60, 70 ve 80’lerin modası ‘Permi’ ile otomobil ithalatı
Otomobil fiyatlarının yükselişi, talebi karşılayamayan arz, ikinci elin sıfır fiyatlarını geçmesi bir dizi önlemin yanında, resmi ikinci el otomobil ithalatını bile konuşulur hale getirdi. İkinci el otomobil ithalatının sektörü nasıl etkileyeceği gündemi meşgul ederken biz de Habertürk okuyucuları için, 80'li yıllarda dönemin gurbetçilerinin gerçek öykülerini içeren 'permi' belgesi ile Türkiye'ye otomobil ve elektronik eşya getirip satması ile popülerleşen otomobil ithalatını mercek altına aldık
İkinci el otomobil ithalatı son günlerin popüler gündemi haline geldi. İkinci el otomobil fiyatlarının yükselen talepten dolayı sıfırın üzerine kadar çıkmasına devlet müdahale ederek bu piyasayı dengeleme yoluna gitmek için çalışmalar başlattı. Bunlardan biri de ikinci el fiyatlarının sıfırı geçemeyeceği kararnamesi olurken bir diğeri de özellikle Avrupa’dan ikinci el ithalatına izin verileceği söylentisi oldu. Bu ihtimal, akıllara yıllar öncesinde gurbetçilerin Türkiye’ye resmi otomobil ithalatı başlamadan önce ‘permi’ belgesi ile ve farklı yollarla yapılan ithalatı getirdi.
OTOMOTİV SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE İTHALATIN ROLÜ
Otomobil ülkemizde her dönemde ilgi çeken sadece ihtiyaç değil aynı zamanda bir statü sembolü olarak da dikkat çekmiştir. Otomobillerin yanında ailecek fotoğraf çektirmek hale önemli geleneklerimizden biri olarak varlığını sürdürüyor. Günümüzde gelinen noktada çok büyük bir yatırım aracına dönüşen otomobilin Türkiye'deki hikâyesi geçmişten günümüze çok farklı dinamiklerle, benzer sonuçlara varıyor.
Otomotiv sanayisinin Türkiye'deki gelişimi 1950'lerin başında montaj sanayi girişimleriyle birlikte yarı veya tamamen demonte olarak ithal edilen araçların yurt içinde birleştirilerek satışı ile başlıyor. İlerleyen yıllarda hız kazanan bu girişimler, 1959 yılında Koç Grubu'nun otomotiv sanayisindeki ilk girişimi olan Otosan'ın kurulması ve ardından Anadol'un imal edilmesi ile genişlerken, Tofaş'ın Murat 124'ünü, 1969 yılında Oyak ortaklığı ile Bursa'da kurulan Renault fabrikasının takibi ile sürdü.
Ancak bu noktaya gelinirken, 80’lerin ortaları ve sonlarına kadar en popüler otomobil sahibi olma yöntemlerinden biri, yurt dışında belirli bir süre çalışmış Türk vatandaşlarına tanınmış olan, ülkeye bir adet gümrüksüz araç sokma hakkı oldu. Bedelsiz ithalat ‘permisi’ olarak da adlandırılan bu izin ile özellikle Almanya’da çalışmaya gitmiş işçiler tarafından Türkiye’de ikinci şahıslara otomobil satışı gerçekleştiriliyordu. Bu da o dönem resmi olarak ithalat sayılmasa da ikinci el otomobil ithalatının yapılmaya başlandığı ve popülerleştiği dönem olarak da akıllarda yer etmiştir.
NAKL-İ HANE HAKLARINI SATARLARDI
Permisi olan adına bir otomobil alınır, otomobil Türkiye’ye getirilip gümrüğe teslim edilir, sonra devletin belirlediği, yaklaşık otomobilin bir buçuk katı bir bedel merkez bankasına yatırılır, sonra da araç gümrükten çekilirdi.
Bu ‘permi’ belgesiyle yapılan ithalat yalnızca otomobille de sınırlı kalmıyordu. Otomobilin yanı sıra beyaz eşya, elektronik aletler, televizyon gibi farklı eşyaların da ithalatının yapılmasına olanak tanıyan bir yöntemdi. Bir dönem Sirkeci’de 'permi pazarı' kurulur Almanya’dan izinli gelen işçiler nakl-i hane haklarını satarlardı. Bu sayede devam eden uzun yıllar boyunca Sirkeci Türkiye'nin elektronik eşya merkezi olarak da anıldı.
AMERİKAN OTOMOBİLLERİ DE REVAÇTAYDI
Yalnızca Avrupalı otomobiller değil Amerikan otomobilleri de o dönemde oldukça gözde araçlar arasında yer alıyordu. O yıllarda Almanya'da BMW Fabrikası'nda çalışan, benim de ikinci ismimin sahibi dedem Kadri Özenen, fabrikadan çalışan indirimi ile satın aldığı otomobilleri Türkiye'ye getirerek satışını gerçekleştiriyordu. Bunun yanı sıra Türk tüketicisinin de oldukça beğendiği Amerikan otomobillerini Avrupa'ya sipariş ederek, onları Belçika’nın Anvers limanından teslim alır ve Türkiye'ye getirerek satışını gerçekleştirirmiş. Bu yolculuklarından bir tanesinde ise Kapıkule Sınır Kapısı'nda Türkiye'ye giriş için beklerken kalp krizinden vefat etti. Hazin olan ise, yıllarca satmak üzere otomobil getirip Türkiye’ye soktuğu gümrük kapısından bu kez maalesef cenaze aracıyla girmesiydi.
İNCİRLİK ÜSSÜ AMERİKAN OTOMOBİLİ ÜSSÜ OLDU
Ancak Amerikan otomobillerinin büyük çoğunluğu bu şekilde ithalatla gelmedi çünkü o dönemde ithalat konusunda bazı değişikliklere gidildi ve getirilebilecek araçların hem motor hacmine hem de ağırlığına sınırlamalar getirildi. yurda sokulacak otomobilin beş yaşından eski olmaması, ağırlığının 950 kiloyu geçmemesi ve 1.6 litrelik silindir hacminin altında olması gerekiyordu.
Ancak buna karşın Türkiye'de eski Amerikan otomobili patlaması olmasının en büyük sebeplerinden bir tanesi ise 1952 yılında kurulmuş olan İncirlik Üssü'nde çalışan ABD askerleridir. İkinci el Amerikan otomobillerinin Türkiye'ye girişi İncirlik üzerinden olmuştu. Türkiye’deki Amerikan üslerinde çalışan personeller görev süreleri dolup Türkiye’den ayrılırken, ilk geldikleri sırada ülkeye getirdikleri otomobilleri satarak gitmeyi tercih ediyordu. O dönem taksilerinin neredeyse tamamının Amerikan otomobillerinden olmasının bir sebebi de buydu.
BMW 315 MODELİ TÜRKİYE'YE ÖZEL ÜRETİLDİ
1,6 litrenin altındaki motor hacmine sahip araçlara izin verilmesi ile birlikte Alman otomobil üreticisi BMW Türkiye'ye özel bir formül buldu. Motor hacmi sınırı gelince BMW Türkiye’ye özel 315'leri üretmeye başladı. Çünkü Türkiye iyi bir pazardı. 315 BMW’ler permiyle ithalat yıllarının BMW’leri olarak bilinirler.
O yıllarda Türkiye gibi İran da iyi bir pazardı ve Türkiye üzerinden İran'a giderken şöyle manzaralar olurdu yollarda: Mercedes Kamyon, onun üzerinde bir kamyonet, kamyonetin üzerinde bir otomobil; İran’a gidiyor... İran’da İslam devrimi olunca oranın en büyük ithalatçılarından olan Vahapzade ailesi ülkeden kaçıp Almanya’ya yerleşti. Sonra da Kocabıyık ailesiyle ortak olup 1984 yılında Borusan Otomotiv’i kurdular. Borusan kurulduktan sonra Permi ile BMW getirmek eskisi kadar karlı olmaktan çıktı, çünkü şirket toplu alım yaptığı için daha iyi fiyat alıyordu. O yıllarda Türkiye ve İran’a giden Almanya’nın kullanılmış araçlarına transit geçiş sağlayan Bulgaristan da günümüzde ise Almanya’nın kullanılmış araçlarının önemli pazarlarından biri haline geldi.
83'TE İTHALAT SERBEST BIRAKILDI, PERMİ POPÜLARİTESİNİ KAYBETTİ
Bu etkinin olmasında 1983 yılında yayımlanan resmi ithalat serbestliği de önemli rol oynadı.
29 Aralık 1983 günü yayımlanan 18266 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de söz konusu ithalat çeşidine de yer veren bir Türk Parası Kıymetinin Korunması tebliği ile komple ithalatın serbest bırakılacağı günlerde ilaveten de kullanılmış araç ithalatının da serbest bırakılacağı belirtilmişti.
Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, otomobil ayırdıktan sonra geriye kalan taşıt araçlarının tümünü Mesleki Alet ve Makinalara dair listeye dahil etmiştir. Bu durumda 1984 yılındaki bedelsiz ithalatın kapsamı genişledi. Almanya'da ekonomik ömrünü doldurmuş olan çekici, otobüs, traktör ve iş makinelerini getirmek çok ucuzdu. Bu uygulama ile bu taşıtlar Türkiye'ye getirildi. Dolayısıyla fon uygulamasına rağmen maliyetleri yine de çok düşük oldu. Eskiliğinin her yıl için %5 amortisman düşülerek belirlenen gümrük, fon ve resimler matrahı, yeni bir araca uygulanan matrahın %25'i kadar ancak tutuluyordu.
Bu da haksız rekabet tartışmalarını ortaya çıkarttı. Bedelsiz ithalatın kapsamının genişletilmesi ve söz konusu araçların kullanılmış olarak ithal edilmesi, yerli üretime karşı haksız rekabet ortamını doğurmuştu. Bedelsiz ithalat yolundan yürüyerek gelemediği için, deniz yolu ithal kapılarından gemi sırtında girmiş oldu.
Toplam ithalat yerli üretimin 1984 yılında %21.6'sını kapsarken, 1985 yılının üç ayında ise %24 oranına ulaştığı görüldü.
BEDELSİZ İTHALAT ESKİSİ KADAR KÂRLI DEĞİL
Halen bedelsiz ithalat yapılabiliyor ancak o dönemlerde olduğu kadar kârlı ve denetimsiz bir şekilde olmuyor. Ticaret Bakanlığı tarafından, "Bedeli için döviz transferi yapılmadan yurt dışında elde edilen ve yurda getirilmesi mecburi olmayan dış kazanç ve tasarruflarla satın alınan bazı şahsi ve ticari mahiyette eşyanın yurda ithali" olarak belirtilen bu işlem için şu anda daha katı kurallar mevcut.
Bazılarını sıralamak gerekirse,
Bu listenin tamamına ise Ticaret Bakanlığı'nın internet sitesinden ulaşmak mümkün.