Koç Holding'te sürüş güvenliği dönemi

Koç Holding İnsan Kaynakları ve Endüstri İlişkileri Başkanlığı tarafından yürütülen İş Sağlığı ve Güvenliği çalışmalarının bu yılki odak noktalarından biri “Sürüş Güvenliği” olarak belirlendi.

Mart 2021’de Koç Topluluğu genelinde yayınlanan “Sürüş Güvenliği Standardı” ile şirket aracı kullanan Koç Topluluğu çalışanlarına “Güvenli Sürüş Eğitimleri” verilmesinden başlayarak, yolculuk rotası risk analizlerine uzanan kapsamlı uygulamalar hayata geçirildi.

Ayrıca, Otokoç Otomotiv bünyesinde geliştirilen Otokoç Bağlı Araçlar Platformu’nun bir ürünü olan “Avis Filo Connect”, Koç Holding’in beklenti ve ihtiyaçlarına uygun şekilde, güvenli sürüşe odaklanacak şekilde yapılandırıldı.

Yapılan açıklamaya göre, sistem ile şirket aracı kullanan tüm Koç Topluluğu çalışanlarının sürüş davranışları teknoloji desteği ile analiz ediliyor, trafik kazalarını önleyici gelişim alanları tespit ediliyor ve geri bildirimler kendileriyle paylaşılıyor. Bu sistemi kullanarak Koç Topluluğu Şirketlerindeki İş Sağlığı ve Güvenliği ekipleri, sürücü davranışlarını gözlemleyip “Sürüş Güvenliği Standardı”na göre gerekli gördükleri aksiyonları düzenli bir şekilde devreye alıyorlar.

'ÇALIŞMA ARKADAŞLARIMIZIN GÜVENLİĞİNİ ÖNCELİKLENDİRİYORUZ'

Koç Holding İnsan Kaynakları ve Endüstri İlişkileri Başkanı Özgür Burak Akkol, İş Sağlığı ve Güvenliği açısından en önem verdikleri odak alanlarından birini sürüş güvenliğinin oluşturduğuna dikkat çekerek, "Attığımız her adımda olduğu gibi bu önemli projeyi hayata geçirirken de en önemli hedefimiz çalışma arkadaşlarımızın sağlığı ve trafikteki güvenliği oldu. Topluluğumuzdaki şirket araçlarında sürüş güvenliği sistemi zorunlu oldu. Profesyonel ve profesyonel olmayan sürücüler için, belirli periyotlarda tekrar eden zorunlu eğitimler tanımladık. Ayrıca yüksek riskli ve sık kullanılan rotalar için ‘Yolculuk Risk Planları’ yapılmasını zorunlu hale getirdik. Sürücü davranışlarını online olarak takip eden ve geri bildirimlerle besleyen bir yazılıma, uygulamaya ve cihaza sahip olmak bu sürecin bizim adımıza en önemli parçasıydı” dedi.

Projenin bir diğer önemli çıktısının ise sürücü alışkanlıklarının değiştirilmesi ile araçların yakıt tüketiminde sağlanacak büyük orandaki tasarruf olduğunu belirten Akkol, “Bu proje, sürdürülebilirlik yaklaşımımızı da odağına alıyor ve filo araçlarından kaynaklanan sera gazı emisyonlarının azaltılmasına da katkı sağlıyor. Bu teknolojik çözümün, 2021 yılı içerisinde yönettiğimiz filo içerisindeki tüm binek araçlarda uygulanmasını hedefliyoruz” diye konuştu.