Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Beşiktaş Habertürk Spor Meclisi'nden derbi ve Caner Erkin değerlendirmesi - Galatasaray Haberleri

        Derbi bitti, derdi bitmedi...

        Habertürk kurmayları, kötü futbolun nedenlerini masaya yatırdı. Hem İgor Tudor hem de Aykut Kocaman’ın korkak yaklaşımlarının dev derbiyi olumsuz etkilediği fikri öne çıktı Galatasaray-Fenerbahçe derbisi geride kaldı, birçok tartışmayı da bize bıraktı. İki takımın ortaya koyduğu futbolu, hocaların performanslarını, hakem Cüneyt Çakır’ın yönetimini HTS Meclisi’nde A’dan Z’ye tartıştık. Keyifli sohbette Şampiyonlar Ligi’nde devleşen ama Süper Lig’de gerileyen Beşiktaş’ta Caner Erkin için de ayrı bir parantez açtık.

        1- NASIL BİR DERBİ YAŞADIK?

        2- ÇAKIR’IN YÖNETİMİ TATMİN ETTİ Mİ?

        3- CANER ERKİN’E 6 MAÇ NORMAL Mİ?

        SELÇUK TEPELİ: TUDOR, NDİAYE İLE BELHANDA’NIN POZİSYONLARINI DEĞİŞTİRSİN

        Maçta; bir derbi gerilimi ve mücadelesi vardı ama futbol yine yoktu. İki takımın maçlarında futbol olmamasına alıştık; hatta bundan bıktık. Bu durum, derbinin marka değeri açısından tehlikeli. Her iki camia, TFF ve yayıncısından seyyar satıcısına ilgili herkes, buna kafa yormaya başlasa iyi olur. Maç öncesi de öngörülen gerilim ve sinir çukuruna asıl düşmemesi gereken Galatasaray’dı ama İgor Tudor yönetici olarak bunu beceremedi, futbolcularını hazırlayamadı. Ligin en parlak golcüsü Gomis’in ileride bu kadar yalnız kalıp yorulmasına çaresizliği de futbol adamı olarak yeterince zeki olmadığı anlamına gelir. Serdar Aziz sakatlanıp çıktıktan sonra Latovlevici’yi oyuna almasıysa birkaç noktayı birden aydınlattı:

        1- Latovlevici, Galatasaray’da oynayamaz; antrenmanda bile...

        2- O halde çok daha genç olan ve o bölgede hızlı bir gelişme gösteren Linnes, Tudor ve eski dostu Latovlevici’nin kurbanı olmuş demektir.

        3- Tudor’un B planları sorunlu, ama şanslıysa bu görünmüyor.

        4- Tudor, Feghouli’yi daha verimli kullanmanın yolunu bulamıyor. Ndiaye’nin hücumda da devreye girmesi için maç içinde taktik hareketlilik yaratamıyor. Belhanda’yı lüzumsuz oyuncu görüntüsünden kurtaracak bir pozisyonda oynatamıyor. İkisinin yerini değiştirmeyi denemeli. Aykut Kocaman’ın Fenerbahçe’si, ağır antrenmanlarıyla nam salan Tudor’un Galatasaray’ına göre ikili mücadelelerde daha kuvvetli göründü. Hücumdaki verimsizlik ve ürkeklik artık Kocaman’ın futbol karakteri diye bilinir oldu. Valbuena’yı, G.Saray’ın sağ kanat bindirmeleri artmaya başladığı için çıkardı herhalde. Oysa hücum silahını elinden atmadan buna taktik çare üretebilmeliydi. Janssen ise hiç çıkmaz, zira Kocaman’ın hücum bölgesinde vereceği yeni bir görevi de yedek kulübesinde yerine girebilecek herkesten daha iyi yapar zaten.

        ÇAKIR’A HER ŞEY DENİR HAKEM DENMEZ

        Cüneyt Çakır’ın Türk futbolundaki izini sürünce, bir şey görüyorum: Ona sahada müsteşar diyebiliriz, maslahatgüzar diyebiliriz, arabulucu, stratejist yahut siyasetçi diyebiliriz ama hakem demek çok zor. Şu ya da bu nedenle, böyle maçlarda, futbol sektörünün tüm tarafları açısından, “kimse pek bir şey kazanmasın ama hiçbiri o kadar da kaybetmesin” diye baştan makul görülebilecek bir sonuç varsa, her hal ve şartta sahadan o sonucu alıp çıkabiliyor. Dolayısıyla başarılı ve yüksek puan alıyor. Onun yönettiği maçlarda futbolun tarifi, iki takım arasında topla oynanan ama hep hakemin kazandığı bir spor dalına dönüşüyor.

        SERDAR ALİ ÇELİKLER: TUDOR’UN KORKUSU KOCAMAN’IN NAKISLIĞI

        Tudor açıkça F.Bahçe’den korkmuş. Tudor durup dururken çalışanı tamir etmeye çalıştı. Anlamsız korkusu ve gerginliği takımına yansıdı. G.Saray ve Beşiktaş’ta hep şu var: ‘Fener’i yenmemeliyiz, öldürmeliyiz de...’ Bu psikoloji ile maça çıkıyorlar. ‘3 olur, 5 olur’ diyorlar. Ama F.Bahçe’nin de gücü burada. Sinmiyor, aldırmıyor ve sakin kalabiliyor. Yine aynısı oldu. 11’e 11 iken Kocaman, Tudor’a üstünlük sağladı. Ama rakip eksildikten sonra Kocaman’ın nakıslığı çok zor aşacağı ortaya çıktı. Çakır’ın ise en büyük sorunu eyyamcının kralı olması... Bülent Yıldırım, Fırat Aydınus, Hüseyin Göçek de eyyamcı. Palabıyık bile eyyama kaydı. Çünkü Türk hakemleri TFF’ye ve kendi başkanlarına güvenmediğinden; kendilerini korumak adına ‘3 büyükler’e ‘kıyakçılık’ yapıyorlar. Eh kıyakçılığın sonu da ayakçılık oluyor.

        HALİL ÖZER: İKİ HOCA DA SINIFTA KALDI

        Derbide hiçbir cazibe yoktu. Korkaklığın dizboyu olduğu, teknik adamların kazanmak değil, kaybetmemek için oynadığı, seyircinin ilk kez bu kadar suskun olduğu bir derbi izledik. Ben hiçbir şekilde tatmin olmadım. Ayrıca Tudor ile Aykut Kocaman’ın teknik anlamda sınıfta kaldığını net olarak söyleyebilirim. Galatasaray’ın gereksiz şekilde coşkusuz futbolu tercih etmesi (Fenerbahçe’yi başka türlü yenme şansı yoktu), Aykut Hoca’nın Türk Telekom’a puan farkı 11’e yükselmesin anlayışı ile gelmesi, puan farkının 5’e düşmesi için hiçbir proje yapmaması, sadece rakibini durdurmayı planlaması ne yazık ki bu maçın bu kadar kısır geçmesine neden oldu. İnanın Aykut Hoca, Belhanda atılınca maçı alırız diye değil, bir puanı kurtardık diye sevinmiştir. Cüneyt Çakır tüm kulüpler tarafından neredeyse ‘persona non grata’ (istenmeyen adam) ilan edilmiş durumda. Nereden nereye. Ama Çakır Hoca, ‘Ben neden bu hale geldim’ diye kendi kendini muhakeme etmeli. Görecek ki dosya kabarık. Derbinin 3 kahramanı var. Tudor, Kocaman ve Çakır. Üçü de beraberlik için sahaya çıktı. Ve başardılar. Ben Çakır için sadece bu maç nezdinde yorum yapmıyorum. Genel olarak bakıyorum. İki yıldır inanılmaz formsuz. Bu maçta doğru kararları da var hataları da var. Maçın en büyük hatası Denayer’in pozisyonu. Yüzde bin kırmızı kart. Diğer kararlar hep göreceli. Ama Janssen’in golünde şu soruyu soruyorum: Sayın Çakır acaba bu golü Şampiyonlar Ligi’nde bu kadar rahat iptal eder mi? Ya da Premier Lig’de bu pozisyonlara gol verilir mi, verilmez mi? Diğer sorum da G.Saraylı dostlara... Bu golü onlar atsaydı yorumları ne olurdu? Ben milim milim inceledim ama o tendonuna vurulan tekmeyi ya da Serdar’ı neyin bozduğunu göremedim. Bana göre Çakır, Serdar Aziz’in kariyerini kurtardı. Hasan Ali’nin pozisyonuna ise penaltı değil diyenler var. Ama az önce Galatasaraylı dostlara sorduğum soru Fenerbahçeli dostlar için de geçerli. Bu pozisyon size olsa ne derdiniz?

        FAİK ÇETİNER: KOCAMAN KAZANMAK İSTESE VALBUENA’YI ÇIKARMAZDI

        Maçtan sonra en mutlu kişiler Tudor ve Aykut Kocaman’dı. Karşılaşmayı kaybetseler, koltukları ciddi şekilde sallanırdı. Aykut Kocaman önce kaybetmemek ister. Kazanmak istese, maçta oyunu dikine oynayan, adam eksilten Valbuena’yı değil, Dirar ya da Giuliano’yu dışarı alırdı. Alper Potuk ve Valbuena sahada olsalar, son 20 dakikada 10 kişilik rakip karşısında F.Bahçe işi bitirebilirdi. Cüneyt Çakır, babasıyla yan yana olsa bile derbiyi yönetemezdi. Aslında bu derbiyi Türkiye’de hiçbir hakem yönetemez. Pasta büyüdü. Ahkam kesen eski ve ünlü hakemleri ve eski MHK başkanlarını gençleştirip sahaya sürsen, onlar da bugünkü derbileri yönetemez. F.Bahçe de G.Saray da “Cüneyt Çakır bizi doğradı” diyor. Yalan. Bu baskı ve stres altında kimse maç yönetemez.

        10 NUMARALAR YETERLİ Mİ?

        Serdar Ali Çelikler: Belhanda ve Giuliano 10 numara iseler, Alex’ler ve Hagi’ler bin numara... Sneijder 50 numara.

        Halil Özer: Hiç 10 numara görmesek bunları bize 10 numara diye yutturacaklar.

        Atilla Türker: İkisi de genel anlamda son derece yetersiz. 10 numara dediğin her hareketi ile klasını ortaya koyar, takımını taşır, sonucu öyle ya da böyle belirler.

        NE OLACAK BU TRABZON'UN HALİ?

        Atilla Türker: Trabzonspor bugüne kadar çok kötü yönetildi. Kadro da yetersiz.

        İbrahim Yıldız: Trabzon, ‘3 büyükler’i örnek almaktan vazgeçmeli. Kendi özkaynak düzenini görerek geleceğini kurtarabilir.

        Serdar Ali Çelikler: Trabzonspor artık çok ciddi anlamda kendini sorgulamalı ve sadece para harcayarak İstanbul büyüklerine rakip olamayacağını anlamalı.

        CANER ERKİN'İN CEZASI MİLAT OLACAK

        HTS Meclisi’nde yapılan yorumlarda ağırlıklı olarak; Caner’in hakeme küfrettiği için tarihi bir ceza alması, diğer futbolculara ibret olacak. Oyuncular bundan sonra sahada istedikleri gibi davranamayacak.

        İBRAHİM YILDIZ: CEZALAR VERİLİRKEN EŞİT DAVRANILMALI

        Caner, çok sinirli bir oyuncu. Profesyonel ama üst düzey bir sporcuya yakışmayan tavırları var. Bir an önce psikolojik destek almalı. Cezaların caydırıcı olma özelliği mutlak bir gerçek. Ne yazık ki ülkemizde kurallardan çok kişisel görüşler ortaya çıkıyor. Herkese farklı bir yaptırım uygulanıyor. Eğer küfür etmek ve el-kol hareketi yapmak kuralda 6 maç yazıyorsa verilebilir. Ancak Şenol Güneş küfrettiği zaman 1 maç veriyorsan burada sıkıntı başlar. Bu cezalar verilirken herkese eşit davranılmalı. Geride bıraktığımız derbi ile ilgili ise her iki teknik adam öncelikle kaybetmemeye odaklanmıştı. Galatasaray puan farkına rağmen oldukça sinirli ve agresifti. Bu ortam Fenerbahçe’nin işine geldi. Tudor, büyük maçların adamı olmadığını bir kez daha gösterdi. Aykut Kocaman da daha cesaretli olabilirdi. 10 kişi kalan ezeli rakibini yenecek fırsatı elinin tersiyle itti. Hakem Cüneyt Çakır, klasik deyimle eyyamcılık yaptı. Gördüklerini çalsa, oyun daha zevkli olurdu. Hakemlik macerasında kendi adına büyük yara aldı. Aldığı 8.4 çok şaşırtıcı. Gözlemcileri anlamak mümkün değil. Ya futbolu onlar çok iyi biliyor ya da bu kadar futbol otoritesi hiçbir şeyin farkında değil!

        BÜLENT YAVUZ: TWITTER'DAN ÖZÜR YETMEZ

        Caner çok hırçın. Bunu top için yapınca muhteşem oluyor. Ancak başka işler yapınca sevimsiz oluyor. Twitter’dan özür diledi. Bu yetmez. Çıkacak, bir basın toplantısı yapacak, Mete Kalkavan ve ailesinden özür dileyecek. Ona yakışan budur. Küfürbaz futbolcuların futbolda yeri olmaz. Caner neyine veya kime güvenerek yüksek dozda üstüne basa basa, göstere göstere, ağızından salyalar akarak arkadan küfredebiliyor? Sıkıysa yüzüne karşı etseydi ya. Aldığı ceza 6 maç 10 olsa ne yazar? Küfürbaz Caner oldu bir kere! Derbinin hakemi Cüneyt Çakır’a gelirsek; ‘dışarıda iyi, içeride kötü’ imajını silmek için gerekeni yapamadı. ‘Dünya markası’ diyoruz, böbürleniyoruz. Denayer kırmızı görmeliydi. Cüneyt, MHK’den not olarak 1 de alsa 10 da alsa fark etmez, mühim olan futbol kamuoyunun vicdanlarındaki nottur.

        SELÇUK TEPELİ: CANER’İ TARTIŞMAK YERİNE ALTERNATİF OYUNCU ÜRETMELİ

        Beşiktaş'ın Avrupa konsantrasyonu yüksek ama kadrosu da iki kulvarda zihnen ve fizik olarak ayakta kalabilecek kadar geniş değil. Belki Şampiyonlar Ligi’nde şimdiye kadar oynadığı rakipler de sanıldığı kadar güçlü değildir. Yine de Avrupa’da rahatladılar, bir süre lige daha çok konsantre olabilirler. Şu ana dek G.Saray için dile getirilen bir uyarıyı şimdi ters çevirmek de mümkün: Asıl Beşiktaş’ı G. Saray maçında göreceğiz. Beşiktaş artık Caner Erkin’i tartışmak yerine, ona alternatif bir oyuncu üretmeli.

        SERDAR ALİ ÇELİKLER: CEZA BANA ÇOK GELDİ

        Bana göre Caner tedavi görmeli, bu ayrı ama 6-7 maç ceza da bana çok geldi. Eğer kurallar ve kanunlar böyle diyorlarsa ben de en basitinden Şenol Güneş’i örnek verir, o zaman bu kurallar neredeydi diye sorarım. Dolayısıyla ben olsam daha az bir ceza verir ve sonunda da açıklama yapar, “Bundan sonra bu tip hareketlerin cezası şu olacak” derim. Ama zaten ben TFF başkanı olsam, kimseye eyvallahım olmayacağı için hiç eyyam yapmazdım. Dolayısı ile kamu vicdanını sarsan kararlarım da olmazdı.

        FAİK ÇETİNER: BEN OLSAM TAHKİM’E GİTMEM

        PFDK’nın Caner Erkin’e kestiği cezayı yerinde buluyorum. Böyle bir miladi cezanın verilmesi gerekiyordu. Diğerlerine de örnek olsun. Saha içinde dayılanmak mayılanmak son bulsun. Bu cezayı verenleri tebrik ediyorum. Beşiktaş Kulübü’nün yerinde olsam kesinlikle Tahkim Kurulu’na gitmem. Eğer giderlerse yapılan çirkinliğe prim tanımış olurlar. Caner Erkin çok kötü günler geçirdi. Özel hayatı çok kurcalandı. F.Bahçe’nin gözdelerindendi. İstenmedi. İtalya üzerinden Beşiktaş’a geldi. Hırslı bir çocuk. Sanırım psikolojik desteğe ihtiyacı var. Bu cezadan büyük dersler çıkaracağınainanıyorum. Bekleyip göreceğiz.

        HALİL ÖZER: BENCE YERİNDE BİR KARAR

        TFF, Şenol Güneş için verilen bir maçlık cezadan zaten çok rahatsızdı. Caner olayı ile bunu düzeltmek için eline geçen fırsatı değerlendirdi. Bu ceza umarım tüm futbolculara örnek olur. Oyuncular ve teknik adamlar sahanın tek hakimi olan hakeme hatalı olsa dahi bu şekilde davranmamalı. Uzun zamandır bu cezaların caydırıcı olması gerektiğini söylüyorduk. Başlangıçta 6 maç ağır gibi görünüyor ama bence yerinde bir karar olduğunu düşünüyorum. Hiç kimsenin kimseye bu şekilde hakaret etmeye hakkı yok. TFF, Şenol Güneş konusunda yapılan hatayı belli ki bir ders olarak almış. Ama bu kadar rahatsızsan disiplin kurulunu niye değiştirmiyorsun? Bu kurulun dibi zaten çamur olmuş. Caner sosyal medyada özür dilemeseydi TFF’nin eline bu fırsat zaten geçmeyecekti. Burada Caner’in ettiği küfürlerin artık tüm sınırları zorlamasının yanı sıra Mete Kalkavan’ın duymamazlıktan gelmesi daha vahim. Mehmet Demirkol seyirci sesinden dolayı duymadığını söylüyor. Ben katılmıyorum. Mesafe bir metre ve Caner bağırarak küfür ediyor. Bence net olarak korktu. Başıma dert almayayım diye düşündü.

        ATİLLA TÜRKER: GÖZLEMCİ RAPORLARI HİKAYE

        Size bir şey söyleyeyim mi, ülke futbolunda köhnemiş pek çok kesim var ama bunların başında ne yazık ki gözlemciler geliyor. Gözlemcilerin tamamına yakını ahbap-çavuş usulü bol keseden not veriyor. Çünkü bu beyefendiler “Düşük not verirsem başıma bela alırım. Bu hakem benim kuyumu kazar” şeklinde düşünüyor. Hakemlerin fahiş hataları gözardı ediliyor. Zaten Süper Lig’de öyle hakemler var ki, güç olarak gözlemcilerin çok üstünde bulunuyor. Haliyle gözlemciler korkabiliyor. Şunu da söyleyeyim. Süper Lig’de gözlemcilik kadrosunu kaldırmak gerekiyor. Maçları nasıl olsa televizyon veriyor. Merkez Hakem Kurulu’ndan 3 kişilik bir ekip otursun, ekrandan izlesin, hakemi değerlendirsin. Her bakımdan daha sağlıklı olur. Caner’e verilen 6 maçlık ceza için ise burası Dingo’nun Ahırı değil, herkes haddini bilecek. Caner çok kötü örnek oluyor. Kendisini izlerken ben utandım. Verilen ceza futbol tarihine geçecek. Örnek bir ceza verildi.

        UMUR TALU: BEŞİKTAŞ ÖNCE KENDİSİ CEZA VEREBİLMELİYDİ

        Caner Erkin artık çocuk değil. Beşiktaş’ta az daha sakindi, şu küfre kadar. Herkese her şeyi söyleyebileceğini zannetme kültürümüzün özel bir temsilcisi o da! Kibir-küfür kültürü! Bu kültürün ana parçası ve kimi tekme-tokat “idareciler”in, bir kısım tribünlerin, kimi yorumcunun da böyle vesilelerle ne kadar saygılı, centilmen, beyefendi olduklarını kanıtlama fırsatı doğuyor! Özet şu: Beşiktaş önce kendisi ceza verebilmeliydi! Özür geldi. İşin özü de şu: Hep birlikte her gün sadece hakemlere bindirince, ki bu da linç kültürü, hep birlikte Caner’e de asist yapıyoruz! Caner Erkin’e 6 maçsa; yumruğun, diğer küfürlerin ve ırkçılıkların cezası ne olmalı? Meselemiz hem memlekette hem futbolda adalet ve eşitlik duygusunun zayıf olmasıdır. Caner 6 maçı hak ediyorsa artık kriterimiz bu olmalı ama olacak mı? Gelelim takıma. Beşiktaş, Cüneyt Çakır gibi! Dışarısı-içerisi! Aradaki fark bence şu: Porto, Leipzig, Monaco teknik direktörleri Beşiktaş’ı anlamamış. Aykut Kocaman, Ersun Yanal, Mesut Bakkal anlamış. Abdullah Avcı çok çok iyi anlamış. Fenerbahçe maçı hariç, Beşiktaş bunu gerilime bağlayamaz. Beşiktaş’ın yumuşak halkaları var. Orta sahada (çok top) kazanırsa maç kazanıyor. Güneş’in Oğuzhan-Tolgay problemi o yüzden!

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ