Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ramazan M. Fatih Çıtlak ile Ramazan Sohbetleri

        M. FATİH ÇITKAK - GAZETE HABERTÜRK

        “Yâsin Suresi, Kur’ân-ı Kerim’in kalbidir” mealinde bir hadis-i şerif var. Hemen hemen her evde de Yâsin Suresi okunur veya en azından bilinir.

        Tabii ki Kur’ân-ı Kerim’in bütün surelerini okumak, manasını öğrenmek, her geçen gün ve saat Kur’ân-ı Kerim hakkındaki bilgimizi, görgümüzü artırmak mecburiyetindeyiz. Ama ne olursa olsun Mekke’den Medine’ye, Sibirya’dan Japonya’ya, Güney Afrika’dan Kanada’ya kadar nereye giderseniz gidin Müslüman topluluklar içerisinde bazı surelerin çokça okunduğunu görürsünüz. Hiç şüphesiz böyle olmasındaki en önemli etken Efendimiz’in (SAS) her gün bu sureleri okumakla ilgili hadis-i şerifleridir.

        Aslında anlatacağım şeyler bunlar değil fakat şunu da lütfen kalbinizin, kulağınızın bir köşesinde bulundurun. Bir insanın namaz, oruç gibi farz olan ibadetlerinin yanında, muhakkak bu ibadetlerinin öncesinde ve hemen sonrasındaki vakti içerisinde günlük ya da gecelik bir zikri, evrâdı yani tesbihatı olmalı. Bu hususta o kadar çok kitap yazılmıştır ki kütüphaneleri doldurur.

        Namazı kılıyorsun, “33 Sübhânallah, 33 Elhamdülillah, 33 Allahu ekber” tesbihatını da yapıver. Çünkü bu tesbihatı Efendimiz (SAS) hiç terk etmemiş, O’nun (SAS) nurlu ashâbı da bu tesbihata çok ehemmiyet vermiş. Hadis-i şerif bölümümüzde bu tesbihle ilgili ifadeleri bulacaksınız.

        YÂSİN-İ ŞERİF VE HİKMETLERİ

        Şimdi gelelim esas anlatmak istediğimiz mevzuya...

        Kıymetli dostlar, “Yâsin-i şerif Kur’ân’ın kalbidir” denilmesindeki hikmetleri pek çok âlim araştırmış, bu hususta kafa ve gönül yormuş. Hemen hepsi bu surenin fazileti hakkında bilgileri bize aktarırken şu hikmette birleşmişler:

        “Yâsin, Kur’ân’ın kalbidir, imanın yeri de kalptir. Demek ki Yâsin-i şerifte iman, itikad yani inancın temelleri hakkında çok önemli, gözden kaçırılmaması gereken ayet ve işaretler vardır.”

        Gerçekten de şöyle bir düşünün. Bu sure “Yâ-sîn!” diye başlar. Bu hitaba “Ey sin! Ey insan! Ey Hazret-i insan!” manaları verilmiştir. Tabii ki hemen hatırladığınız üzere Efendimiz’in (SAS) bir ismi de “Yâsin”dir. Bu ilk ayetten sonra Kur’ân-ı Kerim’e ve hikmetine, dosdoğru olan yol üzerinde bulunan Hazret-i Resûlullah’a ve tekrar O’na (SAS) indirilen Kur’ân’a işaret vardır.

        Yani Kur’ân-ı Kerim insan olana iner. O Kur’ân-ı Kerim’in hikmeti çok yüceler yücesi bir makamdadır, öğrenmek, bilmek, yaşamak ve yaşatmak için Kur’ân öğrenenlerse istikamet, dosdoğru bir yol üzerinde giderler yahut dosdoğru olmak isteyenlere Kur’ân’ın hikmeti elbette iner. “Ama hangi Kur’ân vehangi hikmeti tahsil edeceğiz?” sorusunun cevabı da bu surenin başında bizi karşılar:

        Resûlullah Efendimiz’e (SAS) inen ve onun anladığı şekliyle Kur’ân. Bu mana niyeti sağlamlaştırır, itikad noktasını gösterir. Ondan sonraki ayet-i kerimeler Cenâb-ı Hakk’ın Mekke-i Mükerreme’de İslam’ın tebliğiyle alakalı kudreti ve azametiyle ilgili ifade ve açıklamalarla sürer.

        Şöyle bir baktığımızda eski ümmetlere dair iman, itikad meseleleri, tek başına kalsa da imanı savunanların, Allah (CC) tarafında bulunanların hiçbir zaman hezimete uğramayacaklarının, helak edilenlerin kendi nefislerine, mallarına ve kibirlerine mağlup olarak yok olup gittiklerinin anlatıldığı bu surede ayrıca kâinat kitabındaki ayet ve delilleri, yeniden diriltmenin alameti olan tabiattaki hadiseleri, pozitivist yani her şeyi ölçüp biçmekle anlayan, bilimde ilerleyip de Allah Teâlâ’yı küçümseyip unutan ve unutturmaya kalkanlara da açık seçik cevaplar vardır. Kavimlere, nesillere, akıllara, mü’minlere, münkirlere adeta tek tek vurgu yapılır ve izah edilir.

        İNSANI SARSAN AYETLER

        Surenin beşinci sayfasında insanı sarsan ayetler peş peşe gelir. İlk önce cennete dahil olanların güzel halleri nazara verilir fakat hemen arkasından, işte o günde, işi gücü günah, fitne, kötülük yapmak olanlara “Şöyle bir ayrılın mahşer halkından ey fitneciler, ey Allah’ı (CC) unutarak kendi canlarını ve başkalarının canlarını yakanlar! Ben size vaat etmedim mi ve tembih etmedim mi şeytana uymayın, ona ibadet edercesine, taparcasına izini takip etmeyin diye? Ey âdemoğlu! Şeytana kulluk yaparcasına Allah’tan gaflette olup isyana dalmayın, bana kulluk edin, benden çekinin, niçin yaratıldığınız ve nereye gittiğinizi hiçbir zaman unutmayın da işte bu dosdoğru yol üzere kulluk edin ve o yolda bulunun demedim mi?” diye Allah Teâlâ soracak.

        Kıymetli dostlar, her gün okuduğumuz veya en azından haftada bir evlerimizde, civarımızda okunurken işittiğimiz Yâsin-i şerifin bize neler anlattığını hiç düşündünüz mü?

        Kur’ân’ın kalbi kabul edilen bu surenin kalplerinize dokunup dokunmadığını hiç kontrol edebildiniz mi? Bu ayet-i kerimeleri okuduğunda insan geçmiş ve gelecekle ilgili sorularına cevap bulmakla kalmıyor, şu an, şu gün de yaşadığı sıkıntıları, sorunları, olumsuz veya olumlu düşündüğü şeyleri daha iyi fark edebiliyor.

        Ne dersiniz? Yâsin Suresi’ni bir de böyle okuyup gününüzü, gecenizi bu düşüncelerle geçirmek istemez misiniz?

        MEDINE’DE VEFATEDEN ILK MUHACIR:OSMAN BIN MAZ’UN (RA)

        HAK yolunda yılmadan çalışan, hayırlı işlerde devamlı fedakârlıklar gösteren Osman İbni Maz’un (RA) hicretten otuz ay sonra ebedi âleme göçtü. O sırada Müslümanların henüz bir kabristanı yoktu. Efendimiz (SAS) Medine etrafına çıktı ve “Bakî ile emrolundum!” buyurdular. Osman İbni Maz’un (RA) Medine’de ilk vefat eden sahabî ve Bakî kabristanlığına defnedilen ilk muhacir oldu. Defin işlemleri esnasında Efendimiz, Osman İbni Maz’un’u (RA) alnından öperken gözyaşlarını tutamadı ve “Ey Ebû Sâib!.. Allah sana rahmet etsin! Dünyadan çekip gittin... Ama ne sen ona iltifat ettin, ne de o sana...” buyurdu. Defnedildikten sonra da “O bizim ne iyi selefimizdir!” dedi ve kabrinin başına bir taş dikti. Ondan sonra birisi vefat edince “Nereye defnedelim?” diye sorulduğunda Resûl-i Ekrem Efendimiz (SAS) “Selefimiz Osman İbni Maz’un’un (RA) yanına” cevabını verirlerdi. Kızı Rukiyye vefat ettiğinde de “Bizim hayırlı selefimiz Osman’a kavuş” buyurarak devamlı onu anardı. Cenâb-ı Hakk şefaatlerine nail eylesin. Amin.

        AYET-İ KERİME

        “Hem bir ayettir onlara ölü toprak. Biz ona hayat verdik ve ondan taneler çıkardık da ondan yiyip duruyorlar. Biz orada hurmalıklardan, üzüm bağlarından bahçeler yaptık. İçlerinde pınarlardan sular fışkırttık. Bunu o toprağın ürününden ve kendi elleriyle yaptıklarından yesinler diye yaptık. Hâlâ şükretmeyecekler mi? Yerin bitkilerinden, kendi nefislerinden ve daha bilemeyecekleri şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah’ın (CC) şânı ne yücedir. Gece de onlara bir delildir. Biz ondan gündüzü soyar çıkarırız, bir de bakarlar ki karanlığa dalmışlar. Güneş de bir delildir ki kendi yolunda akıp gidiyor. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah’ın (CC) takdiridir. Ay’a gelince, ona menziller tayin ettik. Nihayet o eski hurma salkımının çöpü gibi yay haline dönmüştür. Ne güneşin aya çatması yaraşır, ne de gece gündüzü geçebilir; onların her biri kendi yörüngesinde yüzerler.”

        (Yâsin 33-40)

        HADİS-İ ŞERİFLER

        Peygamber Efendimiz (SAS), ashâbına şu müjdeyi vermiştir:

        “Ben size bir şey öğreteyim mi? Onunla sizi geçenlere yetişir, sizden sonrakileri de geçersiniz. Hiç sizin yaptığınızı yapmadan sizden daha faziletli olamaz. Her namazdan sonra ‘33 kere Sübhânallah, 33 kere Elhamdülillah, 33 kere Allahu ekber’ derseniz, tamamı 99 eder. Ardından da bir kere ‘Lâilâhe illallâh vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr’ derseniz, günahlarınız denizin köpüğü kadar da olsa bağışlanır.”

        Hadis-i Şerif-Müslim

        “Her kim, sabah namazından sonra diz çökmüş olarak, konuşmadan önce on defa ‘Lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerîke leh lehü’l-mülkü ve lehû’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr’ derse kendisine onlarca sevap yazılır, on günahı silinir, on derece yükseltilir, o günün tamamında her şerden emin ve emniyette olur, şeytandan korunur ve o gün hiçbir günah ona ulaşarak amelini iptal etmez!”

        Hadis-i Şerif-Buharî, Müslim, Tirmizî, Nesâî, İbn-i Mâce, Ebû Dâvud, Muvatta, Dârîmî

        “İki kelime vardır ki Allah (CC) katında sevgili iki kelimedir, lisanda hafif, mizanda ağırdır. O kelimeler ‘Sübhânallâhi ve bihamdihî sübhânallâhil’azîm’ kelimeleridir.”

        Hadis-i şerif-Buhârî, Müslim

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ