Nazan Kesal: Birbirine üretkenlik aşılayan bir çiftiz

"İSTANBUL'U TERK ETME KARARI ALDIK"

Üç yıl önce eşi Ercan Kesal İstanbul'u terk etme kararı aldığını açıklayan Nazan Kesal, "İzmirliyim. Ercan da bir İzmir aşığı. Urla'dan ev satın aldık, oğlum adapte olur diye düşündük ama olmadı. Biraz İstanbul'dayız biraz da İzmir'deyiz" dedi.

Ercan Kesal ile birlikte Urla'da bir kültür merkezi açacaklarını söyleyen Nazan Kesal, "Urla'da yaşayacağımızı düşününce Ercan ile bu hayalin peşine takıldım. Tiyatro salonu, atölyeler açarız diye düşündük. Ağır ve hırdavat deposunu sanat merkezine dönüştürdük. İnşallah nisan ayında hayata geçireceğiz" şeklinde sözlerini sürdürdü.

17 yaşındaki oğlu Poyraz Kesal hakkında konuşan oyuncu, "Oyunculuğu seçmedi. Bazen set fotoğrafçılığı yapıyor. Basketbola da merak sardı. Fikirleri sürekli değişiyor. Biz de merakla bekliyoruz" dedi.

"İLK KEZ LİSEDE SAHNEYE ÇIKTIM"

Oyunculuğa başlama hikâyesinden bahseden Nazan Kesal, "Lisedeyken coğrafya öğretmenim tiyatroya çok hevesliydi. Okulda onun sayesinde ilk kez sahneye çıkmıştım. Konservatuvar sınavlarına girdim. 9 Eylül Üniversitesi'ni kazandım. Sonrasında İstanbul'a geldikten sonra Devlet Tiyatroları sınavını kazandım ve 9 yıl Diyarbakır'da çalıştım. Diyarbakır müthiş bir deneyimdi. Babam, 1964'te Ses Dergisi'nin yarışmasında üçüncülük derecesi almış. Oyuncu olabilirdi ama dedem izin vermemiş. Babamın ruhunun devamı gibiymişim geliyor" ifadelerini kullandı.

"BİRBİRİNE ÜRETKENLİK AŞILAYAN BİR ÇİFTİZ"

Kendisi gibi oyuncu olan eşi Ercan Kesal ile tanışma hikâyesinden de bahseden Nazan Kesal, "1994'te İstanbul'da tanıştık. O yıllarda tek kişilik bir oyun oynuyordum. O oyunun müziklerini yapan Nurettin Özsuca çok yakın arkadaşıydı. Sürekli Ercan'ı anlatırdı onun vesilesiyle tanıştım. 2005'te de evlendik. Birbirine iyi gelen, birbirine üretkenlik aşılayan bir çiftiz" diye konuştu.

"TİYATRO BAŞKA BİR DUYGU BIRAKIYOR"

Bir dönem damgasını vuran 'Süper Baba' dizisinde de rol alan Nazan Kesal, sözlerini "11 bölüm oynadım. Tek kişilik bir oyunum vardı o dönemler. Müthiş bir işti. Ayrılmak zorunda kaldığım için çok mutsuz oldum" şeklinde sürdürdü.

Nazan Kesal, tiyatronun kendisi için çok farklı bir yeri olduğunu şu sözlerle dile getirdi; "Tiyatro bambaşka bir duygu bırakıyor, oynayanda da izleyende de."

"SESİMİ DUYURMAK İSTEDİM"

Beyrut doğumlu olan Jehan Barbur, "Olumlu - olumsuz sebeplerden dolayı sesimi duyurmak istiyordum. Ailemde yaşadığım sorunlardan dolayı uzun sessizlikler yaşadığım bir çocukluğum var. Anne ve babama kendimi göstermek istiyordum. Sahneye ilk kez 20 yaşında Ankara'da çıktım" dedi.

"NESLİCAN ÇOK ÖZEL BİR İNSAN"

Yaşam öyküsüyle birçok kişiye ilham kaynağı olan Neslican Tay'ın hayatının anlatıldığı 'Demir Kadın Neslican' filminin başrol oyuncusu Naz Çağla Irmak ise "Neslican'ın hastalık sürecinin öncesinden başlayarak hikâyesini anlatıyoruz. Gülümseyerek verilen bir mücadeleyi yansıttık. Neslican, hayatta neyin kıymetli olduğunu hissettirdi. Sağlığın ve umudun ne kadar kıymetli olduğunu anlattı. Bence çok özel bir insan" ifadelerini kullandı.

"İDOLÜM ANNEM"

Annesi Hülya Gülşen gibi oyuncu olan Naz Çağla Irmak, sözlerini "İdolüm annem. 8 yaşında TRT'de yayınlanan 'Bizim Evin Halleri' dizisinde 60 bölüm rol aldım. Sonrasında Pera Güzel Sanatlar Lisesi'nde okuduktan sonra Haliç Üniversitesi'nde konservatuvar bölümünden mezun oldum" şeklinde sürdürdü.

"YEMEK BENİ ÇAĞIRDI"

Şef Aydan Üstkanat, "Yemek işi beni sevdi, beni çağırdı. Grafik tasarımcıyım normalde fakat bütün kapılar gastronomiye çıktı. Çocukluğumdan beri yemek yapıyordum. İzmirliyiz orada doğmanın bir avantajı var. İlgim sonrasında sektörel dergilerde gastronomi yazmaya başladım. 380 tane reçetem var" diye konuştu.