Alman iş dünyası temkinli iyimser

Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası (AHK Türkiye) Koronavirüs pandemisinin etkileriyle ilgili ikinci anketinin sonuçlarını AHK Türkiye Başkanı Dr. Markus C. Slevogt'un katıldığı basın toplantısıyla açıkladı. Anket, ilkbahar aylarındakine göre biraz daha olumlu bir yaklaşım ortaya koysa da, şirketler zor sürecin etkilerinin kısa ve orta vadede hemen ortadan kalkmayacağı görüşünde. AHK üyeleri arasında altı ayda bir düzenlenen World Business Outlook'un sonuçları pandeminin Türkiye'de ortaya çıktığı ilkbahar aylarına göre iyimserliğin arttığını gösteriyor. Küresel düzeydeki sonuçlarla karşılaştırmalı olarak sunulan araştırmaya göre AHK üyesi şirketler ticari durumları ve gelecekleri konusunda pandeminin Türkiye'yi de etkisi altına almaya başladığı ilkbahara göre daha iyimserler. Şirketlerin yüzde 45’i şu andaki ticari durumu iyi olarak değerlendirdi. Bu sayı ilkbaharda yüzde 26'ydı.

DAHA KARAMSAR

Anket sonuçları, şirketlerin çabuk toparlanma beklemediğini gösteriyor. AHK Türkiye üyesi şirketlerin sadece yüzde 17’si daha iyi bir konjonktürel gelişim bekliyor. Bu oran küresel düzeyde yüzde 33.

Şirketlerin istihdam planları da ilkbahara kıyasla daha aydınlık olsa da istihdam planları ekside kalmaya devam ediyor. Ankete katılanların yüzde 32'si personel sayısında azalma bekliyor. Bu oran ilkbaharda yapılan ankette yüzde 42 seviyesindeydi. Yüzde 21 daha çok personel almayı planlıyor. Toplantıda verilen bilgiye göre AHK üyesi şirketler, Türkiye'de yaklaşık olarak 500 bin kişiye istihdam sağlıyor.

Pandeminin seyahat kısıtlamaları (yüzde 84) ve fuarların iptal edilmesi (yüzde 53) gibi olumsuz etkileri ise işlerdeki gelişmeyi uluslararası boyutta engelliyor.

YATIRIM HARCAMASI YAPMAYI DÜŞÜNENLER İLKBAHARA GÖRE 2 KATINA ÇIKTI

Yatırım iklimi puslu olmaya devam ederken, şirketlerin büyümesini yavaşlatmakta. Şirketlerin yüzde 61’i yeni yatırımları iptal etmekte ya da ertelemekte. Yatırım isteğiyle ilgili cevaplar incelendiğinde ise şirketlerin yatırım yapmaktan çekindikleri görülüyor. Şirketlerin yüzde 43’ü daha az yatırım yapmayı düşünüyor. Yatırım harcamalarını artırmayı düşünenler ise yüzde 11 oranında ki bu değer ilkbahara kıyasla iki katına çıkmış durumda. Dr. Markus C. Slevogt, bu sonuçların 2018 yılındaki mali kriz sırasındaki değerlere benzer olduğunu söylüyor.

ÖNLEM DİJİTALLEŞME

Şirketler alınabilecek önlem olarak, daha fazla dijitalleşmeye (yüzde 69) ve maliyet optimizasyonlarına (yüzde 56) güveniyor.

EN BÜYÜK RİSK KUR

Türk Lirası'nın değer kaybetmeye devam etmesi de orta vadede muhtemelen en büyük riski barındırıyor – şirketlerin yüzde 77’si durumu bu şekilde değerlendiriyor. Ekonomik politika koşulları da şirketlerin yüzde 62’sine göre ekonomik gelişmeyi sınırlayan bir faktör oluşturuyor.

'TEŞVİKLER GÖZDEN GEÇİRİLSİN'

Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası’nın (AHK Türkiye) Başkanı Dr. Markus C. Slevogt devam eden konjonktürel dalgalanma içerisinde üyelerinin gerçek bir direnç gösterdiğini söyledi. Genel çerçevede durum zorlaştığı halde, firmaların ticari öngörülerinin beklendiğinden daha olumlu olduğuna dikkat çeken Dr. Slevogt, buna rağmen özellikle makro ekonomik faktörlerin ekonomik ve ticari gelişimi engellediğini aktardı. Slevogt, ek devlet teşvikleri ve bu duruma yönelik teşvik imkânlarının gözden geçirilmesini arzu ettiklerini ifade etti.

'TÜRKİYE BİR YATIRIM ÜLKESİ'

Slevogt, hükümetin iş dünyasıyla yürüttüğü reform görüşmelerine destek verdi. Slevogt, ''Sosyal hayatımızın her boyutundaki her tür reform, yatırımcıların dünyasında olumlu algılanabilecek reformlardır. Bu adımları atmaya devam edersek, kesinlikle daha olumlu algılanabilir ve bir yatırım ülkesi olarak Türkiye’ye duyulan güveni daha da güçlendirebiliriz'' dedi.

GÜMRÜK BİRLİĞİ GÜNCELLENMELİ

Türkiye ile ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesini istediklerini ifade eden Slevogt, AB’nin Türkiye ile Gümrük Birliği’ni yeniden şekillendirmesi ve genişletmesiyle yakından ilgilendiklerini söyledi. Bu yönde İtalyan, Fransız, Hollandalı ve Belçikalı iş dünyasıyla da görüştüklerini kaydeden Slevogt şöyle konuştu: “Avrupa ile Türkiye arasındaki iletişimin olumlu bir şekilde değişmeye devam edeceğini, her iki tarafta da alınan kararların olumlu kararlar olacağını ve her iki tarafta da ticaret ve yatırımı teşvik edecek olumlu reform adımları olacağını umuyoruz. Çünkü bu, ilgili herkes için bir kazan-kazan durumu.”