Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Tiyatro Öğrencileri, Yılmaz Erdoğan'ın 'Aydınlıkevleri'ni anlattı
        1

        Yılmaz Erdoğan’ın 20 yıl sonra yazdığı ilk tiyatro oyunu olan ‘Aydınlıkevler’de başrolleri Demet Akbağ, Salih Bademci, Burak Dakak ve Sinem Ünsal paylaşıyor.

        Yılmaz Erdoğan’ın öğrencileri, ustalarının bir tiyatro oyununu sahnede izleme şansı buldu.

        2

        YASİN ÇAM

        ‘HAYALLERİMİ DÜŞÜNCELERİMİ GÜNCELLEDİM’
        Ustam bu oyunu yazarken hikâyeyi ondan dinlemiştim. Sahnede nasıl olacak diye merak içindeydim. Çok güzel olmuş. Çok beğendim ve çok mutlu oldum.
        Gelecekte yapacaklarıma dair çok feyz aldım. Sadece oyuncu olarak kalmak niyetinde değilim ben de yazabilirim dedim daha önce de demiştim ‘Aydınlıkevler’i seyredince düşüncelerimi ve hayallerimi güncellemiş oldum.

        3

        ATAKAN ÇELİK

        ‘USTANIN KELİMELERLE DANSINI İZLEMEK HARİKAYDI’
        Her hafta sahnede olmama rağmen oyuncuların heyecanını paylaştım adeta. Onlarla beraber orada olmak istedim. Ustanın kelimelerle dansını izlemek harikaydı.
        Sahne kullanımı, ışık, müzik, reji ve tabi ki Demet Akbağ… Fazla detay vermek istemiyorum ama teknolojinin sahne üzerindeki adaptasyonu beklediğimden daha organik olmuş diyebilirim.

        4

        SAFA SARI

        ‘TAM BİR YILMAZ ERDOĞAN ESERİ’
        Muhteşemdi. Yılmaz Hoca’nın yazdığını bilmesem de anlardım. Kalemi her kelimeye izini bırakmıştı. Hem üzüldüm, hem güldüm hem düşündüm… Tam bir Yılmaz Erdoğan eseri.

        5

        ARİF GÜLOĞLU

        ‘DERS NİTELİĞİNDE BİR OYUN’
        Büyük heyecanla gittiğim oyundan çok keyif aldım. Ustamızın yıllar sonra yazdığı oyuna tanık olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Sunumu, kadrosu ve enerjisiyle mükemmel bir oyun. Büyülendiğimi söyleyebilirim. Uzun zamandır bir tiyatro oyunu izleyememiştim, ustamızın kaleminden izlemek ilaç gibi geldi. Herkese tavsiye ederim.
        Senaryosuyla, müziğiyle, sunumuyla başlı başına ders niteliğinde bir oyundu benim için. Demet Akbağ’ı canlı izlemek çok keyifli. Oyunculuk kısmında da özellikle Demet hocayı izlerken kendi adıma mesleki olarak çok şey çıkardım.

        6

        EZGİ ÖZYÜREKOĞLU

        ‘HOCAM İYİ Kİ BU OYUNU YAZMIŞ’
        Televizyondan da olsa Yılmaz Hoca’nın yazdığı oyunları izlemek benim için hep büyük keyifti. Her birini defalarca izlemişimdir.
        ‘Aydınlıkevler’i seyrederken ise kendimi tarihi bir ana tanıklık eder gibi hissettim. İlerde, “Biliyor musun ben ‘Aydınlıkevler’i galasında seyrettim” diyebileceğim için çok mutluyum. Hocam iyi ki bu oyunu yazmış ve bizimle paylaşmış.
        Bu mesleği seçmemde Yılmaz Hoca’nın, Demet Akbağ’ın ve BKM’nin payı çoktur elbette, çocukken izlediklerim sayesinde. Hatta onların oyunlarıyla büyüdük desem yeridir. Zaten televizyondan hayranı olduğum Demet Akbağ’ı tiyatroda seyretmek ise büyüleyiciydi. Her ne kadar pandemide sekteye uğrasa da tiyatronun hiç ölmeyecek bir meslek olduğunun kanıtı gibiydi o gece.

        7

        HANDE ÖZEN

        KAÇINILMAZ BİR HEYECAN VE GURUR DUYDUM’
        Aslında hocamın yazdığı bir oyunu ilk kez canlı izleyişim değil. 7-8 yaşlarında ailemle birlikte ‘Otogargara’yı Ankara’da seyretme şansım olmuştu. Tabii çok net hatırlamamakla birlikte bazı sahneler hala hafızamda. O yaştayken yıllar sonra kendisinin çırağı olacağımı asla bilemezdim. Sonraki yıllarda bunun hayalini kurarken gerçek oldu. ‘Aydınlıkevler'i izlerken herhangi bir seyirci gibi izlemenin dışında öğrencisi olduğum için kaçınılmaz bir heyecan ve gurur duydum. Buram buram Yılmaz Erdoğan kokan bir metin oyunculukları ve performanslarıyla, müzikleriyle ve özel sahne tasarımı ile harmanlanınca yaratılan atmosfere kapılmamak mümkün değil. İnsanın içine işleyen gerçeklikteki insan ilişkileri ve içinde bulundukları koşullar tüm samimiyetiyle hissediliyor. Somut bir şekilde ifade etmem gerekirse oyun boyunca tam burnumuzun direği sızlarken kahkahalar atarken bulduk kendimizi. Bir Ankaralı olarak hikâyenin anlatıldığı döneme ait ailemden dinlediğim çoğu şeyi de sahnede izlemiş oldum. Hala aklımda oyuna ait bazı replikler dönüyor. Bu da şüphesiz çoğu izleyici üzerinde kalan Yılmaz Erdoğan etkisi.
        Tiyatro benim için hem oyuncu hem izleyici olarak en büyüleyici alan. Yaratılan dünyada o an salondaki her birey arasında görünmez bir işbirliği doğuyor. Kendi gerçekliğinizden kopup anlatılan meselenin tam ortasında kalıyorsunuz. ‘Aydınlıkevler’in samimi ve güçlü anlatımı beni hiç yaşamadığım o döneme götürdüğünde de bir kez daha yaptığımız mesleğin en haz verici tarafını hissettim. Belki henüz hayatta dahi olmadığınız bir dönemde yaşayan bir karakteri oynuyorsunuz. Oyuncunun sahne öncesi keşfi kendi içine bakmaya çalışmasıyla besleniyor. Hele ki ‘Aydınlıkevler’de olduğu gibi biz genç oyuncular usta oyuncularla bir araya geliyorsak bu muazzam bir tecrübe oluyor. Açıkçası sahneye susatan oyunlar izledikçe diğer mecralarda yer alsam dahi tiyatrodan hiçbir zaman uzak kalamayacağımı fark ediyorum. Yılmaz Erdoğan’ın oyunculuk ve yazarlığa dair üzerimizde büyük emekleri var. Yirmi yıl aradan sonra gelen bu oyun meslekte iz bırakmaya, fark yaratmaya dair bir resimdi. Mesleğini çok seven biri olarak üretmeye olan şevkim arttı diyebilirim.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ