Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema En iyi 12 DC Comics filmi
        1

        12. SHAZAM! (2019)

        İstediği zaman süper kahramana dönüşme şansına sahip olan bir çocuğun hikâyesi… Yetişkin bedenini önce içki almak için; güçlerini ise para kazanmak, hava atmak ve eğlenmek için kullanıyor... Verildiği “koruyucu ailedeki” kardeşi Freddy ile birlikte süper kahramancılık oynamakla gerçek bir süper kahraman olmak arasında gidip geliyor film boyunca... Zaten filmin asıl eğlencesi ve hikâyenin çekiciliği burada... Özellikle Billy ile Freddie'nin, Shazam'ın süper güçlerini keşfettikleri süreç komik anlara sahne oluyor. “Süper kahraman bedeni” bir çeşit kostüm oluyor onlar için. “Shazam!” süper kahraman türüyle Harry Potter tarzı fantastik filmleri buluşturuyor. Özellikle canavarların olduğu sahneler, eski usul fantastik masal filmlerinin dünyasını akla getiriyor. Yönetmen David F. Sandberg, 1940'lı, 50'li yılların ucuz süper kahraman filmlerini hatırlatan retro bir estetik kullanıyor. Shazam, “parlak renkli, pelerinli süper demode kıyafeti” ile gerçekçi bir Philadelphia dekoru önünde çıkıyor karşımıza... Komediyle aksiyonu birleştiren, aile seyircisine yönelik bir sevgi ve dostluk filmi.

        2

        11. WONDER WOMAN (2017)

        Gal Gadot’un canlandırdığı Amazon prensesi Diana, I. Dünya Savaşı’nı bitirmek amacıyla yaşadığı cennet adayı terk ederek Almanların geliştirdiği kimyasal silahın peşine düşüyor… Filme, Diana ya da Wonder Woman’ın hayat hikâyesi olarak bakılabilir. Wonder Woman resimli romanlardaki gibi bir Amazon prensesi ve kökenleri Yunan mitolojisine kadar giden bir yarı tanrıça... Diana’nın büyüdüğü ada, uygarlık dışı bir mekân. Bir gizli cennet... İngilizler adına çalışan Amerikan casusu Steve Trevor’un (Chris Pine) uçağının ada açıklarında düştüğü sahne, öyküyü yakın tarihe bağlasa da mitolojiden hiç kopmuyoruz. Almanlar, Osmanlılar, İngilizler ve kimyasal silahlar bir yana her şey, Savaş Tanrısı Ares’le Diana arasındaki çatışmayla ilgili... Erkek yönetmenlerin egemen olduğu bir türde Patty Jenkins, teknik ve estetik anlamda gayet iyi iş çıkarıyor. Çektiği en güzel aksiyon sahnesi, Amazonlu kadınlarla Alman ordusunun plajdaki savaşı... Üniformalı erkeklerin ateşli silahlarına karşı kadınlar ok, mızrak ve kılıçların yanı sıra fiziksel güçleri ve akrobatik yetenekleriyle savaşıyorlar. Görsel anlamda keskin kontrastlara dayalı bir tür medeniyetler ve cinsiyetler savaşı bu... Son yılların en çok seyredilen aksiyon filmlerinden biri.

        3

        10. BATMAN V SUPERMAN: ADALETİN ŞAFAĞI (2016)
        (Batman v Superman: Dawn of Justice)

        Film DC Comics’in süper kahramanlarını bir araya getiren alternatif bir evrende geçiyor ve hikâyeyi “Adalet Birliği” (Justice League) adıyla anılan yeni seriye bağlıyor. Superman Metropolis’in, Batman Gotham şehrinin kahramanı. Hikâye Superman filmi “Man of Steel”in (2013) devamı niteliğinde. O filmde Superman’in cephesinden izlediğimiz savaşı bu kez Batman’in bakış açısından görüyor ve sivil halkın neler yaşadığına tanık oluyoruz... Batman kayıpların hesabını sormaktan yana. Superman’in güçlerinden rahatsız olan tek kişi o değil. Meseleye demokrasi açısından bakan senatör Finch de hesap vermesini istiyor. Öte yandan Superman de Batman’in yargısız infazlarından rahatsız. Batman – Superman gerilimi sürerken bundan en çok faydalanan ise Lex Luthor oluyor. Batman ve Superman kibirlerini çarpıştırırken o çılgınca bir ihtirasla kıyametin kopmasını arzuluyor. Süper kahramanları Tanrı’nın temsilcisi olarak görüyor ve Şeytan’ın tarafını tutuyor. Baştan sona karanlık, huzursuz ve kaotik bir film. Bu arada, Batman ile Superman’in testosteron saçan enerji israfına karşılık Lois ve Wonder Woman’ın sakinlikleri dikkat çekici.

        4

        11. LEGO BATMAN FİLMİ (2017)
        (The Lego Batman Movie)

        Küçük yaşta annesi ve babasını kaybetmiş olan Batman, bir daha o kadar büyük acı yaşamamak için kimseye bağlanmak istemeyen yalnız ve bencil bir süper kahraman. İnsanlardaki kötülüğü ölçebilen lego şeklindeki yapay zekânın sandığı gibi her şeyiyle iyi bir adam olmadığını söylemesi, Batman’i kendisiyle yüzleşmeye itiyor. Onu asıl değiştirense çevresindeki insanlar... Alfred, Samantha ve Dick ile sadece ekip olmayı öğrenmiyor; onlarla birlikte sorumluluğun anlamını keşfediyor, kahramanlığın iyi olmaya yetmediğini anlıyor. “Lego Batman Filmi”, çocuklar kadar yetişkinleri de iyiliğin ve kötülüğün anlamı üzerine düşündürmeyi başaran zihin açıcı bir film. Özellikle Batman – Joker ilişkisi önemli… Film, Joker’in kötü adam olmasında Batman’in de payı olduğunu gösteriyor. Her şey bir yana, Batman hayranları için eğlenceli anlar vaat eden bir film... Senaryo, önceki Batman filmlerine mizahi göndermeler yapmayı ihmal etmiyor. Beyazperdedeki ilk Batman uyarlamalarından “Batman v Superman: Adaletin Şafağı”na kadar uzanan espriler var. Batman’deki Superman kıskançlığının komik anlara vesile olduğunu da belirtelim.

        5

        8. KARA ŞÖVALYE YÜKSELİYOR (2012)
        (The Dark Knight Rises)

        Yönetmen Christopher Nolan 2005'te 'Batman Begins' ile başladığı trajik üçlemeye son noktayı koyarken; bir kez daha kahramanlık kavramını sorguluyor ve Gotham'ın gerçek kahramanlara ihtiyaç duyduğu bir kaos dönemine götürüyor bizi. Filmin ilk yarısında, Gotham şehri ve Batman'in yaşadığı büyük bir hezimete şahit oluyoruz. Nolan, Bane karakterinde ABD'nin bütün güncel korkularını bir araya getiriyor. Onun imajında her tür uluslararası terörizm tehdidini görüyorsunuz. Nolan film aracılığıyla zaaflara, korkulara, arzulara sahip olmadan; büyüklük kompleksini yenmeden ne insan ne de kahraman olunamayacağını söylüyor. Alt sınıftan gelen, yalancı ve çıkarcı Selina/Kedi Kadın (Anne Hathaway), filmin anahtar karakterlerinden. Onun dürüstlüğü Batman'i farklı biçimde etkiliyor. Baba figürü Alfred'in (Michael Caine) "Artık kahramanlığı bırak, düz insan ol" isyanı da önemli. Nolan'ın asıl başarısı, çağdaş aksiyon sinemasına tragedya ciddiyeti ve ağırlığı getiren hikâyeler yazması.

        6

        7. SUPERMAN II (1981)

        İlkinin gölgesinde kalmayan, tam aksine bazı eleştirmenlerin daha çok beğendiği bir devam filmiydi. Üstelik çekim süreci sancılı geçmiş, ilk filmin yönetmeni Richard Donner yapımcılarla anlaşamadığı için çekimleri yarım bırakmış ve yerine Richard Lester gelmişti. Ama hem seyircilerin hem eleştirmenlerin, olumlu tepki verdiği bir film oldu. Aksiyon sahneleri ve oyunculuğun yanı sıra mizah duygusu da beğenildi. İyi yazılmış yan karakterler bir yana Clark Kent ile Superman arasındaki psikolojik ilişki de ilgi çekiciydi. Birçok Amerikalı eleştirmene göre hâlâ en iyi Superman filmidir.

        7

        6. BATMAN 1989

        1978’de başlayan Superman serisinden sonra DC Comics’in süper kahraman filmlerinin kaderini değiştiren en önemli hamlelerden biriydi. Batman’in Joker’e karşı verdiği mücadeleyi anlatan film, karanlık ve gotik tarzıyla süper kahraman janrına yeni bir hava getirdi. Filmin gösterime girmesiyle birlikte ne kadar doğru bir seçim olduğunu kanıtlayan yönetmen Tim Burton, hikâyeyi toplum dışı yaşayan iki karakterin rekabeti olarak tasarlamıştı. Tim Burton’ın ısrarıyla Batman rolüne getirilen Michael Keaton, başlangıçta hayranlardan tepki görse de filmin seyircilerle buluşmasının ardından çok olumlu eleştirile aldı. Jack Nicholson’ın Joker’i canlandırdığı geniş bütçeli film, gişelerde elde ettiği başarıyla süper kahraman filmlerinde yeni bir dönem başlattı.

        8

        5. BATMAN BAŞLIYOR (2005)
        (Batman Begins)

        1990’lı yıllarda yönetmen Tim Burton ayrıldıktan sonra çekilen Batman filmlerinin kötü şöhreti hâlâ unutulmamışken ve Marvel çok önemli adımlar atarken Christopher Nolan’ın Batman’e el atması herkes için şaşırtıcıydı. Senaryoyu David S. Goyer’le birlikte yazan Nolan’ın ne yapacağı merakla bekleniyordu. Nolan’ın kafasında, Bruce Wayne’in Batman’e dönüşüm sürecini, çocukluğuna kadar gidip anlatan bir hikâye vardı. Vizyona girdiğinde sadece hikâyesinin değil yaklaşımının de yeni ve orijinal olduğu anlaşıldı. Nolan, Batman’ın öyküsüne trajik bir ciddiyet, ağırbaşlı bir tavır getirirken daha gerçekçi bir Gotham City ile çıktı karşımıza. Bruce Wayne / Batman rolündeki Christian Bale başta olmak üzere bütün karakterler özenle yazılmış ve önemli oyunculara teslim edilmişti. Sonuç başarılı oldu ve Nolan, süper kahraman janrını değiştiren Kara Şövalye üçlemesini tamamlama fırsatı buldu.

        9

        4. SUPERMAN (1978)

        Kuşkusuz, ilk Superman filmi değildi ama süper kahraman janrında yeni bir dönemi başlatan ilk film olarak tarihe geçti. Yapımcısı Ilya Salkind ‘Superman’i 1940’lı ve 1950’li yıllarda olduğu gibi düşük bütçeli bir fantezi – bilimkurgu gibi tasarlamak istemiyordu. Dönemin gişelerde başarılı olan ‘Jaws’, ‘Star Wars’ gibi filmlerini model alan, özel efektleri ve aksiyon sahneleriyle öne çıkan büyük bütçeli bir prodüksiyon vardı kafasında. 55 milyon dolarlık bütçesiyle o yılların en pahalı filmlerinden birini yaptı. Dönemin en iyi yazarlarıyla çalıştı. Öyküyü Mario Puzo yazdı. Marlon Brando (Superman’in babası) ve Gene Hackman (Lex Luthor) gibi iki yıldız oyuncuyla anlaştı. Superman’i ise çok doğru bir kararla genç ve tanınmamış Christopher Reeves’e teslim etti. Richard Donner’ın yönettiği film, bir seriye dönüştü ve DC Comics’in Marvel’a karşı yıllarca sürecek üstünlüğünü de başlatmış oldu. Bugün bir klasik olarak kabul ediliyor.

        10

        3. BATMAN DÖNÜYOR (1992)
        (Batman Returns)

        Yönetmen Tim Burton 1989'da ellerine teslim edilen Batman'i yeni bir bakış açısıyla gişelerde büyük bir başarıya ulaştırınca üç yıl sonra çektiği ikinci filmde sınırları genişletilmiş bir sanatsal özgürlükle hareket etti. Kedi Kadın (Michelle Pfeiffer) ve Penguen (Danny DeVito) gibi unutulmaz karakterlerle Gotham'ı fantastik bir dünyaya dönüştürdü, süper kahraman filmlerine kişisel bir dokunuş getirdi. Sadece Tim Burton hayranlarının değil Batman takipçilerinin de beğendiği bir filmdi. Aradan geçip giden yıllara rağmen farklı kuşakların üzerinde anlaştığı en iyi Batman uyarlamalarından biri olarak kabul edilir hâlâ. Penguen, Gotham City’de doğan ilk erkek çocuklarını öldürmek için şehri kontrol etmek isteyen Max Shreck (Christopher Walken) ile işbirliği yapar. Kedi Kadın’ın derdi ise Max Shreck’ten intikam almaktır.

        11

        2. JOKER (2019)

        Alıştığımız tarzda bir süper kahraman hikâyesi değil. Aksiyon sinemasıyla da pek ilgisi yok. Karakter ağırlıklı bir dram... Arthur Fleck, son yıllarda anaakım sinemanın çıkardığı en unutulmaz birkaç anti-kahramandan biri... “Bir zincir, en zayıf halkası kadar güçlüdür” denir. Bir toplum için de aynısını söylemek mümkün... Arthur Fleck, Gotham şehrinin en zayıf “halka”larından biri... Neo-liberalizmin yükselişe geçtiği, ezilenlerin birbirlerini ezdiği, “altta kalanın canı çıksın” mantığının hâkim olduğu bir merhametsizlik çağında yaşıyor... Arthur Fleck sadece ekonomik anlamda değil, sosyal anlamda da eziliyor. Bu ezilme ve dışlanma, bir süre sonra şuursuzca gelişen öfke ve şiddete dönüşüyor. “Joker”, Batman serisinin kötü adamı Joker'in köklerini, geçmişini anlatan bir süper kahraman filmi aynı zamanda… Öyle bir hikâyesi var ki, Batman efsanesine farklı bir cepheden bakmamızı sağlıyor; Batman ve Joker'in yıllardır süren kavgasına yeni bir yorum getiriyor... Aralarındaki sınıfsal fark ilk kez bu kadar açık şekilde vurgulanıyor. Batman / Bruce Wayne sermayenin, Joker / Arthur Fleck ise sokaktaki ezilenlerin temsilcisi olarak çıkıyor karşımıza. Son yılların en tartışmalı filmlerinden biri.

        12

        1. KARA ŞÖVALYE (2008)

        (The Dark Knight) Yönetmen Christopher Nolan ilk filmde Batman serisine trajik bir hüzün getirmişti. İkinci filmde ise bunu karakter analizleri, “Kahramanlık aslında nedir?” tartışmalarıyla daha da derinleştiriyor. Kahramanlara ihtiyaç duyan iki yüzlü toplumun eleştirisiyle yetinmeyen Nolan, büyük bütçeli hiçbir Hollywood filminde görmediğimiz finaliyle adeta tarih yazıyor. Finalde kötü adam Joker'in Batman'e yaşattığı ikilem çarpıcı… Büyük bütçeli bir süper kahraman filminde kahramanın bazen ne kadar aciz kalabileceğini gösterme cesaretini de unutmayalım. Süper kahraman filmlerinin sinema sanatıyla yaşadığı en şaşırtıcı ve karanlık buluşmalardan biri... Aksiyon filmlerinde nadir rastlanacak derinlikli senaryosuyla gerçek bir başyapıt.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ