Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Yaşam VIP ve lüks, hac görevinin manevi havasını azaltır mı?

        Bülent GÜNAL-Sedef ŞENKAL DEMİR / GAZETE HABERTÜRK

        Yüzbinlerce müslüman kutsal topraklarda Hac ibadetini yerine getirmenin heyecanını yaşıyor. Kurbanlar kesiliyor, Arafat'a çıkılıyor, Kabe tavaf ediliyor. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez'den ise bu dönemde Hac'la ilgili çarpıcı bir açıklama geldi.

        Prof. Görmez, "'Kabe manzaralı odalarımız çoğalıyor. VIP hacı, lüks hacı çoğalıyor ama haccın ruhu azalıyor. Haccın eğitici, dönüştürücü yönünün zayıflamaya başladığını görüyoruz. Bundan irkiliyorum.

        Ben geçen sene şahit oldum. Telefonla 'Brezilya'daki iş ortağımı bağla' diyor tavaf esnasında. Bir taraftan da kamerayla çekiyor" Diyanet İşleri Başkanı Görmez'in bu çıkışından sonra akıllara şu soru geldi: ''Lüks-VIP hac, bu görevin manevi havasını bozar mı, azaltır mı?''

        'VIP HAC, HACCIN MANEVİYATINA ZARAR VERİR'

        Ankara Üni. İlahiyat Fakültesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu:

        Mekke Las Vegas'a döndü dediğimde sert eleştirilere maruz kalmıştım. Bu sözün bir adım ötesine giderek Zemzem Tower'da kalanların Hac ibadetlerinin hangi derecede makbul olduğunun sorgulanması gerektiğini söylüyorum.

        Diyanet İşleri Başkanı'nın sözlerinin tamamı doğru. Ama itiraz ettikleri bu moktada Diyanet'in de payı var. Bugüne kadar Diyanet İşleri Başkanlığı Hacca gidenleri hangi hareketleri yapacaklarını anlattı ama ruhunu anlatmadı.

        Diyanet İşlerinin böyle bir açıklama yapmadan önce bir özeleştiri yapması gerek. Yoksa, yapılan açıklama bir halkla ilişkiler çalışmasından öteye gitmez. Hac eşitlik tecrübesidir. Her türlü üniformadan, makamdam, mevkiden sıyrılan insanlar ihrama girip hac ibadetini yerine getirmesidir.

        Ama bakıyorsunuz, lüks otellerle hac zengin fakir ayırımın apaçık orataya konduğu bir yer olmuş. Bu kapitalizmin çıkardığı bir iş. Lüks hac, VIP hac dinin metalaşma süreci. Ve bu süreç giderek artıyor. Lüks hac elbette haccın manevi havasına zarar veriyor.

        'HACCIN TEMEL HEDEFİ KULLUK VE İBADETTİR'

        İlahiyatçı Prof. Dr. Faruk Harman:

        Kimi dinlerde Hac için insanlar sürünerek kilometrelerce yol giderler. İnsanlar o kadar rahatına düştü ki oraya vardığında istiyor ki kuş tüyü yatak olsun, hiçbir sıkıntı olmasın. Sonra da ben Hac yaptım diye geri dönsün. Oraya giderken üzerimizde olan kötü duygular dönerken üzerimizde olmamalı.

        Hac insanları dönüştürmeli. Niye kefen gibi ihrama giriliyor? Esas olan Allah'a kulluk. 'Aslında birbirimizden farkımız yoktur' mesajının verilmesidir. Tavaf esnasında başkalarına ağır hakaretler yağdıran insanlar gördüm.

        Ruhuna aykırı tavafın. Şimdi milyonlarca insan Kabe'yi tavaf ederken insanların yürüyüş yolunda namaz kılıyor, üç fazla sevap alacağım diye. Halbuki daha ücra yerde namaz kılınmalı, geriye gidilmeli, yürüyenlerin rahatını düşünmeli. Haccın ruhu budur.

        Peygamberimiz kuş tüyü yataklarda mı yattı? Lüks otellerde, açık büfelerde mi yedi? Biraz da peygamberimizin nasıl yaşadığını, hangi zorluklarla bu dini evrensel din haline getirdi, bunu özümsemek lazım. Diyanet İşleri rehber hocalarla Haccın ruhunun bu olmadığını, mağaza dolaşmaya gidilmediğini anlatmalı

        'HACCIN MANEVİ VE VAROLUŞSAL BOYUTU İHMAL EDİLİYOR'

        Gazeteci-yazar Ali Bulaç:

        Diyanet İşleri Başkanımızın görüşlerine katılıyorum. Bu postmodern zamanda dindarlığın içi de boşalıyor, gösteriye dönüşüyor. Dolayısıyla haccın o manevi var oluşsal boyutu ihmal edilmiş oluyor. Şahsi kanaatime göre Haccın yeniden manevi tanımını yapmak gerekiyor.

        Mekan düzenlemesi son derece önemli. Orada küreselleşmenin boy gösterisi var. Efendimizin çizdiği sınırlar dahilinde bütün binaların yıkılması gerektiğini düşünüyorum. O da bayağı geniş bir alandır. Yerleşim birimleri haremin dışında olmalıdır.

        Hacca gidecek hacı adaylarına Haccın manevi tarafının anlatılması gerekiyor. Hac tamamen sembollerden ibaret bir ibadettir. İnsanlar bir ibadeti bir harekete niçin yaptıklarını iyi bilmiyorlar. Burada Diyanetin de kusuru var.

        Diyanet haccın fıkhi yönü üzerinde şekil yönü üzerinde hacıları eğitiyor. Şekil şartları mutlaka korunmalı fakat şekil sartlarının neye tekabül ettiğine dair de eğitici çalışma yapılmalı"

        'PEYGAMBERİN EVİNİN YERİNE ZEMZEM TOWER YAPILMASI EN BÜYÜK GÜNAHTIR'

        Psikiyatr Kerem Doksat:

        Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez doğru söylemiş. Oraya gidiyorsun şeytan taşlıyorsun yani içindeki kötüleri taşlıyorsun, onun sembolizması o. Orada yapılanan bir kutsallığı varsa onu bozmaya kimsenin hakkı yok.

        Bugün dünyada 1.5 milyar müslüman var. Hangi meslekten, hangi tarikatan olursa olsun Kabe onların ortak buluşma yeri. Osmanlı'nın gözü gibi koruduğu Peygamberin evini, emevi ruhlu Suudiler dümdüz ettiler, oraya Zemzem Tower diye bir şey yaptılar.

        Bu yapılan şeyi kınamak gerekir. Oradaki insanların konsantrasyonunu bozacak en ufak şeyi de ben psikiyatr olarak ayıp ve ahlaka aykırı diye nitelendiririm. Herşeyden arınmış ve çıplak gidersin oraya. Üzerine düz bir şey giyersin, tenasül uzuvlarını kapatmak için.

        'GÜNÜMÜZDE HACCA SOSYALLEŞMEK VE ETİKET KAZANMAK İÇİN GİDİLİYOR'

        Sosyolog Ferhat Kentel:

        Suudiler bu işi Hac turizmi ve ekonomik aktiviteye dönüştürdüğü için gerçekten bunun çok da dini vecibe gibi görmüyor. Kabe'nin etrafına kocaman dev beton kuleler, gökdelenler, oteller dikmek, oradaki tüm ulvi ve kutsal anlamları yok ediyor zaten.

        Bu mesele, hem Suudi Arabistan meselesi, hem de Hacca giden insanların bunu ruhani olarak değil etiket kazanmak ve sosyallik için yapma durumudur. Suudilerin yaptıklarının yanında gidenler de dünyevi meselelerden arınarak gitmiyor Hacca.

        Dünyevi meselelerini orada da devam ettiriyorlar. Bu da haccın doğasına aykırılık teşkil ediyor ve kutsallığı tamamen yok ediyor.

        ''HACCIN RUHUNA UYGUN HAREKET EDENİN HANGİ OTELDE KALDIĞININ ÖNEMİ YOK''

        Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. İlyas Çelebi:

        Hacca giden müslümanlar ihrama girer, Kabe'yi tavaf eder. Sembolik olarak Haccın anlamı zaten herkesin eşit olduğudur. Dil, renk, makam, mevki farklılıkları ortadan kalkar. Eşitlik ruhunu ön plana çıkartan bir ibadettir Hac.

        Haccın manevi ruhuna uygun hareket eden birinin hangi otelde kaldığının, odasının Kabe manzaralı olup olmadığının, hangi ulaşım aracıyla kutsal topraklara geldiğinin önemi yoktur. Önemli olan Haccın manevi duygusuna sahip olarak bu ibadeti yerine getirmektir.

        Elbette tavaf ederken iş bağlantısı yapmak değil. Burada esas olan Hacca giderken kazandığınız paranın haram mı helal mi olduğudur. Eğer kişi helal kazancıyla Hacca gitmişse, zekatını vermişse, parasını kimseyi sömürmeden kazanmışsa o kişinin lüks ve VIP şartlarda Hac farizasını yerine getirip getirmediğinin önemi yok.

        İster lüks otelde kalır, ister ucuz bir otelde. Ama asıl sorun kazanılan paranın haram yoldan elde edilmesindedir.

        'GÖSTERİŞ VE RAHATI İÇİN LÜKS TERCİH EDİLİYORSA BU HACCAIN RUHUNU BOZAR'

        Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Hakkı Önkal:

        Burada önemli olan samimiyettir. Kişi, eğer Kabe manzaralı otelleri sırf gösteriş ve rahatı için tercih ediyorsa, o zaman bu düşünce tarzı Haccın runahineyitini bozar. Ama kişi Kabe manzaralı otelde kalmayı tercih edebilir, çünkü her an Kabe'yi görmek oraya yakın olmak da isteyebilir.

        Bunda da bir sakınca yoktur. Her iki örnekte de önemli olan samimiyet, hangi düşüncelerle Kabe manzaralı, lüks otellerin tercih edildiğidir. Kutsal topraklara giden kişi, Kabe'yi tavaf ederken, Arafat'a çıkarken kendi hesaplaşmalı, iç dünyasına dönmeli.

        Bir manada hayatının muhasebesini yapmalı. Haccın amaçlarından biri de budur. Ticari bağlantıları sürdürmek, borsayı takip etmek Hacda yapılacak işler değildir. O zaman Hac bir ibadetten çıkar, turistik bir seyahate döner.

        'ASLOLAN MÜSLÜMANLARI HAC İBADETİ KONUSUNDA BİLGİLENDİRMEK'

        Din İşleri Yüksek Kurulu eski Üyesi Prof. Dr. Saim Yeprem:

        Aslında Diyanet İşleri Başkanı'nın söylediği doğru. Ama olayın bir de başka bir yönü var. Değişen şartlar, ihtiyaçlar, kullanılan malzemeler, gelişen teknoloji önümüze yeni vakalar getiriyor. Uçak seyahati yerine develerle yolculuğu; asfalt yollar yerine patikaları savunamayız.

        Önemli olan Müslümanları hac ibadeti konusunda bilgilendirmek, şuurlarını artırmaktır. İçinde bulunduğunuz çağın şartlarına göre, abartıya kaçmadan hareket etmek gerek ve Haccın manevi ruhunu yaşamak gerek.

        Diyanet İşleri Başkanı Görmez'e sormak isterim. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hemen yanındaki Hazreti Peygamberin namaz kıldığı mescitle bu caminin bir alakası var mı? Çok güzel bir camii inşa edilmiş. Bir sanat eseri.

        Tebrik ederim yapanları. Söylemek istediğim bu. Bir taraftandan değişen gelişen dünyaya ayak uydururken, manevi ruhu kaybetmemek. Yoksa VIP, lüks şartlardaki hac, haccın ruhunu bozmaz. Yeter ki, haccın şuuru ne anlama geldiği doğru bir şekilde anlatılsın.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ