Ahmet Mekin: Bildiri yayımlayıp 'bıraktım' demedim
Ahmet Mekin, bir yandan 90'ıncı yaşını, diğer yandan kariyerinin 65'inci yılını kutluyor. Manifaturacılıktan iflas ettiği günlerde kendisine teklif edilen 500 liranın maddi çöküntüden kurtulmak için iyi bir fırsat olacağını düşünerek oyunculuğa başlayan Mekin, "Bir kere yaparım, bir daha yapmam" dediyse de kendi ifadesiyle yapımcı Fuat Rutkay tarafından kaçırılarak ikinci filmini çekti. O günden sonra oyunculuktan kopmayan Ahmet Mekin, önce jön, sonra karakter oyuncusu olarak günümüze kadar Türk sinemasına 168 filmle hizmet ederken 'Cemşit' karakteriyle 'Selvi Boylum Al Yazmalım'ın efsane film olmasında önemli paya sahip oldu
'Selvi Boylum Al Yazmalım'...
Zaman zaman yapılan 'En beğendiğiniz Türk filmi hangisidir?' başlıklı anketlerde 'Hababam Sınıfı' ile birlikte ilk sırayı paylaşan film.
Ahmet Mekin...
Canlandırdığı 'Cemşit'e kendi kattığı yorumla 'Selvi Boylum Al Yazmalım'ın efsane film olmasında önemli payı olan Türk sinemasının duayeni.
Enver Burçkin...
Mustafa Kemal Atatürk'ün dokümanter filmlerini çeken "Atatürk'ün kameramanı" olarak tanınan Cezmi Ar'ın asistanı, Ahmet Mekin'i oyunculuğa başlatan, 69 film ve birçok ödülle Türk sinemasına damgasını vurmuş görüntü yönetmeni.
17 Ağustos'ta 90 yaşına girecek olan Ahmet Mekin, kariyeri boyunca 168 filmde rol aldı. Mekin'in oyunculuğa başlama hikâyesi şöyle; İlk önce güreşçi olmaya çabalayan Ahmet Mekin, bir müsabaka sırasında kaburgaları kırılınca dönmemek üzere minderi terk etti.
Güreşten sonra kayağa merak salsa da düşüp beli incinince karlara da veda etti.
Futbolcu olmaya yönelen Ahmet Mekin, Bakırköyspor'da oynarken ayağından ciddi şekilde sakatlandı.
Spor kariyeri tamamen sona eren Ahmet Mekin, Bakırköy'de bir manifatura dükkanı açarak ticaret yapmaya başladı.
Enver Burçkin ile yönetmen kardeşi Selahattin Burçkin, zaman zaman filmlerinde oyunculuk da yapan Kenan Pars'ın Bakırköy'deki dükkanına gidip geliyordu.
Kenan Pars ile Ahmet Mekin, Bakırköy'den arkadaştı.
Günlerden bir gün Burçkin Kardeşler, Ahmet Mekin'i dükkanında gördükleri Kenan Pars'a şöyle bir mektup yolladı; "Kenancığım o gördüğümüz arkadaşı filmde oynamaya ikna et, 500 lira da para gönderiyoruz."
Aklında oyunculuk yapmaya yönelik en küçük bir fikir, içinde en küçük bir arzu olmayan Ahmet Mekin, o günlerde sermayeyi kediye yüklemişti.
İflas etmesiyle içine girdiği ekonomik darboğazdan kurtulmak için 500 liralık avansı iyi bir fırsat olarak gördü.
Belgin Doruk ile Yılmaz Duru'nun başrolleri paylaştığı 1957 yapımı 'Mahşere Kadar' ile oyunculuk kariyerine başlayan Ahmet Mekin'in oyunculuğu Enver Burçkin ile Selahattin Burçkin tarafından beğenilse de oyunculukta hâlâ gözü yoktu.
Günlerden bir gün Ahmet Mekin'in evinin kapısı çaldı.
Tanımadığı iki kişi şöyle der; "Biz Halk Film'den geliyoruz. Fuat Bey (Rutkay) sizinle görüşmek istiyor."
Ahmet Mekin'in cevabı şuydu; "Sinema yapmayacağım, bir kere yaptım bir daha yapmayacağım."
Bakırköy'den yönetmen arkadaşı Sırrı Gültekin'in "Ayıp olmasın, en azından git bir tanış" demesi üzerine yapımcı Fuat Rutkay'ın ofisine gitti.
Ofisteki görüşmenin ardından Fuat Rutkay, bir anda otomobiline bindirdiği Ahmet Mekin ile Yakacık'a doğru yola çıktı. Bir sete gittiklerini anlayan Mekin, yol boyunca "Oyunculuk yapmayacağım" dese de Rutkay oralı bile olmadı.
Nişan Hançer'in yönettiği 'Yosmanın Kızı' için set kurulmuş, filmin çekimine başlanmıştı. Belli ki Fuat Rutkay, Ahmet Mekin'i sete götürerek belki de son şansını denedi.
Ahmet Mekin, kendi ifadesiyle Fuat Rutkay tarafından sete kaçırılarak filmin kadrosuna dahil edildi.
Rutkay Aziz'in amcası olan Fuat Rutkay'ın verdiği bin lirayla ekonomik darboğazdan iyiden iyiye çıkan Ahmet Mekin yine de oyunculuk yapmak istemese de Kenan Pars ve Sırrı Gültekin'in ısrarlarıyla gitgide sinemanın yeni yıldızlarından biri haline geldi.
500 lira için başladığı oyunculuk hakkında ilk günlerde "Bir kere yaparım, bir daha yapmam" diyen Ahmet Mekin, kariyerinin 65'inci yılını kutluyor.
1975'e kadar kameranın karşısına jön olarak geçen Ahmet Mekin, "Bu yaştan sonra jön rolü oynanmaz" diyerek 43 yaşındayken karakter oyunculuğuna yöneldi.
1990'lı yılların başında İstanbul'un keşmekeşliğinden usanarak Erdek'in Ocaklar Köyü'ne yerleşen Ahmet Mekin, sorularımı cevaplarken hayatının bu döneminde kendini iyi hissettiğini, mutlu bir yaşama sahip olduğunu söyledi. Köyde huzurlu bir yaşama sahip olduğunu dile getiren Mekin, 90 yaşında olmasına rağmen oyunculuk teklifleri geldiğini belirterek "Oyunculuğumun son dönemine geldim. Aktif olarak çalışabilecek güçteyim. Bu son dönem ne zaman biter bilemem. İstediğim zaman çalışabiliyorum. İşin güzel tarafı hâlâ teklifler alıyorum" dedi.
Hâlâ teklifler almasını mesleğe olan saygı ve işin hakkıyla icra edilmesiyle ilgili olduğunu söyleyen Ahmet Mekin, bilgi ve deneyimlerinden yeterince faydalanılıp faydalanılmadığı yönündeki sorumu ise şöyle cevapladı; "Zaman zaman oyunculuğu bıraktığım düşünülüyor. Hiçbir zaman bir bildiri yayımlayıp 'sinemayı bıraktım' demedim. Sinemayı terk etmek gibi bir durum söz konusu değil. Ara ara çalışmadığım zamanlar oldu / oluyor. Çalışmadığım dönemler, sinemayı terk etmek, emekli olmak gibi düşünülmemeli. Bazen kişisel nedenlerden dolayı çalışmadım. Bir ara politika yaptığım için oyunculuktan uzak kaldım. Uzun bir aradan sonra 2002'de hiç aklımda yokken Ünal Küpeli beni çalışmaya ikna etti. Bazen arkadaşların ısrarıyla bazen de ekonomik nedenlerden dolayı oyunculuğa dönüyorum ama hiçbir zaman bir yapım şirketine gidip iş istemedim."
Birkaç üniversiteden dersler vermesi yönünde teklifler alan Ahmet Mekin, oyunculuğun yetenek işi olduğunun savunucularından olduğu için "Yapamam" demiş; "Birkaç üniversiteden hocalık teklifi geldi ama bu işi akademik düzeyde yapabileceğimi düşünmedim. Oyunculuk da şöyledir; yönetmen tarif eder, siz yetenekliyseniz oynarsınız.
Ürettiği filmlere bitip tükenmeyen bir ilgi olan Yeşilçam'ın büyüsünün ne olduğu sorusuna Ahmet Mekin'in cevabı şöyle; "Hikâyeler samimi ve izleyicilere yakındı. Filmdeki duygular izleyicilerin duygularıyla örtüşüyordu. Toplumla ortak bir dile sahipti. 'Sanat filmi yapacağım' diye ortaya çıkıp kimsenin anlamadığı filmler yapılmıyordu."
1970'li yılların sonunda Bülent Ecevit'in başbakanlığı döneminde çıkarılan bir kanunla geriye dönük primlerini ödeyerek emekli olan Ahmet Mekin, Yeşilçam döneminde oyuncuların para kazanamaması gibi bir durumun söz konusu olmadığını söyledi. Mekin'e göre Yeşilçam dönemindeki oyuncularla yeni nesil oyuncuların kazançları arasındaki muazzam farkın nedeni içinde bulunulan şartlar. Oyuncuların kazançlarının ölçüsünün sinema sektörünün kazancıyla ilgili olduğunu belirten Ahmet Mekin, "Sinema sektörünün kazancı neyse oyuncunun kazancı da odur" derken günümüzde de sinema oyunculuğundan çok büyük paralar kazanılmadığını, yeni nesil oyuncuların servetlerini TV dizilerinden ve reklam kampanyalarından elde ettiklerine vurgu yaparak "Bizim zamanımızda TV dizisi ve reklam kampanyaları kısıtlıydı" dedi.
Ahmet Mekin'e göre 'Selvi Boylum Al Yazmalım'ın Türk sinemasının efsane filmlerinden birinin olmasında en büyük paylardan biriAli Özgentürk'ün Cengiz Aytmatov'un şaheser 'Kırmızı Eşarp' hikâyesini senaryoya son derece güzel aktarması. Elbette, hikâyede olmayıp Ali Özgentürk'ün senaryoya eklediği bazı sahneler ve replikler de 'Selvi Boylum ve Al Yazmalım'ı eşsiz kıldı.
Filmle özdeşleşen o repliklerden biri şu; "Sahi, sevgi ne demekti? Sevgi iyilikti, sevgi emekti..."
Ahmet Mekin'e göre 'Selvi Boylum Al Yazmalım'ın başarısının sıralaması şöyle; hikâye - senaryo - yönetmen - görüntü yönetmeni - müzik - oyuncu seçimi.
Filmde 'Cemşit'i canlandıran Ahmet Mekin'e Sovyetler Birliği'nden ödül verildi. Ne var ki film çekimi olduğu için ödülünü almaya gidemedi. Bir zaman sonra Sovyetler Birliği konsolosu elinde ödül ve bir mektupla Mekin'i ziyaret etti. Mektup, 'Kırmızı Eşarp'ın Rusya versiyonunda 'Cemşit' karakterini canlandıran oyuncudandı; "Bu rolü sinema, tiyatro ve televizyonda oynadım ancak sizin kadar başarılı yorumlayamadım, sizi canıgönülden kutluyorum."
Ahmet Mekin, sadece 'Cemşit'i yorumlama gücüyle değil, karakterinin şekillenmesi ve finalinin nasıl olması gerektiği konusunda da 'Selvi boylum Al Yazmalım'a hizmet etti.
Filmin yönetmeni Atıf Yılmaz, 'Cemşit'in biraz daha eğlenceli bir karakter olmasını isterken Ahmet Mekin, "Hayır, iki çocuğu ve eşini kaybeden bir adam hiçbir zaman eğlenceli olamaz" diyerek hayat verdiği karakteri kendi düşündüğü gibi yorumladı.
Ahmet Mekin, Ocaklar Köyü'nde zaman zaman Toprak Sergen ve hayatını belgesel film haline getirmek için proje üzerinde çalışan sinema sektörü iletişim uzmanı ve yazar Nizam Eren ile bir araya gelip sohbet ediyor.
