Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Singapurlu ödüllü mimardan Van'a turizm merkezi

        Geçtiğimiz günlerde şehri; bir çekim merkezi haline getirme vizyonu taşıyan, çok uluslu bir girişim olan Tariria adlı turizm, kültür - sanat ve gastromi merkezini ziyaret etmek için Van'a gittim.

        Van Müzesi gezimde bölgede kurulan medeniyetlerden biri olan Urartulara ait tarihi eser ve hazineleri görmek etkileyiciydi. Yurt dışına kaçırılarak başka ülkelerin müzelerinde sergilenen tarihi eser ve hazinelerin olduğunu öğrenmek ise bir o kadar iç eziciydi.

        Yurt dışına kaçırıldıkları için doğal olarak onları Van Müzesi'nde göremiyorsunuz. Sadece ne olduklarını yazıldığı afişlerde fotoğraflarını görebiliyorsunuz. O afişler, ziyaretçileri müzenin girişine asılmış bir şekilde karşılıyor. Kaçırılanlara rağmen Van Müzesi, bir hayli zengin tarihi unsurlara sahip.

        YURT DIŞINA KAÇIRILAN TARİH

        Yurt dışına kaçırılan tarihi eser ve hazineler şöyle;

        • Ayak ve Kaseler

        Museum zu Allerheiligen / İsviçre

        • Miğfer

        Museum zu Allerheiligen / İsviçre

        • Karışık Yaratıklar

        The British Museum / İngiltere

        • Karışık Yaratıklar

        Hermitage Museum / Rusya

        • Boğanın Üzerine Binmiş Tanrıça

        The Metropolitan Museum of Art /ABD

        • Heykel

        Tiflis Arkeoloji Müzesi / Gürcistan

        • Minau İsminin Kazılı Olduğu At ve Gemi

        Ariadne Gallery / ABD

        • ll. Rus İsminin Kazılı Olduğu At ve Gemi

        Museum für und Gawerbe / Almanya

        • At Koşum Süsü

        Badisches Landsmuseum / Almanya

        • Heykelcik

        Vorderasiatisches Museum / Almanya

        • Grifon Şeklinde Mobilya Aksamı

        Vorderasiatisches Museum / Almanya

        • Ayaklı Kazan

        Museum für Vor-und Fürhgeschichte / Almanya

        REKLAM

        • Metal Kaplar

        Museum zu Allerheiligen / İsviçre

        • Miğfer

        Prähistorische Staatssammlung / Almanya

        • Bakraç

        The Ebnöther collection Museum zu Allerheiligen / İsviçre

        • Miğfer

        Prähistorische Staatssammlung / Almanya

        • Pektoral

        Prähistorische Staatssammlung / Almanya

        • Mücevherler

        Prähistorische Staatssammlung / Almanya

        • Miğfer

        Prähistorische Staatssammlung / Almanya

        • Üçayaklı kazan

        Badisches Landsmuseum / Almanya

        • Testiler, pişmiş Toprak ve Tunç

        Prähistorische Staatssammlung / Almanya

        • Madalyon

        Prähistorische Staatssammlung / Almanya

        • Miğfer

        The Ebnöther collection Museum zu Allerheiligen / İsviçre

        • Üçayaklı kazan

        Prähistorische Staatssammlung / Almanya

        Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı yurt dışına kaçırılan eserlerin Türkiye'ye iadesi için yoğun çalışmalar yapıyor. Son yıllarda bu konuda çok yol alınarak birçok tarihi eser ve hazine ülkemize iade edildi. Bu konuda çalışmalara devam ediliyor.

        Gönül, tamamının hemen iade edilmesini istiyor ama yurt dışında o kadar tarihi eser ve hazinemiz var ki iade çalışmaları ne yazık ki uzun yıllar sürecek.

        DAHA FAZLA TURİST BEKLİYORLAR

        Van denince akla doğal olarak Van Gölü ve üzerindeki Akdamar Adası ve onun da üzerindeki Ermeni kilisesi geliyor. Van Gölü, Akdamar adası ve kilise, yörenin en önemli turizm merkezlerinden biri olarak öne çıkıyor. Ne var ki Vanlılar, bu üçlünün turizm açısından yeterince değerlendirilemediğini düşünüyor.

        TÜRKİYE KÜLTÜR YOLU FESTİVALLERİ'NE DÂHİL EDİLDİ

        Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Türkiye Kültür Yolu Festivalleri'ne Van'ı da eklemesi, Vanlılar'ın bu yöndeki beklentilerine katkı sağlayacak.

        Tariria'ya gelince;

        Homage Hospitality çatısı altında hayata geçirilen; turizm, kültür - sanat, gastronomi alanlarını kapsayan Tariria projesi, Van'ın zengin mirasını modern bir perspektifle yeniden canlandırmaya hazırlanıyor. Turizm, kültür ve gastronomi alanlarında yürüteceği faaliyetlerle bölgeyi ulusal ve uluslararası turizm destinasyonu kılmayı hedefleyen proje aynı zamanda sürdürülebilir, yerel kalkınmaya öncülük edecek yeni bir referans merkezi olarak konumlanıyor.

        Gastronomiden eğitime, sanattan mimariye geniş bir yelpazenin bir araya geldiği hibrit bir proje olarak dikkat çeken Tariria, aslında Van’ı bir çekim merkezi haline getirme vizyonu taşıyan, çok uluslu bir girişim. Tariria projesinin kurucu ortağı Bekir Kaya yaklaşık 10 milyon dolarlık yatırım bütçesi bulunan, bu çok yönlü projeyle yöre gençlerine gastronomi eğitimi alma fırsatı sunarken, bir yıl içerisinde en iyi işveren olma hedefiyle bölge halkına istihdam sağlamayı planladıklarını söylüyor. Projeyle bölgede yapılacak ilklere imza atacaklarından bahseden Kaya, Tariria’nın ziyaretçilerine bölgenin gastronomik unsurlarını muhteşem manzaranın eşliğinde deneyimleme şansı verdiğini de ekliyor. Aynı zamanda Van’a modern sanatı taşıyan Tariria, bir kültür merkezi gibi konumlanarak bölgenin kültürel dokusuna değer katmayı hedefliyor.

        2800 YILLIK AŞK EFSANESİ

        Tariria projesi, ilhamını Van topraklarına özgü, 2800 yıllık bir aşk efsanesinden alıyor. Rivayete göre; Anadolu ve dünya su mühendisliğinin bir harikası olan, 51 km uzunluğundaki Menua Sulama Kanalı, Kral Menua tarafından eşi Tariria’ya olan aşkını ölümsüzleştirmek için yaptırılmış. Kanal, 700 - 800 yılları arasında Urartu Krallığı’nın tatlı su ihtiyacını karşılamak ve Van Ovası’nı sulamak amacıyla kullanılmış. Günümüzde bazı bölümleri hâlâ faaliyette olan su kanalının çevresi ise yapay teraslar oluşturularak asma bahçeleriyle donatılmış. Kral Menua, kanalın etrafındaki bahçeleri tasarlarken ise Dünyanın Yedi Harikası’ndan sayılan Babil’in Asma Bahçeleri’nden esinlenmiş. Adını da bu efsaneye borçlu olan Tariria projesinin alanı da tarihi kanalın bulunduğu, 'Uğurla ayak basılan yer' anlamına gelen Kadem-bastı mevkii olarak dikkat çekiyor.

        ÇOK YÖNLÜ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

        Tariria projesinin en önemli özelliklerinden biri de bölgenin yerel kültür, tarih ve doğal güzelliklerini modern ve sürdürülebilir bir yaklaşımla bir araya getiren bir turizm destinasyonu olarak tasarlanmış olması. Proje; Van ve çevresine yeni bir soluk getirirken, bölgenin turizm, kültür ve gastronomi potansiyelinin en üst düzeyde kullanılmasını amaçlıyor. Sürdürülebilirlik bilinciyle planlanan Tariria’nın hedefleri arasında kadim kültürlerin zengin tarihine ev sahipliği yapan bu coğrafyanın doğal ortamını korumanın yanı sıra geçmişiyle geleceği arasında bir köprü kurmak ve unutulmaya yüz tutan kültürel değerlerini yeni nesillere aktarmak yer alıyor. Bu kapsamda hem çevresel hem de kültürel sürdürülebilirlik ilkelerini benimseyen Tariria, şehrin ve bölgenin ekolojik, ekonomik ve sosyal sorunlarının çözümüne katkı sağlıyor.

        Tariria’nın çevresel sürdürülebilirlik ilkelerinin temelini sıfır karbon hedefi ve enerji verimliliği odaklı yaklaşımı oluşturuyor. Bu hedef ve yaklaşımının kilit unsuru ise projenin enerji ihtiyacını karşılamak üzere tasarlanan güneş enerjisi tarlası. Tariria’nın tükettiğinin iki katı yenilenebilir enerji üretebilme kapasitesine sahip olan güneş enerjisi tarlası ile yaklaşık 7 - 8 ay içerisinde merkezin tüm ihtiyacının sürdürülebilir enerjiden sağlanması planlanıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı bir altyapı ile sürdürülebilir bir geleceğe doğru adım atan Tariria, bölgenin doğasının ve mutfağına ait geleneklerinin de korunmasına odaklanıyor. Van mutfağının temel taşları olan ürünleri yaşatmayı ilke edinen Tariria, Van ve çevresinde, geleneksel ve yerel yemek ve yeme biçimlerini teşvik eden Slow Food’a bağlı bir convivium (yerel topluluk) oluşturulmasını hedefliyor. Yerel üreticilerden gastronomi tutkunlarına birçok kesimin üye olacağı bu Slow Food birliği ile hem geleneksel gıdaların kullanımının yaygınlaştırılması hem de Tariria mutfağının ürünlerinin Van’da yetiştirilen ürünlerden elde edilmesi amaçlanıyor. Bu bağlamda bir yıldır Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı ve bölgenin kadın kooperatifleri ile sürekli iletişim halinde olan Tariria, lokomotif görevi üstlenerek bölgenin yerel ekosistemlerinin ve yerel üreticilerinin korunması konusunda aktif rol oynuyor.

        Tariria aynı zamanda Van’da kaybolmaya yüz tutmuş, Erciş karası üzümü, yerel kavun ve ceviz çeşitleri gibi bağ, bahçe, meyve ve sebze değerlerinin korunması; Van’ın eşsiz doğasından beslenen Norduz koyunu gibi türlerin yaşatılması; dağlardan ot toplama kültürünün eseri, benzersiz lezzetiyle Van otlu peyniri, yemyeşil çayırların bahar çiçeklerinin tadını toplayan Van balı ve Van Gölü’ne özgü inci kefali gibi yöresel gastronomi değerlerinin tanıtılması konusunda çalışmalar yürütüyor. Bu açıdan Tariria için bir diğer önemli öncelik, Van’ın geleneksel ürünlerini, Slow Food tarafından oluşturulan Ark of Taste listesine kaydettirebilmek. Üretimi az olan yerel ürünlerinin tanıtımına ve korunmasına katkı sağlamak adına oluşturulan Uluslararası Lezzet Kataloğu niteliğindeki bu liste, ürünlerin detayları hakkındaki bilgilere tüm dünyadan erişim sağlanabilmesi, bölgesi dışında bulunamayacak ürünlerin bilinirliğinin arttırılması, yerel olanı teşvik edip bu anlamda farkındalık yaratılması ve bu ürünleri yetiştiren küçük üreticilere destek olunması açısından büyük önem taşıyor.

        Tariria’nın bölgesel coğrafi işaretli ürünler ve yerel reçetelerle hazırlanan menüleri de yöresel yemek kültürünün sürdürülebilirliğini garantiler nitelikte. Mekânın sunduğu gastronomik deneyimlerin başlangıç noktası ise Tariria’nın içinde yer alan öz yetiştiricilik alanları. Tariria’nın 10 yıldır adım adım kurulan meyve bahçesi ve bostanı, tamamen ilaçsız ve doğa bir tarım alanı olarak ön plana çıkıyor. Bu alan, atık yönetimini de ilke edinen projede üretilen doğal atıkların kompost alanında gübreye çevrilmesiyle de oldukça dikkat çekici. Burada kurulacak kompost ünitesinden elde edilen gübre ile yetişen yöresel meyve ve sebzelerin, Tariria mutfağını beslemesi ve mekânın bünyesinde hizmet veren Menua restoranın Van ve çevresinin geleneksel lezzetlerini yansıtan tabaklarında kullanılması planlanıyor. Tariria’nın diğer atıklarının ise belediye ile iş birliği yapılarak geri dönüşüme gönderilmesi veya sokak hayvanları yararına kullanılması söz konusu.

        Bölgenin kültürüne de odaklanan Tariria, aynı zamanda bölgenin dokusuyla iç içe geçen özel etkinliklere ev sahipliği yapmak üzere kurgulanmış bir mekân. Haftalar süren bu özel etkinliklerde, sanatçılar, müzisyenler ve sporcuların katkılarıyla Van’ın kültürel kalbinde iz bırakan deneyimler yaratılması tasarlanıyor. Öte yandan yerel kalkınma misyonuyla oluşturulan proje, bölge ile uyum içinde çalışıp halkın ekonomik kalkınmasına katkı sağlarken, eğitim ve sosyal sorumluluk çalışmalarıyla da bölge insanına vizyon ve imkân sunmayı hedefliyor. Bu çok yönlü yaklaşımlar, Tariria’yı sürdürülebilir turizmin ideal adresi olarak konumlandırıyor.

        SİNGAPURLU ÖDÜLLÜ MİMARIN DOKUNUŞU

        Bekir Kaya - Kay Ngee

        Mimari tasarımıyla dikkat çeken Tariria, tamamen camla kaplı ve kolonsuz çelik yapısıyla da ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Tariria binasının en önemli özelliği ise çevreye duyarlı bir yaklaşımla bir tane bile ağaç kesilmeden inşa edilmiş olması. Projenin mimari tasarımı, Homage Hospitality ve Kaya on Coast markalarıyla Tariria’nın ortağı, Kay Ngee Tan Architects’in kurucusu, ödüllü mimar Kay Ngee Tan’ın imzasını taşıyor. Proje için 'Pavilion in the garden' ekolüne uygun bir dizayn hazırlayan Kay Ngee, Tariria’nın Van’ın tarihi ve kültürel zenginliğine bir saygı duruşu niteliği taşıdığının altını çiziyor. Kay Ngee’ın kurucusu olduğu Kay Ngee Tan Architects ise UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Singapur Botanik Bahçeleri’nin sekiz hektarlık Gallop Yolu Uzantısı’nda (Gallop Extension) gerçekleştirdikleri proje ile Singapur Mimarlar Birliği’nin (Singapore Institute of Architects) verdiği 2023 Yılın Tasarım ve Tasarımcısı Ödülü’nün almaya hak kazanan bir mimarlık firması. Kay Ngee ayrıca Singapur'un tüm disiplinlerdeki tasarımcılara ve tasarım projelerine verdiği en büyük ödül olan, prestijli Başkanlık Tasarım Ödülü'ndeki Yılın Tasarımcısı Ödülü’nün (President’s Design Award 2023) de sahibi.

        Minimal tasarımıyla ön plana çıkan Tariria, amacına uygun dizayn edilebilen dört bölümden oluşuyor. Mekânın Giriş Salonu, 120 - 150 kişi kapasitesi olan lounge, restaurant, cafe bistro ve fuaye olarak hizmet verebilecek çok amaçlı bir alan. Yapının ana etkinlik salonuna geçiş yapılan bu bölüm, konsept ve amaca uygun olarak farklı biçimde kurgulanabiliyor. Tariria’nın ana Salonu ise 750 - 800 kişiyi ağırlayacak şekilde tasarlanmış. Zemin kat ve asma katları dahil olmak üzere bu salon, çok amaçlı etkinliklere ev sahipliği yapacak donanıma sahip. Yapının diğer bir bölümü olan Menua Resturant, Van Gölü ve Süphan Dağı manzarası eşliğinde Van ve çevresinin yöresel yemek kültürünü yansıtan gastronomi deneyimleriyle hizmet veriyor. Restoranın Operasyon Direktörü Özgür Boz ve Executive Chef Okan Okur tarafından yönetilen mutfağı bölgenin yerel reçetelerini modern bir yaklaşımla harmanlayarak misafirlere unutulmaz lezzet şölenleri yaşatmayı hedefliyor. Ana restoran salonu 60 kişilik kapasitesiyle özel organizasyonlar için ideal bir ortam sunarken açık mutfağın bulunduğu salonda Şef Masası, deneysel lezzetler ile 20 kişiye servis sağlayabiliyor.

        ÖNERİLEN VİDEO

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ