Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Fenerbahçe Anderlecht - Fenerbahçe maçı yazar yorumları - Futbol Haberleri
        1

        UĞUR MELEKE - HÜRRİYET

        Grogi vaziyetteki rakibe vuramadılar

        DÜN Constant Vanden Stock’ta oynanan maçın sonucu değil benim ilgilendiğim. Sonuç her ne olursa olsun, benzer şeyleri kaleme alacaktım. Çünkü dün Brüksel’deki esas beklenti galibiyet değil, Fenerbahçe’de gelişen bir şeyler görmekti. Benim büyük planda Fenerbahçe’de gördüğüm şey gelişim değil. Hatta Cocu ile ilgili soru işaretlerim her geçen gün artıyor.

        1-) Cocu bir süredir takıma 4-4-2 formasyonunu adapte etmeye çalışırken, neden bu maçta 3-5-2’ye döndü anlam veremedim. Anderlecht’in formasyonu üçlü olduğu halde bile feci bir karar bu. Çünkü Reyes’li bu üçlüyle Neustadter-Skrtel’in normalde başarıyla yaptığı alan paylaşımı da hasar görüyor. Ve Bakkali’nin 2 golü gibi berbat boşluklar veriyor takım.

        2

        2-) Fenerbahçe iki tane 1.90’luk santrforla oynamasına ve oyun planını onlara şişirme üzerine kurmasına rağmen golleri de, pozisyonları da topu yere indirdiğinde bulabiliyor! Acaba Cocu, Soldado’yu liste dışında bıraktığına pişman mıdır şu anda?

        3-) Karşınızda genç, coşkulu ama deneyimsiz bir rakip var. Üçlü savunmasının yaş ortalaması 22... Özellikle 2-1’den sonra şaşkınlığı artan bir rakip. Tecrübesiz bir ritm takımı. Fenerbahçe’yse 30’a yakın yaş ortalamasıyla, çok daha fazla deneyimliyle sahada. Ve 2-2’yi harika bir zamanda, 55’te bulmuşsunuz. Hazır rakip grogi vaziyetteyken galibiyeti aramak yerine değişikliklerle vitesi küçültmek de üzücüydü gerçekten.

        4-) Büyük planda bir başka üzücü detay da, Fenerbahçe’de bireysel form durumlarında da bir gelişim olmaması. Harun, Isla, Eljif, Benzia sezona daha yüksek viteste başlayıp, şu anda gerileyen isimlerden birkaçı. Bu bireysel gerilemeler çözülmeden, takımın ileriyle gitmesi zor olacak sanırım.

        3

        Türkiye-Belçika’nın en kritik 15 günü

        UEFA ülkeler sıralamasında halen 10’uncu basamaktayız. Üstümüzdeki Belçika ile aramızda 3.300 puan fark var. Ancak bu 3.300 puanlık farkın sebebi, 2014-15 sezonundaki iyi performansları. Ve bu yılın bitimiyle birlikte artık 2014-15 sezonu dikkate alınmayacak, zira son 5 senelik ölçümün dışında kalacak o sezon.

        O sezonu dikkate almadığınızda, yani son 4 yıl performanslarına baktığınızda ise Belçika’nın 0.300 puan önündeyiz. 2018-19’u onlardan az puan toplayarak bitirmezsek zaten otomatik olarak bir basamak çıkacağız. Hatta bu sezon Ukrayna da bizden fazla puan toplamazsa onlar da altımızda kalacak.

        Belçika ile Türkiye’nin bu kritik sezonunda 3 Avrupa Ligi temsilcimizin üçünün de Belçikalılarla eşleşmesi kaderin garip bir cilvesi. Dün gece iki ülke iki maçını yaptı, 15 gün sonra bunların rövanşları olacak. Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın, hatta Akhisarspor’un da özellikle Belçikalılar’la yapacağımız bu maçlarda ciddi olmaları, bizi kolaylıkla 8’inci basamağa çıkarmaya yetecek.

        4

        Benzia, bir fazlayı denememeli

        FENERBAHÇE’nin az sayıdaki yeteneklisinden biri olan Benzia’nın dönüşü olumlu. Ancak oynamadığı dönemde belli ki özgüveni biraz sarsılmış, hep yapması gerekenden bir fazlasını zorluyor. 45+1’deki temdit frikiğinde önündeki tek oyuncuya topu çarptırması da acemiceydi. Benzia özgüvenini toparlamalı, doğru kararlar verdiği o ilk maçlarına dönmeli.

        Maçın adamı: Michael Frey

        5

        MEHMET DEMİRKOL - FANATİK

        Süper Lig’e hazırlık!

        Mucizelere çok inanan biri değilseniz, güncel şartlarla Fenerbahçe’nin Europa League’i, Süper Lig’e bir hazırlık olarak görmesinin daha mantıklı bir yol olduğunu kabul edersiniz... Bu açıdan bakıldığında 2-0’dan dönmek de, 2 gol atmak da önemli bir kazanım olarak görülebilir. Öte yandan orta sahada bu kadar pas hatasıyla oynayıp hiç bir defansif direnç gösterememenin de üzerinde durmalı.

        6

        Anderlecht’in ilk yarıda 2-3 kez 8-9 Fenerbahçeli’yi geçerek kaleye kadar inebilmesi bir SOS işareti. Fenerbahçe’nin, rakibi sadece kartlık fauller yaparak durdurabilmesi de... Şut kalitesindeki korkunç düşüklük de... Sevinilecek tek şey Frey’in gol atması. 3 net pozisyondan sadece rakibin hediyesini vurabilse de. Benim asıl aklıma takılan şu: Gerkens’in hatasıyla gelen golün ardından 2.’yi de yedikten sonra dağılan rakibe karşı 2 değişiklik lazım mıydı? Slimani ve Benzia ne kadar iyi olmasalar da oyunun ruhunu bozmak doğru muydu?

        7

        Gecenin sorusu?

        Slimani sen misin?

        Maçın starı

        Bakkali... Sahada kalite kokan tek oyuncuydu. Tek başına parladı. Ayağına her top gelişinde ‘bu seviyenin üzerindeyim’ dedi. Devler Ligi seviyesini hak eden tek adamdı. Öte yandan Frey’in de gol attığı bir maçta en azından bir mansiyon alması lazım.

        8

        Maçın olayı

        Hakem kalitesi. Kabakov avantaj ve kart uygulamaları açısından oyunun kalitesinin de altında kaldı. Özellikle avantaj uygulaması. Maçın sonunda Hasan Ali’ye verdiği sarı kartta uyguladığı dışında oyunun akışını hiç okuyamadı.

        Kısa mesaj

        Üçlüleri geçtim. Birbirini iyi anlayan 2 tane ikili bulsa Cocu mesafe kaydedecek.

        9

        ERMAN TOROĞLU - FOTOMAÇ

        İlk kez isyan ettiler!

        Maç 2-0'dan 2-2 olunca herkes şunu diyebilir: Helal olsun arkadaş maçı oradan çevirdiler, mağlup olmadılar. Bir şeyi kaçırıyoruz. Fenerbahçe'nin genel kadrosu kötü değil. Avrupa'da bu seviyelerde normal. Aman aman mı, o da değil. Peki bu Fenerbahçe'nin Anderlecht'e karşı 2-0 geriye düşmesi doğru mu, o da doğru değil. Ama Fenerbahçe'nin başkanından başlayıp teknik direktöre kadar olan kopukluklar takımı bu duruma düşürdü. 2-0'dan sohra Fenerbahçeli futbolcular 2 tane atıyor. Bu iş böyle olmaz deyip isyan ediyorlar. Aslında Fenerbahçeli futbolcuların da Türkiye'de maçlarda bu tarz isyan etmeleri gerekir ama edemediler.

        10

        Buradaki sorun şeytan üçgeninde. Peki şeytan üçgeninin köşelerinde kimler var. Ali Koç, Comoli ve Cocu. Bu şeytan üçgeninin ortasında Fenerbahçe şu ana kadar kayıpları oynadı. HHH Dün akşam eksik kadroya rağmen isyan etmeleri Fenerbahçe'nin daha farklı şeyler yapabileceğini gösteriyor. Direksiyonun başında da Ali Koç olduğuna göre arabayı nasıl kullanır bilemem. Şu ana kadar bazı şeylerde geç bile kaldı. Çünkü bu işin sorumluluğu yüzde yüz ona aittir. Fener bahçe'nin Avrupa'da da Türkiye Ligi'nde de buralarda bu kademelere gelmemesi gerekirdi Dün gece rahat alabilecekleri bir maçı önce yönetimin, sonra Comoli'nin sonra da Cocu'nun idari hataları ile bu duruma getirdiler.

        11

        Bundan sonrası ne olur? Aslında Fenerbahçe'nin Avrupa'da çok fazla bir hedefinin olmaması gerekir. Çünkü önce işini halletmelisin, sonra karşı cepheyi. Ama duyduğum kadarı Fenerbahçe yönetiminden bazılarının savunması şuymuş: Ankaragücü ve Galatasaray'ı yenersek düzlüğe çıkarız. Ne kadar sığ bir düşünce. Eğen önce Ankaragücü sonra da Galatasaray'ı yenerek düzlüğe çıkacaklarını düşünüyorlarsa vah Fenerbahçe'nin haline.

        12

        HUZUR SAĞLANMALI

        F.BAHÇE'NİN ilk hedefi Avrupa olmamalı. Fenerbahçe eksik olmasına rağmen ikinci devrede skora isyan etti. Bu beklenen bir durum değildi. Peki içerideki sorunlar giderilirse ne olur? Yönetimin ilk önce idari konularda sorunları bitirmesi gerekiyor. İçte huzur bulunduktan sonra daha başarılı skorlar gelecektir. Bu böyledir.

        13

        GÜRCAN BİLGİÇ - FOTOMAÇ

        Zor dostum zor

        Oyun "2-0'a nasıl geldi" diye mi dert yanacaksınız, 10 dakikada 2-2'yi yakalayıp, ikinci 45'i kontrollerine aldılar diye sevinecek misiniz? F.Bahçeli oyuncuların gerçekten de işleri çok zor. Bir tarafta yenmeleri gereken "taktik dâhisi" bir teknik adam, diğer taraftan canını dişine takmış rakip ve onunla birlikte ne isterlerse çalan bir hakem. Brüksel'in havasında "grupta avantajlı duruma getirecek skor" olmalıyken, kadronun üstüne ekstra yüklerle binen bir gündem de var.

        14

        Kadronun kalitesi elbette tartışılır. Cocu muhtemelen rakiple orta sahada aynı sayıda olmak için üçlü defansı tercih etti. Yoksa Comolli'nin, "Şu Reyes'i oynat da başımız belaya girmesin" dediğini zannedebilirdik. Ne stoper ama (!)… İkinci Anderlecht golünde rakip şut çekerken arkasını dönüyor. Anlıyorsunuz Porto'nun neden bıraktığını. HHH Neyse; oyuncuların mücadele isteği, maçtan vazgeçmemesi ve sonucu kendi istedikleri gibi yapmak için didinmelerinin altını çizelim. Hasan Ali gol attığı için değil, Fenerbahçe'nin tüm hücum organizasyonlarında topa kendini gösterdiği için de maçın en önemli oyuncusu.

        15

        Frey'in golü ve asisti var. Maçın damgasına sahip aslında. Ama takımın pas tercihlerine giremedi. Kimsenin gözü O'nu aramıyor. Bu performans ile belki bazı şeyleri kanıtlamış olur, en azından takım arkadaşlarından saygı görür. Zagrep'in deplasmanda geriden gelip kazandığı gündü. Bu yüzden İstanbul'a puanla dönmek gruptan çıkmanın anahtarı gibi oldu. Kadıköy'de hesabı görebilirler. "Sıfır" dakika şans verdiği genç orta sahayı, işler kötü giderken şans vermesinden ne anlayacağız. Formsuz Benzia'dan daha verimliydi, ön liberoda Elif'den de daha akıllı.

        16

        ÖMER ÜRÜNDÜL - SABAH

        Cocu’nun hataları sürüyor

        Anderlecht bu sezon değişime uğramış, genç bir kadroya sahip... Maç başladığında kısa sürede gördük ki Anderlechtli futbolcular çabuk, cesur ve kolektif oynamaya çalışıyorlar. Bu tip bir takıma karşı öncelikle geride alan daraltmak şarttı çünkü Fenerbahçe oturmamış kadrosuyla korakor oynayamazdı. Rakip ataklarda doğru taktikle, takım halinde topun arkasına geçerek boşluk bırakmıyorlardı ama Anderlecht çok organize bir golle skor avantajı yakaladı. Hemen arkasından Frey golü kaçırınca işin zorluk derecesi artmıştı.

        17

        Bir de buna ikinci yarı başında yenen ikinci gol eklenince artık yeni bir kabus gecesi başlamak üzereydi. Hiç beklenmedik anda imdada Gerkens yetişti. Santra çevresinde hiç çevre kontrolü yapmadan kaleciye geri pas vermek isterken Frey'e asist yaptı.

        O gol Fenerbahçe'ye bir anda moral depoladı. Genç rakibe de tedirginlik getirdi ve de Hasan Ali ile skor dengelendi.

        Sonra Fenerbahçe tekrar geriyi kapatarak, kontrollü oynayarak skoru korudu.

        Bu beraberlikle Spartak Trnava'nın da evinde Zagreb'e yenilmesiyle Fenerbahçe gruptan çıkmak için avantaj elde etti.

        18

        Gelelim Cocu'ya... Ligdeki kötü gidişe rağmen hala yanlışlarında ısrar ediyor.

        Defalarca vurguladım, dünyada artık çift santrforla maça başlayan takım yok. Artı, uyum süreci yaşıyorum diyor. Önceleri 5'er adam değişik takım tertipleri çıkarıp bu konuda çelişki yaşıyordu. Trnava maçıyla birlikte 3'lü defans fikri ortaya çıktı. Halbuki Fenerbahçe takımı 3'lü defansa alışık bir takım değil. 4'lü defans uygulamasında da Neustadter ile Skrtel bir uyum yakalamıştı.

        Şimdi bunların arasına Reyes'i alarak üçlüye dönmek hiç de akılcı değil. İlk gol de bu üçlünün uyumsuzluğundan kaynaklandı.

        19

        İLKER YAĞCIOĞLU - TAKVİM

        Skordan daha önemlisi!

        TÜRKİYE'de skoru çok sevdiğimiz için skordan başlayalım.

        Deplasmanda 2-0 yenik durumdan maçın 2-2'ye gelmesi ve alınan bir puan son derece değerli ve güzel...

        Ama işin asıl değerli tarafı skordan çok Fenerbahçe'nin ortaya koyduğu direnç ve oyun.

        2-0 bitseydi Fenerbahçe'ye yazık olurdu. Rize maçında ilk golden sonra dağılan zaman zaman birkaç maçta da şahit olduğumuz bu görüntü dün akşam hiç yaşanmadı.

        Ve Fenerbahçeli oyuncular 2-0 yenik durumda dahi maçtan kopmadılar.

        20

        FREY ORTAYA ÇIKTI

        Benim de dahil herkesin eleştirdiği Frey dün akşam ki gibi oynamaya devam ederse hepimiz yazdıklarımızdan pişman olabiliriz.

        Slimani'nin performansı sanki o bölgede bundan sonra Soldado- Frey ikilisini izleyecekmişiz izlenimini bıraktı. Hasan Ali'nin attığı gol ise tek kelimeyle efsaneydi.

        Sonuçta 1 puan ama çok daha önemlisi ortaya konan ruh Fenerbahçe adına son derece sevindirici.

        Bu takım birkaç maç üst üste kazanırsa yükselişe geçer. Ve Sarı-Lacivertli ekip hak ettiği yere gelir.

        21

        MAÇIN EN İYİSİ: FREY

        Hem ortaya koyduğu mücadele ve attığı gol süperdi.

        MAÇIN EN KÖTÜSÜ: GERKENS

        Frey'in golünden önce hatalı pası vardı.

        22

        ENGİN VEREL - AKŞAM

        Ruh var kalite yok

        Comolli, kadro dışı kararlarından sonra, ‘Takım ruhu oturdu” açıklamasıyla bir anlamda, gidenlere kapıyı kapatmıştı. Bu kararın ardından kalanların tek seçeneği vardı. Kendilerini sahada gösterip, ‘Sorun bizde değil, onlarda’ tezini doğrulamak.

        23

        Gerçekten de son 2 maçta Fenerbahçeli oyuncuların olağanüstü bir mücadele azmiyle sahada varını yoğunu ortaya koyduğunu görüyoruz. Çırpınıyorlar… Bu yüzden hiç kimsenin iyi niyetini sorgulamanın doğru bir tavır olmayacağını düşünüyorum. Herkes terinin son damlasına kadar formasının hakkını verme gayretinde… Ancak bir de kalite sorunu var. İsim verip, hedef göstermek doğru olmaz belki ancak benim gördüklerimi herkes görüyor. Bazı oyuncular Fenerbahçe’nin vizyonuna ve misyonuna uygun kalitede değil. Takım oturduğu zaman belki zaman zaman başarılı sonuçlar elde edebilirler ancak buna süreklilik kazandıracak bir kadro yok.

        Öncelikle dün bir kez daha gördük de Fenerbahçe’nin bitirici bir golcüye şiddetle ihtiyacı var. Frey’in harcadığı fırsatlar akıl alır gibi değil. Belçika savunmasının ikramından attığı golden ziyade, kaçırdıkları gözüme battı benim.

        24

        Sivas maçında topu direkten dönen sol bek Hasan Ali her maçta skor üretme misyonunu üstlenmek durumunda kalıyorsa oturup, bu mevzu hakkında uzun uzun düşünmek gerekir.

        Her şeye rağmen 2-0 geriden gelip, eşitliği sağlamak Fenerbahçe’ye ilk hareketi sağlayacak önemli bir rüzgardı. Bazen mücadele, azim ve takım ruhu ‘kalite eksikliğinden kaynaklı sorunları’ minimize edebilir. Ancak baştan da söylediğim gibi süreklilik için aksayan dişlileri onarmak gerek. Fenerbahçe yönetiminin de bunu Ocak ayından önce yapma imkanı yok. Cocu’nun deneme yanılma yöntemiyle aldığı önlemlerin de süreci uzattığını görüyoruz. Bir sezonda bir kaç maç kaybettiği için üzülen Fenerbahçe, şimdi bir kaç maç kazandığı zaman sevinecek durumda. Bu kredinin limitinin çok yüksek olmadığını da herkes bilmeli.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ