13 liraya alıp 220 liraya satıyor

Yıllık 4 milyon 800 bin kapasiteli

Çalışmaları sonucunda yaklaşık 5 milyon lira yatırımla Sur ilçesinde yıllık 4 milyon 800 bin kapasiteli tesis kuran Atmaca, ilk etapta aylık 20 bin hindi yavrusu üretimine başladı. Kısa sürede hindi palazı üretimini yıllık 1 milyon 200 bine çıkaran Atmaca, gelecek yıl Ortadoğu ülkelerine ihracatı hedefliyor.

Talebin artması durumunda üretim arttıracak kapasiteye sahip olduklarını vurgulayan Atmaca, "Doğu ve Güneydoğu'daki bütün illere gönderiyoruz ancak en çok Diyarbakır ve Hakkari'ye satış yapıyoruz. Bunun yanı sıra Mersin, Adana ve Hatay'daki üreticilerin siparişlerini de karşılıyoruz. Gelecek yıl inşallah ihracata da başlayacağız. İhracat için gerekli hazırlığımızı yaptık." diye konuştu.

Bölgede uygun şartlara sahip olmayan ve "merdiven altı" olarak tabir edilen mekanlarda üretilen hindi palazı ile batı illerinden uzun yolculuğun ardından getirilen hindi yavrularında büyük oranda kayıp yaşandığını, bu nedenle de yöredeki besicilerin zarar ettiğini işaret eden Atmaca, şöyle devam etti:

"Bizden önce merdiven altı yapılan üretimden dolayı hindici üreticilerinden büyük zarar edenler oldu çünkü üretilen yavruların hiçbiri sağlık işlemine tabi tutulmadan yetiştiriciye teslim ediliyor.

Bizden alınan hindi palazlarının hepsi sağlık sertifikalıdır, tamanının kontrollü ve aşısı yapılıyor. Nakliyesini de biz gerçekleştiriyoruz, bu sayede sağlıklı şekilde kümeslere teslim ediyoruz."

70 kişiye istihdam sağladı

15 günlük hindi palazını 13 liradan satışa sunduklarını ifade eden Atmaca, şunları söyledi:

"Hindicilik doğru yapıldığı sürece karlı bir iştir fakat besi sürecini iyi takip etmek gerekiyor. 15 günlük yavruyu 13 liraya alıp 6 ay besleyip dişisini 70-130 liraya, erkek hindiyi ise 150-220 liraya satıyorlar. Bu şekilde hindi yetiştiriciliği bölge ekonomisine çok önemli bir katkı sağlıyor." ifadelerini kullandı.

Atmaca, yaklaşık 70 kişinin istihdam edildiği tesiste hindi besiciliği yapmak için çalıştığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"İlk etapta kuluçkahane olarak başladığımız işletmeyi büyütmeye karar verdik. Oluşturduğumuz besi kümesinde de hindi besiciliği yapacağız.

Daha sonra kesimhane ve satış bölümü kurmayı düşünüyoruz. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin tamamının hindi palazı ihtiyacını karşılıyoruz."

SOLUCAN GÜBRESİNDEN 6.5 MİLYON LİRA

Edirne Açık Ceza İnfaz Kurumundaki mahkumlar, ürettikleri solucan gübresiyle ekonomiye katkı sağlıyor. Yaklaşık bin 240 hükümlü barındıran kurumda üretilen et, süt, bal, peynir, yoğurt, ekmek, yumurta, pirinç, unlu gıdalar, meyve ve sebzeyle çok sayıda kamu kuruluşu ile cezaevinin ihtiyacı karşılanıyor.

Kurumdaki iş kollarında çalışan mahkumların ürettiği ürünlerin satışından 2017'de yaklaşık 6,5 milyon lira ciro elde edildi.

Mahkumlar pek çok işi kolunun yanı sıra son dönem popülerliği artan solucan gübresi üretimi de yaparak ekonomiye katkı sağlıyor. Havuzdaki yaklaşık 2 milyon solucanla ayda 2,5 ton civarında gübre üreten mahkumlar, paketleme işlemlerini yapıktan sonra ürünleri kurumun mağazalarına gönderiyor.

2 kilogramlık paketler halinde 6 liradan satışa sunulan solucan gübreleri genelde evde çiçeklerin beslenmesi için kullanılıyor. Son dönem sayıları artan hobi bahçelerinde üretim yapan fidelerinin hızlı ve dirençli büyümesini isteyen amatör çiftçiler de yoğun olarak mahkumların ürettiği solucan gübresini tercih ediyor.

"VATANDAŞLARIMIZ İLGİ GÖSTERİYOR"

Atölye Şefi İnfaz Koruma Memuru Süleyman Usta, AA muhabirine yaptığı açıklamada, havuzda bulunan yaklaşık 2 milyon solucan ile aylık 2,5 ton gübre üretildiğini belirtti.

Kullanılan solucanların Kırmızı Kaliforniya cinsi olduğunu aktaran Usta, "2 milyon solucan ile aylık 2,5 ton gübre üretiliyor. Üretilen gübreyi diğer bölüme alıp paketleme işlemini yapıyoruz. Bunlar kendi mağazalarımızda satılıyor. Aynı zamanda isteyen kamu kurumlarına da gönderiyoruz. Mahkumların ürettiği solucan gübresine her geçen gün ilgi artıyor, vatandaşlarımız rağbet gösteriyor" dedi.

Atölyede çalışan mahkumlardan Cesur Karaman ise uzun zamandır solucan gübresi atölyesinde çalıştığını belirtti. Yaptığı işi iyi öğrendiğini ve cezası bitince de bu işi yapmaya devam edeceğini ifade eden Karaman solucan ve gübre alım işleminin en ince detaylarına kadar öğrendiğini sözlerine ekledi.

‘ELİNİZİN HAMURUYLA BU İŞE KALKIŞMAYIN' DİYENLER OLDU, SAYILARI 4 MİLYONA ULAŞTI

Elbistan’da Aslı Nur Emiroğlu ve Emine Korelioğlu isimli 2 ev hanımı, yaklaşık 18 ay önce bileziklerini satarak organik solucan gübresi çiftliği kurmak için kolları sıvadı. İlçeye bağlı Çatova Mahallesi’nde bir besi ahırı kiralayan Emiroğlu ve Korelioğlu, eşlerinin de desteğini alarak 100 bin solucanla 700 metrekarelik alanda Martil Organik Solucan Gübresi adıyla bir üretim tesisi kurdu.

Aradan geçen 1,5 yıl içerisinde tesisteki solucan sayısı sürekli artarak 4 milyonu aştı. 4 milyondan fazla solucanın aylık olarak ürettiği 4 ton organik gübre ise, bölge çiftçisinin tarlasında ve bahçesinde kullanması için paketlenerek satılıyor. Eşlerine destek olmak ve ev ekonomilerine katkı sunmak için bileziklerini satarak yola çıktıklarını kaydeden Aslı Nur Emiroğlu, İHA muhabirine yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Yaklaşık 18 ay önce arkadaşım Emine Korelioğlu ile bir araya gelerek eşlerimize nasıl yardımcı olabileceğimizi konuştuk. Yaptığımız araştırma sonucunda solucan çiftliği kurmaya karar verdik. Bu konuda yaptığımız araştırmada solucan gübresi uygulamasının hiç yapılmadığını fark ettik. Ardından bu işi yapmaya karar verdik. Eşlerimizin de desteği ile bu işe başladık. Biz bu işe başlarken kolumuzdaki bilezikleri sattık. Kendi çabalarımız ve eşlerimizin desteği ile bu işe girdik. Başlangıçta 100 bin olan solucan sayımız şuanda 4 milyonu artmış durumda. Sürekli de artıyor.

Solucanlar çok verimli canlılardır. Uygun ortamda, uygun nem ve sıcaklıkta yemi de düzenli verildiğinde yılda 16 kata kadar çoğalabilmektedir. Solucanların beslenmesini ise, yüzde 70’i hayvan gübresi yüzde 30’u da bitkisel atıklardan elde ettiğimiz bu karışımla yapıyoruz.

Bu karışımı, 2 ay fermante ettikten sonra solucanlara vereceğimiz yemi elde ediyoruz. Verdiğimiz bu doğal yemi yiyen solucanlar daha kaliteli bir atık sunuyor. Ve bu atık organik solucan gübresinin ta kendisi. Solucanlar yataklarda besleniyor.

2 tane yer yatağımız var. 8 tane de kasamızda 4 milyonu aşkın solucan var. Solucanlar, bu yatakların 20 cm altında bulunuyor. Solucanların mamasını hazırlıyoruz. Onlar birer çocuk gibi. Acıktıkça gidip mamalarını, yataklarının üzerine yerleştiriyoruz. Tesisimizde aylık 4 ton gübre elde ediyoruz. Tamamen organik olan solucan gübresi, uygulandığı bitkilerde ciddi oranda verim artışı sağlar.

Türkiye’nin 4. büyük ovası olan Elbistan bölgesinde yaşıyoruz. Bölgemizdeki arazilerde yoğun olarak kimyasal gübre kullanılıyor. Kimyasal gübrenin, hem ürüne hem de sağlımıza olan zararlarını saymakla bitiremeyiz. Bizim amacımız, daha verimli, daha ucuz ve sağlıklı gübre kullanılmasını tüm çiftçilerimize aşılamak ve ülke genelinde kimyasal gübre kullanımına son vermektir.

Bu sayede daha çok ve daha sağlıklı ürün elde ederek en başta bölgemiz ve daha sonra da tüm Türkiye’de sağlıklı bir yaşama kavuşabiliriz. Solucan gübresi, geçtiğimiz şubat ayında yayımlanan yönetmelikle organik gübre olarak kabul edildi.

Ülke olarak geç kalmış sayılabiliriz ama bu bizim için sorun değil. Zararın neresinden dönersek kardır. Tüm çiftçilerimizin, organik tarımın faydalarını görmeleri için de elimizden geleni yapacağız. Başlarda çevremizden yoğun tepkiler aldık. ‘Siz yapamazsınız’, ‘Elinizin hamuruyla bu işe karışmayın’ dediler. Onlara buradan sesleniyoruz: Biz kadınız. Her işi başarırız ve başaracağız.