Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

80’li yıllar. Tekirdağlı çiftçi baba çaresiz. Karşısındaki genç doktor da öyle. Baba kanserli çocuğunun ilaçlarını temin etme gücü olmadığı için tedaviyi bırakmak istiyor. Genç doktor ise sağlığına kavuşturabileceklerini bildiği bu çocuğu sadece maddi nedenlerden ötürü kaybetmek istemiyor. Adam üzüntüyle ‘Ne yeşil kartım ne sosyal güvencem var! İşimi de bırakamam’ diyor ve çocuğunu alıp gidiyor. Doktor öylece kalıyor. 5 yaşında, beyaz tenli, sarı saçlı çocuk gözünün önünden hiç gitmiyor. ‘Alıp evimde mi baksam ne yapsam!’ derdinde ama elinden bir şey gelmiyor. Hocasını ikna edip çocuğun servise ücretsiz yatışını sağlasa bile o dönem ilaç bulmasının imkânsız olduğunu biliyor. Aradan zaman geçiyor ve çocuğun kaybedildiğini öğrence yıkılıyor. Geçen yıllara rağmen o doktor o çocuğu hiç unutmuyor. Meslek yaşamı süresince ilaca ulaşamadıkları ve şimdiki tedavilerden mahrum oldukları için kaybettikleri başka çocuklar da oluyor. Bu süreçte, çocuklarının tedavisi için, yaşadıkları şehirlerden, köylerden kopan anne babaların dramına şahit oluyor. Hastane köşelerinde, kalorifer yanında, bahçede bank üstünde uyuyan, demir sandalye tepesinde gün geçiren, insanca yaşam koşullarından mahrum parçalanmış aileler içini acıtıyor. Bazıları sadece bunun üzüntüsünü yaşarken o üzülmekle kalmıyor ve cesur bir adım atıyor. Bu haber, 25 yıl önce atılan o adımı ve kısa adı KAÇUV olan Kanserli Çocuklara Umut Vakfı’nın başardıklarını anlatıyor.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ