Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar ‘Brezilya’da iş fırsatlarını araştırıyorum’

        Murat GÜLOĞLU / HT PAZAR

        Nazlı Tolga, 7 yıl boyunca televizyonda ana haber bülteni sundu. Ve geçen hafta "anchor woman"lığı bir kenara bıraktı, aşkının peşinden gitmeyi tercih etti. Evleniyor, Brezilya'ya yerleşiyor. Son 15 yılımız neredeyse dip dibe geçti Nazlı'yla. Arkasından barajlar dolusu su döksem de, ayrılmamız zor olacak, kesin!

        Nazlı Tolga, 7 yıl Fox'ta ana haber bülteni sundu. Sayısız ödül, sayısız övgü aldı. Öyle güzellik yarışmalarından falan da fırlayıp gelmedi. Gazetecilik okudu, en dipten stajyer olarak mesleğe başladı. Zaten yollarımız da o yıllarda kesişti ve dostluğumuz yürüdü gitti. Sonra geçen ocak ayının bir günü geldi ve "Ben evleniyorum" dedi. Daha kimse bilmiyordu. "Oh be, nihayet" dedim, şakayla karışık. "Ama Brezilya'ya yerleşeceğim" diye karşılık verdi; ciddiydi. "Eee işin gücün, ailen, arkadaşların ne olacak" diye soracaktım ki, gözlerinde aşkın kıvılcımlarını gördüm. Sorularıma cevap bulmuştum aslında. Koşulsuz destekledim kararını. Mesleğinin zirvesinde kariyerini bir kenara bıraktı, aşkın sularına bıraktı kendini. Sağlam haberciydi, sağlam aşk kadını olduğunu da ispatladı.

        Nazlı'nın son yayını da hayli duygusaldı. Sesi titredi, gözleri doldu. Bülten sonunda herkes ona veda etmek için stüdyoya girdiğindeyse gözyaşları sel oldu. Sonra da her şeyi HT Pazar'a anlattı...

        Gelin olmuş gidiyorsun, heyecanlı mısın?

        Çok heyecanlıyım tabii ama son ayım zor geçti.

        Neden?

        Veda etmeye hazırlandığım için. İşi, sevdiklerimi bırakıyorum diye.

        Son 1 ayda gel-gitler yaşadın mı?

        Çok yoğun bir aydı. Malum, Türkiye'de yaşananlar beni de yıprattı, gerdi, üzdü. Bir de ben veda etmeye hazırlandığım için epey zorlandım.

        Teklif ne zaman geldi?

        Ocakta.

        Nasıl emin oldun enişteden?

        İnsan bir şekilde hissediyor herhalde. "Neden" diye sormadan bir anda çok emin oluyorsun.

        O derece yani?

        Evet, o kadar güçlü yani.

        ENİŞTE BAŞKAN YARDIMCISI!

        Enişte, Lawrence D. Brenninkmeyer ne iş yapar?

        C&A mağazalarının Brezilya'daki operasyonlardan sorumlu başkan yardımcısı.

        Türkiye'de bulundu mu?

        6 sene, Brezilya'dan önce Türkiye'den sorumluydu çünkü.

        Tanışıyor muydunuz o dönem?

        Ortak arkadaşlarımız sayesinde bir kaç kez karşılaşmıştık.

        Ciddi, çılgınca bir karar değil mi?

        Çok ciddi bir karar. Zaten kararı aldıktan sonra sen ve birkaç arkadaşım hariç herkes "Deli misin" diye sordu. Destekleyenler de oldu, çok olumsuz tepkiler de.

        Neden olumsuz tepki almış olabilirsin?

        Şunu söylediler: "Kariyerinde en üst noktaya ulaştın, herkes senin yerinde olmak istiyor. Deli misin bunları bırakıyorsun." Bunun "intihar" olduğunu düşünenler bile oldu.

        Allah Allah... Sektörden insanlar mı söyledi?

        Çalışma arkadaşlarımdan söyleyenler oldu.

        Ya destekleyenler?

        Beni daha yakından tanıyanlar. Hayatta nelere değer ve önem verdiğimi bilen insanlar. Mutluluğumu istiyorlar.

        Ailen...

        En başta ailem destekledi. En zoru onlar için ama hep yanımdalar.

        Mesafe de uzak, ta Brezilya...

        En çok ailemden ayrılmak zorlayacak.

        Karşı çıksalar bile bildiğini okurdun...

        Ben hep bildiğimi okurum.

        'SAO PAULO İLE İSTANBUL'U ÇOK BENZETİYORUM'

        Nasıl bir evliliğin olacak?

        Umarım güzel olacak.

        Çocuk?

        İstiyorum tabii.

        Kaç tane?

        Kısmet.

        Enişteyle konuşuyor musunuz çocuk mevzularını?

        Tabii ki. Ortak hayallerimiz var, aile olmakla ilgili.

        Brezilya farklı bir kültür. Nasıl uyum sağlayacaksın?

        2 kez gittim. Sao Paulo ile İstanbul'u çok benzetiyorum. Orası da çok büyük, 20 milyonluk bir şehir. İstanbul tabii ki çok daha güzel.

        Nesi cezbediyor seni?

        İnsanlar hayattan zevk alıyor, çok sıcakkanlılar. Brezilyalı olmasan da sana kucak açıp, hemen sohbete koyuluyorlar. Rahatlar. Beni heyecanlandırıyor... Zorlanacağımı sanmıyorum, dostluklar edindim. Bir an önce Portekizce öğreneceğim.

        Ne yapacaksın ki?

        Çok iyi gazetecilerle, televizyoncularla tanıştım. İş fırsatlarını araştırıyorum, duramam ki zaten çalışmadan.

        Medya üzerine mi?

        Umarım; istediğim o. Benim işim habercilik. 15 senelik bir tecrübem var nihayetinde.

        Zaten buradan da teklifler var?

        Evet. Ayda birkaç kez gelip bazı projeler de gerçekleştirebilirim. Projeler, teklifler var.

        İnternet denen bir şey var...

        Bunu İngilizce'yle de yapabilirim ama Portekizce'yi kıvırmak ilk hedefim. Sosyal medyada daha da aktif olacağım. Kendi web sitemi kuruyorum. Buradan kopmaya pek niyetim yok.

        Daha önce olsa?

        5 sene önce olsa bu kadar cesur bir karar veremezdim. Çünkü işimle ilgili yapmam gerekenleri daha yapmamıştım.

        Artık...

        Spikerliği bırakabilecek ya da ara verebilecek duruma geldiğimi hissediyorum. Başka şeyler başarma zamanı.

        Haber aşkı...

        Mesleğe 31 Ağustos 1998'de başladım. İnsanlara haber verebilmek bence dünyanın en güzel işlerinden biri.

        Mevzu koltuğu bırakmak değil yani...

        Asla. Bir koltuğu bırakmak, habercilik tutkusunu bırakmak anlamına gelmiyor. Habercilik farklı şekillerde, farklı yerlerde de yapılacak bir iş.

        Hele ki günümüz şartlarında...

        Aynen. Dünya bu kadar küçülmüşken habercilik her şekilde yapılır.

        Uğur Dündar'la çalıştın, sonra rakip oldun?

        Ben Kanal D'ye başladığımda Uğur Dündar en tepedeki isimdi. O saygı her zaman vardı ve olacak da. Onların tecrübesine ulaşmak için 30 sene yolum var, rakip demem mümkün değil.

        'ONU YABANCI SEVEN KIZLARA SORMAN LAZIM'

        Bu adam nasıl bir tip ki, Türk erkeklerini ekarte edip seni kaptı?

        Türk ya da yabancı olmakla alakası yok bunun. Benim için ırk, dil, din ayrımı yoktur. Yabancı, Türk ayrımı olmayan bir okulda okudum.

        Kızlar yabancı sever ama... Daha mı iyi anlıyorlar kadın ruhundan?

        Onu yabancı seven kızlara sorman lazım. Kadın daha değerli ve güçlü bir figür Avrupa'da. Kadının toplumdaki, ilişkilerdeki, evlilikteki yeri daha değerli orada.

        Kadına şiddet haberlerini çok sundun...

        En hassas olduğum, en dayanamadığım meselelerden biri. Dünyanın her yerinde var, bizde daha fazla. Şimdi daha da aktif olabileceğim bir döneme giriyorum.

        Derneklerde çalışır mısın?

        Görüşmelerini ve alt yapısını hazırladım. Çocuklara ve kadınlara yönelik yardım kuruluşlarında görev alacağım.

        Türkiye'yi tanıtmak adına ne yapacaksın?

        Onu da çok istiyorum. Sao Paulo da sadece 1000 Türk var; yeterince tanımıyorlar.

        Son yayının nasıldı? "Ben ne yapıyorum yahu" diye düşündün mü?

        Zordu. İnanılmaz duygulandım Murat. Son yayınımdan birkaç hafta önce Fox'ta her anımı kameraya çekmeye başladılar. Bana da o zaman dank etti zaten.

        Son yayında neler oldu?

        Her şey normaldi. Birkaç çiçek gelmişti, çok duygulandım. Yayın öncesi ağladım. Sonra Fox ailesi bir pasta sürprizi yaptı, herkes oradaydı. Benimle ilgili konuşmalar oldu, bir kez daha ağladım. Çok güzel, çok severek gönderdiler.

        Kimseye nasip olmaz böylesi...

        Bir kameraman arkadaşım, "20 senedir sektördeyim, böyle veda görmedim dedi."

        Reklam anonsunu bile zar zor yaptın...

        Ki ben duygularımı çok kontrol ederim. "Yayında robot gibisin" bile derler, ama bu sefer beceremedim. Orada sesim çok titredi.

        Bir metin yazmıştın...

        İlk okumaya başladığımda yapamayacağım sandım. Sesim titredi, gözlerim doldu. Sonra, "Nazlı bu bir yayın" deyip profesyonelliğe döndüm, yayını nihayetlendirdim.

        Ağlasaydın, tutmasaydın kendini...

        O zaman yayını kapatamaz, veda edemezdim. Teşekkür ettim. Yayını kapatırken herkes stüdyoya geldi ve canlı yayında vedalaştık.

        'Sao Paulo'daki gösterilerden korkmadım'

        Sana "hasta" olan izleyicilerin de var. Onlar nasıl ayrıldı senden?

        Evlilik haberlerim medyaya yansıyınca bazıları tepki gösterdi, sonra hep iyi dilekler aldım.

        Sunduğun son haberlerden biri Sao Paolo'da çatışma haberiydi. Korktun mu?

        Çok uzak iki ülke ama eylem kültürü bile aynı olabiliyor. Hayır, korkmadım. Çok yabancılık çekmeyeceğim.

        Nasıl bir aile eşininki? Kaynana, kayın peder falan...

        Birbirine çok bağlı ve çok mutevazı bir aile.

        'Evlilik tarihi mesleğe başlangıcımın yıldönümü'

        Evlilik tarihi?

        Mesleğe başlangıcımın yıldönümü, 31 Ağustos 2013 olacak. Tam 15 yıl.

        Özellikle mi?

        Tamamen tesadüf. Sonradan fark ettim.

        Düğün nerede?

        İstanbul'da...

        Damat tarafı buraya mı geliyor?

        Evet.

        Din farkı sıkıntı yaratır mı?

        Hayır, asla. Birbirimizin inançlarına saygılıyız ve ötesinde çok güçlü bir bağ ile bağlıyız.

        Bu evlilik olmasaydı ne olacaktı acaba?

        Yoluma devam edecektim. Fakat hayat öylesine garip ki!

        Neydi 1 yıl önceki durumun?

        1 yıl önce hayatım bambaşka bir yerdeydi. Tam bu zamanlar 2'nci Altın Kelebek'i aldım. Türkiye'den ayrılmak, evlenmek, işi bırakmak aklımın ucundan geçmezdi. O yüzden hayatta asla plan yapmayacaksın.

        'Güzellik göreceli'

        Çok güzelsin maaşallah! Başarında etkisi oldu mu acaba?

        Güzellik işimin parçası olmadı. Televizyon görsel bir iş olduğu için ekranda profesyonel görüntü vermek çok önemli. Güzellik göreceli.

        Ekranda önemli olan ne?

        Güzellik ya da yakışıklılık değil. Önemli olan haberi dogru anlatmak, inandırıcı ve ikna edici olmak. Bir de kimi karizma der kimi ekran ışığı, izleyiciyi ekrana bunlar bağlıyor galiba.

        İzlenmek için diğer mühim faktörler neler?

        Profesyonel görüntü demiştim ya, doğru giyinip doğru makyaj yapacaksın, saçını doğru tarayacaksın, tavrını doğru koyacaksın, elini ayağını doğru kullanacaksın.

        Saçların çok dikkat çekiyor?

        Evet öyle oldu. Aklıma geldi şimdi; staj dönemimde ünlü bir yönetmen "seni şampuan reklamında oynatayım" demişti. Ben de "Hayır istemiyorum, ben gazeteci olacağım" demiştim. Sonra bu saç meselesi sürekli karşıma çıktı. Saçımın rengini çok soruyorlar.

        Nedir peki?

        Kendi rengi. Hiç boyatmadım; en fazla birkaç kez bir iki paket balyaj yaptırdım. Çok işlem görmediğinden sağlıklı kalıyor herhalde.

        Reklamlarda oynaman için de bol bol teklif geliyor...

        Evet geliyor.

        Gezi protestoları için ne diyorsun?

        Ahmet İnsel'in güzel bir tanımlaması var; "Haysiyet Ayaklanması" diyor. Protestolar ilk başladığında söylemişti bunu.

        Seni ne etkiledi?

        İnsanların bir şekilde düşünce ve hakları için güzel yollarla eylem yapmaya başlamaları. Mizah da beni çok etkiledi. Beni çok umutlandıran bir şey de 90'lılar. Apolitik yetiştirildik biz.

        Böyle bir ortamda habercilik nasıldı senin için?

        Habercilik çok zor bir dönemden geçiyor fakat umutluyum.

        Nazlı Tolga, müstakbel eşi hakkında pek konuşmak istemiyor ama Vikipedi'ye bakmak yeterli. Lawrence D. Brenninkmeyer'in ailesi, Forbes Dergisi'ne göre Hollanda'nın en varlıklısı...

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ