Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Edebiyat Türk Edebiyatından aşk romanları seçkisi
        1

        Vedat Türkali - Bir Gün Tek Başına

        Vedat Türkali’nin edebiyatımızda klasikleşen eseri Bir Gün Tek Başına, toplumun kargaşasında birbirlerine tutunan insanların dramını ve umudunu anlatıyor:
        “Ağır ağır çıktı odadan, banyoya girdi, şofbeni yaktı, suyu açtı. Büyük bir gürültüyle akan suya baktı, elini tuttu, ılıktı tam istediği gibi. Fakat yine de bir türlü giremiyordu suyun altına. Değişmek istemiyorum da ondan. Bu suyla birlikte içindeki her şey akıp gidecek. Sonra yavaşça girdi. Hiçbir şeyin akıp gideceği yok. Ne kolay öyle! Korkaksın da ondan. Her şey hemen değişiversin istiyorsun. Sanki daha mı iyi olurdu? O zaman da peşinden koşar, bir türlü yetişemezdin. Şimdi de geri kalıyorum; bak şimdi de… Altından çekiliverdi, çok kızmıştı su. Gözlerindeki sabunları akıtmak için uzattığı eli bile zor dayanıyordu. Sende iş yok oğlum. Bu sıcak, beriki soğuk… Öteki sert, beriki yumuşak… Ömrünce sınırda kalacaksın. Sende iş yok oğlum, sende iş yok… Biraz ferahlamıştı. Şofbeni ayarladı, tekrar girdi suyun altına. Her vakit böyle olurdu. Sonunda dönüp dolaşıp kesinlikle kendini suçladı mı bitirirdi. Söyleyecek söz kalır mı? Ben, böyleyim… Bitti… Artık savunma bile boşuna. Değil mi ki değişmez… O vakit bırakırsın yaşamayı kendi yoluna, yürür gider. Sonra yine kımıldamaya başlar birikenler. Sonra yine kızgın su. Ya da bir diş ağrısı. Ola ki bazı görmeden bastığın asfalta yayılmış yemyeşil bir balgam. Bir vapurun kaçması…”

        2

        Zülfü Livaneli - Serenad

        Ömür boyu süren bir aşk üzerine harika bir kitap. 2. Dünya Savaşı sırasında batırılan bir mülteci gemisinin hikâyesine dayanan bu etkileyici romanda, Almanya doğumlu yaşlı bir profesör, sevgili karısını en son gördüğü yeri ziyaret etmek için Amerika’dan İstanbul’a gelir. Maya Duran, İstanbul Üniversitesi’ndeki zorlu işi ile genç bir oğul yetiştirmenin zorluklarını dengelemeye çalışan bekar bir annedir. Maya, üniversitenin daveti üzerine gelen Prof. Maximilian Wagner’i ağırlamakla görevlendirilir. Başta, etrafında gelişen olaylara ve Profesör’e karşı kayıtsız görünse de altmış yıllık bu esrarengiz hikâye sayesinde kendi kökleriyle ilgili üstü kapatılan pek çok karanlık gerçeği yavaş yavaş öğrenir. Yaklaşık 800 Yahudi mültecinin kendilerini Filistin’e taşıyan geminin Türkiye kıyılarında torpidolanması sonucu hayatını kaybettiği 1942 Struma felaketinden esinlenen Serenad, hem dokunaklı bir aşk hikâyesi hem de krizdeki insan ilişkilerinin gücünün unutulmaz bir anlatısı.

        3

        Mehmet Rauf - Eylül

        Fransız romantizminden etkilenen Mehmet Rauf trajik bir aşk hikâyesini, kişilerin iç bunalımlarını, çatışmalarını, duygusal yoğunluklarını büyük bir dil zenginliğiyle ortaya koyarken insan ruhunu etkileyen doğayı ve mekânları da şiirsel bir güzellikle betimler. Işıltılı yaz günlerinin bitiminde, sonbahar mevsiminde, yani Eylül'de cereyan edecek trajik olayın okurda yaratacağı hüznü, yaz ve sonbahar karşıtlığıyla derinleştirir. Mevsim geçişleriyle geçip giden bir aşk, yakalanmışken kaçıp giden mutluluk...

        4

        Orhan Pamuk - Masumiyet Müzesi

        1975'te bir bahar günü başlayıp günümüze kadar gelen, İstanbullu zengin çocuğu Kemal ile uzak ve yoksul akrabası Füsun'un hikâyesi: Hızı, hareketi, olaylarının ve kahramanlarının zenginliği, mizah duygusu ve insan ruhunun derinliklerindeki fırtınaları hissettirme gücüyle, Masumiyet Müzesi, elinizden bırakamayacağınız ve yeniden okuyacağınız kitaplardan biri olacak. Masumiyet Müzesi'ni okurken yalnız aşk hakkında değil, evlilik, arkadaşlık, cinsellik, tutku, aile ve mutluluk hakkındaki bütün düşüncelerinizin derinden etkilendiğini ve kitabın rengârenk dünyasından hiç ayrılmak istemediğinizi göreceksiniz.

        5

        Buket Uzuner - Kumral Ada Mavi Tuna

        Kumral Ada Mavi Tuna, Buket Uzuner'in Everest Yayınları tarafından yayımlanan, yanılsama ve gerçeklik arasında gidip gelen, iç savaş ve aşk temalı romanıdır. Tuna ve Aras Kuzguncuk'ta yaşayan iki kardeştir. Ünlü bir çiftin kızı olan Ada'nın mahallelerine taşınmasıyla hayatları değişir. Roman, bir yandan bu üç kişi ve ailelerinin aşkla ve acıyla tanımlanan hayatlarını, bir yandan da Tuna'nın günümüzde dahil olduğu iç savaşı anlatır. “Bir Salı sabahı uyandım. Bütün gazeteler hayatta en çok sevdiğim kadının bir cinayet işlediğini yazıyordu.Bunu hiç beklemiyordum. Beynimden vurulmuşa döndüm. İç dengelerim şiddetle sarsıldı. Oysa gerçeği biliyordum ama bana kimse tek bir şey sormamıştı. Onu mahkûm etmişlerdi!

        6

        Orhan Kemal – Cemile

        Bir aşk öyküsü olan Cemile, yoksul kesimlerin ayakta kalma çabasını, direnişlerini de dile getiriyor. Boşnak kızı işçi Cemile ile dar gelirli Kâtip Necati arasındaki saf aşkı anlatan Orhan Kemal, arka planda yaşanan yoksulluğa, düşmanlığa, ilkesizliğe karşın dayanışma ve dostluğun gücünü vurguluyor. Orhan Kemal'in yalın anlatımıyla çarpıcı bir resim gibi çizdiği Cemile, onun unutulmayacak yapıtlarından biri.

        7

        Oktay Rıfat - Bir Kadının Penceresinden

        Türk şiirinde büyük ustası 1976 yılında yayımlanan ilk romanı Bir Kadının Penceresinden, İstanbul’un aydınlar çevresine geçen, üç çocuk annesi, evli bir genç kadınla genç ve evli bir devrimcinin yasak aşk hikayesine odaklanıyor. İlk bakışta, birkaç kişinin çevresinde dönüyormuş izlenimini uyandıran bu ilginç roman, ilerledikçe, çetrefil bir iç ilişkiler sürecini geliştirerek, belirli bir toplumun, Türk toplumunun toplumsal dramını somutlaştırıyor: Bu, ileriye doğru bir şeyler yaparak sıçramak isteyen genç kuşakların heyecanlı gözüpekliğiyle, devrimciliği kişisel başarısızlıklarının çeşitli yanlarını örtbas etmek için soyut, daha çok lafa dayanan bir entelektüel oyun haline getiren aydınların dramıdır...

        8

        Sami Paşazade Sezai - Sergüzeşt

        Sami Paşazade’nin en önemli eseri Sergüzeşt. Türk Edebiyatında modern kısa öykünün kurucusu sayılan Sami Paşazade, bu romanda Kafkasya’dan kaçırılarak İstanbul’a getirilip köle olarak satılan bir kızın yaşamını anlatırken dönemin anlaşılmasına da ışık tutar. Konu olarak, imkânsız bir gönül macerası anlatılırken arka planda; toplumsal sınıflandırmanın problemleriyle iyiliğin ve aşkın sınırlandırılamaz hikâyesi işlenmiştir. Romanın kahramanı olan Dilber, Kafkasyanın bir köyünde henüz dokuz yaşındayken esir tacirlerinin eline düşerek İstanbula getirilir. Daha sonra kader ona hem mutluluk hem de büyük ıstıraplar yaşatarak yolunu Mısıra düşürür.

        9

        Necati Cumalı – Zeliş

        Edebiyatın her alanında verdiği birbirinden başarılı ürünlerle çağdaş Türk sanatının önde gelen adlarından biri olan Necati Cumalı, "Tütün Zamanı" genel adı altında düşündüğü üçlünün ilk romanı olan "Zeliş"te çarpıcı bir aşk öyküsünü eksen alarak, tütün ekicilerinin yaşamlarını yansıtıyor. Aşkını, aile çevresini, bütün bir kasaba halkına karşı tek başına cesaretle savunan Zeliş, romanın yayımlandığı günden beri, Türk edebiyatının en sevilen kadın kahramanlarından biri oldu. 1960’ta sinemaya, 1973’te televizyona aktarılan "Zeliş", Türkiye radyolarında da, radyo oyunu olarak birçok kez yayınlandı.

        10

        Nazan Bekiroğlu - Nar Ağacı

        Nazan Bekiroğlu’ndan Trabzon-Tebriz-Tiflis-Batum-İstanbul hattında geçen muhteşem bir roman. Balkan Savaşı yıllarında başlayıp I. Dünya Savaşı’na uzanan bir öykü... Trabzon’da ve Tebriz’de doğup birbirlerine doğru yol alan iki hayat; önce delice akan sonra durgunlaşan iki ırmak. Tebriz’in en büyük, en asil halı tüccarının deli fişek oğlu Settarhan ve Trabzonlu inci tanesi Zehra. İki büyük savaşın savurup yeniden şekillendirdiği hayatlar. Farklı inançların aktığı ortak zemin, üç ülke ve üç sevda Nazan Bekiroğlu’nun mürekkebi aşk olan kaleminde buluştu. "Nar Ağacı" bir Doğu masalı kadar zengin, hayal kadar güzel, hayat kadar gerçek bir hikâye. İncelikle işlenmiş karakterleri, zengin detayları ve dönemi anlatmadaki maharetiyle yıllarca unutulmayacak bir kitap. Trabzon, Tebriz, Tiflis, Batum ve İstanbul'da geçen Nar Ağacı romanı ile tarihte bir yolculuğa çıkıyorsunuz ve o zamanın şartlarında iki savaş ile dağılıp bir araya gelen hayatları adeta yaşıyorsunuz. Aşk romanlarını sevenler için kaçırılmaması gereken romanlardan biri.

        11

        Halide Edip Adıvar – Kalp Ağrısı

        Kalp Ağrısı, edebiyatımızın unutulmaz yazarı Halide Edib Adıvar'ın en tanınmış, en duygusal romanlarından biri. İlk kez 1924 yılında yayımlanmış bir aşk romanı. Romanın baş karakteri Zeyno, güçlü, esprili, çekici bir genç kızdır. En yakın arkadaşı Azize ise pek güzel ve çekici ama renksiz, kıskanç biridir. Hasan Bey'le nişanlı gibidirler. Zeyno da Saffet'le evlenmek üzeredir. Ancak Hasan'la Zeyno arasında dile getiremedikleri bir aşk doğmuştur. Zeyno bu tehlikeli durumdan uzaklaşmak için İstanbul dışındaki bir çiftlik evine bir süre dinlenmeye gider. Ama Hasan'la Azize de ona ve nişanlısı Saffet'e sürpriz yapmak amacıyla peşlerinden gidecektir. Halide Edib, çoğu romanında yaptığı gibi değişik anlatım teknikleri kullanarak yazmış Kalp Ağrısı'nı. Zeyno'nun güncesini, mektuplarını okurken kendinizi soluk kesici bir aşk öyküsünün içinde buluyor, Adıvar'ın gözünden 1900'lerin ilk yıllarının İstanbul yaşamını tadıyorsunuz.

        12

        Yaşar Kemal – Ağrı Dağı Efsanesi

        Türk edebiyatının ünlü isimlerinden Yaşar Kemal'in unutulmaz aşk romanı ağrı dağı efsanesi ilk olarak 1970 yılında yayımlandı. Bir aşk destanı olan Ağrı Dağı Efsanesi geleneklerini Mahmut Han'a karşı savunan Ahmet ile Gülbahar arasındaki aşkı konu alır. Efsanelere ve halk söylencelerine yürekten bağlı Yaşar Kemal'in bu romanı, insan psikolojisinin derinliklerini de içerir.

        13

        Oya Baydar - Sıcak Külleri Kaldı

        Oya Baydar, bu çok boyutlu romanında tutkuyu, aşkı, gücü ve güçsüzlüğü, devleti ve iktidarı tartışıyor. Yakın tarihimizin en sıcak yıllarının ekseninde, gerçek olayları, yaşanmış acıları, kayıpları, daha belleklerde tazeyken, izleri silinmemişken, derine inerek, ustalıklı anlatımıyla kurgusuna katıyor, paylaşıyor. Sıcak Külleri Kaldı, kırk yılın yangınlarının, sevgilerde, dostluklarda, aşklarda, tutkularda, inançlarda, devrimlerde tutuşturduğu ateşlerin arta kalan sıcak küllerinin romanı.

        14

        Halit Ziya Uşaklıgil - Aşk-ı Memnu

        Eğlence düşkünü, lüks yaşamayı seven Firdevs Hanım kocasının ölümünden sonra Peyker ve Bihter adlarındaki iki kızıyla yaşar. Adnan Bey ise henüz ergenlik çağında olan kızı Nihal ve genç ve yakışıklı yeğeni Behlül ile birlikte aynı çatı altındadır. Adnan Bey bir gün Firdevs Hanımın genç ve güzel olan küçük kızı Bihter’i görür ve çok beğenir. Firdevs Hanım'dan küçük kızını ister. Bihter de bu teklifi kabul eder Adnan Bey’in yalısında onlarla birlikte kalan Behlül çok çapkın biridir. Behlül, yengesi Bihter’le ilgilenmeye başlar. Bihter’le Behlül arasında yasak aşk başlar ve hikaye içinden çıkılmaz bir hal alır.

        15

        Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna

        Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, kültleşmiş romanında güçlü bir tutkunun resmini çizer. Kürk Mantolu Madonna, daha çok bir aşk hikayesi olarak görünse de aslında bir insanın yalnızlaşma sürecini ele alır. Roman Raif Efendi'nin Almanya’da bir resim sergisinde Maria Puder ile tanışmasını ve sonrasında birbirlerine duyduğu aşkı anlatır.

        16

        Ahmet Hamdi Tanpınar - Huzur

        Huzur, 22 Şubat 1948 - 2 Haziran 1948 tarihleri arasında Cumhuriyet Gazetesi tarafından tefrika edildi, 1949 yılında da kitap olarak basıldı. Tanpınar, Dr Tarık Temel'e ithaf ettiği 391 sayfalık romanını, 1939'da İstanbul'da Mümtaz karakteri çerçevesinde kaleme alır. Mümtaz'la Nuran'ın aşklarını ele alan romanda İstanbul mükemmel bir şekilde tasvir edilir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ