Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Spor Yatırımcılar yönetimi dava edebilir

        Galatasaray’ı kurumsallaştıracağını söyleyen başkanın yaptığına bakın. Bu mu kurumsallık? Terim’i yolladılar. Galatasaray borsada hızla değer kaybediyor, Fenerbahçe borsada daha da büyük hızla değer kazanıyor. Beşiktaş’ın büyük bir cezayla karşı karşıya olduğu, Fenerbahçe’nin sancılı bir kongreye doğru gittiği ve Avrupa’da cezalı olduğu bir dönemde Galatasaray’a değer kaybettirmek büyük başarıdır. Kurumsallaşmadan dem vuran başkan, önceki gün aniden Terim’i yolladı. Şimdi Galatasaray’a para yatıran küçük veya büyük yatırımcılardan biri veya birkaçı çıkıp SPK’ya şikâyette bulunsa ve hatta Galatasaray yönetimini “kulübü bilerek ve isteyerek zarara uğratma” iddiasıyla mahkemeye verse ne yapacak başkan! Ya da birisi çıkıp Terim’in görevden alındığı açıklanmadan önce borsada oluşan Galatasaray hissesi hareketlerini incelese... Burada bir insider trading izi bulsa, kim hesap verecek? Bu mu kurumsallık?

        Demedim mi ‘Bunlar Terim’i yollayacak’ diye...

        Yahu ben aylardır demiyor muyum, “Bunların derdi Terim’i göndermek” diye. Niye inanmadınız! Mesele yeni değil ki, Fatih Terim, Ünal Aysal’ın “danışmanı” Bülent Tulun’u Florya’da istemediği günden bu yana bu kazan kaynatılıyor. Aysal’ın yakın çevresini “kilitleyen” Bülent Tulun, Sedat Doğan ve Emir Sarıgül’ün başını çektiği ekip, başından beri hem Terim’e karşı hem de Ali Dürüst ile Abdurrahim Albayrak’a. Bu ikisi varken Terim’i yiyemeyeceklerini bildikleri için de önce bu ikisini yediler.

        Egosunun ve dolduruşların kurbanı olan Ünal Aysal da bu tuzağa düştü. Aslına bakarsanız Terim’i geçen sene yolluyorlardı. Orduspor maçının hemen ardından. Yönetimin saydığım isimleri bir araya geldiler ve “Terim Galatasaray’a yakışmıyor, yollayalım” dediler. Ali Dürüst duydu. Hemen devreye girdi, geçen senenin ortasında Terim’in yollanmasını engelledi. Dürüst bunu Terim’e âşık olduğu için mi yaptı? Yoo, Galatasaray için. O gün Terim’in gönderilmesinin büyük hata olacağını bildiği için engelledi. “Bari sezon sonuna kadar bekleyin” dedi. Sezon sonunda Terim gitmedi ama Dürüst gitti.

        Çünkü biliyorlardı ki, Dürüst ve Albayrak orada olduğu sürece Terim’i yollayamayacaklardı. Dürüst’ün tezi ise şuydu: “Terim’le çalışmak zorunda değiliz ama bugün yönetimin ve başkanın Galatasaray tecrübesi yok denecek kadar az. Terim bu boşluğu dolduruyor.” Dürüst, “Sezon sonunda Terim’e teşekkür edeceksek edelim ama şimdi değil” diyordu. Şampiyon olunca başkan, Terim’e “Güle güle” diyemedi. Ama planını kurdu. Federasyonun Terim’e yaptığı teklif ilaç gibi geldi. Aradıkları bahaneyi buldular. Hele hele bir de federasyon sözleşmeyi açıklamayınca, “Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz” durumu oluştu. Sonrasında “Telefonumu açmadı” falan bahanedir, aylardır pişirilen yemeğin sosudur. Teknik direktörünü göndermek istemeyen, ona tezgâh kurmayan başkan telefona takılmaz. “İşi vardır açmamıştır” der, “Çapkınlıktadır açmamıştır” der, kimseye de bir şey söylemez. Ama göndermek için “Gözünün üzerinde kaşın var” bahanesi arayan bir başkan elbette telefon meselesine sarılır. Terim’siz günler başkana hayırlı olsun. Bundan sonra Sedat , Emir ve Bülent Tulun’la başarıdan başarıya koşsunlar.

        Fatih Hoca başkan sevmez

        Tabii Fatih Hoca da sütten çıkmış ak kaşık değil. O da başkan ve yanındakiler kadar “ince” oyunlar oynadı. Haklı mıydı, haksız mıydı bilemem. Yerinde değilim. Ama şu açık ki, Terim “başkan sevmiyor”.

        Galatasaray’dan dönemin başkanı Faruk Süren’in ısrarlarına rağmen ayrıldı ve Fiorentina’ya gitti. Oradaki vukuatı malum. Fiorentina’nın sahibi Cecchi Gori’yi tartakladı, tekmeledi. Fiorentina’dan öyle ayrıldı.

        Milan’a gitti. Milan’da da aynı zamanda başbakan olan Berlusconi’ye yüz vermemekle övündü, Berlusconi’nin kulübü emanet ettiği mutemedini adam yerine koymadı ve oradan da ayrılmak zorunda kaldı. Şimdi Federasyon Başkanı Yıldırım Demirören’le birlikte. Bakalım onunla nasıl bir ilişki kuracak? Yoksa “Ben buraya başka yollardan geldim” diyerek ona da diğer başkanlara yaptığı muameleyi mi yapacak!

        Dostunu satmaz

        “Terim başkan sevmez” dedim ama hocamızın hakkını da yemeyelim. 30 küsur yıldır tanışırız. İyi günde, kötü günde. Bir gün bir yanlışını görmedim. Bir gün kabalaştığını görmedim. Dost bildiği insanlara bir kazığına şahit olmadım. Dostlarını sattığını asla görmedim.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ