Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem "Sağlam aile birliğinin temeli karşılıklı iş bölümüne bağlıdır"

        Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği'nin (KADEM), Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile "Ailenin Güçlendirilmesi" temasıyla düzenlediği "3. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi'nin Adile Sultan Sarayı'ndaki Gala Yemeği'nde, adaletin doğru yolun pusulası olduğunu belirtti.

        Ailenin modern dünyada en çok yara alan konuların başında geldiğini dile getiren Erdoğan, "Oysa korunduğumuz, sevdiğimiz, sevildiğimiz, güven hissi duyduğumuz bir sığınaktır. Aileden uzak düştüğümüz her yer gurbettir. Aileye dair fikir ve anlayışlar, her dönem farklılaşsa da ailenin toplumun başladığı nokta olduğu gerçeği, hiçbir zaman değişmeyecektir. Aile bir vücudu meydana getiren yapı taşlarıdır. Bu yapı taşları hasta ise vücut da hasta olur. Aile, hayata ilk adım attığımız yerdir, ilk eğitim yuvamızdır. Hayata dair anlam dünyamızı inşa ettiğimiz, insan ilişkilerini öğrendiğimiz okuldur. Doğru ve yanlışa dair standartlarımız aile içinde oluşur. İçine doğduğumuz ailenin koşulları, hayata karşı olan duruşumuzu şekillendirir." diye konuştu.

        REKLAM

        Güçlü ailelerin, sorunlarını devlet organlarına varmadan kendi içinde erittiğine işaret eden Erdoğan, "Daha da önemlisi, yardımlaşma ve dayanışma kültürü ailenin sınırları içinde kalmaz. Etkisi mahalleye de yayılır. Aile güçlenip, kendine yeten, kendi sorunlarını çözen bir birim haline geldikçe toplumdaki huzur seviyesi mutlaka artacaktır. Dolayısı ile bugün değiştirmek istediğimiz bazı sosyolojik gerçekler varsa, işe aileden başlamalıyız. Kadına şiddetten tutun da kadının insan haklarına tam anlamıyla erişmesine kadar birçok konunun çözümü, ailenin güçlendirilmesindedir." ifadelerini kullandı.

        "Çok şükür Türk toplumu olarak, çağın tüm tehditlerine rağmen, güçlü bir aile yapımız var. Toplumumuzun, karşısına çıkan musibetleri atlatma maharetini, geniş ailenin bize kazandırdıklarına borçluyuz. Çünkü, geniş aile, rolleri artırır. Hala, teyze, amca, dayı, anneanne, babaanne, kardeş, kuzen, yeğen derken, nesiller bir arada, birbirlerinin dertlerine derman olarak yaşar." diyen Erdoğan, bir aile ne kadar genişse, başına gelen dert ve tasanın da o kadar küçüldüğünü vurguladı.

        Erdoğan, başka bir topluma musallat olsa o toplumu anında yıkacak birçok sorunun eritilebiliyor olmasının, Türk aile yapısının geleneklerini muhafaza etmesinden kaynaklandığını kaydetti.

        Erdoğan, şöyle devam etti:

        "Temelindeki bu güçlü yapısına rağmen, elbette Türk ailesi de çağın etkilerinden uzak değildir. Teknoloji bir yandan insanları yakınlaştırırken, bir yandan da uzaklaştırmaktadır. Özellikle internet, insanları yalnızlaştırmaktadır. Düğün tebriklerini, taziyeleri, bayram kutlamalarını internet üzerinden yapmak bir gelenek haline geldiyse, durup bir düşünmemiz lazım. Bir ailenin kendi içindeki iletişimi her türlü iletişimden üstündür. Ne yazık ki bugün rastladığımız en ciddi sorunlardan birisi de, modern ailenin, çocuğu ailenin mücadelesine değil, daha çok refahına ortak etmesidir. Eskiler bir gence 'derdin bol olsun' diye dua ederdi. Çünkü yaşam, çetin bir tabiata sahiptir. İnişleri çıkışları ani ve sarptır. Derdi çok olanın, sorun çözme kabiliyeti, dayanma ve mücadele gücü yüksek olur. Bu, çocuklarımız sıkıntı içinde büyüsünler demek değildir. Çocukları hayata daha katılımcı, sorumluluk alan, toplumsal meseleler hakkında düşünen bireyler olarak yetiştirmek hem aileyi, hem de toplumu daha güçlü kılacaktır."

        REKLAM

        Çocuğu aile takımının oyuncusu haline getirmek gerektiğini aktaran Erdoğan, karar alma süreçlerinde çocukların da söz sahibi olmasının önemli olduğunu söyledi.

        Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u 21 yaşında fethettiğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:

        " 'Fatih, İstanbul’u fethettiğinde 21 yaşındaydı' demek yetmez. 21 yaşında İstanbul'u fethedecek öz güvenin ve karakterin oluşmasına katkıda bulunmak gerekir. Aile bir takım olduğuna göre, babanın gittikçe azalan rolünü de yeniden gözden geçirmeliyiz. Ne yazık ki aile büyük ölçüde kadına ihale edilmiş bir konudur. Oysa sağlam aile birliğinin temeli, kadın ve erkek arasındaki sevgi, saygı ve karşılıklı iş bölümüne bağlıdır. Kadın evde, erkek dışarıda şeklindeki toptancı yaklaşımlar, hayatın doğal akışına aykırıdır. Kadın ve erkek, her şartta birbirini bütünleyen iki unsurdur. Adaletli bir iş bölümü, hayatın yükünü hafifletir."

        "ANNE KOKUSU SURİYE'DE DE , İSVİÇRE'DE DE ANNE KOKUSUDUR"

        Adaletin ışığına dünyanın tüm coğrafyalarının ihtiyaç duyduğunu belirten Erdoğan, "Bugün ana vatanından mahrum kalmış mülteci kardeşlerimizin maruz kaldıkları, aynı zamanda aile bütünlüklerine de zarar veriyor. Aile de bir ana vatan olduğuna göre, mülteciler iki kere vatanını kaybetmiş mazlumlardır. Tren istasyonlarının, Suriyeli kardeşlerimiz için kavuşmaların yaşandığı yerler olmaması, dünyanın alnına kara leke çalan, bir insanlık ayıbıdır. Sıla hasreti dünyanın tüm coğrafyalarında aynıdır. Anne kokusu Suriye'de de İsviçre'de de anne kokusudur. Bir aileyi yakıp kavuran bir acı varsa, bu dünyanın her yerinde aynı şekilde hissedilir." diye konuştu.

        Hangi dinden, hangi kültürden olunursa olunsun insanın gelişip büyüdüğü ve varlığını sürdürdüğü habitatın aile olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bu habitatın bozulması, hem de insan eliyle, savaşla, çatışmayla tahrip edilmesi, dünyanın ruhunu çürütüyor. Bir coğrafyada gözyaşı dökülürken, başka coğrafyalarda gülümsemek yarım kalıyor." dedi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ