Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Para Merkez Bankası'nın yeni başkanı Uysal'ı neler bekliyor? - Para Haberleri
        .png
        .png

        Cumartesi günü Merkez Bankası'na başkan olarak atanan Murat Uysal'ı zor bir görev bekliyor. Uysal'dan önceki 3 başkanın görev süreleri boyunca yaptıkları hamlelere rağmen 2006-2011arasında görev yapan Durmuş Yılmaz döneminde sağlanan iyileşme bir türlü tutturulamadı. Yılmaz'ın başkanlığının son dönemlerinde 2008 krizinin ardından gelişmiş ülke merkez bankalarının genişlemeci para politikalarına gitmesi ve para dağıtması sonrası bu sürecin Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin kaynak ihtiyaçlarını karşıladığı kabul ediliyor. Bu nedenle Türkiye'de kur, faiz ve enflasyonda önemli bir gerileme sağlanmıştı. Yine de Yılmaz ilk döneminde kurdaki yükselişi frenlemek için 4.25 puanlık artışın ardından yüzde 17.5'ye çıkan politika faizi sonrasında sağlanan kredibilite ile yüzde 6.50'ye kadar inebilmişti. Böylece enflasyon ve faizde önemli düşüşler kaydedildi.

        BAŞÇI ASLINDA 2.25 PUAN ARTIRMIŞTI

        201-2016 yıllarında görev yapan ErdemBaşçı döneminde de başta ABD Merkez Bankası FED'in faiz artırım sürecine girmesi olmak üzere çeşitli zorluklar yaşandı.Erdem Başçı 14 Nisan 2011'de başkan olarak atanmıştı. Başçı faiz yoluyla kuru ve enflasyonukontrol altına almak için faiz koridoru denedi sonrasadeleştirme dönemine geçti. Başçı döneminde en yüksek faiz artırımı 6.5 puangibi görünse de aslında 2.25 puan oldu.

        REKLAM

        28 Ocak 2014'te faizi yüzde 4.5'ten yüzde 10'a yükseltmiş gibi görense de bu sırada fonlama faizi olarak faiz koridorunun üst bandını kullanıyordu. Bu oran ise yüzde 7.75'ti. O gün politika faizi olarak kullanılan ve yüzde 4.5 olan haftalık repo faizinin tekrar fonlama faizi olarak kullanma kararı alındı. Böylece fiili olarak aslında faiz tek seferde 2.25 puan artmış oldu. Sonuçta Başçı, 6.25 ile devraldığı Merkez Bankası politika faiz oranını yüzde 7.5'te bıraktı. Dolar kuru 1.50 düzeyinden yaklaşık 1 kat artış ile 2.83'e yükselirken enflasyon da indiği tarihi düşük düzey olan 4.26'dan 6.58'ı çıktı.

        DÜŞÜRMEK ARTIK DAHA ZOR

        2016'da görevi Başçı'dan devralan Murat Çetinkaya dönemi ise gerçekten çetin bir dönemdi. Darbe girişimini ABD ile Rahip Andrew Brunson davası izledi. Son dönemlerde ise yine ABD ile S-400 füze gerilimi finans piyasalarını etkileyen en önemli etken oldu. Ayrıca son dönemlere kadar global merkez bankalarının faiz artırımı ve 2008 krizisonrası dağıttıkları parayı geri toplama yani sterilizasyon dönemi olması da piyasaları etkileyerek Merkez Bankası'nın işini zorlaştıran etkenler oldu.

        Çetinkaya'nın yaptığı en yüksek oranlı faiz artırımı Eylül 2018'de 6.25 puan gibi gözükse de aslında 4.75 puandı. Bu karardan önce Merkez Bankası, bir hafta vadeli repo ihalesi yapmıyor ve bankaları yüzde 19,25'lik gecelik borç verme faiziyle fonluyordu. Merkez Bankası, politika faizinin artırılmasına ilişkin Para Politikası Kurulu kararının ardından Türk Lirası Likidite Pencere'sini kaldırdı.Bu durumda TCMB Ortalama Fonlama Maliyeti (Merkez Bankası'nın gerçek faizi) yüzde 19,25'den yüzde 24'e çıkmış, 6,25 puan değil 4,75 puan artmış oldu. Bu sayede 7.20 liraya kadar çıkan kur frenledi enflasyonda da zor da olsa yükseliş hız kesti.Ancak faiz artırımlarına rağmen Türkiye'nin gerek jeopolitik gerek diğer siyasi riskler (s-400 konusundaki risk hala devam ediyor) ekonomide alınacak kararların piyasalardaki etkisini sınırlıyor. Enflasyon, kur ve faizi düşürmek her geçen gün daha da zorlaşıyor.

        Yeni Başkan Uysal'ın bankacı kimliği ve piyasayı iyi biliyor olması aynı zamanda piyasaların isteklerini kulak ardı etmeyeceğine yönelik görüşler ise bu zorluğu aşacak en önemli etken olarak gösteriliyor.

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ