Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Kalp çarpıntınızın altından genetik kalp hastalığı çıkabilir

        Aritmiler (kalp ritim bozuklukları) kalp - damar hastalıkları, kapak hastalıkları, kalp yetersizliği, bazı ilaçlar, kalp dışı sistemik hastalıklar (tiroid hastalıkları, anemi, KOAH vs) gibi nedenlere bağlı olabileceği gibi gösterilebilir hastalığı olmayan, sağlıklı bireylerde de görülebiliyor.Habertürk’ten Ceyda Erenoğlu’nun haberine göre bilinen hastalığı olmayan bireylerde rastlanan bu ritim bozukluklarının bir kısmı genetik nedenlerle oluşuyor. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç Dr. Ali Deniz, “Bu aritmiler sık görülmese de trajik olarak bebeklikten itibaren tüm yaşlarda, sıklıkla da çocuk ve gençlerde ani ölüm nedeni olarak çok önemli görülüyor ve ‘kalıtsal aritmi sendromları’ olarak isimlendiriliyor” diyor.

        REKLAM

        ANİ KALP ÖLÜMLERİNE BUNLAR DA YOL AÇIYOR

        Kalıtsal aritmi sendromları, kalp kası hücrelerinde bulunan bazı yapısal proteinlerin mutasyonlarına bağlı olarak ortaya çıkıyor. Mutasyon sonucunda anormal işlev gören proteinler, ölümcül ritim bozukluklarına neden oluyor. Kalıtsal aritmi sendromları içerisinde uzun QT sendromları, Brugada sendromu, kısa QT sendromu, katekolaminerjik polimorfik ventriküler taşikardi (KPVT) gibi hastalıklar bulunuyor. Ayrıca ventrikül miyokardında (karıncık kası hücrelerinde) hasarlanmaya yol açan aritmojenik kardiyomiyopatiler, kalp kasında kalınlaşma ile seyreden hipertrofik kardiyomiyopatiler ve diğer bazı kardiyomiyopatiler de genetik bozukluklara bağlı ani kalp ölümü nedenleri arasında yer alıyor.

        ÇARPINTI VE BAYILMAYA DİKKAT!

        Birçok hastada yapısal kalp hastalığı bulunmaması nedeniyle tanıdan şüphe edilmediğinde tanı koymanın zor olduğu belirtiliyor. Kalıtsal aritmi sendromlarında hastalar doktora genellikle çarpıntı ve bayılma yakınmalarıyla başvuruyor. Bu noktada aile öyküsü çok önemli bulunuyor. Hastaların aile bireylerinde ani ölüm öyküsü bulunması tanıyı destekleyici olabiliyor. Bazı hastalarda özel EKG bulguları tanıya yardımcı olsa da normal EKG tanıyı dışlamıyor. Belirtilerin seyrek yaşanması nedeniyle ritim kaydedici cihazlarla aritminin yakalanması çoğu zaman mümkün olmuyor. Ekokardiyografi, efor testi, elektrofizyolojik çalışma gibi tanısal yöntemlerin yararının yanında son zamanlarda genetik testlerin yaygınlaşması da tanı sürecinde kolaylık sağlıyor.

        AŞIRI EFOR VE BAZI İLAÇLAR ARİTMİYİ TETİKLEYEBİLİR

        Bu hastalıklara tanı koymanın, hastanın ani ölüm riskini azaltacak önlemlerin alınması açısından büyük önemi bulunuyor. Aşırı efor ile bazı ilaçlar çeşitli kalıtsal aritmi sendromlarında aritmiyi tetikleyebiliyor. Bu tetikleyicilerden kaçınmak için hastaların bu konuda detaylı olarak aydınlatılması ve uzak durmaları gereken ilaç listesinin ne olduğunu bilmeleri çok önemli bulunuyor. Buna karşın aritmiyi önleyici bazı ilaçların kullanılması gereken durumlar da olabiliyor. Ani ölümün önlenmesi için gerekli görülmesi halinde ICD (ritim bozukluğu oluştuğunda şok veren cihazlar) takılabiliyor. Tanının ikinci önemli yararının hasta bireyin ailesinde tarama yapılarak risk altındaki diğer bireylerin saptanması olduğu belirtiliyor. Bu sayede beklenmeyen ani ölümlerin önüne geçilebileceğine dikkat çekiliyor.

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ