Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar ‘Bu film bir Hangover çakması değil’

        EKİN TÜRKANTOS / HABERTÜRK PAZAR

        3 mahalle delikanlısının bir gecede başlarına gelen talihsiz olaylar, komedi filmi “5 Dakkada Değişir Bütün İşler”in konusu. 16 günde çektikleri filmin yönetmeni ve 2 oyuncusuyla bir araya gelip “5 dakkada neler değişir?”i konuştuk

        Bülent Şakrak, Haki Biçici ve Kaan Turgut’un başrollerini paylaştığı, yönetmenliğini Orçun Benli’nin üstlendiği ‘5 Dakkada Değişir Bütün İşler’, vizyona girdi. Hangover tarzındaki komedi filmde, bir şans oyunundan 3 kafadarın kazandıkları parayla soluğu pavyonda almasıyla hayatlarının bir gecede değişmesi konu ediliyor. “Hangover çakması” diyenlere yönetmenin cevabı net: “Bu film bir Hangover çakması değil”. Yönetmen Orçun Benli, oyuncular Bülent Şakrak ve Haki Biçici ile buluştuk.

        Projeye “Evet” dedirten neydi?

        Bülent Şakrak: Orçun, zekâsına güvendiğim eski arkadaşım. Daha önce çalışma fırsatımız olmamıştı. Sonra kadroya baktım. İyi kurgulanmış, kendi içinde anlatmak istediği şeyi doğru bir mizahla anlatan bir senaryoydu.

        Haki Biçici: Dinamik bir senaryoydu. Gerçekten okurken bir oyuncunun kafasında keyifli bir biçimde canlanıyordu. Üçlü yaratmak pek basit bir şey değil. Ben daha önce hiç üçlü oynamamıştım. Filmimiz çok güzel oldu.

        Sizin eğlendiğiniz, monoton bulduğunuz, hayatınızda bire bir örtüştürdüğünüz yönleri nelerdi?

        Bülent Şakrak: İçinde bulunduğumuz ülkede Aziz Nesin’in resimleri doğrandı. Aslında film, bu ülkede herkesin başına gelebilecek bir hikâyeyi anlatıyor. 3 arkadaşın niyetinin çok dışında gelişen şeyler oluyor. Bu ülkede, 90 yaşında birine askerlik tezkeresi nasıl geliyorsa ya da bir kadına veya mezardaki birine, bu da bir mizah aslında. Filmde de çocuklar bir şans oyunu oynuyor. Hayal ettikleri para çok büyük ama almaya gittiklerinde o geceyi de kurtaramıyor maalesef. Bu yüzden çeşitli şeyler geliyor başlarına. Bir anda ülkenin en önemli adamları oluyorlar. Kenar mahallenin 3 adamı ve temiz çocuklar. Kimseye bilerek, isteyerek zarar verecek tipler değil. Senaryoyu bu anlamda değerlendirdiğimizde kesinkes klişe değil.

        Haki Biçici: Filme izleyici olarak baktığımda ilgimi çekecek kısmı suça yaklaşımı olur. Çünkü mevcut dünya düzeninde suçlu olma ihtimalimiz yüksek. Bu ihtimal trafikte olabilir, bir sosyal arbede sırasında olabilir, televizyonda söylediğimiz bir sözle ilgili olabilir. Bütün insanların ilgisini çekecek olan kısmı, bir anda suçlu olma hali. Bu durum izleyicinin hem ilgisini çekecek hem de kendi başına gelmediği için eğlenecek.

        Ne yazık ki kendi başına gelmeyene gülme durumu...

        Haki Biçici: Geleneksel komedide de vardır bu ve maalesef güleriz.

        Bülent Şakrak: Chaplin yıllarca bunu yaptı, ezilen alt kültürdeki insanların hayatını işledi. Acı çektikleri ve aslında kötü duruma düştükleri şeyi komikmiş gibi işledi ve biz onlara hep güldük. Azıcık egzajere ettiğimiz anlar vardır ama genel olarak yüzdeye vurmak gerekirse yüzde 80 ahlaklı bir film yaptık. Yönetmeni, set arkası, oyuncusu herkes kafa yordu. Uykusuzluklar da yorgunluk da helal.

        Bu kadar yoğun tempodan sonra böyle dile getiriyor olmak özel bir şey.

        Bülent Şakrak: Çünkü bir sürü iş yapıyoruz. Şükürler olsun ki para kazanıyoruz ama her işe koşarak gitmiyoruz. Bu bir gerçek. Normalde uzun metraj filmler 1.5 ayda çekilirken biz bu filmi 16 günde bitirdik. Ve erken bitmesine gerçekten üzüldük.

        Haki Biçici: Televizyonda yaptığımız işlerde genelde yüzde 100 mutlu olamıyoruz. Gelen senaryolarda ne toplumsal ne siyasi hiciv var. O yüzden sinema televizyona göre daha rahat Türkiye’de.

        Senaryoya ekleyip çıkardığınız şeyler oldu mu?

        Bülent Şakrak: Çok. Orçun bugüne kadar çalıştığım en iyi yönetmenlerden biri. Samimiyetimle söylüyorum, hayatı çok kolaylaştırıyor. Oyuncu olarak özgür hissettim. 18-20 senedir bu işi yapıyoruz, dolayısıyla fikrimiz var. Bunları gençken anlatamadık, anlattırmadılar. Ya da biz cesaret edemedik. Orçun gibi biriyle çalışmak büyük şans oldu. Bir sürü şeye müdahil olma durumunda bizi özgür bıraktı. Hatta cast’ı oluştururken bile fikrimizi aldı. Nezih Tuncay da bir omuz attı sağ olsun, büyük üstadımız.

        Ne kadar şanslısınız, oyuncular “Keşke bitmeseydi” diyor film süreci için... İkincisi olacak mı filmin?

        Orçun Benli: Ben de sette çok keyif aldım. Ama her güzel şeyin bir sonu var. İkincisi olacak. Film biterken araya bir sekans giriyor, ikinciye çengel atıyor. Bu film bir Hangover çakması değil. Turkish Hangover denildiğinde filmdeki mevzuyu anlıyorsun. Bir gece yaşanır ve sabahına hatırlamazsın. Bu gerçekte yaşanmış bir olaydan esinlendi. 3 arkadaş böyle bir durum yaşadı ve o gece İstanbul karıştı. Olayın çözülmesi 2 gün sürdü.

        “5 dakkada değişir işler” gibi hayatınıza çok belirgin, keskin çizgiler oldu mu?

        Bülent Şakrak: Bir sabah uyandım babamı kaybettiğimi öğrendim, bir sabah konservatuarı kazandığımı öğrendim. 1999’da “Yılan Hikayesi” dizisi ilk işimdi, 4 haftada ünlü oldum.

        Proje öncesi ruh haliniz nasıldır?

        Bülent Şakrak: İnsan sevdiği zaman iyi olsun istiyor. İyi olursa bu adam film çekmeye devam edecek, ben de oynamaya.

        Orçun Benli: Türkiye’de gişe filmi ve sanat filmi ikiye ayrılıyor. Recep İvedik yerden yere vuruldu ama sosyolojik temelleri barındıran 7 milyonluk gişesi olan bir filmdir.

        Bülent Şakrak: İzlediğimde ben gülüyorum.

        Orçun Benli: Amerika’da Peters Sellers var. Komedinin birçok türü var. Türkiye’de de öyleydi. Geçmişte “Civciv çıkacak kuş çıkacak” diye erotik komediler de yapılıyordu. Sonra “Şabanoğlu Şaban”, “Kibar Feyzo” vardı. 30 yıl sonra halen izlenen filmler.

        TEMMUZ SONUNDA BİR FİLM ÇEKİMİ

        Bundan başka yeni projeler var mı?

        Orçun Benli: Vizyon sonrası duruma göre ikincisini çekebiliriz. Ama onun dışında bir araf komedisi düşünüyoruz. Araf filmleri yapıldı ama bir kara komediden yola çıkacağız. Yol üstü bir motelde geçen, Azrail ve sorgu meleklerinin olduğu bir kefaret hikâyesi aslında.

        Bülent Şakrak: Temmuz sonunda bir mahalle hikâyesini konu alan diziye başlıyorum. Ayrıca tiyatro devam ediyor, 39 Basamak, Zorlu PSM’de; Testesteron’da oyunu ise Oyun Atölyesi’nde...

        Haki Biçici: Temmuz sonunda bir film çekimimiz olacak.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ