Haberturk.com ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak Haberturk.com yorum sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca Haberturk.com yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılamaz.
Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve Haberturk.com bunlardan sorumlu tutulamaz.
Haberturk.com yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan
Kullanım Koşulları’nı ve
Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.
Şeker günümüzde en çok tükettiğimiz besin maddelerinden biri. Her gün birçok kez çayımıza, kahvemize attığımız şeker, yediğimiz tatlıların yanı sıra içeriğini bilmediğimiz paketli gıdalarda da bulunuyor. Dolayısıyla şeker tüketirken yaşadığımız en büyük sorun, günde ne kadar tükettiğimiz konusunda net bir fikrimizin olmaması.
02
Günümüzde kişi başına ortalama 10 ile 30 çay kaşığı, bir başka deyişle 40-120 gram şeker tüketildiği yapılan çalışmalarda ortaya konmuş. Ancak Dünya Sağlık Örgütü’nün raporuna göre; şekerin günlük kalori ihtiyacımızın yüzde 10'undan fazlasını oluşturmaması gerekiyor.
03
Çünkü fazla şekeri vücut tolere edemiyor ve şeker zamanla birikim yaparak birçok ciddi sağlık sorununa neden olabiliyor. Amerikan Kalp Cemiyeti'nin yayınladığı rakamlara göre; günlük olarak alınabilecek şeker miktarı erkekler için 35 gram (150 kalori), kadınlar içinse 20 gram (100 kalori) olmalı. Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayça Güleryüz fazla şeker tüketenlerin karşı karşıya kaldıkları riskleri şöyle sıraladı.
04
VÜCUDA HİÇBİR FAYDASI YOK!
Şeker; şeker pancarından elde edilen, “beyaz şeker” olarak adlandırdığımız ve yarı yarıya fruktoz ile glukozdan oluşan bir bileşik.
05
Protein, yağ, vitamin ve mineral gibi hiçbir besin öğesi içermiyor. Posa içeriği de olmayan boş kalori aslında. Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayça Güleryüz bu nedenle rafine edilmiş beyaz şekere vücudun hiç ihtiyacı olmadığına dikkat çekerek sözlerine şöyle devam ediyor:
06
“Rafine şeker ve çoğu gıdanın içinde bulunan yüksek oranda fruktoz içeren mısır şurupları vücudumuzda karaciğer tarafından metabolize ediliyor. Bu da karaciğerin daha fazla çalışması anlamına geliyor.
07
Bunun aksine günlük olarak tükettiğimiz ve kaliteli karbonhidrat kaynağı olarak adlandırdığımız tahıllar ile baklagillerden aldığımız şeker ise sadece glukoza dönüşerek vücudun her hücresinde kullanılıyor. Dolayısıyla kaliteli karbonhidrat kaynakları, yani tahıllar ile baklagiller rafine şeker veya fruktoz şurupları gibi hem boş enerji kaynağı değil, hem de vücuda zarar vermeden şeker ihtiyacımızı karşılıyor.”
08
CİLTTE KIRIŞIKLIK NEDENİ
Şeker molekülleri vücutta fazla miktarda bulunduğunda proteinlere bağlanarak proteinin yapısını değiştiriyorlar ve bu olaya da “glikasyon” deniyor. Bu birleşme sonucu cildin en önemli yapıları olan kollajen ve elastin proteinleri zarar görebiliyor.
09
Cildin elastikliğini ve sıkılığını sağlayan elastin ile kollajenin şeker molekülleri tarafından hasar görmesi de ciltte sarkma, kırışıklık ve yüzeyde bozulmalara sebep olabiliyor.
10
HAFIZAYI ZAYIFLATIYOR
Avustralya Ulusal Üniversitesi’nde yapılan çalışmaya göre; kan şekerinin uzun süre normal değerlerin üzerinde seyretmesi sonucu bu kişilerde beynin küçülme riski normal bireylere göre daha fazla oluyor.
11
Avusturalya Ulusal Üniversitesi’nden araştırmanın sahibi Profesör Dr. Nicolas Cherbuin beyinde hafızayı oluşturan kısımlarda oluşan küçülmenin de hafıza sorunlarını ortaya çıkarabileceğini beliriyor. Fazla şeker tüketimi ayrıca dikkat eksikliği ve öğrenme güçlüğü de yapabiliyor.
12
KANSER RİSKİNİ ARTIRIYOR
Amerika Diyet Rehberi’nin 2010 yılı raporlarında, diyetle ilgili 5 kronik hastalığın varlığından söz edilmiş. Bu hastalıkların en önemlilerinden biri ise kanser.
13
Doğal olarak şeker içeren tahıllar, süt ve süt ürünleri, kurubaklagiller aynı zamanda kansere koruyucu olarak görev yapan vitamin, mineral, antioksidan ve fitokimyasallar gibi maddeler içeriyorlar.
14
Bunun aksine sofra şekeri boş kalori olmasının yanı sıra hiçbir koruyucu madde içermiyor. Üstelik yüksek şeker alımı insülin direnci ve obeziteyi tetikleyerek indirekt olarak meme kanseri gibi bazı kanserlerin riskini artırıyor. Yapılan çalışmalarda besinlerin glisemik yükü ile meme, kolorektal, endometrium ve pankreas kanserleri arasında pozitif ilişki tespit edilmiş.
15
VÜCUDUN SAVUNMA SİSTEMİNİ ZAYIFLATIYOR
Bağışıklık sistemimizin önemli bir parçası olan alyuvar hücreleri, C vitamini ile şeker moleküllerinin yarışı arasında kalabiliyor. Şeker ile benzer molekül yapısına sahip olan C vitamini şekerin fazla tüketimi sonucu bağışıklık hücreleri tarafından kullanılamıyor ve bağışıklık sistemini zayıflatmaya sebep oluyor. Bunun sonucunda da hastalıklara yakalanma riski daha da yükselmiş oluyor.
16
DİŞ ÇÜRÜKLERİNE NEDEN OLUYOR
Ağzımızda pek çok farklı bakteri yaşıyor. Bunlardan bazıları dişlerimize fayda sağlarken, bazıları ise hasar veriyor. Basit şekerlerle beslenen zararlı bakteriler fırçalama veya tükürük ile temizlenmezlerse şekeri aside dönüştürerek ağzımızın içinde asidik bir ortam oluşmasına yol açıyor.
17
Bu asitlerin diş minesinin en üst tabakasında yer alan ve dişlerimizin korunmasını sağlayan mineralleri çözmesi sonucu da diş çürükleri oluşuyor.
18
OBEZİTEYE YOL AÇIYOR
Günümüzün önemli hastalıklarından biri olan obezitenin temel nedeni, aşırı şeker tüketmek. Yapılan çalışmalar açıkça gösteriyor ki fazla miktarlarda ve devamlı olarak şeker tüketildiğinde karaciğer şekerin bileşeni olan fruktozu yağ olarak depoluyor. Bunun sonucunda da özellikle bel çevresinde yağlanma hızla artıyor.
19
KARACİĞER YAĞLANMASINI TETİKLİYOR
Karaciğerde fazla trigliserid birikimi yağlı bir karaciğere sahip olmanıza neden olabiliyor. Yapılan çalışmalar da gösteriyor ki fazla fruktoz tüketimi trigliseridlerin yükselmesine yol açarak karaciğer yağlanmasını tetikleyebiliyor.
20
Ayrıca fazla şeker tüketimi sonucu kilo artışı ve bunun sonucunda obezite ile gelen insülin direnci de karaciğer yağlanmasını tetikleyebilen diğer unsuru oluşturuyor.
21
KALBE ZARAR VERİYOR
Institute of Medicine’ın raporuna göre şeker kötü kolesterol olarak bilinen LDL ve trigliseridlerin yükselmelerine neden olarak damar tıkanıklığına yol açabiliyor. Damarların içindeki bu parçacıkların artması da kalp krizi riskini yükseltiyor.
22
MUTSUZLUK NEDENİ
Şeker, "mutluluk hormonu" olarak bilinen serotonin hormonunun salgılanmasını tetiklediği için keyif verici özelliği kişilerde bağımlılık yaratabiliyor.
23
Beyinde bağımlılık yaratan etkisi de içinde şeker olan besinler tüketilmediği zaman mutsuzlukla sonuçlanabiliyor. Çünkü bağımlılık nedeniyle en ufak bir sorunda gerektiğinden fazla şeker ve tatlı tüketmek zamanla kilo alımına, bu tablo da mutsuzluğa sürüklüyor.
24
İNSÜLİN DİRENCİNE SEBEP OLUYOR
Vücudumuzdaki en önemli hormonlardan biri olan insülin kan şekerini düzenlemeye yardımcı oluyor. İnsülin direnci; kandaki şekerin hücre içerisine girmesi sonucunda kullanılamaması demek.
25
Yapılan birçok çalışma şeker tüketiminin insülin direncine yol açtığını gösteriyor. İnsülin direnci oluşan kişilerde de metabolik sendrom, obezite, tip 2 diyabet ile kalp damar hastalıkları riski artıyor.
Misafir
4 yıl önce
:confused::confused::confused: malesef dayana miyorum
CEVAPLA
01
Misafir
5 yıl önce
Zerre kullanmıyorum. :)
CEVAPLA
02
Misafir
5 yıl önce
ÇARE STEVIA
CEVAPLA
09
İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
YORUMLAR