Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin HT MASA ekibi, Enes Batur, Teoman, Sarp Apak ve Can Yaman'ı konuştu
        1

        HT MASA ekibi bu hafta, Teoman’ın ses getiren açıklamalarını, ‘Hababam Sınıfı’nın yeniden tiyatroya uyarlanmasını, Youtuber Enes Batur’un sinema filminin gişedeki başarısını, Sarp Apak’ın tiyatrodaki seyirci artışını hayranların ünlülerle selfie merakına bağlamasını ve Çağatay Ulusoy ile Bestemsu Özdemir’in yakınlaşmasını masaya yatırdı.

        2

        ‘Koyu Antoloji’ adlı albümünü çıkaran Teoman’ın, HT MAGAZİN’den Arif Hür’e verdiği röportajdaki “Ödüm patlaya patlaya yalnız biri olacağım”, “İlişkilerde dikiş tutturamayan bir adamım”, “Zamanın ruhuna çok uzağım, eski kafalıyım” gibi sözleri gündem oldu. Teoman’ın açıklamaları şarkılarının önüne geçer mi?

        3

        BÜLENT İPEK: Müziği bıraktı, geri döndü, evlendi, boşandı, gece hayatında dibe vurdu... Hatta küfelik olduktan sonra paparazzilerin sırtında evine taşındığı günlerini de gördük. Teoman’ın öyle güçlü şarkıları ve şarkı sözleri var ki artık onlara Teoman bile zarar veremez. Teoman bana göre, müzikleriyle yarının Barış Manço’su, Cem Karaca’sıdır. Bizim Arif’in de eline sağlık. Bu samimi söyleşideki çarpıcı cümleleri Teoman’dan başkasının kurması biraz zor zaten.

        4

        ESİN ÖVET: Teoman “Müziği bırakıyorum” dediği dönemdeki gibi bunalıma girmiş. Ama korkmasın yalnız değil, çünkü bu sıralar herkes bunalımda ve şaşkın. İnsanlar böyle benzer bir boşluk döneminden geçiyor. İnşallah Teoman da bir an önce atlatır ve yeni şarkılar yapar.

        5

        KADİR KAYMAKÇI: Teoman’ın yaptığı açıklamalara Yekta Kopan’ın ‘efsanevi’ tweet’ini alıntılayarak cevap vermek istiyorum: “Sevgili Teoman ne demek istediğini gayet iyi anlıyor ve yapısal olarak parçalanıyorum...”

        6

        İPEK DURKAL: Teoman şarkılarında da bu röportajda söylediklerini anlatıyor zaten. Onu bu sebepten dolayı bu kadar çok seviyoruz. Şarkıları da duyguları da samimi.

        7

        OBEN BUDAK: Teoman’ın açıklamaları hep böyle yüksek perdedendi. Muhabirlik dönemimi hatırlıyorum da Teoman’la röportaj yapmak aşırı rahatlatıyordu. Çünkü o gevelemeden sorduğunuz sorunun cevabını veren nadir isimlerden.

        8

        Youtuber Enes Batur’un ‘Hayal mi Gerçek mi?’ adlı ilk filmi, ilk 3 günde 454 bin kişi tarafından izlenerek önemli bir başarı yakaladı. Youtuber’ları sinemada ve diğer mecralarda nasıl bir gelecek bekliyor?

        9

        B.İ.: Enes Batur’un çıkışı ve ‘Kimmiş bu çocuk?’ tadındaki tepkiler bana yıllar önce ‘Kıl Oldum Abi’ ile patlama yapan Tarkan’ın ilk dönemlerini hatırlattı. Enes Batur geçen hafta Manisa’daki sinema açılışında tıpkı eski Tarkan gibi çocuklar ve gençler tarafından ağlanarak, çığlık atılarak bekleniyordu. Bu star havası çok az kişiye kısmet olur. Enes Batur, şımarmadan işinin daha iyisini yaparak çalışmaya devam etmeli.

        10

        E.Ö.: Belli oluyor ki gelecek çağ kısa, zamansız, hızlı ve kalıcı olmayan bir şekilde sosyal medya üzerinden geçecek. Şimdi bir şeyler yapılıyor ve 8 saniyede izleyip geçiyoruz. Kalıcılık yok oldu. Bir şarkı çıkıyor 3 ay sonra unutuyoruz. Ben eski kafalıyım ama yapacak bir şey yok. Gelecek onların.

        11

        K.K.: 454 bin seyirci, bir Youtuber için çok çok iyi bir rakam. Kenan İmirzalıoğlu, Şener Şen gibi isimlerin filmlerinin ilk 3 gün rakamlarını geçmesi muazzam. Ama film? Umarım yapımcılar ve bir an önce parayı vurayım derdine düşen Youtuber’lar ‘altın yumurtlayan’ tavuğu kesmezler. Ne yapsak izlenir diye berbat projelere yönelmezler ve nitelik üzerine biraz daha kafa yorarlar.

        12

        İ.D.: Şaşkınlıkla izliyorum. Bana çok ama çok uzak bir dünya. Benim sinemadan beklentim de çok başka. Çocukların ve ergenlerin bu kadar çok sevdiği bir başka isim var mı inanın onu da bilmiyorum.

        13

        O.B.: Gişesi olan çoğu komedi filmindeki konu, yönetmenlik ve oyuncululuk o kadar kötü ki genç Youtuber’ların bile daha iyisini ortaya çıkaracağına inanıyorum. Şahsen ‘Recep İvedik’ ve ‘Düğün Dernek’ yerine Enes Batur’u izlemeyi tercih ederim.

        14

        9 kez sinemaya uyarlanan Rıfat Ilgaz’ın ölümsüz eseri ‘Hababam Sınıfı’nın yıllar sonra tiyatroda sahnelenmesine ne diyorsunuz? Yeni ‘Hababam’ın kadrosunu nasıl buldunuz?

        15

        B.İ.: ‘Hababam Sınıfı’nın tiyatro uyarlamaları yapılmalı ve sahnede de herkes izlemeli. Ancak yapımcılar sinema uyarlaması yaparken 10 kere düşünsün. İnsanların zihnindeki o nostaljik büyüyü bozacak filmler yerine başka hikâyeleri uyarlasınlar. Bırakın ‘Hababam’ı Münir Özkul, Adile Naşit, Şener Şen ve Kemal Sunal’la hatırlayalım.

        16

        E.Ö.: ‘Hababam Sınıfı’nı o kadar özlüyorum ki yeni yapılanlar onun yerini tabii ki tutmayacaktır, onunla tabii ki kıyaslanamayacaktır. Ama yine de beni çok mutlu etti. Yakında sinemada da görürüz gibi geliyor bana.

        17

        K.K.: Bu projeyi hayata geçirenleri cesaretlerinden dolayı tebrik ediyorum. Çünkü ‘Hababam Sınıfı’ gibi bir efsaneyi yeniden canlandırmak cesaret işi. Bir süre önce sinemada denenmiş ve bence hayal kırıklığı olmuştu. Tiyatroda da büyük bir beklentim yok açıkçası. NBA’de takımlar Kobe Bryant, Michael Jordan gibi büyük oyuncular basketbolu bırakınca başkaları giymesin diye forma numaralarını emekliye ayırıyorlar. Bence ‘Hababam Sınıfı’ da yenileri çekilmesin diye ‘emekliye’ ayrılmalı. Çünkü eskilerinden daha iyisinin geleceğini sanmıyorum.

        18

        O.B.: Tiyatro sahnelerine hayli güzel işler gelmeye başladı. Bunları takdir etmemek mümkün değil. ‘Hababam Sınıfı’nın orijinal kadrosu gibi bir ekip bir daha gelemediği için yeni kadroyu kıyaslamak zarar verici olur gibi geliyor bana. Başka bir tat yakalasın yeter.

        19

        Duygu Sarışın’dan ayrılan Çağatay Ulusoy’un Can Yaman’dan ayrılan Bestemsu Özdemir’le yakınlaştığı konuşuldu. Bu ikiliyi birlikte el ele görebilir miyiz?

        20

        B.İ.: Bu yakınlaşmanın nereye varacağını zaman gösterecek. Ama Can Yaman’ın biraz dağıttığı konuşuluyor. Gece kulübünde kavga ettiği kadınlarla karakolluk olduğu haberi dün gazetelere yansıdı. Söylenenlere göre ayrılığın hemen üstüne Bestemsu’nun Çağatay’la yakınlaşması sinirlerini yıpratmış.

        21

        E.Ö.: Çağatay Ulusoy çok özlendi. Şu anda onunla el ele tutuşup çıkmak için kadınlar birbirleriyle yarışıyordur.

        22

        K.K.: Çağatay Ulusoy 7 aydır Los Angeles’taymış. Daha yeni dönmüş. Şak diye âşık olacak değil herhalde. Bizim magazin âleminde ne zaman bir kadınla erkek yan yana gelip bir gece eğlense hop ‘aşk’ denen bu meret ortaya çıkıyor! Aşk biraz beklesin canım, gençlerin eğlenmeye de hakkı var.

        23

        O.B.: Emirgan’daki o meşhur mekândan çıkanların ömrü çok uzun olmuyor. Taraflar gecenin o saatinde ne yaptıklarını çok fark edemiyor. Sabah pişman oluyorlarmış gibi geliyor bana.

        24

        Sarp Apak HT Magazin’den Mehmet Çalışkan’a verdiği röportajda ünlü oyuncularla selfie çektirme isteğinin tiyatrodaki seyirci sayısının artmasına katkıda bulunduğunu söyledi. Siz bu yoruma katılıyor musunuz?

        25

        B.İ.: Sarp Apak’a katılıyorum. Sosyal medyada like alma hevesi tiyatro salonlarına da ilgiyi artırıyor. Tıpkı Kars’a tren seferlerine veya şehirde yeni açılan bir restorana ilgiyi artırdığı gibi. Sosyal medyanın iyi tarafı bu oldu. Like peşinde koşarken sosyalleşir olduk.

        26

        E.Ö.: Selfie’nin hayatımıza girdiği ilk dakikayı hatırlıyorum. Oscar’da yapılan bir hareket her şeyi değiştirdi. Aslında Sarp’a katılıyorum. Çünkü insanımız artık ünlü birini görünce anında sosyal medya hesabına onunla çektirdiği fotoğrafı koyuyor. Bu prim kazandırıyor ve bir hava atma yöntemi. Seyirci sayısını artırıyorsa oyuncular oyundaki performanslarını biraz da fuayeye saklayacaklar selfie için.

        27

        K.K.: Sosyal medyadaki bu like çılgınlığı Kars’a, trenlere, küçük restoranlara ve kafelere ilgiyi patlattığı gibi nihayet tiyatroya da yaramış. Bence süper olmuş, umarım seyirci sayısını daha da artırır.

        28

        İ.D.: Hem özel tiyatrolarda hem de devlet ve şehir tiyatrolarında çok iyi oyunlar sahneleniyor. Seçenek öyle bol ki. İnsanların tiyatroya yönelme sebebini selfie çekmek olarak açıklarsan kendi oyununa da hakaret etmiş olursun. Oyunlar güzel, oyuncular da iyi. O halde oyun bitiminde selfie’ni de çekip koyarsın. Sosyal medya televizyonda değil ama sinema ve tiyatroda çok etkili. Güvendiğin birileri o oyunun ya da o filmin iyi olduğunu söylüyorsa sen de gidip izlemek istiyorsun.

        29

        O.B.: Tiyatrocunun oyun sonunda seyircisiyle buluşması İngiliz tiyatrolarında bir gelenek. Mesela ben ‘Hamlet’i izledikten sonra kulise gidip Jude Law’la fotoğraf çektirmiştim. Oyuncunun ünüyle alakalı olarak değişen bir şey de değil. Öyle olunca daha bir şevkle gidiyorsun tabii oyun izlemeye.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ