Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem 3. Sayfa Pınar Gültekin davasında son dakika gelişmesi: Ailenin istinafa yaptığı itiraz... - Haberler
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İzmir Bölge Adliye Mahkemesi'ne sunulmak üzere, Muğla 3.Ağır Ceza Mahkemesi'ne iletilen itirazda, "Bir kişinin birisini tasarlayarak öldürdüğüne kanaat getirilmesi için failin bilerek ve isteyerek öldürmeye sebatla ve koşulsuz olarak karar vermesi, öldürme suçu işlenmeden önce soğukkanlı ve sükûnetle düşündükten sonra ulaştığı ruhî sükûnete rağmen bu kararından vazgeçmeyip kararını ısrarla gerçekleştirmesi veyahut karar verildikten sonra bir planın icra edilmesi ve neticede gerçekleştirilmesi gerekmektedir" denildi.

        "SUÇU İŞLEMEKTEN HİÇBİR ZAMAN VAZGEÇMEDİ"

        İstinafa yapılan itirazda şu noktalara dikkat çekildi: "Somut olay her iki teori açısından da değerlendirildiği zaman, sanığın Pınar Gültekin’i öldürmesi eyleminde tasarlama kastının var olduğu son derece açık ve izahtan varestedir. Zira, olay örgüsüne bakıldığı zaman sanığın eylem öncesindeki davranışları (AVM’ye çağırması, ardından bağ evine götürmesi, oradaki tüm eşyaların [varil, odun, ateş vs.] hazır olması vs.) ve olay sonrasındaki davranışları (beton dökülmesi, varilin palet yardımı ile taşınması, çalılıklara atılması, SIM kartın birden fazla parçaya bölünmesi ve farklı yerlere atılması) incelendiğinde sanığın suç işleme kararı aldığı, bu süreçte suçu işlemekten vazgeçmediği ve kurmuş olduğu plana göre hareket ettiği anlaşılmaktadır."

        Katil zanlısının kardeşi Mertcan Avcı ve katil zanlısı Cemal Metin Avcı
        Katil zanlısının kardeşi Mertcan Avcı ve katil zanlısı Cemal Metin Avcı

        Fotoğraf: DHA

        "Somut olayda da sanık, maktulün görüşme talebini reddetmesine rağmen ısrarlı bir şekilde maktul ile yüz yüze görüşmek istemiş ve maktulü yüz yüze görüşmeye ikna etmiştir. Sanık, kurmuş olduğu plan çerçevesinde maktulü bir AVM'ye getirdikten sonra suçu işlemekten vazgeçmemiş ve bağ evine götürmüş, bir diğer ifade ile kararın kesinleştirildiği an ile öldürme anı arasında düşünmek için yeterli bir süre geçtikten sonra burada da suçu işlemekten vazgeçmeyerek Pınar Gültekin’i katletmiştir. Ayrıca sanık, varili tutuşturamayınca benzin almaya gitmiş ve suçu işlemekten hiçbir aşamada vazgeçmemiştir.

        "ÖLDÜRME EYLEMİNİ GERÇEKLEŞTİREN EYLEM YAKMA HADİSESİDİR"

        "Sanık Cemal Metin Avcı, boyun basısı sonucunda Pınar Gültekin’i öldürememiş olup öldürme hadisesini gerçekleştiren eylem ikinci eylem olan yakma hadisesidir ve yakma hadisesi ile boyun basısının müşterek etkisi sonucunda bu eylem gerçekleşmiştir. Bu bakımdan, fail Cemal Metin Avcı’nın canavarca hisle öldürme suçundan cezalandırılması gerekmektedir. Zira öldürme eylemini gerçekleştiren eylem ikinci eylem olan yakma hadisesidir."

        "Sanık Cemal Metin Avcı da ne yazık ki bu düşüncenin bir yansıması olarak soruşturma aşamasının başından beri üç ayrı hâksiz tahrik savunması yapmıştır.

        Bunlardan ilki 'Pınar bana bıçak çekti' savunmasıdır. Olay yerinde herhangi bir bıçak bulunamamış olup, 21.07.2020 tarihli adli rapora göre Cemal Metin Avcı’daki yaralanma abrazsyondur. Mahkemede tanık olarak dinlenen ve söz konusu raporu düzenleyen hekim Satuk Buğra Yıldırım, yaralanmanın kesi mahiyetinde olmadığını, bıçak yaralanmasının böyle olmayacağını ifade etmiştir.

        İkincisi de 'Pınar beni bayılttı, bana tecavüz edildi, Pınar bu görüntülerimi çekti ve bana şantaj yaptı' savunmasıdır. İlk derece mahkemesi, bu iddialara ulaşabilmek ve uygulamak istediği haksız tahrike delil üretebilmek adına Pınar Gültekin’in tüm özel hayatını ihlal edecek şekilde 2 yıl öncesine kadarki tüm bilgi ve belgeleri Apple isimli firmadan talep etmiş olup Apple’dan gönderilen müzekkere cevabı incelenmiş ve Cemal Metin Avcı’nın sözünü ettiği görüntülere ulaşılamamıştır. Cemal Metin Avcı, buna ilişkin herhangi bir delil de sunamamıştır. Dahası Cemal Metin Avcı, var olduğunu iddia ettiği bu eylemden eylemini itiraf ettikten sonra Muğla CBS’de hazırlık aşamasında alınan ilk beyanında ve Muğla SCH’de yapılan sorgusunda bahsetmemiştir. Görüldüğü üzere bu savunma da haksız tahrik indirimi alabilmek için yapılmıştır.

        Üçüncüsü de, 'Pınar, evlilik dışı ilişkimizi eşime ve çevreme söyleyeceği yönünde şantaj yaptı" savunmasıdır. Bu tahrik iddiası ise sanığın üçüncü ve son tahrik iddiasıdır. Mahkeme ise ne yazık ki buna itibar etmiş, dahası yukarıda da belirtmiş olduğumuz üzere adeta Pınar Gültekin’in gıyabında yargılama yapılmış gibi iddiaların şantaj suçunu oluşturduğunu gerekçeli kararına yazmıştır. Öncelikle ifade etmek isteriz ki, sanığın bir haksız tahrik savunması yapması gerekmekte olup sanık 'ya tutarsa' ve 'bu olmazsa bu' mantığı ile birden fazla sebep ileri sürmüştür.

        "PARA TRANSFERİ İDDİALARI VARSAYIMDAN İBARET"

        "Maktul ile sanık arasındaki para transferi iddialarının çoğu varsayımdan ibarettir. Cemal Metin Avcı’nın ödemeleri doğrudan maktule ya da onun hesabına yaptığına dair dosya kapsamında bir delil bulunmamakta olup mahkeme konuşma günlerinde Cemal Metin Avcı’nın bankamatiğe gitmesini 'şantaj parası' olarak nitelendirmiştir. Ancak bu konuda herhangi bir tespit bulunmamaktadır. Dahası, mahkemenin gerekçeli kararına koymuş olduğu görüntülerden 20.04.2020 tarihinde Pınar Gültekin’in hesabına para yatırma işlemi de gerçekleşmemiştir. O halde, Cemal Metin Avcı’nın her bankamatiğe gidişinin Pınar Gültekin ile bağdaştırılmaması gerektiği mahkemenin kendi kararı ile sabittir. Ancak mahkeme, her konuşma sonrası ki içerikleri de dosya içerisinde bulunmamaktadır, Cemal Metin Avcı’nın bankamatiğe gittiğini iddia ederek haksız tahrike dayanak yapmaya çalışmaktadır."

        "ŞANTAJ İDDİASINDA ŞİKAYET YOK"

        "Sanık, çok uzun süredir şantaja maruz kaldığını ifade etmekteyse de önemle belirtmek isteriz ki sanığın bu konuda Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’na veyahut herhangi bir polis merkez amirliğine başvurusu bulunmamaktadır. Şantaja maruz kalan kişilerin yapması gereken şeyin yetkili makamlara başvurmak olduğu tartışmasızdır. Ancak sanık bu yola başvurmamıştır. Zira, sanık Pınar Gültekin tarafından hiçbir zaman şantaja maruz bırakılmamıştır. Dahası sanık, bu konuda da herhangi bir delil (mesaj, ses kaydı, e-posta vs.) ileri sürememiş olup sanığın soyut beyanları mahkemece kabul görmüştür."

        "KARDEŞİNİN BEYANLARI ÇELİŞKİLİ"

        İtirazda, beraat eden katil zanlısının kardeşi Mertcan Avcı için de şunlar kaydedildi: "Sanık Mertcan Avcı, olay yerinde bir süre Cemal Metin Avcı ile birlikte ve onun ayrılmasından sonra da kendi beyanına göre 1-1,5 saat kadar tek başına kalmış olup, tüm süre boyunca varilde ne yakıldığını görmediği ve bununla hiç ilgilenmediği, ayrıca Cemal Metin Avcı’nın bozulmuş kokoreçleri yaktığına dair sözlerine inandığı, bunu hiç sorgulamadığı yönündeki savunmaları da hem kendi içerisinde çelişkili hem de hayatın olağan akışına aykırıdır. Mertcan Avcı, yangını önleme imkanına sahipken yangını önlememiş ve Pınar Gültekin hayatta iken yakılmasına doğrudan katkıda bulunmuştur.

        Görüleceği üzere Mertcan Avcı, jandarmada alınan ifadesinde 'rahatsız edici bir koku yoktu' derken, hakimlikteki sorgusunda 'kötü bir koku hissettim' demektedir. Jandarmadaki ifadesinde 'yanan varilin içerisine baktım fakat alevlerden dolayı bir şey göremedim' diyen sanık Mertcan Avcı, hakimlikteki sorguda 'varilin içerisine baktığımda sadece alevleri gördüm. İçi simsiyahtı yanan odunlar gördüm' demiş ve çelişkili beyanlarda bulunmuştur

        "Sorgu esnasında varilin içerisine baktığını, içinin simsiyah olduğunu ve yanan odunları gördüğünü söyleyen Mertcan Avcı, keşif esnasında varilin yanından da yakınlaşarak geçmediğini, üstü is kokmasın diye yanına bile yaklaşmadığını, uzaktan geçtiğini söylemektedir. Sanık Mertcan Avcı’nın, kokoreç kokusu ile vahşice katledilen bir insanın yanan bedeninin kokusunu ayırt edememesi hayatın olağan akışına tamamen aykırı olup Mertcan Avcı’nın gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu açıkça ortaya koymaktadır."

        Yine Mertcan Avcı tarafından 'ev tertemizdi' şeklinde beyanda bulunulmuşsa da, kendi ifadesine göre 'yukarı çıkan alevlerin' olduğu ve 'her yerin simsiyah olduğu' bir durumda evin tertemiz olması 16.07.2020 tarihi itibariyle mümkün değildir. Esasen Mertcan Avcı’nın işbu 'ev tertemizdi' ve 'halı bile seriliydi' beyanı, diğer sanıklar Şükrü Gökan Orhan, Eda Karagün (Avcı), Ayten Avcı ve Selim Avcı’nın 20.07.2020 tarihi için dile getirmiş oldukları 'ev tertemizdi, halı bile seriliydi' şeklindeki kurgu beyanları ile örtüşmek amacıyla dile getirilmiştir.

        Yine Mertcan Avcı’nın beyanlarına göre Mertcan Avcı 1,5 saate yakın süre bağ evinde yalnız bulunmuş olup bu süreçte olay yerinden ayrılmaması ve abisi gelene kadar abisini beklemiş olması, ölüm hadisesindeki rolünü gözler önüne sermektedir. Zira sanık, yakma hadisesi tamamen sonuçlana kadar bağ evinde kalmayı tercih etmiştir. Sanık, varil içerisinde yananın çöp ya da kokoreç olmadığını da, Pınar Gültekin olduğunu da bilmektedir."

        Gültekin ailesinin Avukatı Dr.Rezan Epözdemir
        Gültekin ailesinin Avukatı Dr.Rezan Epözdemir

        Fotoğraf: DHA

        DİĞER SANIKLARLA İLGİLİ DEĞERLENDİRMELER

        "Arama kayıtlarına ilişkin trafik ve aynı model, renk, marka araçların cinayet mahallinden cinayet saatinde geçmiş olmaları birlikte değerlendirildiğinde, mezkur araçları kullandıkları bilinen sanıklar Selim Avcı, Ayten Avcı, Şükrü Gökan Orhan ve Eda Karagün (Avcı) hakkında kuvvetli suç şüphesini gösterir somut deliller olduğu aşikardır. Dahası, bir varil içerisinde ele geçirilen sigara izmaritlerinin, sanıklar Şükrü Gökan ve Ayten’in DNA profilleri ile uyumlu olduğu İzmir Adli Tıp Grup Başkanlığınca tespit edilmiş olup sanıklar üzerine atılı suçu işlediğine ilişkin kuvvetli suç şüphesini gösterir bir somut delil daha dosya içerisinde yer almaktadır.

        Sanıkların durduk yere bağ evine gitmeleri son derece düşündürücüdür. Sanıklar neden o gün örneğin kolluğa gitmemiş de bağ evine gitmiştir? Bağ evinde bulunmalarının sebebi nedir? Nitekim bağ evine gidiş hususunda da sanıkların çelişkili savunmaları bulunmaktadır ve Yargıtay da bunu kararının gerekçesine almıştır. Sanıklardan Şükrü Gökan Orhan, o bölgede bulunmasını “gece vakti olacak boya badana işi için” diye ifade ederek somut gerçeklik bir yana akla ve mantığa aykırı, suçtan kurtulma amacına matuf savunması ile geçiştirmeye çalışmıştır.

        Eda Karagün (Avcı), soruşturma aşamasındaki ifadesinde eşinin maktulle olan ilişkisini 21.07.2020 günü eşinin gözaltına alındığı haberi ile avukat aracılığıyla öğrendiğini belirtmiş ise de huzurdaki tanık beyanlarında 20.07.2020 tarihinde bu ilişkiyi ve eşinin gözaltına alındığını öğrendiğini belirtmiş, eşinin cinayet işlediyse bunu bağ evinde yapmış olabileceğini düşünerek diğer sanıklarla birlikte bağ evine gittiğini, son günlerde eşinin devamlı bağ evine temizlik yapmaya gittiğini ve kendisinin evde büyük bir temizlik yapıldığını fark ettiğini belirtmiştir."

        "ADALETİ TESİS EDECEK BİR KARAR VERİLECEĞİNİ UMUT EDİYORUZ"

        İtirazla ilgili Habertürk'e açıklamalarda bulunan Avukat Dr.Epözdemir, şunları kaydetti:

        "Muğla 3.Ağır Ceza Mahkemesi kararına karşı, gerekçeli istinaf dilekçemizi sunduk. Burada verilen kararın açıkça hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu söylüyoruz. Bugün itibariyle, istinaf mahkemesine gönderdik. Sanıklar Mertcan Avcı ve Cemal Metin Avcı'nın canavarca ve eziyet çektirerek tasarlayarak kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırmalarını talep ediyoruz. Diğer sanıklar olan Selim Avcı, Ayten Avcı, Şükrü Gökhan Orhan ve Eda Avcı'nın ise TCK'nın 281.Maddesi uyarınca suç delillerini gizleme, yok etme ve değiştirme suçundan 5 yıla kadar hapis istemli yargılanmalarını ve cezalandırılmalarını talep ediyoruz. İstinaf mahkemesinin adil ve hakkaniyet zemininde maddi gerçeği ortaya çıkaracak ve adaleti tesis edecek bir karar vereceğini umut ediyoruz. "

         Pınar Gültekin kararında savcılığın itirazı ortaya çıktı!
        Pınar Gültekin kararında savcılığın itirazı ortaya çıktı! Haberi Görüntüle
        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ