Prof. Dr. Leyla Keser: Yapay zekâ zirve yapacak
Son dönemde özellikle teknolojinin hızlı gelişimi ile birlikte bilişim ve teknoloji alanında eğitim almış ve alanlarında uzmanlaşmış kişilerin sayısının artması çok daha önemli hale geldi. Bu kapsamda önemli bir proje hayata geçirildi. Temmuz 2023'te başlayan AmCham Digital Academy projesi 13 hafta sürecek ve proje kapsamında üniversitelerin mühendislik bölümlerinden mezun olmuş ve bilgi teknolojileri, dijitalleşme gibi alanlarda yetiştirmek isteyen katılımcılar Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinde görev yapan akademisyenlerden özel eğitimler alacak. Projenin detayların, teknolojinin ilerleyişini ve yapay zekâ gelişimini İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilişim ve Teknoloji Hukuku Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Leyla Keser Habertürk'e özel yorumladı...
GSO, AmCham ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilişim ve Teknoloji Hukuku Enstitüsü ortaklığı ile yürütülen; “Amcham Digital Academy Projesi” başladı.
GSO Yönetim Kurulu Üyeleri Ali Can Koçak, Bora Tezel, İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilişim ve Teknoloji Hukuku Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Leyla Keser ve AmCham Türkiye Kamu İlişkileri Direktörü Ebru Kunt’un açılış konuşması ile başlayan eğitimler Temmuz – Eylül ayları arasında toplamda 13 hafta sürecek.
13 MODÜLDEN OLUŞAN EĞİTİM PROGRAMLARI
Proje kapsamında; üniversitelerin mühendislik bölümlerinden mezun olmuş ve bilgi teknolojileri, dijitalleşme gibi alanlarda yetiştirmek isteyen katılımcılara Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinde görev yapan akademisyenler ve konusunda uzman profesyoneller tarafından eğitimler online olarak verilecek.
13 modülden oluşan eğitim programında; Makine Öğrenimi ve Veri Analizi, Nesnelerin İnterneti, Endüstri 4.0, Büyük Veri, Siber Güvenlik, Veri Yönetimi, E-Ticaret, Dijital Çağda Kişisel Verilerin Korunmasının Zorluğu, Bilgi Güvenliği, Robotik Süreç Otomasyonu, Fintech, NFT, Blockchain, Bulut Bilişim, Web 2.0 Web 3.0, Elektronik Haberlerin Kullanımı konuları ele alınacak.
Projenin katılımcıları arasında bulunan İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilişim ve Teknoloji Hukuku Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Leyla Keser Berber ile detayları ve teknolojinin gelişimini konuştuk...
Dijital yeteneklere sahip, dijital teknolojilerin yarattığı uzmanlık alanlarında eğitilmiş nitelikli insan kaynağı sadece Türkiye’nin değil, diğer birçok ülkenin öncelikleri arasındadır. Bu uzmanlaşma ve bilgiyi sadece Üniversitelerin kapalı kapıları ardında sınırlı öğrenci grubuyla paylaşmanın Üniversite’nin misyonu olamayacağına inanan İstanbul Bilgi Üniversitesi kurulduğu ilk günden günümüze bilginin paylaşıldıkça değer kazanacağı ilkesi ile çalışmaktadır. Ülkemizi derinden sarsan 11 ilimizde yaşadığımız deprem felaketinden sonra, herkes gibi biz de nasıl faydalı olabiliriz diye farklı çalışmalar başlattık. Bunlardan biri ve şüphesiz en değerlisi “eğitim” oldu. İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilişim ve Teknoloji Hukuku Enstitüsü kurucusu Leyla Keser’in, Gaziantep Sanayi Odası yetkilileriyle ve özellikle Başkan Adnan Ünverdi ve Ali Can Koçak’la yaptığı ihtiyaç tespiti toplantılarından sonra, AmCham’den Aslı Özelli, Ebru Kunt ve Elif Aksoy’la proje özelinde birlikte hareket etmeye karar verdik. AmCham üyelerinin projeye ilgisi ve desteği ile şu an başlattığımız eğitimleri takiben mentorluk süreci de projenin oldukça önemli bir ayağını oluşturuyor.
"BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ ALANINDA DÜNYADAKİ GELİŞMELER VE TRENDLER DİKKATE ALINDI"
Her eğitim şüphesiz iki önemli tarafa ihtiyaç duyar: Eğitimci ve katılımcı! Bu eğitimin eğitimcileri Üniversite, Özel Sektör ve Sivil Toplum kuruluşlarının alanında uzman ve yetkin isimlerinden oluşuyor. Katılımcılar konusunda işe; Gaziantep başta olmak üzere deprem bölgesi illerimizden Üniversitelerin teknik bölümlerinden mezun gençlerimizi hedefledik. Projenin eğitim odaklı ilk fazında, bilişim teknolojileri alanında dünyadaki gelişme ve trendler dikkate alınarak konu başlıkları belirlenmiştir.
Evet! Üniversitelerin teknik bölümlerinden mezun olan gençleri hedefledik. Öğrencileri bu programa dahil etmedik. Amacımız gençlerin teknik bilgi birikimlerini artırmak, onlara farklı vizyonlar kazandırmak, halihazırda yaptıkları işi daha iyi yapabilmelerini sağlamak veya çalışmıyorlarsa da iş olanaklarını ve fırsatları çeşitlendirmektir. Özetle; profesyonel kariyerleri açısından katma değeri olan bir birikime sahip olmalarını istiyoruz.
Projenin bir sonraki fazı öğrencilerimize yerli ve yabancı bilişim şirketlerinin yöneticilerinin ve/veya üst düzey çalışanlarının mentorluk yapması. Bu aşama sırasında veya sonrasında öğrencilerimize farklı segmentlerde iş olanakları da sunmayı planlıyoruz.
"TÜRK ŞİRKETLERİNİN GLOBAL ŞİRKETLERLE REKABET EDEBİLECEĞİ DÜZENLEMELER KRİTİK"
Dijital doğan jenerasyonla birlikte e-ticaret hacmi ülkemizde de dünyada da artmaya devam edecektir. Türk şirketlerini global oyuncularla rekabet edecek seviyeye çıkartıp, büyümelerini teşvik edecek düzenlemeler yapmamızın kritik olduğunu vurgulamak isterim. E-ticaret sektörüne özgü olarak; Avrupa Birliğinde özellikle bigtech odaklı hesap verebilirlik ve sorumluluklarına dair kapsamlı düzenlemelere tanıklık ediyoruz. E-Ticaret sektörünü de kapsayan online platformların düzenlenmesi konusunu, kendi şirketlerimizin küresel büyüme hedeflerini dikkate alarak yapacağımız analizlerle değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum.
Aslında artık bu konular yeni başlıklar arasında kabul edilmiyor. Ülkemizde birçok Üniversite’de lisans ve yüksek lisans seviyesinde verilen dersler, sertifika programları, hazırlanan raporlar ve düzenlenen etkinlikler mevcut. Örneğin; İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilişim ve Teknoloji Hukuku Enstitüsü iki yıldır blockchain konusunda 14 hafta süren sertifika programı düzenliyor. Ayrıca Enstitü bünyesinde faaliyet gösteren Veri Temelli Ekonomi ve Yeni Üretim Araçları Laboratuarı da NFT ve blockchain konusunda diğer Üniversitelerden gelen lisans ve yüksek lisans öğrencilerimizin katılımıyla da önemli çalışmalar yapmaktadır.
Kesinlikle! Hatta Ülkemizin siber güvenlik hukuku konusunda en önemli ve tek uzmanının şu an Bilişim ve Teknoloji Enstitüsü’nün Direktörü Doç. Dr. Mehmet Bedii Kaya olduğunu gururla belirtmek isterim. Siber güvenlik lisans ve yüksek seviyesinde derslerimizle önemini ayrıca vurguladığımız, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla ortak çalışmalar yaptığımız kritik bir konu. Basit bir mantık silsilesi ile konuyu açıklamak gerekirse: Bilişim ve teknoloji başlığı altında konuştuğumuz her konu “güven (trust)” üst başlığı altında yer alır. Bu üst başlığın altında “siber güvenlik” ve “bilgi güvenliği”, sonraki katmanda ise e-ticaret, blockchain, IoT, AI gibi konular yer almaktadır.
Bu soru yukarıdaki soruya verdiğim yanıtla ilintili. Şöyle ki; kişisel verilerimiz eğer bu verileri barındıran devlet kurumları tarafından iyi korunamadığı için ifşa oluyorsa siber güvenlikten, özel sektör şirketleri tarafından iyi korunamadığı için ifşa oluyorsa bilgi güvenliği veya siber güvenlik sorunlarından bahsedebiliriz. Yine kişinin kendisi tarafından farkında olarak veya olmayarak gerçekleşebilecek veri kayıpları da, bizi kişisel bilgi güvenliği konusu ile baş başa bırakacaktır. Üniversitede düzenlediğimiz eğitimler, sertifika programları ve derslerde kişisel verilerimizi paylaşma konusunda daha “sorgulayıcı” davranmamız, gereğinden fazla veri paylaşmamamız, verilerimizi talep eden kişi veya kurumların bizlere sunduğu haklarımıza dair çerçevenin ne olduğu, kişisel veri paylaşmadan önce bu paylaşım amacı ve paylaşımın sonucuna ilişkin yeteri ölçüde bilgi sahibi olmamız ve özetle verilerimiz üzerinde ne ölçüde kontrolün bizde olduğunu mutlaka değerlendirmemiz gerektiğini vurguluyoruz.
Gelişen teknoloji dolandırıcılık yöntemlerinin de bu teknolojiler kullanılarak evrilmesi sonucunu doğuruyor. Yöntem farklı olsa da, dolandırıcılık mesajlarının içerikleri değişmiyor. Bu nedenle şimdiye kadar e-posta ile SMS’le veya telefonla muhatap olduğumuz sahte ve dolandırıcılık amaçlı içeriklere karşı nasıl hassas davranmamız ve güvenmememiz, itibar etmemiz gerektiyse, bundan sonra da şimdide bir kişi veya makine tarafından gönderilen bu içeriklere karşı sorgulayıcı olmamız gerekiyor. ChatGPT gibi yapay zeka sistemleri bu ayrımı yapmamızı kolaylaştırıyor ve gönderilen içeriği bir kişiye mi yoksa bir makineye mi ait olduğunu tespit etmemizi sağlıyor.
İçinden geçtiğimiz zaman dilimi : yapacağı bir dönem. Ülke olarak bu yapay zekâ teknolojisinden veri temelli ekonomi açısından küresel gelir öngörüleri dikkate alınarak, yapay zekâ sistemlerinin yaratabileceği riskleri minimize veya bertaraf edecek stratejiler belirleyerek ilerlememizin önemli olduğunu düşünüyorum.