Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Güvenlik Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan Brüksel tepkisi: Lanetliyorum!

        HABERTURK.COM

        Başbakan Ahmet Davutoğlu, Brüksel'de meydana gelen saldırılara tepki göstererek, "Bu sabah Brüksel'de meydana gelen saldırıları lanetliyor, taziyelerimi iletiyorum.Her türlü insanlığa karşı birlikte dayanışmaya davet ediyorum" dedi. Başbakan Davutoğlu ayrıca son olarak İstiklal Caddesi'ndeki saldırıyı da hatırlatarak, "Peş peşe gerçekleştirilen bu saldırılar terör örgütlerinin nasıl birbirini tamamladıklarını gösteriyor. Bazen PKK'nın imdanına DAEŞ, bazen DAEŞ'in imdadına PKK, ama bunların hepsine paralel örgüt yetişiyor. Hayatını kaybedenlere rahmet diliyor, ailelerine sabır diliyorum" ifadelerini kullandı.

        AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:

        BRÜKSEL'DEKİ SALDIRILAR

        "Bu topraklarda İstiklal ruhu asla kaybolmayacaktır. Hain hesap ve planlarla bu milletin iradesini esir alabileceklerini zannedenler kaybedecekler. Bu milletin istiklal ve istikbalina asla halel getirtmeyeceğimize söz veriyorum.

        Şimdi bütün eşkıya, terör odaklarına karşı bu sancağı ve bayrağı daima dik tutacağız. Bu sabah Brüksel'de meydana gelen saldırıları lanetliyor, taziyelerimi iletiyorum.Her türlü insanlığa karşı birlikte dayanışmaya davet ediyorum.

        Adları farklı olsa da hepsinin amacı aynı. Birbirleriyle mücadele ettiklerini iddia etseler de konu Türkiye olunca, bize karşı toplanıyorlar. Adeta tek bir noktadan kontrol edilen bu terör örgütleri sürekli eylemler yapıyorlar.

        Peş peşe gerçekleştirilen bu saldırılar terör örgütlerinin nasıl birbirini tamamladıklarını gösteriyor. Bazen PKK'nın imdanına DAEŞ, bazen DAEŞ'in imdadına PKK, ama bunların hepsine paralel örgüt yetişiyor. Hayatını kaybedenlere rahmet diliyor, ailelerine sabır diliyorum.

        TÜRKİYE'DE TERÖR SALDIRILARI

        40 yıldır terörle mücadele eden bir ülkeyiz. Terör eylemleri hiçbir dönemde kendisini meşru gösteren bir zemin bulamamıştır. Şer odakları sadece bu örgütleri bir araya getirmiyor. Şer ittifakı içinde yer almaya iddia edilen gazeteciler, akademisyenler de seferber oluyor. İş bölümü yapmış durumdalar. Terör örgütleri de, akademisyenler de, gazeteciler de aynı hain planın parçası olarak hareket ediyorlar. Gerçekten akademisyenlik, gazetecilik yapanları tenzih ediyorum. Kandil'den 'Aydınlar, akademisyenler de bu işin içine girmeli' diye açıklama yapılıyor, aynı akademisyenler bizi suçlayan ancak terör örgütlerine tek laf etmeyen açıklama yapmıyorlar. Bizde maalesef Suruç saldırısında bu yana devlete katil, cumhurbaşkanı ve bizlere hakaretler yağdırıp teröre tek bir laf etmiyorlar. Artık kim terörün karşısındaysa tavrını ortaya koysun.

        Şu son 1 ay içinde onlarca insan canlı bomba saldırılarında katledilmiş, siviller ölmüş, güvenlik güçleri şehit olmuş neredesiniz? Hangi vicdanla tekrar tekrar bize saldırıyorsunuz? PKK'ya dair tek bir eleştiri cümlesi kuramıyorsunuz? Biz ise milletimizden güç alıyoruz. Herkesi bu günlerde aldığı tavırla tarihe geçeceğini ifade etmek isterim.

        "HAK EDEN CEVABI HER YERDE VERECEĞİZ"

        Türkiye'de bu terör olayları dışında ülkeyi karamsarlığa sevk etmek isteyen medya çevreleri de var. Bazı internet siteleri, gazeteler sorumlu devlet derler. Terör örgütleriyle işbirliği içinde çalışan böyle bir mecrayı dünyanın hiçbir yerinde göremezsiniz. Bu işbirlikçi anlayışın uluslararası destekçisi medya kuruluşları var. Terör örgütleri bu kadar canice eylemler yapmaya devam ediyorlar, 'Bu işbirlikçi medya beni aklar' diye saldırmaya devam ediyor. Türkiye'de teröristler saldırınca teröristlerden daha çok hükümet suçlanır. Bu milletin hukukunu koruduk, koruyacağız. Hak eden cevabı her yerde vereceğiz.

        MUHALEFETE ELEŞTİRİ

        Terörle mücadele sadece hükümetin değil, Türkiye'nin meselesidir. Muhalefete de düşen çok önemli görevler var. Teröriste ve terör örgütlerine sahip çıkan partilerimiz var. Terörist cenazelerine giden, sokağa davet ettikleri vandallarla 50 kişinin ölümüne neden olan HDP'yi anlatmaya gerek yok. Ancak beni şaşırtan CHP'nin durumu. Sayın Kılıçdaroğlu'nun çok klasik, her zaman aynı şekilde işleyen tutumu var. Terör eylemi sonrası duyduğumuz sadece temelsiz bir AK Parti eleştirisi. CHP anamuhalefet parti olmasına rağmen giderek tuhaf bir topluluğa dönüşüyor. DHKP-C'den gelen hiçbir terör eylemini CHP hiçbir şekilde açıkça kınamadı. CHP'li vekillerin ve zaman zaman Kılıçdaroğlu'nun DHKP-C'li teröristlere nasıl sahip çıktıklarını biliyorsunuz.

        KILIÇDAROĞLU'NA: SİZ NEYİN DİYETİNİ ÖDÜYORSUNUZ

        Paralel yapının elebaşı Türkiye'yi terör devleti olarak tanımlıyor Rus gazetesine. Onların bedduası işlemez, bizim arkamızda milletimizin, Çanakkale şehitlerinin duası var. Yeni bir beddua kasedi çıkmış. Bunlar Türkiye'nin karşısında kim varsa, onların yanında duruyor. Bir kısım insanımızın dini inancını istismar eden suç örgütünden başka bir şey değiller. Demokrasiye sahip çıkıyorsanız, bu yapı demokrasinin en büyük tehdididir. Siz neyin diyetini ödüyorsunuz Sayın Kılıçdaroğlu?

        Terör örgütlerinin her kanlı saldırının ardında işbirliği içindeki bu çevreler Türkiye'nin yönetilemediğini söylüyor. Millet 1 Kasım'da kararını verdi Sayın Kılıçdaroğlu. Bir bize baktı, bir size... Sayın Kılıçdaroğlu ne zaman bir terör eylemi olsa, 'Türkiye yönetilemiyor' diyor. Terör saldırılarıyla acılarımız henüz tazeyken, hemen hükümetimizi, güvenlik güçlerini hedef alan açıklamalar yapmaya başlıyorlar. Bize desteklerini sunan Sayın Bahçeli'ye de teşekkür ediyor. İşte bizim görmek istediğimiz muhalefet tavrı bu. Bundan Sayın Kılıçdaroğlu ders alır. Terör öncelikle korku salmayı, panik yaratmayı hedefliyor. Maalesef CHP ve HDP buna hizmet ediyor. Terörün ekmeğine yağ sürüyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu sizin teröre karşı tavrınız, dayanışmanız bu mudur? Bütün CHP milletvekillerine ve seçmenlerine sesleniyorum, lütfen teröre karşı net tavrınızı ortaya koyun ve sesinizi yükseltin. Sayın Kılıçdaroğlu, önce siz partinizi yönetin de sonra ülkenin yönetimine karar verin.

        Sayın Kılıçdaroğlu sandıkta alamadığını başka yollarla almaya ikna oldu. Türkiye'ye saldıran terörist örgütler var. Bu zor günlerde bütün dünyanın terör tehdidi karşısında olduğu zor günlerde önemli olan devletin yanında durmaktır. Ancak ortada hain bir plan ve işbirliği var. Terör saldırılarını destekleyen bir şer ittifakı var. Ortada çok açık rol dağılımı ve işbirliği var.

        "İSTİKRARLI BİR TÜRKİYE İSTEMİYORLAR"

        Teröristlere tek bir kelime edemeyenler, Sayın Cumhurbaşkanımızı ve hükümetimiz hedef gösteriyor. Milletin bize verdiği emaneti son nefesimize kadar koruruz. Şer odakları ne yaparlarsa yapsınlar milletimizin emanetine sahip çıkacağız. Bütün unsurlar güç birliği yapmış aynı şeyi hedefliyorlar. Bu bir istiklal ve istikbal mücadelesidir. Bütün Ortadoğu'nun birliğini, bütünlüğünü sağlayabilecek tek ülkenin Türkiye olduğunu biliyorlar.Bölgemizde çok önemli gelişmeler yaşanırken kendi içimize kapanmamızı istiyorlar. Müreffeh, istikrarlı bir Türkiye istemiyorlar. Hepsi tek bir hedef doğrultusunda Türkiye, milletimiz, insanlığımız, kardeşliğimize karşı hareket ediyorlar.

        "TERÖR KAYBEDECEK, MİLLET KAZANACAK"

        Terörü bir olarak bu ülkeden temizleyeceğiz. İstedikleri sonucu asla elde edemeyecekler. Bundan önce de başaramadılar, bundan sonra da başaramayacaklar. Bu terör belası mutlaka bertaraf edilecektir.

        Terör öncelikle paniğe kapılmamızı ister. Teröre karşı en güçlü çözüm milletimizin dayanışma içinde bulunmasıdır. Bugüne kadar hain planları nasıl boşa çıkardıysak, bundan sonra da çıkaracağız. Birçok badireden geçtik, birçok kumpası atlattık. Bütün hainleri bir araya topladılar. Bu şebekeyi de çökerttiğimizde Türkiye'nin önü açık olacak. Terör kaybedecek, millet kazanacak.

        DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASI

        AK Parti kurulduğu günden bu yana siyaseti güçlendirecek adımlar attı. Karanlık odaklarında siyasi düzen projelerine itibar etmedik. AK Parti iktidara geldikten sonra siyaset tekrar söz sahibi oldu. Düşünce ve ifade özgürlüğünü artırmaya yönelik düzenlemeler bizim zamanımızda gelişti. Teröre destek vererek, şiddet çağrısı yapanların bu tavırları asla siyasi dokunulmazlık olarak değerlendirilemez. Dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin fezlekeleri gündeme aldık. Onlar meydan okudu, biz de hodrimeydan dedik. Hesap çok açıktı. HDP'liler her türlü tahriki yaparak, mağdur edebiyatı yapmaya çalışacaklardı, CHP de korktular diyecekti.

        Meclisimizin gündemimizi son derece yoğun. Normal yasama faaliyetlerinin ne kadar çok sabote edildiğini en iyi siz biliyorsunuz. Bir fezlekenin karara bağlanması bile günlerimizi alabilirdi. Tüm fezlekeleri yargıya intikal ettirecek bir çözüm bulduk. Meclis de fazla zaman harcamayarak, reformları yapmaya devam edecek. Bunun ardından muhalefet partileri afalladı. Önce CHP, sonra HDP'den çatlak sesler gelmeye başladı. Kimin ne hesabı varsa çıksın ortaya. Biz öyle kurusıkı meydan okumalara fırsat vermeyiz. Siyasetçi kimseden korkmadan, hür vicdanı ile konuşabilmeli. Dokunulmazlık garantörlüğü tamamen kalkarsa yönetim şekli demokrasi dışında başka amaçlara dönüşür. TBMM'nin iradesine ve kürsüde siyasetçinin vicdanına dokundurtmayız. Süreç kimin samimi olduğunu, kimin niyetlerini çok açık şekilde ortaya çıkaracaktır. Birçok maskeyi düşüreceğiz.

        AB ZİRVESİ VE ANLAŞMA

        AB zirvesinde, Türkiye-AB ilişkileri ve insani krize karşı önemli kararlar alındı. Ülkemiz ve Suriyeli göçmen kardeşlerimiz için hayırlı olacağına inandığımız bir dönem başlıyor. Türkiye'de mülteci artışı olmayacak. Ege'de yasadışı göç, yasal göçe bırakacak. Aylan Bebek dramları yaşanmayacak. Bunun maliyeti de AB tarafından karşılanacak. Hem mültecilerin insani dramlarına son veriyor, hem de ülkemizdeki mülteci sayısını azaltmayı hedefliyoruz. AB 2018'in sonuna kadar ilave 3 milyar avronun tahsis edilmesi taahhütünde bulundu. Bu para Suriyeli yetimlere, öksüzlere kullanılacak. Mesele para paylaşımı değil, sorumluluk paylaşımı meselesidir. Zirvenin en önemli sonuçlarından biri de vatandaşlarımızın en geç Haziran 2016'dan itibaren vizesiz seyahattir. Haziran ayından vatandaşlarımızın vizesi seyahati mümkün olacak. Vize serbestisi yol haritası çerçevesinde çalışmalar tamamlanacak. Nisan ayında çalışmaların bitmesi için partilere çağrıda bulunuyorum. 4 Mayıs'a kadar 35 şartı bitirmek durumundayız. Zirvede 33 nolu faslın açılması kararını aldık. Gümrük Birliği'nin güncellenmesine ilişkin irade teyit edildi. Türkiye ile AB'yi birbirine yakınlaştıran olgu göç krizinde yaşanan olgu olmuştur. Türkiye, tarihi boyunca hem Asya ülkesi olduğu gibi Avrupa ülkesidir. Türkiye olmadan Avrupa'nın tarihi de geleceği de yazılamayacak.

        REFORMLAR VE VAATLER

        Reformların yüzde 65'ini, vaatlerin de yüzde 100'ünü gerçekleştirimiş bulunuyoruz. Buna kimse inanmıyordu. Onlar teröre destek verirken, AK Parti iş yapıyordu. Söz verdiğimiz her icraatı 3 ay içinde hayata geçirmiş bulunuyoruz. Meclis tatile girmiş olmasaydı reformların da tamamını gerçekleştirmiş olacaktık.

        TEŞERON İŞÇİLERİN DURUMU

        Asli işlerde çalışan işçilerimizi kamuya alıyoruz. Adalet, eşitlik gereği ayrıca yardımcı işlerde çalışan kamuya almaya kararlaştırdık. İster asıl işi olsun, ister yardımcı işçi olsun dışarıda tek bir taşeron işçisi kalmayacak."

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ