"Atıkların ithalatını kademeli olarak azaltıp 3-4 yıl içinde sıfıra indirmeliyiz"

Sarıbekir, yaptığı yazılı açıklamada, geri dönüşüm sektörünün geliştirilmesi için bu konuda herkesin bilinçlenmesi gerektiğini, atıkların kaynağında ayrı biriktirilerek ve yerel yönetimler tarafından ayrı ayrı toplanarak kaliteli geri dönüşümün sağlanabileceğini aktardı.

Sarıbekir, şunları kaydetti:

"Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, döngüsel ekonomi ve yeşil mutabakat konuları ana gündemimiz olmalı. Türkiye'nin itibarı için bu konular büyük önem taşıyor. Sürdürebilir Kalkınma Hedefleri kapsamında bizim için en önemli olan nokta ‘sorumlu tüketim ve üretim’ konusu. Ülke olarak üretim ve tüketim döngüsünde bu çerçevede yol almalıyız. Türkiye, AB ülkelerinin atıklarını en fazla ithal eden ülke olamaz, olmamalı. Karbon ayak izi, döngüsel ekonomi ve yeşil mutabakat yeni dünya düzeninde belirleyici unsurlar olacak. İhracat, üretim ve istihdam odaklı çalışan ambalaj sektörü olarak bu duruma şiddetle karşı çıkıyoruz. Bu durum, Türkiye'nin toplam ihracatını da olumsuz etkileyebilir. Tıpkı Çin'in yaptığı gibi atıkların ithalatını kademeli olarak azaltıp 3-4 yıl içinde sıfıra indirmeliyiz."

"GERİ DÖNÜŞÜM ALTYAPISINI KUVVETLENDİREREK SÖZ KONUSU İTHALATI ZAMAN İÇERİSİNDE SIFIRA İNDİRMELİYİZ"

Zeki Sarıbekir, ambalaj üretiminde sürdürülebilirlik ve çevre faktörlerinin belirleyici olduğunu vurgulayarak, ülke ekonomisine ve çevreye katkıda bulunmak için ambalajın geri dönüşümünün oldukça önem taşıdığını kaydetti.

Sarıbekir, "Ambalajlar çöp değildir, aksine ekonomi yaratan malzemelerdir. Üretimimizde girdi olan geri dönüştürülmüş plastiği de ithal ediyoruz. Ülkemizin geri dönüşüm altyapısını kuvvetlendirerek söz konusu ithalatı zaman içerisinde sıfıra indirmeliyiz. Kendi atıklarımızın dönüştürülmesi ekonomimize büyük katkı sağlar. Diğer yandan sürdürülebilir bir çevre için Avrupa Yeşil Mutabakatı, döngüsel ekonomi ve geri dönüşüm vizyonunu gündemimizde tutuyoruz. AB de 2050'de iklim nötr hedefi çerçevesinde Avrupa Yeşil Mutabakatı'nı kademeli olarak hayata geçirmeyi hedefliyor. ASD olarak bizler de karbonsuz ekonomiye geçiş sürecini yakından takip edecek, üzerimize düşenleri yerine getirerek elimizden gelen desteği önümüzdeki dönemde de sektörümüze sunmayı sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.

Ambalajlı gıdaların öneminin salgın sürecinde daha da arttığını vurgulayan Sarıbekir, "Bayramda satın alacağımız şekerli gıdaların ambalajlı olmasına çok dikkat etmeliyiz. Açıkta satılan ürünler sağlığımızı ve geleceğimizi tehdit ediyor." değerlendirmesinde bulundu.