Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Sezai Karakoç Mona Roza hikayesi nedir? Mona Roza ne demek? Muazzez Akkaya (Mona Rosa) kimdir?

        Mona Roza şiiri Türk edebiyatının en sevilen şiirleri arasında yer almakla birlikte büyük medeniyet şairi ve mütefekkir Sezai Karakoç'un ilk şiirleri arasında yer alır. Gizemli bir aşkın şiiri olan Mona Roza'nın hikayesi merak ediliyor. İşte Mona Roza şiiri hikayesi...

        MONA ROZA ŞİİRİNİN HİKAYESİ

        Sezai Karakoç – Muazzez Akkaya aşkı”na ilişkin türlü türlü hikayeler üretilmiştir. Hikayelerden biri şu şekildedir; Sezai Karakoç üniversitedeyken bir okul arkadaşına sevdalanır, bu kişinin Adı Muazzez Akkaya’dır. Bir gün cesaretini toplayıp aşkını Muazzez Hanım´a arz eder. Fakat reddedilince çok üzülür. Okullar tatil olur ve Muazzez Hanım Geyve´de yazlıkta kalmaya başlar. Sezai Karakoç' ta tam karşısındaki yazlığın bahçesinde bahçıvan olarak çalışmaya başlar. Her gün karşılıksız sevgi duyduğu sevgilisini seyreder. Ona şiirler yazar. “Mona Roza” şiiri Muazzez Akkaya’nın isminin baş harflerinden ortaya çıkar. Yani akrostiştir.

        REKLAM

        Okul biter ve mezuniyet töreni yapılır. Mezuniyet törenindeyse Sezai Karakoç ''Mona Roza'' şiirini okur. Muazzez Akkaya ise tam karşısındadır. Şiiri bittikten sonra bir alkış tufanı kopar. Herkes bir daha okuması için ısrar eder. Ve tam 3 kez Sezai Karakoç bu şiiri ard arda okur. Sahneden tam ineceği sırada Muazzez Hanım koşarak yanına gelir ve ona hala teklifinin geçerli olup olmadığını sorar. Sezai Karakoç senin aşkın artık benimkine yetişemez der ve hayır cevabını verir. Muazzez Hanım bayılır. Sezai Karakoç hala evlenmemiştir...

        Ahmet Hakan ise 2006 yılında Hürriyet'teki köşesinde gizemli aşkın gizeminin çözüldüğünü ve Muazzez Akkaya'yı bulduğunu açıklamıştı. Köşe yazısında hikayeyi şöyle anlatıyor;

        Bundan bir süre önce bir yazımda Sezai Karakoç’un "Mona Roza" şiirine ve Muazzez Akkaya’ya şöyle bir değinmiştim.

        O yazının yayınlanmasının ardından New York’tan bir e-posta aldım.

        Şunlar yazılıydı e-postada...

        "Selam Ahmet Bey... Ben New York’ta doktorluk yapıyorum. Muazzez Akkaya’nın kızıyım. Yazınız ailecek çok hoşumuza gitti. Annemin adını yazınızda geçirdiğiniz için çok teşekkürler. Ayşe."

        Okuyunca "Vay be" diye haykırdım. Muazzez Akkaya’nın izini bulmuştum.

        Hemen bir yanıt yazdım: "Lütfen anneniz hakkında biraz daha bilgi verebilir misiniz?"

        Yanıt şöyleydi:

        "Annem Mülkiye’de okumuş. Öğrenciliğinde çok güzel bir kadınmış. Grace Kelly tipinde. Pingpong şampiyonu olmuş okulda. Bugün anneme Sezai Karakoç’un aşkını ve şiirini sordum. Annemin bu aşktan ve şiirden haberi olmamış. Ama şunu anımsıyor: Paltosunun cebinde şairi meçhul aşk şiirleri bulurmuş! Babamla evlenirken babama bu şiirlerden söz etmiş, babam da şiir yazmaya kalkışmış annem için ama tabii ki çocukça şiirler olmuş bunlar. Annem Hazine avukatlığından emekli oldu. Maliye Bakanlığı’nda çalışırken babamla tanışıp aşk evliliği yapmışlar. 48 sene harika bir evlilikleri oldu. Maalesef geçen hafta babamı kaybettik."

        REKLAM

        MONA ROZA ŞİİRİ

        Mona Roza, siyah güller, ak güller

        Geyvenin gülleri ve beyaz yatak

        Kanadı kırık kuş merhamet ister

        Ah, senin yüzünden kana batacak

        Mona Roza siyah güller, ak güller

        Ulur aya karşı kirli çakallar

        Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa

        Mona Roza, bugün bende bir hal var

        Yağmur iğri iğri düşer toprağa

        Ulur aya karşı kirli çakallar

        Açma pencereni perdeleri çek

        Mona Roza seni görmemeliyim

        Bir bakışın ölmem için yetecek

        Anla Mona Roza, ben bir deliyim

        Açma pencereni perdeleri çek...

        Zeytin ağaçları söğüt gölgesi

        Bende çıkar güneş aydınlığa

        Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi

        Seni hatırlatıyor her zaman bana

        Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi

        Zambaklar en ıssız yerlerde açar

        Ve vardır her vahşi çiçekte gurur

        Bir mumun ardında bekleyen rüzgar

        Işıksız ruhumu sallar da durur

        Zambaklar en ıssız yerlerde açar

        REKLAM

        Ellerin ellerin ve parmakların

        Bir nar çiçeğini eziyor gibi

        Ellerinden belli oluyor bir kadın

        Denizin dibinde geziyor gibi

        Ellerin ellerin ve parmakların

        Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

        Saat on ikidir söndü lambalar

        Uyu da turnalar girsin rüyana

        Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar

        Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

        Akşamları gelir incir kuşları

        Konar bahçenin incirlerine

        Kiminin rengi ak, kimisi sarı

        Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine

        Akşamları gelir incir kuşları

        Ki ben Mona Roza bulurum seni

        İncir kuşlarının bakışlarında

        Hayatla doldurur bu boş yelkeni

        O masum bakışlar su kenarında

        Ki ben Mona Roza bulurum seni

        Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

        Henüz dinlemedin benden türküler

        Benim aşkım sığmaz öyle her saza

        En güzel şarkıyı bir kurşun söyler

        Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

        Artık inan bana muhacir kızı

        Dinle ve kabul et itirafımı

        Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı

        Alev alev sardı her tarafımı

        Artık inan bana muhacir kızı

        REKLAM

        Yağmurlardan sonra büyürmüş basak

        Meyveler sabırla olgunlaşırmış

        Bir gün gözlerimin ta içine bak

        Anlarsın ölüler niçin yasarmış

        Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

        Altın bilezikler o kokulu ten

        Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne

        Bir tüy ki can verir bir gülümsesen

        Bir tüy ki kapalı gece güne

        Altın bilezikler o kokulu ten

        Mona Roza siyah güller, ak güller

        Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak

        Kanadı kirik kus merhamet ister

        Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!

        Mona Roza siyah güller, ak güller.

        MUAZZEZ AKKAYA KİMDİR?

        Orta okul mezunu memurlardan Hamid Akkaya ile Fitnat Hanım’ın kızıdır. 1930’da Geyve’de doğdu. Muazzez (Akkaya) Giray, Mülkiye’yi bitirdikten sonra Hazine avukatlığı yapmış, Maliye Bakanlığı’na çalışırken aynı kurumdan Orhan Giray’la aşk evliliği yaparak evlenmiş ve 3 çocuğu olmuştu. Nisan 1955’te Karayolları Genel Müdirliği, Ağustos 1955’te tekrar Maliye Bakanlığı, Mart 1957’de Devlet Su İşleri Gn. Müdirliği Teşkilatlarında Memurluklara girdi. Bu arada Ankara Hukuk Fakültesi’nde fark sınavı verip sertifika aldığından, Ocak 1960’da Maliye Bakanlığı Hazine Avukat stajyerliğine, sonra Avukatlığına getirildi. Eylül 1964’de Eşi Orhan Giray’ın Tel-Aviv Mali Müşavirliğine nakli üzerine memuriyetten ayrılıp Tel-Aviv’e gitdi. 1967’de yine eşiyle birlikte Yurd’a dönüp avukatlığa başladı. Adına Mona Rossa şiiri yazılan Muazzez Akkaya, 82 yaşında iken “Garanti Bankası”nın bir reklam filminde de rol almıştı.

        MONA ROZA NE DEMEK?

        Mona rosa 'gül hanım' anlamına gelmektedir...

        Haberi Hazırlayan: Aslıhan Bayram

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ