Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Para Ette yeni dönem! - Makro Ekonomi Haberleri

        BARIŞ ERKAYA-HABERTURK.COM EKONOMİ SERVİSİ

        Et fiyatlarında spekülasyon yapıldığına ilişkin şikayetlerin artması geçtiğimiz günlerde konuya hükümetin Başbakan düzeyinde el koymasına yol açmıştı. Etin kilosunun bir yılda yüzde 100'den fazla arttığı haberlerinin medyada yoğun bir şekilde yer almasının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önce et fiyatlarındaki aşırı yükselişe müdahale edileceğini açıkladı. Ardından da bakanlara "Et fiyatlarını düşürün!" talimatını verdi. Bakanların bulduğu çözümü öğrenmemiz de çok uzun sürmedi: İthalat.

        Bir zamanların tarım ülkesi olan Türkiye'de, et piyasasında bir zamanların gıda tekellerinden biri olan Et Balık Kurumu'na fiyat spekülasyonunun önlenmesi ve piyasadaki et fiyatı düzenlemek amacıyla et ithalatı yapma yetkisi verildi.

        Bu karar et üreticileri ve hayvan yetiştiricilerinin büyük bir tepkisine neden olsa da tüketici tarafı karardan memnun.

        Üretici: Hastalıklı ete davet, popülizm

        Üreticilerin tepkisi birkaç ana başlıkta toplanıyor. Üreticilere göre birinci sorun et ithalatında hastalıkların kontrolü sorunu. Veterinerler cephesinden gelen ilk tepki, Türkiye'nin hayvan hastalıklarından arınmış dünyanın 5 ülkesinden birisi olduğu ve "Canlı hayvan ithalatının önünün açılması durumunda deli dana başta olmak üzere birçok hayvan hastalığı ülkeye girecek ve bir daha temizlenmesinin yılları alacağı yönündeydi.

        "Spekülatörün istediği oldu"

        Kararı "popülizm" olarak nitelendiren veterinerler, alınan ithalat kararının aslında fiyatları yükseltenlerin tam da istediği şey olduğu inancında. Veterinerler, et fiyatlarındaki sorunun çözümü olarak ise ithalatın yerine taban fiyat uygulamasının getirilmesi gerektiğini savunuyor.

        Besiciler cephesinden gelen tepkiler de farklı değil. Bu kararla birlikte önümüzdeki yıllarda besici bulunamayacağını savunan besiciler birliği yetkilileri, ithalatın başlamasının ardından göç sorunun bile yeniden artışa geçeceğini savunuyor.

        Tüketici: Memnunuz, 15 milyon hayvan sorunu çözer

        Buna karşılık tüketici cephesi karardan son derece memnun. Bursa Kasaplar Odası Başkanı ve Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkan Yardımcısı Muhsin Yıldız etin daha ucuza tüketilebilmesi için fiyatların 12 liraya ve altına kadar düşmesi gerektiğini savunarak "İthalatla fiyatlar daha da düşecek. Bizim beklentimiz canlı hayvan ithalatının yapılması. Ülkede 15 milyon hayvan sayısına ulaşıldığında bu iş çözülür ve uzun süre etle ilgili sorun yaşamayız'' diyor.

        Tüm Restoranlar, Lokantalar ve Tedarikçiler Derneği (TÜRES) Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Bingöl ise canlı hayvan ve et ithalatı ile sektörün nefes alacağını ve eski günlerine geri döneceğini umduklarını söylüyor.

        Et Balık Kurumu'nun muhteşem dönüşü

        Tüketicinin mutluluğu, üreticinin ise karara öfkesine rağmen gerekli Et Balık Kurumu'nun ithalat yetki belgesi çoktan gerekli mercilere iletilmiş durumda. Yani ithalat resmen başlıyor. Bu ithalatın bir diğer çarpıcı yönü ise ithalatı gerçekleştirecek olan kurum. Yani Et Balık Kurumu. "Devlet kasaplık mı yapar?" eleştirisiyle 1992 yılında başlayan özelleştirme fırtınası, Et Balık Kurumu'na ait olan 28'i kombina olan 35 tesisinden 28'inin özelleştirilmesiyle tam gaz devam etti. Fakat Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla kurum özelleştirme kapsamından çıkarıldı ve 7 tesise tekrar Et Balık Kurumu tabelası asıldı. Fakat devletin et sektöründe bulunmasının doğru olup olmadığı yönündeki eleştiriler yıllarca devam etti.

        İthalat bu ülkelerden yapılacak

        Gıda piyasasının aktörlerine göre ise son gelişmeler ise bu kurumun ne kadar gerekli olduğunu ortaya koydu. Şimdi asıl sorun ise gelecek olan ithal etlerin standardı ve "Helal" sorunu. Hükümete yakın kaynaklardan gelen bilgilere göre ithalatın yapılacağı ülkeler çoktan belirlenmiş durumda. İthalat ağırlıklı olarak Avrupa ülkelerinden yapılacak. İthalat kararına yönelik gelen eleştirilen bazılarında hastalığa açık ve denetimden uzak etlerin de ülkeye giriş yapacağı ve Türkiye'deki et pazarının temizliğine gölge düşeceği endişeleri vardı. Zaman Gazetesi'nde yer alan habere göre bu konudaki sorunu Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü çözecek. Yurtdışından getirilecek olan etlerde çok sıkı bir denetim gerçekleştirelecek. Ayrıca Tarım Bakanlığı müfettişleri de yurtdışında et alımı yapılacak olan tesislerde ve kesimhanelerde incelemede bulunacak.

        Ne kadar et ithal edilecek?

        Tarım Bakanlığı'nın Et ve Balık Kurumu'nun (EBK) hangi ülkelerden ne kadarlık ithalat yapacağına yönelik izleyeceği yol haritası çiziliyor. İthalat yapılmasının ardından EBK'nın getireceği eti düşük fiyatla piyasaya sürmesi bekleniyor. Kurumun fiyatların dengelenmesinde rol oynayacağını aktaran bakanlık yetkilileri fiyatlarda radikal düşüş istemiyor. Alınan tedbirler kapsamında kilosu 18 liraya kadar çıkan karkas et fiyatının 11-13 lira civarında tutulması planlanıyor. Ayrıca Türkiye'nin Gümrük Birliği anlaşması çerçevesinde Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden yılda 19 bin 600 ton et ithalatı yapması gerekiyor. Ancak 'deli dana hastalığı' sebebiyle Türkiye ithalatı yıllar önce askıya almıştı. Avrupa'dan et ithalatının yapılmasının ardından AB konusunda da Türkiye'nin elinin güçleneceği belirtiliyor.

        Asıl sorun: Helal sertifikası

        Buna karşılık ithal edilecek etin "helal" olup olmadığı konusundaki sorun biraz daha büyük gibi görünüyor. Çünkü Avrupa ülkelerinden kaçında "helal gıda" sertifikası uygulaması olduğu bilinmiyor. Fransa gibi müslüman nüfusun yoğun olarak yaşadığı ülkelerin "helal gıda" konusunda sertifikalandırma yaptığı biliniyor. Peki ya diğer ülkeler?

        Helal sertifikası bulunan ülkeler hangileri?

        Dünyada "helal gıda" sertifikalandırma çalışmaları aslında tahminlerin aksine müslüman ülkeler tarafından değil müslümanların azınlık olduğu ülkelerde başlamış bir uygulama. İlk adımın atıldığı yer ise 1960’ların Amerika'sı. Bu ülkede yaşayan Müslüman gıda ve teknik uzmanları ilk adımı atarak dünyada "helal gıda" uygulamasına öncülük yaptı. Malezya, Endonezya, Suudi Arabistan gibi ülkeler ise devlet bazında helâl sertifikalandırma işlemi yapıyor.

        Avrupa'da ise "helal gıda" sertifikalandırmaları devletler bazında değil bazı kurum ve vakıflarca gerçekleştiriliyor.

        İNGİLTERE

        Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) ve uluslararası gıda kuruluşlarının raporlarına göre İngiltere’de "helal gıda" konusunda yetkili kılınmış “Birleşik Krallık Müslüman Gıda Kurulu” ve ayrıca Endonezya devlet "helal gıda" kurumu MUI ve Malezya devlet "helal gıda" kurumu JAKIM tarafından tanınan “Helal Gıda Otoritesi” de bulunuyor.

        ALMANYA

        Almanya’da Avrupa Helal Sertifika Enstitüsü (EHZ) “helâl sertifikası” veriyor. Almanya Rüsselsheim’daki Halal Control e.K. (EU) de yine JAKIM ve MUI tarafından tanınan helâl sertifikası veren kurumlar. Hamburg İslam Merkezi (IZH), Almanya dışında Avusturya’da, Hollanda’da ve Isviçre’de çalışan firmalar için helâl sertifikası temin eden m-haditec GmbH & KG firması ile ortaklaşa sertifika veriyor.

        DANİMARKA

        Danimarka’da İslam Kültür Merkezi (Islamic Cultural Centre-IKCS) ve Belçika’da Avrupa İslami Gıda Konseyi (Islamic Food Council of Europe) Malezya HDC tarafından onaylı, sertifika veren kurumlar.

        BELÇİKA

        Belçika Brüksel de “Euro Halal” adlı bir helâl gıda kontrol ve sertifika kuruluşu var. Halal Federation of Belgium da bu konuda ülkede söz sahibi.

        FRANSA

        Fransa’da ARGML (Association Rituelle,Grande Mosquee de Lyon) ve Association Finisterienne- Pour La Culture Arabo-Islamique (AFCAI) helâl sertifika kurumları olarak faaliyet gösteriyor.

        HOLLANDA

        Hollanda’da “TQ HCC” Vakfı ve Fransa’da “Halal Correct France” Vakfı, Dünya Halâl Konseyi’ne üyedir ve bu nedenle de, The Islamic Aboard for Fatwa & Research in NL, MUI ve JAKIM tarafından tanınıyor. Hollanda’da HFFIA (Halal Feed and Food Inspection Authority) kuruluşu da sertifika veriyor.

        BOSNA-HERSEK

        Bosna Hersek’te 2006 yılında kurulan sivil toplum kuruluşu “Agency For Halal Quality Certification” ülkedeki helâl sertifika çalışmalarını yürütmektedir.

        TÜRKİYE

        Türkiye’de ise GİMDES helâl gıda alanında çalışmalar yapıyor. 2009 yılında World Halal Council’in üyesi olmuş ve bu kuruluş tarafından akredite edildi. GIMDES, 2009 Nisandan itibaren ihracata yönelik helâl sertifikası vermeye başladı.

        HELAL BİRLİK KARARI

        Avrupa’da son gelişme; Almanya, Fransa, Ingiltere, Hollanda, Belçika, Avusturya, Danimarka, Ispanya, Bosna Hersek ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu helâl sertifika kurumlarının Kasım 2009’da biraraya gelerek, aralarında işbirliğini pekiştirecek bir birlik oluşturmaya karar vermesi. Sözkonusu kurumların, 24 Şubat 2010’da Belçika’da tekrar toplanarak ortak birliğin adını ve hazırlanacak tüzüğü onaylamasıyla “European Association of Halal Certifiers” yürürlüğe girmiş olacak. Bu birliğin kurulması ile sahte helâl sertifikalarının büyük ölçüde önüne geçilmesi umuluyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ