Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Özel Röportajlar Mahir İpek: Ağız dolusu gülmeye ihtiyacımız var

        ‘Güldür Güldür Show’un yazar ekibinin senaryosunu yazdığı, yine aynı ekipten Murat Kepez’in ilk defa yönetmen koltuğuna oturduğu BKM yapımı absürt komedi ‘Kolonya Cumhuriyeti’ cuma günü vizyona giriyor. Film, ülke sınırlarından atılan 5000 nüfuslu beldede yeni bir cumhuriyet kurmak zorunda kalan Peker Mengen’in bir yandan Amerika’yla, bir yandan danışmanlarıyla, bir yandan da first lady ile uğraşırken yaşayacağı macerayı konu ediniyor. Oyuncularından Çağlar Çorumlu, Mahir İpek, Uğur Bilgin ve Ersin Korkut film hakkında merak edilenleri HT Magazin'den Arif Hür'e anlattı.

        ‘KABA BİR BÜROKRASİYE TANIKLIK EDİLECEK’

        Öncelikle karakterlerinizi sizden dinleyebilir miyiz?

        REKLAM

        Çağlar Çorumlu: Filmde başkanlık seçimlerine adaylığını koyan Peker Mengen’i canlandırıyorum. Peker Mengen, pireyi deve yapan biri. Seçim vaatleri arasında ilçeyi il yapmak var ama seçimi kazanınca beldeyi ülke yapacak. Ülkenin anayasası, ismi ve marşı olmamasına karşın first lady arayışına filan girecek. Bu karakterin tutarlı bir tutarsızlığı ve müthiş bir egosu var. Esas hikâye Amerikan donanma gemisini batırdıktan sonra ABD ile karşı karşıya gelinmesiyle başlayacak.

        Mahir İpek: Canlandırdığım Hilmi karakteri, Peter Mengen’in danışmanı. Filmin en karaktersizi ve en yanar döneri diyebilirim. 3 tane koyunu emanet etseniz kaybedecek olan Hilmi, bir anda bu göreve gelince kendisini çok önemli biri zannedecek. Sonrasında olaylar, olaylar...

        Uğur Bilgin: Bahtiyar, Peker Mengen’in PR ve halkla ilişkiler uzmanı. Pembe hayalleri olan ve başkanına hayran bir adam.

        Ersin Korkut: Salih ise başkanın özel kalem müdürü. Yetersiz olduğu için ortalığı nasıl karıştıracağına tanık olacak seyirciler. Karakterlerin geneline baktığımızda seyircilerin kaba bir bürokrasiye tanıklık edeceğini söyleyebilirim.

        ‘FİLMDE DOĞAÇLAMA BİR MİZAH SÖZ KONUSU’

        Filmin senaryosunu ilk okuduğunuzda neler hissettiniz?

        Ç.Ç.: Senaryoyu beğenerek ve şaşırarak okudum. Genelde önüme gelen senaryoları okuduğumda eksik ararım ama bu senaryoda hiçbir eksik yoktu. Bana heyecan verdi, eğlenerek okudum. Senaryonun kendine has bir dili var. Kalıplaşmış bir komedi anlayışı yok. Yazar ekibiyle birbirimizi tanıdığımız için ortak dili bulmak çok kolay oldu.

        REKLAM

        M.İ.: Necati Akpınar beni aradığında oldukça heyecanlandım. Çünkü Türkiye’de daha önce bu tarz bir absürt mizahı olan film neredeyse hiç yapılmadı. Absürt durumun içerisinde normal insan olmaya gayret ettik. Bu da filmin mizahına olumlu yansıdı bana kalırsa. Doğaçlama bir mizah söz konusu.

        U.B.: Senaryoyu okurken gülmek gerçekten lüks. Ben bu lüksü yaşadım. Böyle bir senaryonun önünüze gelmesi büyük bir konfordur. Ersin 15 yıllık arkadaşım, Çağlar’la aynı setteyiz, Büşra (Pekin) lise arkadaşım, Mahir Abi’yle de ortamlarda selamlaşırız. Daha ne olsun!

        E.K.: Senaryoyu okuduğumda özel kalem müdürü olacağımı duyunca direkt kabul ettim. Bu özel kalem müdürü yazmayı, prosedürün nasıl işlediğini zerre kadar bilmiyor. Günümüze ışık tutacağı için ilgimi çekti.

        ‘YÜZLERE TEBESSÜM KONACAK’

        Sinemaseverler neden ‘Kolonya Cumhuriyeti’ni tercih etmeli?

        Ç.Ç.: Bu film, sadece ülkemizdeki değil dünyadaki insanoğunun hikâyesi. Bu dünyanın her şeye rağmen yaşanılabilir bir yer olduğunu seyirciye göstereceğiz. Bizlere endişe ve kaygı veren hadiselerin mizahi bir dille anlatıldığı takdirde ne kadar gereksiz şeyler olduğunu fark ettireceğiz. ‘Kolonya Cumhuriyeti’, absürt bir dille bütünleşmeyi sağlayacaktır. Kaba komediden ziyade hikâyesi olan bir komedi filmi çektik. Siyasi dokundurmalar yapmadık. Kör göze parmak batırmayacağız.

        REKLAM

        E.K.: Filme gelen seyircilerin yüzlerine tebessüm konduracağız.

        M.İ.: Bu ülke çok acılar çekti, büyük badireler atlattı ama artık kahkaha atmanın zamanı geldi. Şu an en çok ihtiyacımız olan şey ağız dolusu gülmek. Bizde bu fazlasıyla var.

        U.B.: İlgi çekecek bir tür komedisi yaptık. Absürtlüğü, yalınlıkla anlattık.

        ‘Dilerim anaerkil bir topluma evrilebiliriz’

        Peker Mengen’in başkanlığa seçildikten sonra ilk icraatının ülkeye first lady bulmak olması çok enteresan...

        Çağlar Çorumlu: Ataerkil bir yapı damarlarımızda dolaşıyor ama kadınların da bu noktada haklarını aramaları, seslerini daha gür çıkarmaları lazım. Bin yıl önce nasıl ataerkil bir toplum olduysak dilerim anaerkil bir topluma da bin yıl geçmeden evrilebiliriz. Erkekler olarak kendimizi çok güçlü zannediyoruz ama eve gittiğinizde size yön veren bir kadın var. İstisnalar kaideyi bozmaz tabii! Bizler filmde ağırlıklı olarak first lady’yi canlandıran Büşra Pekin’in tek başına nasıl 4 erkeğe hükmettiğini göreceğiz.

        REKLAM

        ‘Büşra tam anlamıyla taş!’

        Filmin başrolündeki tek kadın oyuncu olan Büşra Pekin’in yaptığı “Set koğuş gibiydi” açıklaması dikkat çekti. Neler söyleyeceksiniz?

        Çağlar Çorumlu: Filmde 2 farklı kılığa büründüğü için Büşra’nın işi oldukça zordu. Bizim karakterlerimiz ona göre daha tutarlıydı. İyi üstesinden geldi. Mualla karakterine bürünmesini anlarım ama ajan olmasını hiç beklemezdim.

        Uğur Bilgin: Lise arkadaşım olduğu için demiyorum ama Büşra, Türkiye’nin en yetenekli oyuncularından biridir bana kalırsa.

        Mahir İpek: Bu kadar dikenin içerisinde Büşra bir çiçekti.

        Ersin Korkut: Arkadaşlar, Büşra tam anlamıyla taş!

        ‘İşsizliğe merhem olduk’

        Yılmaz Erdoğan’ın plato haline getirdiği Köyceğiz’de ‘Tatlım Tatlım’ ve ‘Ekşi Elmalar’dan sonra bu kez de ‘Kolonya Cumhuriyeti’ çekildi. Nasıl bir set ortamı vardı?

        REKLAM

        Çağlar Çorumlu: Filmi yaklaşık 5 haftada çok konforlu bir ortamda çektik. 120 dönümlük bir arazide olduğumuz için ne izin alma ne de trafik derdi vardı. Boş vakitlerimizde platonun içerisinde yer alan dereye girdik. Daha ne olsun?

        Mahir İpek: Amerika’daki film stüdyolarından hiçbir farkı yoktu bana kalırsa. Burası zaman geçtikte doğal bir plato olacaktır ve daha çok set görecektir.

        Uğur Bilgin: 2 yılda üçüncü film çekildi. Köyceğiz, durağan olan turizmi canlandırdı resmen.

        Ç.Ç.: Bölge insanı için yeni bir ticaret kaynağının oluşması çok sevindirici. Buraya üçüncü kez setin gelmesi esnafın yüzünü güldürdü. Normalde kentin içerisinde film çekildiğinde hayat aksar ama burada platoda olduğumuz için hayatın akışına müdahale etmediğin gibi esnafın cebine kazanç da sağlıyorsun. İşsizliğe az da olsa merhem olduk gibime geliyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ