Kadınların demokrasi yolundaki uzun mücadelesi: Avrupa'da kadınlara seçme ve seçilme hakkı hangi yıllarda verildi?
Kadınlara oy hakkı, Avrupa'nın her ülkesinde aynı yıl tanınmadı; kimi ülkeler erken reformlarla öne çıkarken, bazıları bu adımı ancak 1970'lerde tamamlayabildi. Siyasal temsil mücadelesi, kıtanın sosyal ve politik dönüşümleriyle iç içe ilerledi. Peki Avrupa'da kadınlar ne zaman sandığa gidebildi ve bu süreç nasıl şekillendi?
ABONE OLAvrupa’nın modern demokrasi tarihine bakıldığında, kadınların seçme ve seçilme hakkı en büyük kırılma noktalarından biri olarak öne çıkıyor. Ancak bu hak tüm ülkelerde aynı hızla tanınmadı; savaşlar, rejim değişiklikleri ve toplumsal mücadeleler tarihin akışını belirledi. Türkiye’nin de önemli bir yerde durduğu bu tablo, dikkat çekici karşılaştırmalar içeriyor. Sizin için derledik…
Avrupa’da kadınların siyasal hayata katılımı, ülkeden ülkeye ciddi biçimde değişen uzun bir mücadele sürecinin sonucunda mümkün oldu. İlk adım, 1906’da kadınlara oy hakkı tanıyan Finlandiya’dan geldi.
Finlandiya yalnızca oy kullanma hakkı vermekle kalmadı; kadınların parlamentoda temsil edilmesinin de önünü açarak dönemin Avrupa’sında istisnai bir model oluşturdu. Onu 1913’te Norveç, 1915’te Danimarka ve 1918’de Polonya ile Almanya izledi.
I. ve II. Dünya Savaşları, pek çok ülkede toplumsal yapıyı değiştirdiği gibi kadınların siyasal haklarını da hızlandırdı. Erkek nüfusun cepheye gitmesiyle kadınların iş gücündeki rolü arttı; bu durum, politik alanda da söz sahibi olmaları gerektiği fikrini güçlendirdi.