Kalemi bırakıp sopaya sarılmışlardı
Birinin lakabı '100 beygirlik yazı makinası' diğerinin ise 'şiir tankeri'. Biri edebiyatımıza 200'den fazla eser kazandırdı diğeri ise binlerce şiir... Biri meslektaşının sırtında bastonu paralarken diğeri de çiçeği burnunda genç şairi sopalamaktan geri durmamıştı. İşte Ahmet Mithat Efendi ile Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın 'eli sopalı' hâlleri... Habertürk'ten Mehmet Şimşek'in haberi
ABONE OLEvvela 'Hace-i evvel' (toplumun bilimsel ve fikri yönden ilerlemesi için, çeşitli bilgileri, halkın rahatlıkla anlayabileceği bir dille yayan kimse) denilen Ahmet Mithat Efendi (1844-1912) ile işe başlayalım.
Verdiği onlarca eser sebebiyle '100 beygirlik yazı makinası' olarak bilinen Ahmet Mithat, Tanzimat döneminin en önemli yazar, gazeteci ve aydınları arasında gelir. Ölümüne dek 200'den fazla eser yayımlayan Ahmet Mithat, Türk edebiyatının gerçek anlamda ilk popüler yazarıdır dersek abartmış olmayız.
Ahmet Mithat Efendi kendi döneminde çok yazan ve çok okunan bir yazar olmuş hep. Gençliğinde muzır neşriyattan sürgüne bile gönderilen bu ilginç edebiyatçı hayatının son yıllarında başka türlü bir gözden düşüşü de yaşamış, siyasi görüşleri yüzünden dışlanmış...
Tanzimat dönemi ünlü şairi Muallim Naci (Görsel: AA)