Uyuşturucu baronu Pablo Escobar'ın lüks bir otele benzeyen özel yapım hapishanesi La Catedral
Uyuşturucu baronu Pablo Escobar, Kolombiya hükümeti ile yaptığı anlaşma sonucunda teslim olmayı kabul etti ancak teslim olurken, lüks bir tesise benzeyen ve kendisinin yaptıracağı bir hapishaneyi şart koştu.
Pablo Escobar, bir dönemin uyuşturucu kralıydı. Kolombiya Madellin'de, fakir bir aileyle başlayan hayatı, zamanla çeşitli suçlara karışmasıyla devam etti ve en sonunda Medellin Karteli kurucusu ve uyuşturucu baronu oldu. Öldüğünde servetinin 30 milyar dolar olduğu iddia ediliyor.
Escobar, hayattayken uyuşturucu düzenini korumak adına birçok terör saldırısına karıştı ancak yine de halka çeşitli yardımlar yapmaktan geri kalmadı. Kolombiya hükümetininin La Catedral hapishanesine izin vermesinin sebebi de tam olarak buydu; Escobar her ne kadar uyuşturucu kaçakçısı olsa da bazı kesimler tarafından fazlasıyla saygı duyuluyordu.
Escobar ve Kolombiya hükümeti arasında 6 ay süren gizli bir pazarlık başladı. Escobar teslim olmayı kabul etti çünkü düşmanları ailesine ve arkadaşlarına zarar vermeye başlamıştı. Cali Karteli ile giderek kanlı hale gelen bir savaş içerisindeydi ve kızı Manuela, evinin bombalanması sonucunda yaralanmıştı.
Fotoğrafta Medellin kentinde Pablo Escobar'ın adı verilen sokaktan bir kare görülüyor. Kaynak: AA
İki taraf uzun süre devam eden müzakereler sonucunda anlaştı. Teslim şartları, Escobar ve yandaşlarının ABD'ye iade edilmeyeceklerine dair söz vermeleri karşılığında iç terörizmi durdurmalarını ve kendilerini, yetkililere teslim etmelerini şart koşuyordu.
İade, Escobar'ın kaçınmak istediği bir ABD mahkemesinde yargılanmak anlamına geliyordu. Escobar, "Kolombiya'da bir mezar, ABD'de bir hücreden iyidir" diyordu.
Müzakereler sırasında Escobar şartlara, hapis süresini beş yıla indiren ve cezasını kendi inşa ettiği bir hapishanede, özenle seçilmiş gardiyanlarla çevrili ve Kolombiyalı askerler tarafından düşmanlarından korunarak çekmesini sağlayacak koşulları da ekledi.
Hapishane, ailesine çok yakın bir konumda inşa edildi ve hatta Escobar'ın aile evini doğrudan görmesine izin verdiği ve kızını görmek için bir teleskop kurduğu söyleniyor.
La Catedral bir hapishaneden çok, lüks bir tesis gibiydi. Her ne kadar dışarıdan tel dikenlerle kaplı standart bir hapishane gibi gözükse de içinde şelaleli havuz, açık hava spor tesisi, endüstriyel mutfak, bilardo salonu, büyük ekranlı birkaç bar ve uyuşturucu baronunun tutukluluğu sırasında düğün törenlerine ev sahipliği yaptığı bir diskosu bulunuyordu.
Teslim politikasına karşı çıkanların tahmin ettiği gibi, hapis cezası Escobar'ın uyuşturucu imparatorluğunu yönetmesini engellemedi. Escobar, sözde hapishanesinde kaldığı sürede içeriye 300'den fazla misafir aldı ve en sonunda diğer kartel liderlerinin ölüm emrini verince, Kolombiya Hükümeti duruma müdahale etmeye karar verdi.
Polis tarafından hapishaneye baskın yapıldı ancak Escobar kaçmayı başardı. Tam bir yıl sonra, yakalanarak öldürüldü. La Catedral'a gelince, Escobar'ın lüks hapishanesi; hükümet, mülkü bir grup Benedictine keşişine ödünç verene kadar yıllarca boş kaldı.
Fotoğraf: Pablo Escobar'ın hayatını anlatan Netflix yapımı Narcos dizisinin afişi.
Kaynak: All Thats Interesting, Air Ship Daily
