Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Arıtılmış su yemeğin bile tadını kaçırdı! Prof. Dr. Karagülle: Arıtılmış suyla yemek yapmayın
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Hayat pahalılığı temiz suya erişimdeki tercihleri değiştirdi. Damacana su fiyatlarındaki artışla birlikte su arıtma cihazlarının reklamları da arttı. Pek çok evde tercih edilen su arıtma cihazları, ekonomik olarak uzun vadede daha makul olsa da, arıtılmış suyun uzun süre kullanılması, çeşitli sağlık sorunlarını tetikleyebiliyor.

        "ARITILAN SU SAF SUDUR"

        Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Uzmanı Prof. Dr. Müfit Zeki Karagülle, arıtma suyun sağlıklı olmadığını ifade ederek, "Arıtma cihazından elde edilen su, bildiğimiz saf sudur yani içinde mineral içermeyen, ilaç ve kozmetik üretiminde kullanılan ve sanayide akü suyu ya da ütü suyu olarak bilinen sudur. Bir su düşünün ki mikrobiyolojik olarak kirlenmiş ve biz bunu arıtıyoruz. Arıtmanın mantığı budur. Başlangıçta doğal kaynak suları olmayan, yeraltı suları olmayan ya da şehir şebeke sistemlerine verecek yüzey suları olmayan ülkelerde deniz suyunun arıtılmasıyla başlanmıştır. Daha sonra da bu bireysel ya da evsel atık sistemlerinin gelişmesiyle bireysel kullanıma geçilmiştir. Şehir şebeke suyunun sağlıksız, mikrobiyolojik olarak kirli ve sağlığa zararlı kimyasallar içerdiğinin düşünülmesiyle arıtma işlemi başladı" dedi.

        REKLAM

        Prof. Dr. Karagülle, arıtma cihazları ilk gündeme geldiği yıllarda yaptıkları bir çalışmaya değinerek, şunları söyledi: "Gördük ki arıtma cihazı, bir suda olması gereken temel minerallerin hepsini deyim yerindeyse sıfırlıyor. Bu, özellikle mineralli suların vazgeçilmez bileşenleri olan kalsiyum ve magnezyum ve bikarbonatta daha önemli hale geliyor. Burada şunu sormalıyız; acaba kullandığımız şehir şebeke suyu gerçekten kirli mi."

        "ARITMA CİHAZLARINDA DENETİM YOK"

        Mutfakta musluğa bağlanan cihazların yanında bir de daha pratik sürahi formunda su arıtıcılar bulunuyor. Prof. Dr. Karagülle, "Sonuçta arıtma sistemi dediğimiz; kimyasal ve bakteriyolojik bileşenleri suyun içinden uzaklaştırır. O nedenle 'şunu tercih edin' demek çok doğru bir yaklaşım değil" diye konuştu.

        Filtrasyon sisteminin kendisinin mikrobiyolojik kirlenme kaynağı olduğunu aktaran Prof. Dr. Karagülle, "Diyelim ki filtre cihazında suda bulunan birtakım mikroplar tutuldu. Su arıtıldı ve temizlendi. Bu mikroplar filtre sistemine yapışıyorlar ve orada yürüyorlar. Biz kendi yaptığımız deneyde de şaşırtıcı bir şekilde arıtma cihazına sıfır mikrobiyolojik kirlilikle giren suyun mikrobiyolojik olarak kirli çıktığını gördük. Zaten bu cihazlardaki temel sorunlardan biri de şehir şebeke sistemlerinde ya da paketlenmiş sularda güçlü bir kontrol denetim mekanizması varken bunlarda olmamasıdır. Örneğin, cihazın bakımı gerektiği zaman yapılamıyor ya da bakımı ertelenebiliyor ve hiçbir denetim mekanizması yok ve istediği kadar o şekilde kullanabiliyor; çünkü farkında değil. Kullandığı suyun niteliğinin mikrobiyolojik kirliliğinin farkında olamıyor. Saf su içiyor, sıfır mineralli su içiyor" diye konuştu.

        SAF SU TÜKETMEK KALP-DAMAR HASTALIKLARINA NEDEN OLABİLİR

        Saf suyun doğada hiçbir canlı tarafından tüketilmediğini belirten Prof. Dr. Karagülle, "Sudaki sağlıklı mineraller kalsiyum ve magnezyumdur. Bugün bunların eksikliklerinin yarattığı sağlık sorunlarını tıpta birçok çalışmadan dolayı çok iyi biliyoruz. Yapılan çalışmalarda arıtılan su tüketmenin; magnezyum ve kalsiyum eksikliğiyle özellikle kalp-damar hastalıklarına, kemik sağlığı problemlerine, menopoz sonrası kadınlarda osteoporoza, diş çürüklerine, hipertansiyona ve bazı kanser türlerine neden olabileceği bulunmuştur" dedi.

        Bazı yörelerde kalp-damar rahatsızlıklarının, ani kalp ölümlerinin daha az görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Karagülle, sözlerine şöyle devam etti: "Bunun nedenleri araştırılırken bulunan bulgulardan bir tanesi de sert su (içinde kalsiyum, magnezyum ve bikarbonat olan su) tüketiyor olmalarıydı. Çaydanlıkta kaynattığınız zaman dibe çöken kireç sert suda olur. Bu aslında kalsiyum, magnezyum ve bikarbonattır ve bizim sağlığımız için özellikle kalp damar, kemik, sinir ve kas sağlığı için önemli rol oynayan minerallerdir."

        ARITILMIŞ SUYLA YAPILAN YEMEK SAĞLIKLI OLMUYOR

        Prof. Dr. Karagülle, arıtma suyla çay demlenir mi veya yemek yapılır mı sorusuna ise, şu yanıtı verdi: "Bununla ilgili birkaç tane çalışma var. Aslında bizim geleneğimize göre de yemeğin suyunu atmayız, tüketiriz. Ancak saf su kullanılan yemeklerde kullanılan yiyeceklerin mineralleri de yemeğin suyuna daha fazla geçiyor. Besinle zaten mineral alıyoruz; ancak eğer yemek yaparken de saf su kullanırsak besinden de mineral alamıyoruz ve yine sağlıksız beslenmiş oluyoruz. Yani değişik açılardan baktığımızda da (saf su) sağlıklı bir seçenek değil. Doğada hiçbir canlı, hayvanlar, bitkiler saf su kullanmıyor. Doğada zaten saf su yok, biz insanoğlu yapay olarak yaratıyoruz."

        EN SAĞLIKLISI CAM ŞİŞE

        Damacana su ve pet şişedeki suların tüm dünyada yaygın bir şekilde kullanıldığını kaydeden Prof. Dr. Karagülle, cam şişenin en sağlıklısı olduğunu dile getirdi.

        Karagülle, bütün dünyada ve özellikle Türkiye'de kaynak suyu tüketme alışkanlığımız olduğunu vurgulayarak, sözlerine şöyle devam etti: "Pet şişeler büyük bir kolaylık getiriyor. Tartışmalardan bir tanesi de cam şişe mi yoksa plastik şişe mi olması. Pet şişeler daha yaygın kullanılıyor; ancak güneşe maruz bırakılma olasılığı daha fazla ve bunun da su kalitesini bozduğunu gösteren çalışmalar var. Yani hem alışkanlık açısından hem sağlık açısından aslında eğer karşılanabiliyorsa doğal kaynak suyu, yeraltı suyu, mineral suyu tüketmek daha sağlıklıdır. Arıtma cihazlarında denetim yok demiştik. Oysa ambalajlanmış sular dünya standartlarına ve Avrupa standartlarına uygun. Kriterlere uygun yönetmeliklerle ve Sağlık Bakanlığı'ndan alınan izinle paketlenmiş ve şişelenmiş su üretimi yapılabilir. Dolayısıyla standart bir kriter uygulanıyor ve bu uluslararası kriterlerden geçen markalar şişelenip tüketime sunuluyor."

        Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Gençyürek
        Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Gençyürek

        ARITILMIŞ SU TÜKETENLERE MADEN SUYU ÖNERİSİ

        Arıtılan suyun saflaştığı için içindeki mineral miktarının oldukça zayıfladığını aktaran Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Gençyürek ise, şunları söyledi: "Arıtılmış su tadından da anlaşılıyor. Arıtma su daha tatsızdır. Mineral kaybı nedeniyle arıtılmış suyu tavsiye etmiyorum. Bu suyu sürekli kullananların mineral takviyesi olması adına her gün en az bir şişe maden suyu tüketmeleri gerekiyor. Ancak maden suyunu tercih ederken sodyum oranı çok yüksek olanlar tercih edilmemeli."

        ÖNERİLEN VİDEO
        Haberi Hazırlayan: Demet Demirkır
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ