Serdar Gökhan 46 yıl sonra...

Serdar Gökhan...

55 yıllık kariyerinde;

Sinema Filmi: 104

TV Dizisi: 23

Öğrenimini gördüğü mesleği ressamlık.

Beşiktaş Tatbiki Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'nden mezun olduktan sonra Babı-ı Ali Nuruosmaniye'de resimli roman ressamlığının yanı sıra film setlerinde set dekoratörlüğü de yaptı.

1964'te atletik yapısı nedeniyle tehlikeli sahnelerde ünlü oyuncuların dublörlüğünü de icra etti.

Atletik yapısının yanı sıra yakışıklılığıyla Türker İnanoğlu'nun dikkatini çekmesiyle 1966'da Cüneyt Arkın ile Filiz Akın'ın başrollerini paylaştığı 'Affedilmeyen'de oyunculuğa başlayarak Nusret Ersöz olan adını 'Serdar Gökhan' olarak değiştirdi.

1970'li yıllarda tarihi ve aksiyon filmlerinin başrol oyuncusu olarak kamera karşısına geçti ve Yeşilçam'ın unutulmaz oyuncuları arasında yer aldı.

1980'li, 1990'lı, 2000'li yıllarda rol aldığı sinema filmlerinin yanı sıra TV dizileriyle kendini günümüze taşıyan Serdar Gökhan, 'Türkler Geliyor: Adaletin Kılıcı' ile 46 yıl sonra yine bir tarihi filmde 'Akıncıbeyi'ni canlandırdı.

Kamil Aydın'ın yönettiği 'Türkler Geliyor: Adaletin Kılıcı'nın yapımcısı aynı zamanda senaryoyu da yazan Mehmet Bozdağ.

Gösterime 17 Ocak'ta girecek olan filmin başrollerini ise Emre Kıvılcım, Levent Özdilek, Ece Çeşmioğlu, Ebru Özkan, Seray Kaya, Ogün Kaptanoğlu, Cemal Hünal, Eren Vurdem, Sezgin Erdemir, Funda İlhan, Atilla Güzel, Tolga Akkaya, Oğuzhan Yarımay ve Selda Alkor, Serdar Gökhan...

Serdar Gökhan, Habertürk HT Stüdyo'da Mehmet Çalışkan'ın konuğu olarak akıncıbeyi 'Konuralp'i canlandırdığı 'Türkler Geliyor: Adaletin Kılıcı'nın Türk sinema tarihinde nasıl bir etkiye sahip olacağını anlattı.

Yeni filminiz 'Türkler Geliyor: Adaletin Kılıcı'... Teklif geldiğinde filmin hangi özellikleri sizi etkiledi?

55 yıldır bu meslekteyim. Tarihi filmleri her zaman önemsedim. İlk yıllarımda da heyecanlanırdım şimdi de... Yapımcı Mehmet Bozdağ ile de aşağı yukarı 6 -7 yıldır beraber çalışıyoruz. Mehmet'in yaptığı İşleri benimsiyorum, seviyorum ve zevk alıyorum. Çünkü tarihi kimliği olan işler, benim öncelik verdiğim işler. Ben tarihsel yapımlara öncelik veriyorum. Mehmet bu işe başlayacağı zaman "Ağabey böyle bir işe başlayacağız" diye söyledi ben de koşa koşa gittim.

TV'de tarihi yapımlara sinemadan daha çok rastlıyoruz. Sizce sinemada tarihi yapımlar ilgi mi görmüyor yoksa yapılması mı zor?

Dönem filmi çekmek çok büyük masraf ve özveri istiyor. Diziler yapılıyor dediniz ama daha evvel yapılmış tarihi dizi pek yok. Zaten Diriliş Ertuğrul dizisinin çok büyük seyirci toplamasının sebebi de çok uzun yıllar Türk seyircisinin Osmanlı'ya ve tarihe duyduğu özlemi hatırlatma bakımından bir ilk olması. Daha önce Muhteşem Yüzyıl yapılmıştı ama onun tarzı farklı ve daha çok harem yaşamına dayalı bir işti. Bizimki tamamen Osmanlı'ya, Türklüğün Anadolu'ya gelişiyle ilgili. Ben sokakta dolaşırken yanıma geliyorlar ve 'Allah razı olsun biz Kayı soyundan geldiğimizi bu film sayesinde öğrendik' diyorlar. Demek ki etkisi oluyor. Gençler de ilgiyle izliyorlar ki tarihi ve nereden geldiklerini hiç olmazsa o film sayesinde öğreniyorlar. Bizde okuma alışkanlığı yok. Bize zamanında tarihi de çok iyi öğretmediler. Şu an da gençlerin heyecan duyup tarih okuduklarını zannetmiyorum. Ancak bu filmler önayak oluyor ve bir tarih bilgisi veriyor. Bu bakımdan bu tarz işlerden çok gurur duyuyorum. Çünkü hakikaten Türkiye'de tarihi film çekmek çok zor. Çünkü dönem filmi olarak o zamanın kostümlerini ve o zamanın dekorlarını hazırlamak büyük zaman ve ekonomik güç gerektiriyor. Mehmet sağ olsun, çok büyük yatırımlar yaptı bu konuda. Kendisini hakikaten kutluyorum. Türkiye'de sinema mesleğine Mehmet gibi bir sürü insanın girmesini çok arzu ediyorum.

Akıncılar:

Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk yıllarında görülen ve sınır boylarında gaza amacıyla saldırılar düzenleyen 'Gaziler' zamanla akıncılara dönüştü.

Savaşlardaki görevleri, ön saflarda yer alıp gerilla taktikleriyle düşman birliklerini bozmaktı.

Arnavutluk ve Dalmaçya'da Gazi Evrenos ve oğulları, Mora ve Yunanistan'da Gazi Turhan Bey ve oğulları, Bulgaristan'da Gazi Mihal Bey ve oğulları, Bosna ve çevresinde Malkoçoğlu Ailesi Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli akıncılarıydı.

Akıncılar, Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa'daki fetihlerinde büyük öneme sahip oldu.

'Türkler Geliyor: Adaletin Kılıcı'nın sinemadaki konumunun ne olacağını düşünüyorsunuz?

Şimdi sinemalarda bu tarz filmler özenti olarak yapıldı ama hakkı verilerek yapılmadı. 'Türkler geliyor: Adaletin Kılıcı', bizim Yeşilçam zamanında yapmış olduğumuz akıncılar filmlerine benziyor. Ama o tarz filmlerin çok daha üstünde olan bir film. Çünkü o zamanlarda ekonomimiz, malzememiz ve teknolojimiz yoktu. Yokluklar içerisinde bir şeyler yapmaya çalışıyorduk. Şimdi her şey var. Bu film dünya standartlarına uygun bir film oldu. Şansımızın iyi olacağını hissediyorum. Böyle bir filmi sinemada izlemek istemezlerse 'yazıklar olsun' derim. İnşallah bu tarz filmler çoğalır ve dünya standartlarına uygun işler yapılır. Keşke bu tarz filmler daha çok olsa ve onları bütün dünyaya satabilsek. Bu film bir öncü olacak diye düşünüyorum. Bu filmin arkasından bu tür yapımlar çoğalacak diye tahmin ediyorum. Türklüğü ve Türk milletini tanıtmak bakımından çok önemli ve değerli bir film. Türk dünyası zaten buna seyirci kalmayacak. Ve de çok yakından takip ediyorlar. Bir çok ülkede gösterime girecek inşallah. Bir filmin dış ülkelerde yayına girmesi gurur verici bir şey. Umarım devamı gelir ve dünyaya bu tür filmlerle çıkarız.

Çekim öncesi nasıl bir hazırlık yaptınız?

Benim bir hazırlık yapmam gerekmiyor çünkü at binmeyi ve kılıç kullanmayı biliyorum. Yıllarca bu tarz filmlerde yer aldım. Ama filmin diğer oyuncuları aylarca kılıç kullanma ve at binme dersi aldı. Yurt dışından elemanlar getirdik böyle aşağı yukarı dört beş aylık bir hazırlık dönemi oldu. Bunun haricinde dekorların yapılması ve o günkü malzemelerin günümüze uyarlanması için de set dekoratörleri çok uzun süre çalıştılar. Aşağı yukarı 1 yıla yakın bir hazırlık sürecinden sonra böyle bir filme başlayabildik. Ben 'Konuralp' diye bir karakteri canlandırıyorum. 'Konuralp' akıncıları yetiştiren ve onları eğiten, onları bir araya toplayan, 'Sultan'ın verdiği emirleri yerine getiren, akınlar düzenleyen akıncı grubunun reisini canlandırıyorum. Çok önemsediğim bir rol oldu. Kendimi iyice verdim bu işe. Güzel bir iş çıkarttığımıza inanıyorum. Tabii ki izleyiciye sunacağız. Onların ne karar vereceğini şimdiden kestirmek zor ama izlenmesi gereken bir yapıt oldu.

55 yıllık bir kariyere sahip olmak size neler hissettiriyor?

Başka bir işte yapamam çünkü bulaşmışız bu işe. Sinemayı başarıya ulaştırmak için çok uğraşıyoruz. Ama maalesef sinema 55 yıldır Türkiye'de benim düşündüğüm seviyeye gelemedi. Bugün niye Hollywood gibi bir iş kolumuz olmasın güzel bir sektörümüz oluşmasın diye düşünüyoruz. Ama maalesef ki devlet desteğinden yoksun bu tarz filmler. Burada hiçbir yerden destek alınamıyor. Yapımcı kendi bütçesinden o parayı karşılayabilecek durumdaysa böyle bir işe giriyor. Eğer yoksa zaten yapılmıyor bu iş. Ben 55 yıldır emek verdim ve iyi kötü bir sürü deneyimlerden geçtim ve tecrübe sahibi oldum. İsterim ki benim bu kadar bilgi ve birikimimden yeni nesil istifade etsin. Yeni projelerde yer alayım ve onlara bilgi ve birikimlerimi aktarayım ama maalesef bu tarz filmlere pek önem verilmiyor. Daha çok ticari maksatlı filmler yapılıyor. Bunlar da bizim tarzımızın çok dışında. O tür projeleri zaten kabul etmiyorum. Gerçi acı tatlı bir sürü hatıralarımız var ama hiç pişman değilim. Allah ömür verirse bir 55 sene daha bu mesleğe hizmet etmeyi isterim.

Serdar Gökhan, 1973'te Yücel Uçanoğlu'nun yönettiği 'Kara Pençe'de akıncıbeyi 'Osman'ı canlandırmıştı.