Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Nedir Yiyin efendiler yiyin şiiri kimin? Han-ı Yağma şiiri

        "Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin" dizeleriyle akıllara kazınan Han-ı Yağma şiiri araştırılıyor. Türk Edebiyatı'nda İttihat ve Terakki dönemi eleştirileri şiirleri içinde en çok bilinen şiir olan Yiyin efendiler yiyin şiiri kimin? İşte Han-ı Yağma şiiri

        YİYİN EFENDİLER YİYİN ŞİİRİ KİMİN?

        Han-ı İştiha şiiri Servet-i Fünûn topluluğunun lideri olan Tevfik Fikret'in şiiridir. İttihat ve Terakki'nin kötü yönetimini, yolsuzluklarını eleştiren Han-ı Yağma şiiri, şairin en ünlü şiirlerinden biridir.

        HAN-I YAĞMA ŞİİRİ (ORİJİNAL OSMANLICA TÜRKÇESİ)

        Bu sofracık, efendiler, ki -iltikama muntazır

        Huzurunuzda titriyor- şu milletin hayatıdır;

        Şu milletin ki muztarib, şu milletin ki muhtazır,

        Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun, hapır hapır.

        Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin;

        Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!

        Efendiler!Pek açsınız, bu çehrenizde bellidir;

        Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı, kim bilir?

        Şu nadi-i niam, bakın, kudumunuzla müftahir,

        Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hakk da elde bir!

        Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı zi-safa sizin;

        Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!

        Bütün bu nazlı beylerin, ne varsa ortalıkta say:

        Haseb, neseb, şeref, şataf, oyun, düğün, konak, saray

        Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay

        Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay

        Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin;

        Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!

        Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı, yok zarar,

        Gurur-ı ihtişamı var, sürür-ı intikamı var.

        Bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar;

        Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar.

        Yiyin efendiler, yiyin, bu han-ı can-feza sizin;

        Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

        Verir zavallı memleket, verir ne varsa; malını

        Vücüdunu, hayatını, ümidini, hayalini;

        Bütün ferag-ı halini, olanca şevk-ı balini

        Hemen yutun, düşünmeyin haramını, helalini.

        Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin;

        Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!

        Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak:

        Yarın bakarsınız söner, bugün çıtırdayan ocak;

        Bugünkü miğdeler kavi bugünkü çorbalar sıcak,

        Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak…

        Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı pür-neva sizin;

        Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

        HAN-I YAĞMA ŞİİRİ (SADELEŞTİRİLMİŞ GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ İLE)

        Bu sofracık, efendiler –ki bekler yutulmayı

        Huzurunuzda titriyor –şu ulusun hayatıdır

        Ulusun ki acılı, ulusun ki eşiğinde ölümün!

        Ama sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır…

        Yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin,

        Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

        Efendiler pek açsınız besbelli yüzünüzden;

        Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?

        Şu doyumcu sofra, bakın gelişinizle övünçlü!

        Hakkıdır kutsal savaşınızın, evet, o hak da elde bir…

        Yiyin, efendiler yiyin; bu iç şenliği sofra sizin,

        Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

        Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say:

        Soy sop, şeref, gösteriş, oyun, düğün, konak, saray,

        Tüm sizindir efendiler, konak, saray, gelin, alay;

        Tüm sizindir, tüm sizindir, hazır hazır, kolay kolay…

        Yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin,

        Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

        Büyüklüğün sindirimi biraz ağır olsa da yok zarar,

        Görkemli yüceliği, öç alıcı sevinci var,

        Bu sofra gönül almanızdan böyle ısınır ve ışıldar.

        Sizin şu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar…

        Yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin,

        Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

        Verir zavallı memleket, verir ne varsa; malını,

        Varlığını, hayatını, umudunu, hayalini,

        Tüm olanca rahatını, olanca gönül balını,

        Hemen yutun, düşünmeyin haramını, helalini…

        Yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin,

        Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

        Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!

        Yarın bakarsınız söner bugün çatırdayan ocak!

        Bugün ki mideler sağlam, bugün ki çorbalar sıcak;

        Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak…

        Yiyin, efendiler yiyin; bu cümbüşlü sofra sizin;

        Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!

        (Günümüz Türkçesiyle söyleyen: Ceyhun Atuf Kansu)

        Haberi Hazırlayan: Elif Avcı

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ