Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam Şap et piyasasını nasıl etkiler? - İş-Yaşam Haberleri
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Et fiyatlarında son dönemde yaşanan artışla birlikte 8 işletmede şap hastalığının görülmesi yeni zam endişesine yol açtı. Karkas et fiyatında ocak ayından bu yana yüzde 40'a yakın artış görülürken 1 kg dana kıymanın fiyatı 270 TL civarına geldi.

        FAZLI YALÇINDAĞ: "TELAŞA KAPILACAK BİR DURUM YOK"

        Hastalığın fiyatları nasıl etkileyebileceğini Ankara Kasaplar Odası Başkanı Fazlı Yalçındağ'a sorduk.

        Şap hastalığının piyasada nasıl karşılandığını sorduğumuz Yalçındağ, "Yaşayıp göreceğiz. Yoğun bir şekilde dün geceden beri ülke genelinde bir aşılama kampanyası başlatıldı. Bunların kısa sürede bir sonuç vermesini istiyoruz. Kesim zarureti içerisinde olan hayvanlar bulundukları yere en yakın mezbahada, veteriner hekim raporu almak suretiyle kestirilebiliyor. Bu açıdan öyle 'aman yandık, bittik öldük' gibi telaşa kapılacak bir durum değil" dedi.

        REKLAM

        KASAPLARA ÇAĞRI: VETERİNER HEKİM RAPORU ALIN, MÜŞTERİLER GÖRSÜN

        Üreticiler ve kasapların sağduyulu olması gerektiğini belirten Fazlı Yalçındağ, "Bu sağduyuyla herkes tarafından dikkat edilmesi gereken bir konu. Ankara Ticaret Borsası'nın toptan et alıp satıp tesisleri var. Biz oradan alışverişlerimizi yaparız. 'Buradan satın aldığınız kişiden veteriner hekim raporunu alın, bunu da müşterinizin göreceği bir yere de yapıştırın, et alımı yaptığınız kişiden bu raporu isteyin, dükkanınızın görünür bir yerine de asın' şeklinde tavsiyemiz oldu. Zaten hayvandan insana geçen bir hastalık değildir ama el birliğiyle bunun geçmesini bekleyeceğiz. Umarım aşılama kısa süre içerisinde tamamlanır. Ondan sonra da normal her şey rutin hazırlık dönemine geçer" diye konuştu.

        Alınan önlemleri değerlendiren Yalçındağ, "Yapılan uygulama doğru, hayvanın bulunduğu yerden çıkmaması lazım. Çünkü olası bir hastalığı alırsınız, götürdüğünüz yere de taşırsınız. Buna dikkat etmek lazım. Bunun için de zaten hayvanın naklinin yasaklanması söz konusu. Ama bir zaruret var, çünkü hayvan kesim olgunluğuna gelmiş, artık kesilmesi lazım, sen bunu bekle karantina süresi soruna kadar dediğiniz noktada bu hayvan günde 300 TL, 500 TL para yiyor, böyle bir şey söz konusu olamaz" ifadelerini kullandı.

        Fazlı Yalçındağ, hastalığın nasıl ortaya çıktığı konusundaki iddialar ile ilgili ise, "Etle dolaşımda ortaya çıkan bir konu değil. Kaldı ki ülkemize henüz daha kesimlik canlı hayvan ithalatı limanlarımıza yanaşmadı. Zaten teknik olarak şöyle bir konu vardır, şimdi et ve Süt Kurumu izin verilen ithalatçıdır ve devlet kurumudur. Hayvanlar bulundukları yerden gemiye yüklenip geldiği zaman ülkemize bir limana yanaşacak. Nerede Et ve Süt Kurumu'nun mezbahası varsa ona yakın yere yanaşır. Mesela şimdi gelse tahminimce Taşucu'na yanaşır. Oradan da Adana'daki kombinaya gider, kesilir" dedi.

        REKLAM

        Et ithalatı konusunda tepki gösteren Yalçındağ,bu noktaya gelinmesinden rahatsız olduklarını kaydetti. Bunun 2.5 yıllık bir süreç olduğunu belirten Yalçındağ, enflasyonun artmaması için süt fiyatlarının baskılandığının ve bu nedenle üreticilerin hayvanlarının kestirmek zorunda kaldığını kaydetti. Konuyla ilgili uyarılarda bulunduklarını hatırlatan Yalçındağ ''Dünyada kabul edilmiş bir oran vardır. Kesime giden hayvanların sürüye oranı yüzde 15'tir, 1.5 yıl önce Türkiye'de bu oran yüzde 35 olarak gerçekleşti" diye konuştu.

        "KULAKTAN DOLMA ŞEYLERE İNANMASINLAR"

        Fazlı Yalçındağ "Hastalıklı hayvanlar kesilemez, ne ülkemizdeki ne dünyadaki hiçbir veteriner hekim rapor vermez, veremez. Kesim olursa arz artarsa tabii kısa vadede fiyatlar düşer ama böyle kulaktan dolma şeylere inanıp da böyle bir tepki göstermesin kimse.Zaten hayvanını aşılattırdıysa çekinecek, korkacak bir tarafı yok. Yeni tip aşı da sanıyorum birkaç gün içerisinde ülke genelinde hayvanlara yapılmış olur" dedi.

        "ET FİYATLARINDA KISIR DÖNGÜYE GİRİLDİ"

        Et fiyatlarında konusunda kısır döngüye girildiğini söyleyen Fazlı Yalçındağ, üretici ve kasaplara seslendi:

        "Fiyat düşmesini konuşabilmemiz için girdilerin düşmesi lazım. Türkiye'de kesim fiyatları yükseldikçe buzağıların fiyatı da artıyor. Kısır bir döngüye giriliyor. Sağduyuya davet ediyorum gerek bu hastalıkta gerekse kesim fiyatlarında insanları. Üretici kasaba lazım, kasap üreticiye lazım. Üretici ve kasabın da perakende müşterisine, tüketiciye ihtiyacı var. Bunu sağlıklı bir biçimde düşünmesi lazım herkesin. Fiyatlar alır başını giderse, şimdi Süt Kurumu ithal ediyor, yarın özele de açarlarsa ne olacak? 2010 senesini bir daha yaşamış olacağız değil mi? Kime faydası var bu işin?"

        PROF. DR. HASÖKSÜZ: "DAHA ÖNCE ÜLKEMİZDE GÖRÜLMEYEN BİR TİP"

        Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz, Habertürk TV'de katıldığı yayında şap hastalığıyla ilgili bilgi verdi.

        İnsanlar için korkmaya gerek olmadığını belirten Hasöksüz, "Şap hastalığı yüz yıllar öncesinden başlayan ve sadece sığır koyun, deve, domuz, keçi gibi ruminant diye tarif ettiğimiz hayvan türlerini etkileyen ve onlarda öncelikli olarak ekonomik kayıplara neden olan; ayaklarında yaralar açılan ağızlarında, dillerinde ve damarlarında yaralar olan bir hastalık. Bu hayvanlar yürüyemezler, yemek yiyemezler, su içmezler. Dolayısıyla hem zayıflarlar hem de süt verimi gibi verimlerinin de mahkum olurlar. Bu nedenle bu hastalıkla ilgili uzun yıllardır koruma kontrolle ilgili mücadele çalışmaları yapılır. Dünyada da oldukça yaygın görülen bir hastalık. Ülkemizde de 1950'li yıllarda sadece bu hastalıkla mücadele etmek için bir enstitü kurulmuş, o günden itibaren de Ankara'daki Şap Enstitüsü, Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı. Burada hem aşı çalışmaları yapılmakta hem de hastalığın koruma kontrolleriyle ilgili teşhis çalışmaları yapılmakta Şap hastalığının 7 tane alt tipi var. Serotip diyoruz biz bunlara, bunlardan 3 tanesi zaten ülkemizde yıllardan beri görülen ve aşısı yapılan tipler. Fakat bu yeni salgında maalesef daha önce ülkemizde görülmeyen 'Güney Afrika tipi 2' diye bilinen 'sat 2' olarak kısaltılıyor. 1962 yılında 'sat 1' tipini Trakya bölgesinde biz yaşamıştık ve aşılamayla o tip yok edilmişti" dedi.

        Dünyada bu hastalığın görüldüğü yerleri de anlatan Hasöksüz, "Gıda Kontrol Genel Müdürü Durali Koçak'ı aradım ve ondan bazı önemli bilgiler aldım. Aşı bugün itibariyle illere dağıtılmaya başlanıyor ve yarın itibariyle hayvanlara uygulanacak. Şimdi bu aşı sadece bakın şu haritada görüldüğü gibi kırmızı olan alanlar şap hastalığının bugün dünyada mevcut olan ülkeleri göstermekte. Diğer sarı alanlar örneğin yaygın olarak olmasa da ara sıra da görülen yerleri göstermekte. Yeşil alanlar ve diğer renkler ise aşamalarla kontrol altına almışlar. Şimdi bizim şöyle bir şanssızlığımız var, bizim doğu ve güneyimizdeki ülkelerde bu hastalıklarla mücadele çok ileri düzeyde ve kontrollü olmadığından dolayı maalesef bizim ülkemizde 1950'den beri aşı çalışması olsa bile maalesef bu hastalığı zaman zaman görüyoruz Bu hastalık hayvanlardan insanlara bulaşmıyor. 60 derecede ısıtılan bir sütte 10 saniyede bu virüs ölüyor. Dolayısıyla hayvanlardan insanlara ürünleriyle herhangi bir şekilde geçmiyor. Bu hastalık sadece veteriner hekimliği ilgilendiriyor. Bu hastalığın en önemli özelliği çok hızlı bulaşabilmesi... Ülkeler arası bulaşabiliyor, şehirler arası bulaşabiliyor" ifadelerini kullandı.

        "İRAN'DAN GİRDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"

        Hasöksüz, hastalığın Türkiye'ye gelişiyle ilgili ise, "İran'dan girdiğini düşünüyorum ben. Iğdır'da başladı bu hastalık, daha sonra Ağrı'da görüldü. Şimdi bizim bu bölgelerimizde büyük hayvan sayısı oldukça fazla ve özellikle önümüzdeki yaz Kurban Bayramı için şimdiden yetiştiriciler bu hayvanları oradan alıp İç Anadolu, Karadeniz, Ege gibi diğer bölgelerimize taşıyorlar. Bu hastalıkta 2 haftalık bir inkübasyon süresi var. Hayvanı kamyona koyuyorlar ama hastalık görülmüyor. Dolayısıyla bu bölgelere rahatlıkla gelmiş olabilir ve önümüzdeki günlerde olabilir. Fakat şu anda bu hastalıkla ilgili dünyada uygulanan yöntem, karantina ve hayvan hareketlerinin durdurulmasıdır ki ülkemizde de bu yapılıyor. En kısa zamanda aşılaması da başlamak zorunda" diye konuştu.

        SENCER SOLAKOĞLU: "KRİZ BOYUTUNA ULAŞACAK BİR ŞEY DEĞİL"

        Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği Başkanı Sencer Solakoğlu, Habertürk TV'de katıldığı yayında açıklamalar yaptı.

        Piyasadaki son durumu aktaran Solakoğlu, "Kriz boyutuna ulaşacak bir şey değil, çünkü Türkiye zaten şapla ilgili bugüne kadar verdiği mücadelede hep muvaffak oldu ve özellikle son 5-6 yıldır da çok başarılı gidiyor. Aşılama programları yaygın bir şekilde uygulanıyor. Bizim bölgemizde çok yaygın görünen bir sık sık rastlanan bir hastalık ve bu hastalık biz hayvancılar arasında 'ekonomik hastalık' olarak dünyada bilinir. Kesinlikle insana hiçbir zararı olmadığı gibi hayvanlara verdiği zarar da illa ölümcül olmak zorunda değil ama hayvanları perişan ediyor. Dolayısıyla buna yakalanan birçok çiftliğin de kapandığını biz gördük. Ekonomik olarak mecburen kapatmak durumunda kalıyor ve birçok sigorta da bunu karşılamıyor ne yazık ki. Dolayısıyla şu aşamada hayvan sirkülasyonu ile ilgili bir sınırlama yok. Normal kesim devam edecek, ithalat-ihracatla ilgili de bir sıkıntı yok. Bir üreticinin çiftliğinden hayvanını mezbahaya sevk etmesiyle ilgili bir sıkıntı yok. Sadece hayvan pazarları şu aşamada durduruldu ki bu çok doğru bir refleks. Çok kısa bir süre içerisinde bu problemin ortadan kalkacağını düşünüyoruz" dedi.

        Şap hastalığıyla ilgili önemli çalışmalar olduğunu vurgulayan Solakoğlu, "Şu anda bunun gündeme gelmesinin en önemli sebebi bu SAT-2 14 diye bir alt tür. Şu ana kadar aşısıyla ilgili iyi bir çalışma yok. Bundan önceki SAT-2 aşısı cevap vermedi. Seksenli yıllarda denenmiş. Dolayısıyla şu andaki uygulanacak olan aşının ne kadar işleyeceğini göreceğiz. Ama herhalde 3 ya da 4 ay içerisinde tamamıyla buna karşı da etkin bir aşı üretilmiş olacak. Şap Enstitüsü bu konuda inanılmaz donanımlı ve müthiş bir tecrübeye sahip" ifadelerini kullandı.

        "ÇİFTÇİLERİN BİYOGÜVENLİĞE DİKKAT ETMESİ GEREKİYOR"

        Sencer Solakoğlu, hastalığa karşı alınabilecek önlemlerle ilgili yetiştiricilere seslenerek şunları söyledi:

        "Biyogüvenlik önlemleri çok önemli. Bu hastalık havadan bulaşabiliyor. Çok enteresan bir virüs. Ayakkabı, çiftliklere araçların girmesi, süt arabalarının, kesim arabalarının giriş çıkışlarına dikkat edilmeli. Köy kahvesinde oturduğunuz zaman üstümüze bulaşması ve sonra kendi çiftliğinize gittiğiniz zaman onu oraya götürmeniz yetebilecek kadar tehlikeli bir virüs. Dolayısıyla biyogüvenliğe eğer üreticiler dikkat ederlerse şu dönemde, iyi dezenfektasyon sağlanırsa giriş çıkışlarda, hiç hissetmeden bu işi atlatırız diye umut ediyorum."

        BÜLENT TUNÇ: "BESİCİLER ZARAR ETTİKLERİ İÇİN HAYVAN TUTAMAZ HALE GELDİ"

        Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Bülent Tunç, AA'ya yaptığı açıklamada et fiyatlarındaki yükseliş ve şap ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

        Yetiştiricilerin yaklaşık 4 yıldır girdi maliyetlerindeki artış ve aynı oranda yükselmeyen kesim fiyatlarından rahatsız olduğunu aktaran Tunç, üreticinin sattığı hayvanı yerine koymadığını anlattı. Tunç, "Besiciler zarar ettikleri için hayvan tutamaz hale geldi. Yeni yılla birlikte fiyatlar artışa geçti. Ayrıca depremlerden sonra bu artış hızlandı. Fiyat artışlarının depremle çok ilgisi yok. Biz yıllardır fiyatların bu seviyede gitmeyeceğini ve hayvan varlığı azaldıkça fiyatların artacağını söylemiştik" dedi.

        Kırmızı et fiyatlarındaki artışın önüne geçmek için önlem alınması gerektiğini belirten Tunç, ESK'den piyasaya müdahale etmesini beklediklerini söyledi. Tunç, "ESK ithal besilik hayvan veya karkas et getirilebilir. Biz buna karşı değiliz. Genç besilik hayvan gelirse büyük hayvanlar ahırdan çıkar. Hem hayvanlar gençleşmiş olur hem de piyasaya olumlu bir etkisi olur. ESK'nin ithal hayvan veya karkas et müdahalesi kırmızı et fiyatlarının yükselmesinin önüne geçebilir. Belki bir nebze düşürebilir" ifadelerini kullandı.

        "MÜDAHALE OLMAZSA FİYATLAR ARTMAYA DEVAM EDEBİLİR"

        Tunç, büyük hayvan işletmelerinin varlığını bir şekilde sürdürdüğüne dikkati çekerek, besilik hayvan getirilirse bunların küçük işletmelere verilmesinin hayvan varlığının artması ve sürdürülebilirlik için daha faydalı olacağını anlattı. Ramazanda kırmızı et tüketiminin arttığına değinen Tunç, "Bir müdahale olmazsa fiyatlar artmaya devam edebilir. Bu da vatandaşın kırmızı ete ulaşmasını engeller. Biz fiyatların makul olmasını ve ülkede herkesin bu protein kaynağından faydalanmasını istiyoruz. Ramazanda kırmızı ete ulaşımda sıkıntı olmaması için bir an önce müdahale edilmeli." dedi.

        "ŞAP HASTALIĞININ YAYILMASI ENGELLENMELİ"

        Tunç, şap hastalığının çıkmasının hem ülkeye hem de sektöre büyük bir zarar verdiğini belirterek, şunları kaydetti:

        "Dünyada şap artık çok görülen bir hastalık değil. Bizim ülkemizde de Trakya'da kontrollü bir bölge var ve burada da yaklaşık 10 yıldır şap hastalığına rastlanmadı. Şap hastalığının görülmemesi için hayvanların özellikler sınır giriş çıkışlarında önlemler alınmalı. Ayrıca kurban edilecek hayvanlar diğer illere gönderilirken de kan tahlilleri alınarak kontroller yapılmalı. Hızlı bir şekilde önlem alınıp şap hastalığının yayılması engellenemezse parasal kaybı çok fazla olur."

        ÖNERİLEN VİDEO
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ