Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Güncel Son dakika Coronavirus açıklaması... Prof. Dr. Nihat Bengisu: "St. Louis'yi unutmayın!" - Haberler

        Türkiye'de ilk yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakası, 11 Mart'ta görüldü. O tarihten bu yana 3 bin 461 yurttaşımız hayatını kaybederken, 68 bin 166 hasta ise iyileşerek sağlığına kavuştu. İyileşen binlerce hastadan biri de, Kayseri Erciyes Üniversitesi'ne yıllarını veren ve 'Hocaların hocası' olarak kabul edilen Genel Cerrah Prof. Dr. Nihat Bengisu'ydu.

        Yazarımız Nihal Bengisu Karaca ve babası Prof. Dr. Nihat Bengisu.

        13 GÜNLÜK YAŞAM SAVAŞI

        Yazarımız Nihal Bengisu Karaca'nın babası olan kronik hastalıklarına rağmen sağlığına kavuşan Nihat Bengisu ve yazarımız, 13 günlük o süreci ve yaşadıklarını HABERTÜRK'ten Alper Uruş'a anlattı. Prof. Dr. Nihat Karaca (72), Kovid'in öncesi ve sonrası için dikkat çeken tavsiyelerde bulundu. İşte baba ile kızının Kovid-19 süreci...

        Prof. Dr. Nihat Bengisu:

        "ATEŞİM 39.6 DERECEYE ÇIKTI"

        "Mart'ın 17'siydi... Bende dikkat çekmeyen belirtiler aslında o gün başladı. Bir halsizlik vardı. Beşinci gün, ağız kuruması, lezzet ve koku kaybı ortaya çıktı. Ateşim ise 39.6 dereceye yükseldi. Klasik yöntemlerle ateşi 37.5'e kadar düşürdüm ama kısa süre sonra tekrar yükseldi. Bunun üzerine hastaneye gittik. Akciğer tomografisi çekildi ve sürüntü alındı. 20 dakika kadar sonra akciğerde tutulum olduğunu gördük.

        "GEÇİCİ BİR DEPRESYON YAŞADIM"

        Ben akciğer filmlerini okumayı severim ancak kendi filmime baktığımda, ciğerimde 5 ayrı yerde lezyon gördüm. Bu hastalığa bağlı olarak virüsün ciğerde yarattığı tahribat inanın kanserde olmayan bir görüntü sergiliyor. O an geçici bir depresyon yaşadım ve 5 dakika sonra da acilden servise aldılar ve 21 Mart'ta hastaneye yatışım yapıldı.

        Burada ilginç bir nokta da var; beni hastaneye 'Hocam gel bir bakalım' diye çağıran doktor benden bir gün sonra, yatışımı yapan meslektaşım ise iki gün sonra Kovid-19 oldu. Şükür ki, onlarla birlikte 2 Nisan'da taburcu oldum.

        "KRONİK HASTALIKLARIM VARDI"

        İlk başta kaygı duymamın nedeni ise hem kronik hastalıklarımın olması hem de özellikle çocukken birçok kez geçirdiğim zatürre ve bronşitti. Şöyle ki ben diyabetim ve böbrek rahatsızlığımın yanı sıra çocukluk döneminde geçirdiğim ve ciğerlerimi yıpratan zatürreler de söz konusuydu. Kinin türevi ilaçlar, 2 güçlü ilaç, kan sulandırıcı, ağrı kesiciler ve anti-viral 2 ilaç tedavimde kullanıldı. 2 Nisan'da, 13 günlük bir tedavinin ardından da taburcu oldum.

        "BUNUN BİRİNCİ İLACI DUA"

        Çok şükür sevenlerimizin, öğrencilerimizin dualarıyla sağlığıma kavuştum. Nihal'in sosyal medyada yaptığı paylaşımdan sonra tüm Türkiye beni aradı; geçmiş olsun dileğinde bulundular. Ben bu hastalığı bu yaşta iki kronik hastalıkla atlattıysam; bunun birinci ilacı dua, ikinci ilacı tedaviye yönelik kullanılan ilaçlar ve üçüncüsü de immün plazma desteğidir. Akciğerimdeki sıkıntıya rağmen benim hiç nefes darlığım olmadı. Kan ölçümlerim hep normal çıktı.

        "VÜCUTTA OLUŞAN ANTİKORLAR KORUYOR"

        Ben her yıl gribal enfeksiyon geçirdim ve bronşit oldum. Bu süreçte vücutta oluşan antikorların da virüse karşı kişiyi koruduğunu düşünüyorum. Altı ay kadar gözümden de bir enfeksiyon geçirdim. Hatta bizim ailemizde 3 kişide daha oldu. Hekim gözüyle yaşadığım hastalıklarla vücudun virüse hazırlıklı da olduğunu düşünüyorum.

        Yazarımız Nihal Bengisu Karaca, çocukluk yıllarında babası Nihat Bengisu ile...

        "BELİRTİ ÇIKINCA HASTANEYE GİDİN"

        Önerilere geçersek... Bir kere belirtiler çıktığı anda insanlar mutlaka hastaneye gitmeli. Yoğun bakımda tedavi görenlerin büyük bölümü hastaneye geç gidenler oluyor. Bunu Sağlık Bakanlığı söylüyor. Immün sistemini güçlendiren gıdalara sağlıklı olanlar da mutlaka başlasın. C vitamini almaya özen göstersinler. Günde 4 kupa evde yaptığımız doğal limonatadan ılık biçimde içsinler. Paramedikal tedaviyi gözardı etmesinler. Propolis, keten tohumu, çörek otu gibi alternatif tıpta öne çıkan gıdaları ihmal etmesinler.

        Prof. Dr. Nihat Bengisu torununun yaş gününde, yazarımız Nihal Bengisu Karaca ile...

        "BOL BOL SIVI TÜKETİN"

        Ben hastanede dahi her gün 10 dakikalık egzersizimi yaptım. Mutlaka günde 10 dakika bile olsa spor yapsınlar. Bol sıvı tüketsinler. Çay olur, ayran olur, su ya da süt... Bol sıvı tüketimi bağışlık sistemini güçlendirir. Eve asla ayakkabı sokmasınlar. Bakın İngiltere'de yapılan bir çalışma Türkiye'de insanların ayakkabı ile eve girmediklerini bunun da virüsün yoğunluğunu azalttığını ortaya koyuyor. İnsanlar kul hakkına girip yere tükürüyor bu da ayakkabımıza bulaşıyor. O virüsün ıslak, nemli ortamda yaşama süresi ise 8 gün. Bu virüsü kapıdan içeri almamak için eve ayakkabı sokulmamalı ve vatandaşlar bastığı yere dikkat etmeli.

        "YAKINLARIMI, BAHÇEMİ ÖZLEDİM"

        Hastanede tedavi gördüğüm süreçte tabii ki yakınlarıma özlem duydum. Bir bahçem var. Orada toprakla uğraşmayı, ağaçların dökülen yapraklarını toplamayı, bahçemi temizlemeyi özledim.

        "ST. LOUIS ÖRNEĞİNİ UNUTMAYALIM"

        Yapılan kısıtlamaları doğru bulmakla birlikte bir kısmımızın rehavete çok yatkın olduğunu belirtmek isterim. Bayramdan sonra da asla gevşemememiz lazım. Yüz yıl önce milyonlarca ölüme neden olan İspanyol gribine karşı ABD'nin Missouri Eyaleti'ndeki St.Louis şehrinde salgına karşı çok sıkı tedbirler alındı. Öyle ki birçok eyalette salgın yüz binlerce insanı öldürürken, St. Louis'de çok yok denecek kadar az can kaybı görüldü. Ancak kent halkı rehavete kapıldı ve sonrası çok büyük bir yıkım oldu. Bu olay salgın araştırmalarına St. Louis Vakası olarak geçti. Bunu asla unutmayalım.

        "ÇİNLİ BİR HASTAYI AMELİYAT ETMİŞTİK"

        Ben virüsü kimden kaptığımı, almış olabileceğimi düşündüğümde; 24 Şubat'ta Çin'den gelen bir tüccarı ameliyat etmiştik. 40 yaşlarındaydı ve bize, 'Ben karantina sürecini doldurup buraya geldim endişe etmeyin' dedi. Kendisini uğurlarken nereye gideceğini sorduğumuzda, 'Çin'e döneceğim' dedi. Orada salgın var nasıl gideceksin dediğimizde ise 'Ben zaten oradan geldim' yanıtını verdi. Bu süreci atlattıktan sonra nasıl olduğunu sormak için aradığımızda kendisine ulaşamadık. Bu virüsün kuluçka evresi 3-21 gün bazen daha da fazla. Ben virüsü o hastamdan kapmış olabileceğimi düşünüyorum.

        KORONAVİRÜS ÖZEL SAYFASI VE CANLI HARİTA İÇİN TIKLAYIN

        "EN GÜZEL ÖNLEM SU İLE SABUN"

        Virüsün yoğunluğunu unutmamalıyız. Hastanelerde çalışan sağlık görevlilerimiz her türlü önleme rağmen bu virüsü kapıyor. Yoğun temas halinde olmayın. Günde 3-4 kez kullanılan kolonya cildi çatlatabiliyor bu da virüsün vücuda girmesini kolaylaştırıyor. Benim önerim çok basit en güzel önlem su ve sabunla yapacağımız temizlik. Şunu unutmayın bu virüs gerçekten insanı çok trajik biçimde öldürüyor. İnsanlar o ağır tabloları görseler ne demek istedeğimi daha iyi anlar. Tedbiri kesinlikle bırakmayın. En büyük günahlardan biri kul hakkıdır ve tedbiri bırakan kul hakkına girer."

        Nihal Bengisu Karaca:

        "Babama sarılamadım"

        "Biz babamla, hâlâ sarılamadık... Kendisiyle iyileştikten sonra hastanenin bahçesinde görüşebildik ama kucaklaşamadık. Ben o süreci ancak toparlanabildiğimde yazımla paylaşabildim. Hep virüsle ilgili gelişmeler ve gelen bilgi ve verilere yönelmiştim. Önce halsizlik ve kuru öksürük ardından ateşle Kovid ortaya çıktı. İlk üç içindeki belirtiler arasında genizde yanma ve boğaz kuruması da vardı.

        "FİLYASYONUN DIŞINDA KALMAN GEREK"

        Babama hastaneye gitmesini söyledikten sonra eşime, 'Ben de hastaneye gideceğim' dedi. Eşim, 'Kardeşin ve annen de karantinaya alınacak. Bir kişinin filyasyonun dışında kalması ve gerektiğinde dışarıdan onların ihtiyaçlarını karşılaması gerekir' dedi. Çocuğum üniversite sınavına hazırlanıyor... O tavsiyeye doğru olsa da, 'evet' demek insana o kadar zor geliyor ki... Camdan el sallamak en büyük şansınız ve mutluluğunuz oluyor.

        "ENTÜBE OLSAYDI, KURTULAMAZDI"

        Babam böbrek hastasıydı. Şekeri vardı ve küçükken geçirdiği zatürreler nedeniyle biz çok endişe duyduk. Babam entübe olsaydı, kurtulamazdı diye düşündük. Erciyes Üniversitesi'nde bir doktorun sahip olması gereken erdem ve ahlakı yüzlerce öğrencisine aşılayan bir hekim olarak yine onların ve bizlerin dualarıyla bize döndü. Babamda iyileşme imareleri varken sosyal medyadan bulunduğum paylaşımın ardından inanılmaz güzel mesajlar aldık.

        "BEDENİNİ VE ZİHNİNİ HEP ÇALIŞTIRIR"

        Babama, ilkokulda hepimize yapılan ve BCG verem aşısının bu virüse karşı akciğeri koruyucu bir etkisinin olup olmadığını sorduğumda, olabileceğini söyledi. Şu an çok şükür gücü, kuvveti yerine gelmeye başladı. Bahçe işi ile uğraşıyor. Kaslarının erimeyeceği bir hayatı yaşadı. Her gün spor yapıyordu. Zihnini dinç tutmak için gazete, dergi, kitap, makale okur.

        "EN GÜÇLÜ DURAN YİNE BABAMDI"

        O süreçle ilgili olarak annem hep olumlu baktı ve kötü bir sonuç olmayacağı biçimde bizi teskin etti. Ben bir iki kere anneme gittim ve ihtiyaçlarını karşıladım. Ama en güçlü kim durdu derseniz, yine en güçlü olanımız babamdı. Telefon görüşmelerimizde hep iyi olduğunu ve kendimizi yıpratmamamız gerektiğini bize öğütledi. Kaybedebileceğimizi de düşünmüştük. Ama babam, ailenin dağılmasına engel oldu."

        REKLAM
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ