Şilan Makal Heidi masalını okuyor

HEIDI

Bir varmıııış, bir yokmuş...Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, pireler berber iken, develer tellal iken, ben anamın beşiğinde tıngıııır mıngır sallanırken; Uzak ülkelerin birinde Heidi adında küçük bir kız çocuğu varmış. Heidi teyzesiyle birlikte yaşıyormuş. Bir zaman sonra teyzesi başka bir şehirde iş bulmuş fakat Heidi’yi yanında götüremezmiş. Onu dağlarda yaşayan Alphi dedesinin yanına götürmeye karar vermiş. Alphi dede, Alp dağlarında tahta kulübesin de yaşayan aksi birisiymiş.Heidi daha önce dedesini hiç görmediği için onda kalmaya gideceğini duyunca çok heyecanlanmış. Teyzesiyle birlikte trenle yola çıkıp dedesinin evine varmışlar.

Dedesi Heidi’yi görünce çok sevmiş ama hiç belli etmemiş. Torunu için evin çatısında güzel bir oda hazırlamış. Yeni tanıştığı dedesini çok seven Heidi için, mutlu ve güzel günler başlıyormuş. Heidi, akşam olunca uyumaya odasına gitmiş ve sabaha kadar deliksiz uyumuş, çok güzel rüyalar görmüş. Sabah uyandığında da kapının önünde dedesinin köpeği Joseph ile tanışmış ve onu çok sevmiş.Daha sonra Alp dağlarında gezmeye giden Heidi, keçilerini otlatan çoban Peter ile tanışmış ve hemen arkadaş olmuşlar.

Bundan sonraki günlerde Peter keçilerini otlatmaya götürürken, Heidi’yide yanına alıyormuş.Peter ona keçi çobanlığını öğretmiş. Yeni şeyler öğrendikçe, Heidi çok mutlu oluyormuş. Heidi, yaz boyu dağlarda koşup oynarken bir yandan da dedesine yardım ediyormuş. Dedesinin, ona küçük ekmekler pişirmesini çok seviyormuş. Heidi, küçük ekmeklerden Peter’in yaşlı annesinede götürürmüş. Peter’in annesi de ona keçi sütü verirmiş.

Yaz böylece çabucak geçivermiş, kış gelmeye başlamış. Peter de okula başlayınca, Heidi’nin yalnızlıktancanı çok sıkılıyormuş. Bir gün teyzesi Heidi’yi almaya gelmiş. Heidi hem teyzesi ile beraber çalışacak hem de okula gidecekmiş. Dedesiöncebu duruma kızmış, izin vermemiş ama düşündükçe Heidi’nin geleceği için şehre gidip okula gitmesinin daha iyi olacağına karar vermiş. Heidi, dedesinin yanından ayrılmak istemiyormuş çünkü ona çok alışmış.Ama teyzesi ona istediği zaman dedesini görebileceğini söyleyince Heidi teyzesiyle gitmeyi kabul etmiş.

Heidi ve teyzesi trene binerek uzun bir şehir yolcuğuna başlamışlar.Yolculuk bitince şehirdeki büyük bir köşke gelmişler. Heidi, bukadar büyük bir köşk gördüğü için çok şaşırmış, bir yandan da burada kalacağı için çok sevinmiş. Evde Clara isminde onun yaşlarında bir kız çocuğu varmış.Clara küçükken trafik kazası geçirmiş o yüzden yürüyemiyormuş ve tekerlekli sandalyede yaşamını devam ettiriyormuş. Clara ile Heidi çok iyi birer arkadaş olmuşlar. Heidi daha öncede şehirde yaşamadığı için şehir yaşamına pek uyum sağlayamıyormuş,Clara da onun bu durumuna çok gülüyormuş.

Clara’nın babaannesi çok sert ve kuralcıymış. Heidi’ye yemek yemesini,çatal kaşık tutmasını,sofrada nasıl oturulacağına kadar birçok şey öğretmiş. Heidi, şehir insanları gibi giyinmeye başlamış ama kendini rahat hissedemiyormuş. Clarada, Heidi’ye okuma-yazma öğretiyor birlikte güzel vakit geçiriyorlarmış. Ama Heidi dedesini, Alp dağlarını, Peter’i ve köpeği Joseph’i çok özlüyormuş. Artık yemek bile yiyemez olmuş.

Bu duruma Clara’nınbabaanesi ve babası çok üzülmüşler ve onu tekrar dedesinin yanına götürmeye karar vermişler ama bu seferde Heidi’ye çok alışan Clara bu duruma üzülmüş. Vedalaşma zamanı gelmiş ve Heidi’nin teyzesi Clara’ya, seneye Heidi’yi ziyarete gidebileceğini söylemiş.Heidi dağlara geri dönmüş ve koşarak önce Peter’lere gitmiş ve Clara’nın gönderdiği ekmekleri Peter’in annesine vermiş.Daha sonra koşarak dedesinin yanına giden Heidi, onu görünce çok sevinmiş ve ona sarılarak çok özlediğini söylemiş.

Aradan biraz zaman geçtikten sonra Clara, Heidi’ye mektup yazmış. “Heidi, seni görmeye geleceğim”diyormuş mektubunda.. Heidi mektubu okuyunca çok mutlu olmuş. Clara, Alp dağlarına Heidi’nin yanına geldiğinde, Peter ilede tanışmış. Onuda çok sevmiş. Peter fazla sıcak davranmıyormuş Clara’ya çünkü Heidi’yi yine yanında, şehre götüreceğinden korkuyormuş. Peter, Clara ve Heidi bir gün, birlikte Alp dağlarının kırlarında çok güzel eğleniyorlarmış. Temiz hava ve yiyecekler Clara’ya çok iyi geliyormuş.

Clara ile Heidi’nin iyi arkadaş olmasını Peter kıskanmaya başlamış. Ayrıca Clara’yatekerlekli sandalyesine oturup kalkarken yardım etmesiPeter’İn hiç hoşuna gitmiyormuş. Peter bir gün Clara’nın tekerlekli sandalyesini alıp dağın yüksek ucundan aşağı atıvermiş. Clara sandalyesiz kalmış. Peter, tekerlekli sandelyesi olmazsa Clara’nınartık evine döneceğini düşünmüş ama hiç tahmin ettiği gibi olmamış. Bu seferde Heidi,Clara’ya yürümesi için destek olmaya ve ona yürüme alıştırmaları yaptırmaya başlamış. Gün geçtikçe Clara’nın bacakları güçlenmiş. Temiz havada iyi geliyormuş. Ve bir gün Heidi’nin sayesinde Clara artık tamamen iyileşmiş ve yürümeye başlamış. Clara çok mutlu olmuş, Heidi’ye çok teşekkür etmiş. Birkaç gün sonra,Clara’nın babası ve büyükannesi onu ziyarete gelmişler.

Clara’nın yürüdüğünü gördüklerinde sevinçten ağlamışlar. Heidi’ye ve dedesine çok teşekkür etmişler. O sırada Peter, yaptıklarından pişman olup sandalyeyi dağdan attığını itiraf etmiş ve herkesten özür dilemiş. Heidi ve Clara’da onu, dürüst davrandığından dolayı affetmişler. Daha sonra Clara ve ailesinin gitme zamanı gelmiş ve seneye tekrar geleceklerinin sözünü vermişler. Yeni yıla kadar herkes mutlu ve huzur dolu yaşamlarına devam etmişler.

Gökten 3 elma düşmüş, biri Alp dağlarında yaşayan Heidi ve Peter’in, Biri Clara’nın bir diğeri de bu masalı dinleyen siz çocukların başınaaaa. Hoşçakalın çocuklar (el sallıyoruz )

ÖNEMLİ NOT:

Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar (Koruncuk) Vakfı yararına düzenlenen ve Deniz Şen koordinatörlüğünde gerçekleştirilen “Yıldızlardan Masallar" projesine sinema ve sanat camiasından birçok ünlü isim okudukları masallarla destek veriyor. “Yıldızlardan Masallar” kanal adıyla Youtube’da yayınlanan masallardan elde edilen gelirler de yine Koruncak Vakfı’na bağışlanıyor.