Altay - Beşiktaş yazar yorumları

SERDAR ALİ ÇELİKLER: Bu kadar eksikle Amsterdam Arena'da Ajax maçı nasıl oynanacak? Maça başlayan 11'den kaç kişi daha sakatlanacak? Allah korusun Ajax maçı felaketle sonuçlanabilir. Ligdeki kayıplar telafi edilir. Avrupa'da da "Bu maçta çok eksiktik" denir geçilir. Ancak bu kadar sakatlık, ağır bir Ümraniye problemine işaret ediyor. Asıl sorun budur.

UĞUR MELEKE: Beşiktaş’ın problemleri, ligin genel rekabetçiliğiyle, yoğun fikstürle açıklanamayacak kadar çoktu elbette. Beşiktaş’ın sakatlarından bir 11 yapabiliyorsunuz ve o 11, muhtemelen dün sahaya çıkan 11’i yenebilecek seviyede.

UĞUR MELEKE: Süper Lig’in en iyi futbol oynayan takımlarından biri olan Altay da maçın önemli bölümünde Beşiktaş’ın bu eksikliklerini doğru değerlendirdi. Özellikle Mustafa Denizli’nin Aka-Zeki-ceyhun’lu sert orta sahası Beşiktaş’ı olağanüstü yordu ve sadece ilk 45 dakikada 54 pas hatasına zorladı misafir ekibi.

ALİ GÜLTİKEN: Orta alanda Pjanic'in de oyundan çıkmasıyla Altay oyuna çok daha fazla hakim oldu. Tabi bireysel olarak Kappel ve Bamba'nın üstün performansları da işin içine girince Beşiktaş çok zorlandı. İşin ne hücum ne de savunma tarafını doğru yapabildi. Beşiktaş açısından maçın en pozitif yönü Güven'in attığı goldeki bireysel becerisi ve başarısıydı.

ALİ GÜLTİKEN: Sonucu, elbette ki Altay'ın başarısı açından bir kenara koyuyoruz ama Beşiktaş tarafından baktığımızda bu kadar iyi transferin yapıldığı bir sezonda daha ligin yedinci haftasında böyle bir durumla karşılaşılabileceği kimsenin aklına gelmezdi. Hem skor hem de oyun açısından Beşiktaş için zor bir akşam oldu.

GÜNTEKİN ONAY: Maça 11 eksik ile çıkan Beşiktaş, Pjanic de sakatlanınca iyice zor durumda kaldı. Karşılaşmayı izleyen Beşiktaşlılar için dünkü Altay maçı resmen bir ızdıraba dönüştü. Sahaya çıkan 11’de forma şansı bulan Gökhan Töre ve Kenan Karaman felaket bir görüntü ortaya koydular. Gökhan Töre hemen hemen buluştuğu tüm topları kaybederken, santrfor oynayan Kenan ne top alabildi ne de aldığı topların tek bir tanesini olumlu kullanabildi.

GÜNTEKİN ONAY: Kenan’da, sürat, teknik kalite, hava hakimiyeti, güç, şut özelliği ve dribbling gibi bir forvette olması gereken temel özelliklerin hiçbiri yok. Oyun zekası da çok yetersiz. Salih Uçan ve Oğuzhan Özyakup da beklentilerin altında kalınca futbola uzak bir Beşiktaş izledik.

ATTİLA GÖKÇE: Mustafa Denizli otomatiğe bağlamış anlaşılan. Üçüncü defa ve üst üste yine 2-1 kazanıyor. Sergen Yalçın’a dönersek… Onu eleştirmek ve yargılamak adil olmaz. Elinden geldiğince oynatmaya çalıştı takımını. Ama öylesine farklı oyuncular kalmıştı ki elinde, daha farklı bir skor zaten olmazdı! Yenilgi kaçınılmazdı. Burada noktayı koyup sözü Beşiktaş sağlık ekibine bırakalım. Bize verecekleri bir rapor olmalı… Bekliyoruz.

SİNAN VARDAR: Beşiktaş'ın, 11 eksikle çıktığı İzmir deplasmanında kontrollü bir futbol tercih etmesi çok doğaldı. Ama maalesef dün forma giyen Beşiktaşlı oyuncuların büyük çoğunluğu sınıfta kaldı. Bunca sakatın yanı sıra Pjanic de kenara gelince teknik direktör Beşiktaş rakibinin hatalarını beklemeye başladı.

SİNAN VARDAR: Forma şansı bulan Serdar ve Rıdvan takımı ayakta tutmaya çalışan simlerin başında gelmesi önemliydi. İkisi de takımlarının en iyi takımın en iyi oyuncuları olarak dikkat çekti. Josef ve Atiba iyi ki varlar. İkisi de can siperane bir mücadele gösterdi. Güven biraz kıpırdasa da gerisi hikaye...

BİLAL MEŞE: Bir takımda 11 oyuncu sakat olabilir mi? Oluyormuş meğer! Hadi biri kart cezalısı, ya diğerleri? Adale sakatlıkları! Nazar mı değiyor, yoksa başka etkenler mi var? Valla kişisel olarak nazara inanırım... Nasıl değmesin?

BİLAL MEŞE: Beşiktaş o kadar iyi futbol oynuyor ki, hele son nokta transferleri nedeniyle sadece siyah-beyazlı taraftar değil, diğer renklere gönül verenler de Kartal’ı izliyor. Hadi gel de nazara inanma kardeşim! Sakatlardan bir takım çıkar. O kadar ki, inanın banko şampiyonluğa oynar. Pjaniç’i de gözle yediler, 32’de o da sakatlandı!

OKTAY DERELİOĞLU: Zor bir maçtı. Mağlubiyet normal. Bu kadar sakatlığı hangi takım yaşayabilir ki? Şansızlık mı yanlış antrenman programı mı bilemiyorum. Ama bu kadar sakat veriliyorsa bir yerlerde yanlış var demektir. Beşiktaş sıkışık maç takviminde kadro kalitesini tamamen kaybetti. Zorlu periyot şimdi daha da zorlaştı.

OKTAY DERELİOĞLU: Genç oyunculara çok forma vermekten başka şans yok. Yarışmacı takımda yaşanacak en büyük sorunu yaşıyor Beşiktaş. Sakatların düzelmesinin de zaman alacağını hesap edersek Beşiktaş'ta mağlubiyetler ya da puan kayıpları devam edebilir. Şampiyonlar Ligi'ndeki Ajax maçının da zor geçeceğini tahmin etmek kehanet olmasa gerek.

FATİH DOĞAN: Beşiktaş'ın üzerinde karabulutlar dolaşıyor. Gün geçmesin ki oyuncuları birer ikişer sakatlanmasın! Sakatlar listesine Altay maçında Pjanic, Oğuzhan ve Atiba da katıldı. İçinde darbeye bağlı sakatlıklar olduğu gibi, adale sakatlıkları da var. Sezon başında yurt dışında "idmanda yükleme-otelde dinlenme" kampı yerine İstanbul'da "İdmanda yüklemeevinde dinlenmeme" durumunun etkisi dahi olabilir!

FATİH DOĞAN: Yönetim araştırıyor. Özellikle Şampiyonlar Ligi'nde telafisi zor Ajax maçı öncesi Başkan Ahmet Nur Çebi ve Asbaşkan Emre Kocadağ her gün yükselen eksik listesine bakıp "Eyüp'te her sakat adına adak kurban keselim" derse şaşırmam!

ÖMER ÜRÜNDÜL: Beşiktaş'ta Pjanic'i de eklersek artık sakatlıklar sezon başı için dünya rekorunu kırdı. Diğer takımlar da buna benzer sorunlarla mücadele ediyorlar. Ama dikkat ediyorum medyada ve kamuoyunda idman yanlışlıkları eleştiriliyor. Hâlâ esas gerçeği anlamak istemiyorlar. Futbolcuların yüzde 80'i kendine bakmıyor. Tekrar bir fikir jimnastiği yapılması için ikinci kere soruyorum: "Niye her maç 90 dakika oynayıp en çok koşan Josef de Souza sakatlanmıyor!"

RIDVAN DİLMEN: Beşiktaş'ın kadrosu da maksimum bu kadar oynar. Buraya geliş süreci, sakatlıkların sebebi tartışılabilir ama bu maçın Beşiktaş adına tartışılabilecek bir şeyi yok. Bence normal bir sonuç çıktı ve Altay da oynadığı en vasat oyunlarından birini oynadı. Beşiktaş da herhalde 1,5 yıldır gördüğümüz en vasat, en kötü futbollarından birini oynadı.

ERMAN TOROĞLU: Yıllardır bu işin içindeyim, Beşiktaş'ın bu sakatlık olayı gibi bir şey görmeyeyim. Kestirme söyleyeyim, fazla uzatmaya gerek yok. Bu maç yaptıkları zeminden olmaz. 1, antrenman yaptıkları zemin, 2 kendine bakmaması futbolcuların özel hayatları, 3 hatalı antrenman. Bu üçünden ya ikisi ya biri veya üçü var. Aksini söyleyen beri gelsin.

ÖNDER ÖZEN: Beşiktaş'ta 76'da Can Bozdoğan ve Umut Meraş girdikten sonra Bamba'nın golüne kadar Beşiktaş oyuna hakimdi ve yediği gole kadar 12 dakika galibiyeti aradı. Beşiktaş galibiyeti ararken 3 puandan oldu. Beşiktaş her şeye rağmen galibiyeti aradı. İşte bu Sergen Yalçın'ın yaptığı büyük takım antrenörlüğü. 1 puanı varken, 3 puana gitti. Ancak bence bu kayıp değil.

TÜMER METİN: Ne olursa olsun Beşiktaş kadrosu Altay'dan daha iyi. Eksik oyuncular, hamle şansı... Sahaya çıkan oyuncuların performansıyla değerlendiriyorum, yeteri kadar maçı kazanabilecek şanslar da geldi. Kaybedilen 3 puan, iki haftada 5 puan. Ajax'a gideceksin bir de. Acilen fabrika ayarlarına dönmek lazım.

METİN TEKİN: Bu kadar eksik bir takım hiç hatırlamıyorum. İlk 11'den 11'i sakat olan bir takım benim aklıma gelmiyor. Ezberi bozup 'Haydi beyler yeni bir oyun oynuyoruz' demek de çok zor. Beşiktaş 1 golü atıp kazanmanın hayalini kuruyordu. Beşiktaş, golü buldu ama savunma da kolay iş değildirdi. Savunma birliktelik gerektirir. Beşiktaş çok çabuk golü yedi. Sonrasında Beşiktaş ayağa kalkar gibi oldu ama başaramadı.