Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Del Toro’nun en iyi 10 performansı

        OLAĞAN ŞÜPHELİLER 1995

        (The Usual Suspects) Yön: Bryan Singer

        Christopher McQuarrie’nin bir polis araştırması nedeniyle bir araya gelen 5 suçlu hakkındaki sürpriz finalli bu harika senaryosu, sadece yönetmen Bryan Singer’in çıkış filmi olmadı. Oyuncularının da tanınmasını sağladı. Bunlardan biri Fenster rolündeki Benicio Del Toro’ydu. Sıralamada ortada duran, en uzun boylu ve kendine güvenli adamdı. Yakışıklı ve yetenekliydi. Dahası, bu filmle birlikte aranan bir karakter oyuncusu olmayı başardı.

        VEGAS'TA KORKU VE NEFRET 1998

        (Fear and Loathing in Las Vegas) Yön: Terry Gilliam

        Hunter S. Thompson’un romanından sinemaya uyarlanan bu deneysel filmde Duke (Johnny Depp) ile Dr. Gonzo’yu (Del Toro), uyuşturucu dolu bir otomobille Nevada Çölü boyunca seyahat ederken tanırız. Muhabir Duke’un amacı, Las Vegas’ta bir motosiklet yarışmasını haber yapmaktır. Dr. Gonzo da ona eşlik eder... Film, iki arkadaşın sadece başlarına gelenleri değil uyuşturucu etkisi altındaki zihinlerinde olup bitenleri de yansıtıyor. Eleştirmen ve seyircileri ikiye bölen, seyri zor bir kara komedi.

        SNATCH 2000

        Yön: Guy Ritchie

        Londra suç dünyasından renkli bir kesit aktaran bu kara komedide her karakterin kendine göre bir derdi ve hedefi var. Del Toro’nun oynadığı Franky “Four Fingers” da bunlardan biri. Belçika’da çaldığı elmasları iyi bir paraya satmaktan başka amacı yok ama herkesin birbirini arkasından vurmaya çalıştığı suç dünyasında işi hiç kolay değil. Del Toro, tadı damakta kalan bu suç komedisinde oyuncu olarak üstüne düşeni fazlasıyla yapıyor.

        TRAFİK 2000

        (Traffic) Yön: Steven Soderbergh

        Stephen Gaghan’ın senaryosundan sinemaya aktarılan ve 2001’de 4 Oscar kazanan film, uyuşturucu ticaretini farklı perspektiflerden anlatıyor. Olaylara kullanıcı, satıcı, kaçakçı, politikacı ve polislerin gözünden bakan film üç öykü üzerinden ilerliyor. Benicio Del Toro karteller arasındaki mücadelenin ortasında kalan polis memuru Javier Rodriguez’i canlandırıyor. Del Toro, öykünün anahtar karakterlerinden biri olan vicdanlı ve dürüst Javier rolündeki performansıyla en iyi yardımcı oyuncu Oscar’ını kazanmıştı.

        21 GRAM 2003

        (21 Grams) Yön: Alejandro G. Inarritu

        Guillermo Arriaga’nın senaryosundan uyarlanan film, bir otomobil kazasıyla kaderleri kesişen üç insanın hikâyesini anlatıyor. Film, geçmiş, gelecek ve şimdi arasında gidip gelen sırasız ve düzensiz bir kurguyla ilerliyor. Del Toro, alkol ve uyuşturucu bağlılığından kurtulmaya çalışan, hayatın anlamını dinde arayan eski mahkûm Jack Jordan karakterini canlandırıyor. Del Toro, filmdeki performansıyla yardımcı erkek oyuncu dalında Oscar’a aday olmuştu.

        GÜNAH ŞEHRİ 2005

        (Sin City) Yön: Frank Miller, Robert Rodriguez

        Frank Miller’in aynı adlı serisinden sinemaya uyarlanan filmin en çarpıcı yanı, resimli roman estetiğinin sinemasal karşılığını arayan görsel vizyonuydu. Her şey yer yer renklerin oynaştığı, siyah beyaz, karanlık ve kirli bir dünyada geçiyor. Ancak oyunculuk en az görsellik kadar önemli. Farklı bir imajla karşımıza gelen Del Toro, kısa süreli rolünde üstüne düşeni fazlasıyla yapıyor ve kötü adam Jackie Boy ile filmin akılda kalıcı karakterlerinden biri olmayı başarıyor.

        CHE 2008

        Yön: Steven Soderbergh

        “Che: Part One” ve “Che: Part Two” başlıklarıyla iki ayrı film olarak gösterilen “Che” toplam 4 saat 39 dakikalık uzunluğa sahip. Film, Latin Amerikalı efsanevi devrimci Ernesto “Che” Guevara’nın hayat hikâyesini anlatıyor. Biyografik bir film ama kronolojik bir akıştan ziyade Che’nin hayatından farklı kesitleri bir araya getirmesiyle öne çıkıyor. İlk bölüm Küba Devrimi’ne ikinci bölümse Che’nin Bolivya’daki mücadelesine odaklanıyor. Del Toro, filmdeki rolüyle Cannes’da en iyi erkek oyuncu ödülünü kazanmıştı.

        DÜŞ VE GERÇEK 2013

        (Jimmy P.) Yön: Arnaud Desplechin

        Amerikan kızılderilisi Jimmy P. (Benicio Del Toro) kronik baş ağrısı ve yaşadığı geçici körlükler nedeniyle hastaneye yatar. Doktorlar sorunun psikolojik olduğuna karar verir ama onunla iletişim kuramazlar. Çözüm için Georges Devereux (Mathieu Amalric) adında Doğu Avrupa kökenli bir etnolog – psikoanalisti göreve çağırırlar. Film bu iki yalnız ve dışlanmış adamın başarıyla altından kalktıkları terapi sürecinin öyküsünü anlatıyor. Del Toro, yaşanmış bir hikâyeden uyarlama olan filmde gösterişsiz ve duyarlı bir performans koyuyor ortaya.

        ESCOBAR: KAYIP CENNET 2014

        (Escobar: Paradise Lost) Yön: Andrea Di Stefano

        Kanada’dan Kolombiya’ya gelen ve “uyuşturucu baronu” Escobar’ın yeğenine âşık olan sörfçü Nick’in öyküsü... Her şey Escobar’ın Nick’ten masum birini öldürmesiyle başlıyor ve flash-back sahnelerle sürüyor. Film belki çok parlak değil ama Del Toro, Escobar’a getirdiği sakin, sade ve inandırıcı yorumla filme adeta hayat veriyor. O noktada, böyle müthiş bir oyuncu bulmuşken neden doğru dürüst bir Escobar biyografisi çekilmediğini sorguluyor ve “yazık olmuş” diyorsunuz.

        SİCARİO 2015

        Yön: Denis Villeneuve

        “Trafik” ile birlikte en iyi uyuşturucu karteli filmlerinden biri. Film sadece “ateşin düştüğü yer”de yaşayan Meksika halkının acılarına insani ve duyarlı bir yaklaşım getirmiyor. “Kötülerle savaşırken her yol mübah mıdır, değil midir?” sorusunu da ele alıyor. FBI ajanı Kate Macer (Emily Blunt) film boyunca, organize suçla savaşırken neyin doğru neyin yanlış olduğunu kestiremeyen çelişkili ve pasif bir karakter. Onun karşısında ise Del Toro’nun oyunculuk sanatını konuşturduğu, esrarengiz ve karanlık Alejandro karakteri var.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ