En dikkat çekici 10 uzay keşfi
Uzaya bakış açınız artık eskisi gibi olmayacak...
Uzay yarışı başladığından bu yana NASA'nın keşifleri geleneksel medyada çok fazla bildirilmiyor. Uzay mekiği, artık gazetelerin ön sayfaları için çekici bir unsur teşkil etmiyor. Ancak Chris Hadfield'ın uzay istasyonunda gitar eşliğinde söylediği şarkı, birçok kişinin tekrardan NASA'yla ilgilenmesine sebep oldu. 2013 yılında birçok keşif gerçekleşti ve birçoğu da haftalık olarak ortaya çıkmaya devam ediyor.
Bu keşiflerden en yenisi ise Dünya ile Ay arasında otobüs büyüklüğünde bir gezegenin ortaya çıkması oldu. Ancak bu gezegen Dünya için herhangi bir sorun teşkil etmiyor. Yaklaşık olarak 7 metre 62 cm boyutunda ve Dünya'dan yaklaşık olarak 300 bin km uzaklıkta bulunuyor. Uzaydaki keşifler, gezegenimiz Dünya üzerinde gelecekte önemli bir etkiye yol açabilir. İşte o keşiflerden bazıları...
İşte sonsuz derinliğe sahip uzaydaki en yeni 10 keşif!
10 - Meteor Duman Bulutları
Bilim adamları güney ve kuzey kutupları arasında bir telekomünikasyon bağlantısı keşfetti. Dünyanın bir bölgesindeki hava, bir başka bölgedeki havayı değiştirebiliyor. Bu ilişki mezosferde bulunan ve gezegeni dolaşırken göktaşlarından toz toplayan bulutlardan ortaya çıktı.
Bu bulutlar sudan oluşuyor ve içindeki göktaşı tozları da farklı yarım kürelerdeki havayı düzenleyici etkiye sahip. Bu durum Dünya'nın göktaşlarıyla daha önce düşündüğümüzden daha fazla ilişkili olduğunu açıkça gösterir. Bu bulutlar, gece vakti gökyüzünde ışıltılı bir mavilikte parlarlar.
9 - Manyetik Alan Baloncukları
NASA'nın iki gezici uydusu, uzay boşluğunun '' Heliosheath'' olarak adlandırılan ve güneş sistemimizin bir parçası olan kısımda manyetik baloncuklar buldular. 1950 yılında bilim adamları uzayın bu kısmının geçiş için sorunsuz olduğuna inanıyorlardı.
Ancak 2007 ve 2008 yıllarında bu kısımda, yaklaşık olarak 1.607.000 km genişliğe dağılmış manyetik baloncuklar dolayısıyla türbülans olduğunu keşfettiler. Bu baloncuklar, diğer galaksilerde bulunan yıldızlarla birleşerek oluşan güneşin manyetik alanından ortaya çıkmıştır. Bilim adamlarına göre, baloncuklar görünür olsaydı dev sosislere benzerlerdi.
8 - Mira A'nın Kuyruğu
Mira A, 2007 yılında Galaksi Evolution Explorer adlı teleskop tarafından ultraviyole ışınlarıyla incelenen dev bir kırmızı yıldızdır. Bu inceleme, devam eden ''uzayı tarama görevi''nin bir parçası olarak gerçekleştirildi. Bilimadamları 13 ışık yılı uzunluğunda bir kuyruk buldukları için şaşırmışlardı. Bu kuyruk, dev kırmızı yıldızın arkasındaki kuyruklu yıldıza benzer.
Bir ışık yılının 9.6 trilyon km'ye karşılık geldiğini düşününce , bu kuyruğun ne kadar uzun olduğunu tahmin edebiliriz. Bu keşiften önce yıldızların kuyrukları olmadığına inanılırdı. Mira A, saatte 468.000 km'lik inanılmaz bir hızla evreni dolaşmaktadır.
7- Eris
2005 yılında Eris keşfedilmiştir ve gezegen olup olmadığı konusunda tartışmalar başlamıştır. Aslında Pluto'nun arkasındaki 10. gezegen olarak düşünülmüştür. Eris ve diğer küçük gezegenler, cüce gezegenler kategorisinin ilk üyeleri olmuşlardır.
Bu durum Plüton'un gezegen statüsünden çıkarılmasının yarattığı bir durumdur. Eris hemen hemen Plüton ile aynı boyuttadır ve adı Dysnomia olan bir uyduya sahiptir. Eris ve onun uydusu, güneş sistemimizde güneşe en uzak cisimlerdir.
6 - Mars'taki Su Akışı Desenleri
NASA 2011 yılında Mars'ta su akışı olduğunu kanıtlarıyla iddia etti. Fotoğraflar yayınlandı ve yazılı bir açıklama yapıldı. Hızlandırılmış çekimlerin gösterdiğine göre, sıvı akışı kayalık bölgeye doğru ilerliyor ve bilim adamları da bu suyun tuzlu olduğunu ve yaz aylarında yeterince ısınıp etrafı çamur haline getirecek kadar erittiğini söylüyor.
Bu keşif, Mars'ta su bulunduğunun ve bunun zamanla değişebileceğinin ilk kanıtı olma özelliğini taşıyor.
5 - Devasa Siyah Delik
Bilim adamları 1995 yılından beri S2 olarak adlandırdıkları tek bir yıldızı takip ediyorlardı. Çünkü bu yıldız yörünge etrafında son derece hızlı bir şekilde hareket ediyordu ve bunun gözlemlenemeyen çok büyük bir nesne olduğuna inanıldı.
2008 yılında bunun görünmez büyük bir kitle olduğu kabul edildi ve aslında bunun Sagittarius A adlı devasa bir delik olduğu anlaşıldı. Kara delik galaksimizin tam merkezinde bulunuyor ve Dünya'dan yaklaşık olarak 26.000 ışık
yılı uzaklığında. Sagittarius A' nın varlığı, beraberinde diğer tüm galaksilerin ortasında da büyük bir delik olabileceği tartışmasını getirdi.
4 - Bing Bang'in Yankısı
2001 yılında bilimadamları big bang ( büyük patlama ) sonrasında geriye kalan yankının haritasını çıkarmaya çalıştılar. Bunu, kozmik mikrodalganın arka planını haritalayarak yaptılar. Büyük patlamanın ardından radyasyon ortaya çıktı ve bu radyasyon havada asılı kaldı. Bilim adamları bu radyasyondaki değişiklikleri haritalayarak evrenin kaç yaşında olduğu konusunda karar vermeye çalıştılar.
Ayrıca evrenin %96'sının da gözle görülemeyecek bir kitle olduğunu belirlediler. Evrenin çok küçük bir kısmı yıldızlar ve galaksilerle dolu; ancak geriye kalan kısım karanlık enerji ve karanlık maddeden oluşuyor. Sonuç olarak evrenin 13.73 milyar yaşında olduğu belirlendi.
3 - Titan keşfedildi
2005 yılında Avrupa Uzay Ajansı'nın uzay aracı Huygens, NASA'nın uzay aracı Cassini'ye bağlı bir şekilde yaptığı yedi yıllık uzay yolculuğunun sonucunda Titan'ın atmosferine girebildi. Titan, Satürn'ün en büyük uydusudur ve yoğun bir atmosferi olan bilinen tek doğal uydudur. Huygens, uzun soluklu bir çalışma için üretilmemişti; ancak şaşırtıcı şekilde veriler gönderdi. Bilim adamları Titan hakkında çok fazla bilgiye sahip değildi ve Huygens'in bir okyanusa mı ya da kayalık bir bölgeye mi indiği konusunda da bilgiye sahip değildi.
Titan'ın kalın atmosferinin Dünya'nın genç dönemlerine benzediği ortaya çıktı. Titan'da kum tepecikleri ve göller olduğu ortaya çıktı ve zemininin yaşamı destekleyici moleküllerle kaplı olduğu belirtildi. Titan'ın atmosferi nitrojen, metan ve etandan oluşmuştur. Atmosferinin kalınlığı, Dünya'nınkinin yarısı kadar daha fazladır.
2 - Enceladus'taki okyanus
Satürn'ün uydusu olan Enceladus içerisinde gizli bir okyanus bulundurmaktadır. 2014 yılındaki bulgular, neden Enceladus'un güney kutbu boyunca su sızıntılarının yaşandığını açıklamaktadır. Gizlenmiş durumdaki su ilk kez Cassini'nin kamerasından 2005 yılında keşfedilmişti. Enceladus sadece 500 km uzunluğundadır ve bunun 53 km'si Satürn'ün yörüngesindedir. Enceladus'un zemini geceleri parlak görünmesine neden olan temiz beyaz buzla kaplıdır. Yeni keşfedilen okyanus buzlu zeminin üzerinde yaklaşık olarak 30 - 40 km civarındadır.
Büyüklüğü Kuzey Amerika'dakİ Superior Gölü kadardır. Bilim adamları gölün en azından Enceladus'un ortasına kadar genişlemesini ummaktadır. Bu sayede mikrobiyal hayata imkân sağlayabilecektir. Cornell Üniversitesi'nden Jonathan Lunine, bu okyanusun Enceladus'un içini yaşam belirtisi aramak için çok cazip bir yer haline getirdiğini belirtmektedir.
1 - Kepler -186f
2014 yılının Nisan ayında, bilim adamları Dünya'nın kuzeni olan bir başka gezegeni başka bir güneş sisteminde keşfettiler. Kepler - 186 f adını alan gezegen, Dünya'dan 490 ışık yılı uzaklıktaki sönük kırmızı bir yıldızın yörüngesinde Kepler uzay teleskopu tarafından bulundu. Gezegen, kendi yıldızının yaşanabilir alanının tam sınırında bulunuyor ve pozisyonu ve büyüklüğü, yüzeyinde su bulunduğuna işaret ediyor.
Kepler - 186 f dünyadan biraz daha büyüktür ve çok az daha soğuktur. Bu soğukluğun nedeni de yıldızının güneşten daha sönük olmasıyla ilgilidir. Bu gezegen, Dünya ile aynı boyutta olan ve yeni keşfedilen gezegenler arasında kendi yıldızının yaşanabilir alanında bulunan ilk gezegendir.
