1978 yılında tatbikatta hastalanıp vefat etti, 44 yıl sonra şehit sayıldı
Yıllar sonra verilen şehitlik kararlarıyla ilgili dikkat çeken bir dava ortaya çıktı. 1978 yılında görevi sırasında rahatsızlanıp hayatını kaybeden Piyade Astsubay Hüseyin Vatansever, 44 yıl sonra şehit sayıldı. Habertürk'ten Kenan Butakın'ın haberi...
Görevi sırasında rahatsızlanıp hayatını kaybeden askerlerin, şehit sayılmaları ile ilgili dikkat çeken bir dava karara bağlandı. Ankara 9'uncu İdare Mahkemesi'nde görülen davada, 1978 yılında Kara Kuvvetleri Komutanlığı emrinde piyade astsubay olarak görev yapan Hüseyin Vatansever'in tatbikatta rahatsızlanıp vefat ettiği ancak şehit sayılmadığı belirtildi. Vatansever'in oğlu Ufuk Mustafa Vatansever'in açtığı davada ise 2022 yılında karar çıktı.
Dava konusu olaya göre 1964 yılında göreve başlayan Vatansever, İskenderun 39. Piyade Tugay Komutanlığı emrinde görev yapmaktayken 1978 yılında Kahramanmaraş Nurhak bölgesindeki Çalışlar-78 Tatbikatı sırasında rahatsızlandı. İshal ve kusma ile başlayan başlayan rahatsızlığın ardından Vatansever'in durumu ağırlaştı. Vatansever, hastaneye kaldırılırken ise hayatını kaybetti.
GEREKÇELİ KARAR 3 AY ÖNCE ÇIKTI
Ailenin 2021 yılında babalarının şehit sayılması için SGK'ya başvurduğunu kaydeden Avukat Tamer Mahmutoğlu, "Vatansever'in şehit sayılması için 2021 yılında Sosyal Güvenlik Başkanlığı’na başvuru yapıldı. Ancak söz konusu başvuru SGK tarafından reddedildi. Ret işleminin iptal edilmesi için Ankara 9. İdare Mahkemesi'ne başvurduk. Dava ise sonuçlandı ve Vatansever 44 yıl sonra şehit sayıldı. Gerekçeli karar bize 3 ay önce tebliğ edildi" dedi.
Ankara 9'uncu İdare Mahkemesi'nin kararında ise şu ifadeler yer aldı: "Vatansever'in akut enfeksiyon nedeni ile oluşan toksik şok ve buna bağlı dolaşım yetersizliği nedeniyle vefat ettiği konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Her ne kadar, Ankara Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim Ve Araştırma Hastanesinin raporu doğrultusunda, müteveffanın şikayetlerinin 'Çalışlar-78 Tatbikatı'nın kaçıncı gününde ortaya çıktığı, müteveffanın hastalandığı tarihte aynı askeri birlikte görev yapan diğer personelde benzer şikayet ve bulguların olup olmadığı, bahsi geçen tatbikat süresince temiz su ve gıda erişiminin sağlanıp sağlanmadığı hususlarında, Milli Savunma Bakanlığı tarafından arşiv kayıtlarında herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmamış ise de, davacının babasının askerlik hizmeti esnasında rahatsızlanarak vefat ettiği açıktır.
Bu durumda görevli iken vefat eden davacının babası Hüseyin Vatansever'in, silah altında iken vefat ettiği, davalı idarenin müteveffanın hastalığının ortaya çıkmasında ve gelişmesinde, aynı askeri birlikte görev yapan diğer personelde benzer şikayet ve bulguların olup olmadığı, bahsi geçen tatbikat süresince temiz su ve gıda erişiminin sağlanıp sağlanmadığı hususlarında bilgi ve belge ortaya koyamadığı ortadadır. Bu durumda müteveffanın bulunduğu ortam veya vazifeden kaynaklanan sebep ve şartlara bağlı olarak öldüğü, olaya münhasıran gerek Milli Savunma Bakanlığı'nca, gerekse davalı idarece müteveffanın ölümüne sebep olan hastalığın görevini ifa ile ilgisi olmadığına dair aksi yönde bir tespit, bilgi ya da belge bulunmadığı hususu göz önüne alındığında, ölümle sonuçlanan maluliyet halinin vazifesi sırasında ve vazifesinin sebep ve etkisi ile ortaya çıktığı konusunda kuşku bulunmadığından, davacının babasının vazife malulü sayılması talebiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir."
"EMSAL BİR KARAR"
Kararı değerlendiren avukat Tamer Mahmutoğlu da, "Bu kararın hukuka ve hakkaniyete son derece uygun bir karardır. Ayrıca benzer durumda olan olaylar için de örnek bir karardır." ifadelerini kullandı.
