Dansın depresyon, anksiyete bozuklukları, yeme bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu üzerinde iyileştirici gücü var
Dans etmenin sadece fiziksel değil psikiyatrik hastalıklar üzerinde de iyileştirici gücü olduğuna dikkat çekiliyor. Uzmanlar depresyondan anksiyete bozukluklarına, travma sonrası stres bozukluğundan yeme bozukluklarına kadar pek çok sorunun dans terapisiyle çözülebileceğini söylüyor. Dans kişilerin ruh halini, özgüvenini ve sosyal bağlarını geliştirmelerine yardımcı olup mutluluk hissi veriyor. Habertürk Sağlık Yazarı Ceyda Erenoğlu yazdı
ABONE OLDans, insanların binlerce yıldır kendilerini ifade ettikleri, ritmik hareketlerle bedenlerini kullandıkları bir sanat formunun adı. Kökeni tam olarak bilinmemekle birlikte, erken insanların birbirleriyle iletişim kurmak için dans ettiği düşünülüyor. Dansın erken dönemlerde dini ya da törensel bağlamlarda kullanılmış olabileceğine de dikkat çekiliyor.
İnsan toplumları evrimleştikçe dansın da evrimleştiği ve dünya genelinde farklı stil ve geleneklerin ortaya çıktığı belirtiliyor. En eski dans formlarının bazıları, geleneksel Afrika, kızılderili, Mısır, Yunan ve Hindistan gibi eski medeniyetlerin dansları olarak sıralanıyor.
Prof. Dr. Kemal ArıkanGünümüzde dans, insan kültürünün önemli bir parçası olmaya devam ediyor ve dünya genelinde sayısız farklı tarz ve varyasyonla uygulanıyor. Bale, hip hop, salsa, tango ve daha pek çok türü ile dans hala güçlü bir ifade, iletişim ve kutlama aracı olarak kullanılıyor.
Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Kemal Arıkan, dans etmenin psikiyatrik hastalıklar üzerinde iyileştirici etkisi olduğuna dikkat çekerek, “Dans, fiziksel ve zihinsel sağlık için faydalı bir egzersiz olmasının yanında stresi azaltır, mutluluk hissini artırır ve sosyal bağları güçlendirir. Dans etmenin psikiyatrik hastalıklar üzerindeki iyileştirici etkileri vardır” diyerek bu etkileri aşağıdaki gibi sıralıyor: