Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar 'Korkusuz Korkak' filminin 'Gaddar Kerim'i yıllar sonra ortaya çıktı: Ölmeden mezarlığımı yaptırdım! - Magazin haberleri
        1

        AYTEKİN TEKER / ateker@haberturk.com

        Yeşilçam döneminde yönetmenler ve rejisörler karakter oyunculuğuna çok önem verirdi. Erol Taş, Hüseyin Peyda, Bilal İnci ve Hayati Hamzaoğlu gibi aktörler Türk sinemasının aranılan oyuncularıydı. Bu isimlerin biri de Yılmaz Güney ile tanışmasının ardından hayatı değişen Hikmet Taşdemir.

        2

        Onu, deri eldivenleri, omzundaki pardesüsü, pilot gözlükleri ve acımasız sert bakışlarıyla ya kiralık katil ya da mafya babası olarak izledik. 60'dan fazla filmde rol aldı. Kemal Sunal ile kamera karşısına geçtiği 'Korkusuz Korkak'ta 'Gaddar Kerim' ve 'Umudumuz Şaban'daki 'Mardinli Arif' karakterleriyle hafızlara kazındı.

        3

        Ancak sonrasında pek çok Yeşilçam yıldızı gibi yavaş yavaş sinemadan uzaklaştı. Yakın zamanda da 57 yıllık hayat arkadaşı olan eşini kaybeden Taşdemir ile Silivri'deki mütevazı evinde buluştuk ve koyu bir sohbete daldık.

        4

        HADEMELİKTEN AKTÖRLÜĞE...

        Erzurum doğumlu olan Hikmet Taşdemir, sinemaya adım atmadan önce astsubay babasının tavsiyesi üzerine Erzincan Askeri Lisesi'ne girmiş. Ancak Taşdemir okulu bırakınca babasıyla kavga ederek önce Ankara'nın sonra da İstanbul'un yolunu tutmuş.

        5

        80 yaşındaki oyuncu, o dönemleri şöyle anlatıyor: Annem ile babam ben 3 yaşındayken boşanmış. Babamın ikinci evliliğinden 10 kardeşim var. Üvey annem, öz annelik yaptı bana. Erzincan Harp Okulu'nu bırakınca babam beni evden kovdu. Sonra fabrikaya işçi olarak girdim. Sol elimin baş parmağını makinaya kaptırdım. Öncelikle Ankara'ya gittim. Sağlık Bakanı Edip Somunoğlu babamın arkadaşıydı. Yatacak evim yoktu. Hacettepe Hastanesi'ne hademe olarak gönderdi ama orada da yatacak yer yoktu. Sonra bir hastaneye daha gönderdi orası da olmayınca en sonunda beni İstanbul'a gönderdi. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne girdim. Zaten filmlerdeki gibi sert ve sinirli bir adamım. 14 numaralı koğuşa verdiler. Oradaki hastaların durumu da çok ağırdı ve beni de etkilemişti. Ardından hemşireler yemekhanesinde çalışmaya başladım. Eşimle de burada tanıştım.

        6

        HAYATINI YILMAZ GÜNEY DEĞİŞTİRMİŞ

        Sinemaya Yılmaz Güney sayesinde başladığını belirten Taşdemir, "Eski Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna benim askeri lisede eğitim gördüğüm dönemde Gümüşsuyu Askeri Hastanesi'nde asabiye mütehassısıydı. Yılmaz Güney'in psikoloğuymuş. Bir gün yanına gittiğimde odasında Yılmaz Güney'i gördüm. Bir dönem elektrik fabrikasında çalışırken sol elimdeki bir parmağım kopmuştu. Onun için o elimi hep cebimde gezdirirdim. Çok dikkatliydi Yılmaz, 'Elini cebinden çıkarsana' dedi. 'Sanane' diye karşılık verdim kısa bir gerginlik yaşadık. Yıldırım Aktuna da 'İlk defa parmağı kopan sen misin çıkar elini' dedi. O dönemde de Yılmaz Güney'in 'Umutsuzlar' diye bir filme başlayacaktı. Allahın işi, senaryoda 9 parmaklı kiralık katil rolü vardı. Teklifini başta geri çevirdim. Sonra gömleğimin cebine kartını koydu. Bir gün eşim gömleğimi yıkarken kartı bulmuş. Sonra Taksim'deki yazıhanesine gittim ve teklifi kabul ettim. 'Parmaksız' isimli katili canlandırdım ve Türkiye'de ilk defa jön olarak ölen Yılmaz Güney'i ilk silahla vuran bendim. O şeref bana ait. (Gülüyor)" dedi.

        7

        'Umutsuzlar' filminin ardından talihi açılan Taşdemir, 'Baba', 'Mahkum', 'Leyla İle Mecnun', 'Battal Gazi', 'Asiye Nasıl Kurtulur' ve 'Batsın Bu Dünya' gibi filmlerde rol alsa da asıl çıkışını Kemal Sunal filmleriyle yaptı.

        8

        "KEMAL SUNAL FİLMLERİ İLE TÜM TÜRKİYE'DE TANINDIM"

        'Umudumuz Şaban' ve 'Korkusuz Korkak' filmlerinin kendisi için yerinin çok ayrı olduğunu belirten Taşdemir, sözlerine şunları ekledi: 60'dan fazla film çektim. Yılmaz Güney, Türkan Şoray ve Tarık Akan gibi değerli oyuncularla pek çok filmde yer aldım ama 'Korkusuz Korkak'ta 'Gaddar Kerim' ve 'Umudumuz Şaban'da 'Mardinli Arif' karakterleriyle tüm Türkiye beni tanıdı.

        9

        "16 YIL BAKKAL İŞLETTİM"

        Taşdemir, "Geçiminizi nasıl sağlıyorsunuz?" sorusunu, "Emekli maaşımla geçiniyorum. İki tane yerden de kira gelirim var. Bana yetiyor." şeklinde yanıtladı. Bir dönem bakkal açtığını belirten oyuncu, "16 yıl bakkal işlettim. Oradan da iyi para kazandım." dedi.

        10

        Sektörden görüştüğü kimsenin kalmadığını söyleyen Taşdemir, "Bugüne kadar pek çok insan ile tanışmama rağmen 3-5 kişi sayabilirim dost olarak onlar da hayatta değiller. Karakterim beni insanlar hep uzak tuttu." ifadelerini kullandı.

        80 yaşına rağmen hala dinç olan Taşdemir, "Her gün yürüyüş yapıyorum. Alkolüm, sigaram yok. Elimden geldiğince de egzersiz yapıyorum. Bahçe işleriyle uğraşıyorum." dedi.

        11

        Yakın zamanda 57 yıllık eşi Rafiye Hanım'ı kalp krizi nedeniyle kaybeden Taşdemir, eşine olan özlemini dile getirirken gözleri doldu. Taşdemir, eşinin mezarının yakınlarına da kendi mezarlığını yaptırmış.

        12

        MEZARLIĞINI YAPTIRDI: YERİM HAZIR OLSUN İSTEDİM

        Taşdemir, "Oğlum ile görüşmüyorum. Annesinin cenaze törenine bile gelmedi. Onun gelip de benim mezarımı yaptırıp yaptırmayacağından şüphe ettim. Kimseden de bir beklentim yok, yerim hazır olsun eşime yakın olmak istedim." dedi.

        13

        Usta oyuncu, bir gün eşinin mezarını ziyarete geldiğinde yaşadığı ilginç bir olayı da anlattı:

        Eşime dua ettikten sonra benim boş mezarıma dua eden bir karı-koca gördüm. Beyefendiye 'Selamunaleyküm' dedim. 'Aleykümselam' dedi. Ardından da 'Allah kabul etsin' dedim, 'Sağol' diye karşılık verdi. Sonra da 'Tanıyor muydunuz?' diye sordum. Ardından da sinirlendi, 'Yahu ne kadar çok soru soruyorsun?' diye sitem etti. Dönüp bakınca şaşırdı. 'Yaşarken bana dua ediyorsun Allah razı olsun' dedim. Nereden bilsin mezarlığının içinde biri olmadığını. (Gülüyor)

        14

        "BENİ ESKİSİ GİBİ HATIRLASINLAR"

        Hikmet Taşdemir sinemaya yeniden dönmeyi ise düşünmüyor. Titreme rahatsızlığı (Tremor) olan usta oyuncu, "İnsanların beni eski Hikmet Taşdemir olarak hatırlamasını istiyorum. Titreyen bir adamın mafyayı oynaması zaten artık olmaz. Beni tanıyanlar gençliğimle beni ansınlar." diyerek sinema hayatını noktaladığını belirtti.

        15

        Taşdemir'in ağzından kısa kısa dostları...

        Ekrem Bora: Türk sinemasının en güzel adamı...
        Yılmaz Güney: Hocam...
        Kemal Sunal: Ona bir şey söylemek mümkün değil... Bu kadar tanınıyorsam onun sayesinde...