel 'Bergen'e Saygı' albümü için stüdyoya girdi. Havva Öztel, kızı Aleyna Tilki’nin isteği üzerine projeye dahil olduğunu söyledi: “Kızım bir Bergen şarkısı söylememi çok istiyordu. Ben de onu kırmayıp albüme dahil oldum. Bu konuda çok da iddialıyım, çok da güzel yorumladım. Havva Öztel, Bergen'e Saygı albümünde Müslüm Gürses'in ‘Küskünüm’ şarkısını söyledi. Tilki'nin açıklamaları ve Havva Öztel'in şarkıcılığa adım atması hakkında neler söylersiniz?

ESİN ÖVET: Aleyna bu dönemin, Z kuşağının en renkli kişiliği. Bizlerin dönemine hitap etmiyor bence fakat Z kuşağı Aleyna Tilki’yi çok iyi anlıyor. Şöyle ki, evlilik konusunda, kız isteme konusunda Z kuşağının düşüncelerini yansıtmış. Evet, örf ve adetlerimiz var doğru. Ancak artık yeni kuşak kendi örf ve adetlerini oluşturmak istiyor. Bunu yadsıyamayız ve gizleyemeyiz. Bu bir gerçek. Öyle ya da böyle, ister kabul et ister etme yeni bir hayat kuruluyor. Aleyna’da bazılarının düşüncelerini dile getiriyor gibi. Annesi konusunda da çok kez “Şarkı söyledi”, Söyleyecek” diye duyuyorum ki sonunda kendini tutamayacak ve söyleyecek. Ben de merakla bekliyorum.

KADİR KAYMAKÇI: Kız isteme olayının saçmalığı Aleyna Tilki’nin kendi fikri. Konuyla ilgili fikrini söylemiş, birileri fikrini söyledi diye onu ayıplamam. Fikir doğrudur yanlıştır sonuçta fikirdir. Yüzlerce yıldır devam eden bir ritüel Aleyna söyledi diye 'tu kaka' olacak değil. Aleyna kendisi evleneceği zaman, “Evleneceğiz rızanız var mı?” der olur biter... Annesi Havva Hanım’ın ‘Küskünüm’ şarkısı yorumunu dinlemedim. O söylemiş birileri de albüme almış demek ki söyleyebilmiş. Benim bile bu ayarsız sesimle stüdyoya girip şarkı söyleyebildiğim bir ortamda herkes ‘ŞARKICI’ olabilir! Havva Hanım iddialıymış da, madem öyle bir anne-kız düetiyle kulaklarımızın pasını silseler şöyle... Aleyna, annesiyle şarkı söylemeye hayır demeyecektir..

MEHMET ÇALIŞKAN: Fikir özgürlüğü, saçmalamanın başladığı noktada sona erer. Kimse “Hey! Fikir özgürlüğü var” diyerek zihnindeki ipe sapa gelmez düşünceleri ortalığa seremez. Kız isteme merasimi, okul kitaplarında da yer alan milli kültürümüzün bir parçasıdır. ‘Kızınızı oğluma verir misiniz?’ cümlesi de zaten ailenin rızasını almak içindir. Hangi baba adabı yerinde bir yaklaşımda kızının mal gibi istediğini düşündü / düşünüyor / düşünecek? İşin içinde başlık parası olsa o ayrı bir konu. Kız isteme merasimi asla saçma değildir, asla iğrenç değildir. Çiftlerin evliliklerinden önce yaşadıkları ve hayatları boyunca hatıralarının vitrininde yer alacak güzel ve bir o kadar anlamlı ve yararlı bir merasimdir. Aleyna Tilki’nin dili şarkı söylemekten uzaklaştıkça ahkâm kesmeye yöneldi. Önemli olan ne söylendiği değildir. Önemli olan neyi, kimin söylediğidir. Annesi Havva Öztel’in şarkı söylemesine gelince; “yorumsuz”…

AYTEKİN TEKER: Aleyna sık sık böyle sıra dışı çıkışlar yapıyor. Kendi görüşüdür. Ne yazsam konuşuluyor diye düşünüyor herhalde. O kadar çok 'beyin yakan' tweetleri var ki çok da takılmamak lazım. Havva Öztel'in 'Bergen'e Saygı 2' albümünde şarkı söylemesi ise anlamsız. Havva Öztel'in kendisine ve sesine bir şey demiyorum ama 'Saygı' kelimesinin içinde geçtiği albümde 'gerçek bir yorumcu' tercih edilmeliydi.